Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/1346 E. 2022/661 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/07/2020
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 09.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09.06.2022

Eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkilinin inşaat müteahhitliği yaptığını, davalı şirketin ise asansör yapımıyla iştigal ettiğini, taraflar arasında birçok sözleşme akdedildiğini, sözleşmelerin tamamında iş bedelinin nakit olarak belirlendiğini, ancak daire karşılığı ödendiğini, …asansör işinin de malzeme ve montaj dahil 26 numaralı bağımsız bölümün devri karşılığı davalıya verildiğini, 26 numaralı bağımsız bölümün davalı yetkilisi …’a devredildiğini, davalının işleri güçlükle bitirebildiğini, ekonomik darboğazı aşması için müvekkilinin hatır çekleri verdiğini, 74.000 TL bedelli çekin de hatır çeki olarak verildiğini, buna karşılık aynı tutarlı çek alındığını, hatır çekinin imza karşılığı davalı şirket ortağı …. teslim edildiğini, daire devredilmesine rağmen davalının işi tamamlayamadığını, kalan işleri ….Şirketinin yaptığını, ….Şirketine verilen 15.000 TL tutarlı 3 adet çekin ödenmediğini ve bu şirket tarafından icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin de belirtilen hatır çekine dayanarak 2014/8756 sayılı icra takibini başlatıp haciz yaptığını, müvekkilinin takibe yönelik itirazının icra mahkemesi tarafından usul yönünden incelenerek reddedildiğini, davalı yetkilisi … hakkındaki ceza soruşturmasının devam ettiğini öne sürerek müvekkilinin 2014/8756 sayılı takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitiyle, %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; asansörlerin sözlü siparişler üzerine yapıldığını, iş bedeli olarak daire alınmadığını, iş bedellerinin nakit yahut çek ve senetlerle ödendiğini, müvekkilinin bir kısım senet ve çekleri tahsil edemediğini, icra takibi yaptığını, davacının ibraz ettiği belgelerdeki imzaların müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığını, müvekkiline hatır çekleri verilmediğini, 74.000 TL bedelli çekin de imalat ve montajı yapılan asansör bedeline ilişkin olduğunu, eksik iş bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “Bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarında özetle: taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı, asansör teklif dosyası bulunduğu, işin eser sözleşmesine ilişkin olduğu, taraflar arasında usulünce düzenlenmiş fatura bulunmadığı, asansör teklif dosyasında işin daire karşılığı yapılacağının belirtili olduğu, Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/449 esas sayılı dosyasında 26 nolu bağımsız bölümün asansör işi karşılığı …’a verildiğinin belirtildiği, ancak daire bedelinden artan kısmın nakit ödeneceğinin yazılı olmasına rağmen bu konuda yapılan mutabakat bulunmadığı, davacının ticari defterlerinin incelenmesinde dava dosyasına konu çekin asansör montaj işi için verilmiş olarak kayıt altına alındığı, …’ya ait çeklerin kayıt altına alındığı, 31.12.2013 tarihinde tüm ödemeler düşülünce bakiye 2.970,00 TL davalı alacağı görüldüğü, davacının ticari defterlerini ibrazdan kaçındığı, dava konusu çek nedeni ile davacının borçlu olduğu bildirilmiştir. Davacı Ankara 29. İcra Müdürlüğüne ait 2014/8756 Esas numaralı dosyada takibe konu edilen çekin hatır çeki olarak verildiğini beyan etmiş, davalı çekin iş karşılığı verildiği savunmuştur. Çeklerin hatır çeki olarak verildiği hususunda ispat yükü davacı borçlu üzerindedir. Davacının sunduğu “Protokol” başlıklı 13.12.2013 tarihli belgenin ve tarihsiz belgelerin …. tarafından imzalı olduğu, ancak davalı şirketin 20.04.2010 tarihli kararı ile 10 yıl süre ile …’ın şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığı, şu hâlde …. tarafından imzalı belgelerin davalı şirketi bağlamayacağı, 74.000,00 TL bedelli takibe konu çekin davalının ticari defterlerine asansör montaj işi tahsilatı için kaydedildiği, davacı tarafça bilirkişilere ticari defterlerin ibraz edilmediği anlaşılmakla davacının hatır çeki iddiasını ispat edemediği, davacının kötü niyetinin davalı yanca açıkça ispat edilemediği” gerekçesiyle “Davanın REDDİNE, Kötüniyet tazminatına yönelik taleplerinin REDDİNE,” karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının Ankara 25.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/499 esas sayılı davasındaki müvekkilinden başkaca alacağı kalmadığına dair açık ikrarının dikkate alınmadığı, 13.12.2013 tarihli belgede çekin ticari bir işlem karşılığı değil hatır için verildiği ve müvekkilinin borçlu olmadığının açıkça belirtildiği,11.01.2014 tarihli protokolde davalı şirketin ekonomik dar boğaza girdiği, işin süresinde bitirilemediği, kalan işlerin ….Şirketi adına … tarafından tamamlanacağı ile müvekkili tarafından 3 adet hatır senedi verildiğinin belgelendiği, icra takibinde kısmi ödeme yapılmış gibi takip başlatıldığı, oysa çeke ilişkin hiçbir ödeme yapılmadığı nedenleriyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit talepli olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355. madde uyarınca istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda davacı yüklenici, davalı taşeron olup, davacının yüklenicisi olduğu inşaatlarda asansör yapımına ilişkin eser sözleşmesi akdettikleri çekişmesizdir. Davacı taraf keşide ederek davalıya teslim ettiği ve davalı tarafça icra takibine konulan 74.000 TL bedelli çekin hatır çeki olduğunu öne sürerek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmektedir. İspat yükü davacı yanda olup, hukuki işlemin değeri itibariyle iddiasını ancak kesin kanıtla ispatlayabilir (HMK 200). Davacı tarafın dayandığı belgeler davalı şirketin ortağı …. tarafından imzalanmış ise de; davalı şirketi temsil ve ilzama yetkili kişinin 20.04.2010 tarihinden itibaren 10 yıl süreyle … olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte davacı taraf dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmış olup, mahkemece davacı tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak (HMK 225 vd.) sonucuna göre bir karar vermek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, mahkeme kararının HMK 353/1.a.6 madde gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararına uygun şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-) Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06.07.2020 tarih ve 2014/1098 E-2020/387 K sayılı kararının HMK 353/1.a.6 madde gereğince kaldırılmasına,
3-) Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-) Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-) Davacı tarafından ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 353/1-a madde gereğince KESİN olarak 09.06.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır