Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/1344 E. 2022/593 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2020/1344 – Karar No:2022/593

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1344
KARAR NO : 2022/593
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/07/2020
NUMARASI : 2018/564 E-2020/292 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 26.05.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 26.05.2022

Eser özleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talepli davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkilinin 05.04.2016 tarihli tutanak nedeniyle 15.700 TL, 21.07.2017 tarihli tutanak nedeniyle 60.000 TL ve cari hesap nedeniyle 13.877,46 TL olmak üzere toplam 89.577,46 TL alacaklı olduğunu, başlatılan icra takibinin haksız itiraz sonucu durduğunu öne sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; müvekkilinin … Bankası ile yaptığı sözleşme gereğince yüklenicisi olduğu işin davacıya taşere edilmesi için görüşmeler yaptığını, ancak iş sahibi … Bankası’nın davacı şirketi taşeron olarak kabul etmediğini, müvekkilinin davacı şirket adına hareket eden …’in tavsiyesi üzerine …’i işçi olarak bünyesine almak ve şantiye şefi olarak işin başına atamak suretiyle çözüm yolu bulduğunu, işin yapımı sırasında altyapı sarf malzemeleri ve iş makinelerinin de davacı tarafça temin edildiğini, davacının taşeron olarak iş yapmış gibi haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, 21.07.2017 tarihli tutanak içeriğinin gerçek dışı olduğunu, müvekkili adına şantiye şefi olarak görevlendirilen …’in belgeyi imzaladığını, ancak müvekkilinin yetkilisi olmadığını, belge tarihi itibariyle de müvekkili ile bağlantısının sona erdiğini, 05.04.2016 tarihli tutanağa davacı adına imzalayan …’in davacı şirket yetkilisi olmadığını, 05.04.2016 tarihli tutanağın ödemesinin cari hesap içerisinde gerçekleştirildiğini, ayrıca bu tarihten sonra davacının kestiği 64.472,25 TL ve 37.878 TL tutarlı faturaların da müvekkili tarafından ödendiğini, belirtilen 37.878 TL tutarlı fatura ödendiği halde davacının 2017/16016 sayılı takibi başlattığını, müvekkilinin ödeme dekontuyla itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davacının müvekkilinden alacaklı olmadığının ticari defter kayıtlarıyla belirli olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince;”Mevcut dosya kapsamı ve deliller incelendiğinde; davalı ile davacı arasında Hasankadı (Bartın) Kanalizasyon İnşaatı İşinin gerçekleştirilmesi için 10/07/2015 tarihinde Alt Yüklenici sözleşmesinin imzalandığı, İdare … Bankası tarafından davacı … Mad. Ltd. Şti.’ nin alt yüklenici olarak uygun görülmemesi nedeniyle sözleşmenin uygulanmadığı, dosya kapsamındaki delillere göre İdare … Bankasının yazısına göre davacı tarafın iddia ettiği gibi altyüklenici olmadığı, sadece anılan işte tedarikçi konumunda olduğu, davacının sunduğu … bankası imzalı kesin hesapların sadece işin ataşmanlarını kapsadığı, parasal sayfaların olmadığı, kesin hakediş icmal sayfası olarak koydukları ve kendilerinin imzaladığı sayfadaki rakamların alındığı diğer hakediş iç sayfalarının (fiyat farkı, önceki hakediş tutarı gibi) olmadığı, mevcut olan hakediş iç sayfasının … Bankası imzalı metraj icmaline uymadığı, bu haliyle davacının İdare … Bankası ile hukuki anlamda ilişkisi olmadığı, dava konusu olup icra takibine dayanak yapılan 21/07/2017 tarihli tutanak ile talep edilen 60.000,00 TL alacağın nasıl hesaplandığı belirtilmediğinden ve davalı şirket adına imza atan …’in tutanak tarihinde şirket ile bağının bulunduğunun davacı tarafça ispatlanamadığı, sonuç olarak davacının tutanaklardan ve cari hesaptan iddia ettiği alacağını kanıtlayacak herhangi bir delil sunamadığı, dolayısıyla davalının icra takibine yönelik itirazının haklı olduğu” gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile yaptığı alt yüklenicilik sözleşmesi gereğince ifa ettiği imalat ve verdiği hizmetlerin karşılığı iş bedelini talep ettiği, davalı tarafça akdedilen 10.07.2015 tarihli alt yüklenici sözleşmesinin iş sahibi tarafından kabul edilmediği savunulmuş ise de, bunun üzerine tarafların 10.07.2016/24561 yevmiye numaralı yeni bir eser sözleşmesi akdettikleri ve müvekkilinin edimini ifa ettiği, 21.07.2017 tarihli tutanağın müvekkili temsilcisi … ile davalının şantiye şefi … tarafından düzenlendiği, davalı şirketin …’i 30.07.2015 tarihli vekaletname ile yetkilendirdiği, tutanak tarihi itibariyle vekaletin sona erdiğine ilişkin belge sunamadığı, mahkemece alacağa ilişkin belgeler ve tanık beyanları ile müvekkilinin hukuki dinlenilme hakkının dikkate alınmadığı, iki kişiden teşekkül ettirilmekle bilirkişi kurulunun kanuna aykırı oluşturulduğu, bilirkişilerin görev sınırlarının dışına çıkarak hukuki değerlendirmede bulunduğu, hatalı ve eksik rapor düzenlendiği, sadece muhasebe kayıtları üzerinden inceleme yapıldığı, ihale konusu işin yapılıp yapılmadığının, ne kadarının müvekkili tarafından yapıldığının tespiti gerektiği, 01.06.2020 tarihli raporda müvekkilinin kesin hakedişten 166.176,80 TL alacaklı olduğunun belirlendiği nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355. madde uyarınca istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalı ile dava dışı … Bankası A.Ş. arasında Hasankadı (Bartın) Kanalizasyon İnşaatına ilişkin eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu, bu sözleşme kapsamında yer alan 13 kalem işe ilişkin olarak taraflar arasında 10.07.2015 tarihli sözleşmenin imzalandığı ihtilafsızdır.
Mahkemece … Bankası tarafından davacının taşeron olarak kabul edilmemesi nedeniyle davanın tarafları arasındaki sözleşmenin uygulanmadığı kabul edilmiş ise de; davalı vekilinin cevap dilekçesinde davacı tarafça bildirilen …’in davalı tarafça şantiye şefi olarak atandığı, yine duruşmadaki beyanlardan davacı işçilerinin davalı üzerinden sigortalı olarak gösterildiğinin kabul ve ifade edildiği dikkate alındığında taraflar arasında bir kısım işlere ilişkin imalata yönelik sözleşme bulunduğu anlaşılmış olup, yine davacı tarafça 05.04.2016 ve 21.07.2017 tarihli tutanaklar ile cari hesaba dayalı olarak alacak talep edildiği ancak 21.07.2017 tarihli tutanağı davalı adına imzalayan …’in tutanak tarihi itibariyle yetkili olmadığının savunulduğu ve Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulduğu beyan edilmiştir.
Mahkemece açıklanan nedenlerle taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu kabul edilerek davacı tarafça dayanılan tutanaklar, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma evrakları, davacı tarafça yapıldığı iddia edilen işlere ilişkin delilleri ile idareden bu işlere ilişkin olarak düzenlenen hakediş ve belgeler celbedilerek, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında yapıldığı ispat edilen işler ve bedelleri ile davalı tarafından yapılan ödemeler dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının HMK 353/1-a.6 madde gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararı gereğince yeniden yargılama yapılmak üzere kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-) Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06.07.2020 tarih ve 2018/564 E-2020/292 K sayılı kararının HMK 353/1-a.6 madde gereğince kaldırılmasına,
3-) Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-) Davacı tarafça yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının istek halinde davacıya iadesine,
5-) Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderleri ile ödediği başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 353/1-a madde gereğince KESİN olarak 26.05.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …