Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/1343 E. 2022/594 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2020/1343 – Karar No:2022/594

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1343
KARAR NO : 2022/594
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2020
NUMARASI : 2019/518 E-2020/345 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 26.05.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 26.05.2022

Eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talepli davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; davalının yüklenicisi olduğu iş kapsamındaki gözlem kulesi makaslarının elektrikli kontrol kumandası, kablaj işleri ve elektrik panosu imalatlarının müvekkili tarafından üstlenildiğini, sözleşmeye uygun olarak tamamlandığını, davalının ürünlerin ayıplı olduğunu, testlerde problem yaşandığını öne sürdüğünü, 53.216,82 Euro (343.168,66 TL) için fatura düzenlendiğini, tahsil için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu, müvekkilinin zorunlu arabuluculuk yoluna başvurduğunu, davalının 08.08.2019 tarihinde 268.168,66 TL ödeme yaptığını, takipten önce iş avansı olarak davalının ödediği 75.000 TL için feragat edildiğini, davalının 268.168,66 TL üzerinden tahsil harcı, başvuru harcı ve masrafları, icra vekalet ücreti ve icra inkar tazminatı ödemesi gerektiğini, icra müdürlüğünün güncel dosya hesabı çıkartılması talebine 4.371,58 TL harcın yatırılması halinde karar verilmesine karar verdiğini öne sürerek icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; henüz muaccel olmamakla birlikte müvekkilinin takipten sonra 08.08.2019 tarihinde cari hesapta görünen 268.168,66 TL’yi ödediğini, davacının takip başlatırken takipten önce ödenmiş olan 75.000 TL avans ödemesini dikkate almadığını, daha sonra icra dosyasına 75.000 TL için feragat dilekçesi verdiğini, alacağın likit olmadığını, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, müvekkilinin takip tarihinden sonra, arabuluculuk görüşmesinden önce ödeme yaptığını, davacının tahsil ederken ihtirazi kayıt ileri sürmediğini, feri borçların sona erdiğini, faturaya konu ürünlerin tam ve eksiksiz olarak teslim edilmediğini, imalatın kurulumunun Katar’da yapılarak test edildiğini, sorunların tespit edildiğini, belirttiği e-posta yazışmalar ile tutanaklar ve cevabi ihtarnamesinde davacının eksiklik ve sorunları kabul ettiğini, sorunları gidermek için davacının Katar’a gittiğini, edimini zamanında ifa etmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “Dosya kapsamına alınan 06/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafından davalı aleyhine yapılan 02/08/2019 tarihli ilamsız icra takibine davalının 08/08/2019 tarihinde itiraz ettiği ancak itiraz üzerine davacı tarafından itirazın iptali davası açılmadan önce davalının 268.168,66 TL ödeme yaptığı ve bu ödemenin ihtirazi kayıtla ödenip ödenmediğinin dosyadan anlaşılamadığı, takibe itirazdan sonra yapılan ödemenin itirazdan vazgeçme anlamına geldiği ve bu sebeple de davalının davacıya 12.252,47 TL harç ile 22.040,12 TL vekalet ücreti ödemesi gerekeceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir…Eldeki davada, her na kadar davalı borçlu tarafından yasal süre içerisinde takibe itiraz edilmiş ise de, dava tarihinden önce 08/08/2019 tarihinde ana para borcunun ödendiği anlaşıldığından, takibe dayanak gösterilen fatura konusu mal ve hizmetin teslim edilip edilmediğine ilişkin itiraz ve savunma üzerinde durulmamıştır. Diğer taraftan, itirazın iptali davasında; icra takip tarihi itibariyle tarafların alacaklı ve borçlu sıfatı belirlenir. Bununla birlikte icra takibinden sonra itirazın iptali davasından önce yapılan ödemeler takip konusu borç miktarından mahsup edilir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 100 (818 sayılı B.K’nun 84.)maddesinde, kısmi ödemelerin öncelikle faizden, masraftan yani fer’i alacaklardan mahsup edileceği düzenlenmiştir. Buna göre, davalı borçlunun takip tarihinden sonra ve dava tarihinden önce yaptığı ödemelerin, öncelikle fer’i alacaklardan mahsup edilmesi gerekmektedir. Somut davada, davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğinden sonra borca ve ferilerine itiraz ettiği, akabinde 08/08/2019 tarihinde, 268.168,66 TL bakiye kalan asıl borcu ödediği görülmüştür. Davalı tarafça yapılan iş bu ödemenin TBK’nun 100.maddesi uyarınca öncelikle dosya masrafları ve ferilerden düşülmesi gerektiğinden, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile tespit edilen 12.252,47 TL harç ve 22.040,12 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 34.292,59 TL’nin yapılan ödemeden mahsubu sonucunda, iş bu meblağ tutarında davalının bakiye borcu bulunduğundan, bu tutar üzerinde itirazın iptali ile takibin devamına karar vermek gerekmiş olup, itiraza konu alacağın tespiti yargılamayı gerektirdiğinden ve likit olmadığından, davacının yanın icra inkar tazminatı isteminin reddine…” karar vermek gerektiği gerekçesiyle “Davanın kısmen KABULÜNE, Ankara 24. İcra Müdürlüğünün 2019/10449 E. Sayılı takibe vaki itirazın 34.292,59-TL üzerinden İPTALİNE, takibin 34.292,59-TL üzerinden DEVAMINA, Davacı yanın icra inkar tazminatı isteminin REDDİNE,” karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; itiraz üzerine takip durmuş olduğundan itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunduğu, mahkemece davanın kabulü yerine kısmen kabule karar verilmesinin, alacak likit olduğu halde icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesinin, kısmen kabule karar verilmekle müvekkili lehine az vekalet ücretine hükmedilmesinin, reddedilen tutar üzerinden davalı lehine avukatlık ücretine karar verilmesinin ve kısmen kabul nedeniyle yargılama giderlerinin bir kısmının müvekkili üzerinde bırakılmasının doğru olmadığı, davalı tarafça takipten sonra haricen 268.168,66 TL ödeme yapıldığı halde icra dosyasına ödeme yapılmış ve harcı ödenmiş gibi varsayıma dayalı olarak hukuken geçerli bir ödeme yapıldığının kabul edilemeyeceği nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın takipten önce yapılmış olan 75.000 TL tutarlı avans ödemesini dahi dikkate almadığı, faturaya konu ödemeleri tam ve eksiksiz olarak teslim etmediği, ürünlerin sorunlu olduğunun test sonucu belirlendiği, davacının e posta yazışmaları, tutanaklar ve cevabi ihtarnamesinde sorunların varlığını kabul ettiği ve sorunları gidermek üzere Katar’a gittiği, teslimde gecikme yaşandığı nedenleriyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözlemesinden kaynaklanan itirazın iptali talepli olup, mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne dair karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355. madde uyarınca istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Yargıtay içtihatları gereğince alacaklı tarafından henüz itirazın iptali davası açılmadan borçlunun itiraz ettiği borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkün olup, itiraza konu borç tamamen ödenirse, alacaklının itirazın iptali talepli dava açmakta hukuki yararı kalmaz. İtiraza konu borcun kısmen ödenmesi durumunda ise, itirazdan sonra ödenmiş olan kısım için itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmaz. Kısmi ödeme halinde alacağın takip tarihinden ödemenin yapıldığı tarihe kadar işlemiş olan faiziyle icra masraflarının hesaplanıp, Türk Borçlar Kanunu 100.madde gereğince kısmi ödemenin öncelikle faiz ve masraflara mahsup edilmesi suretiyle bakiye borç miktarının belirlenmesi ve itirazın iptali davasının bakiye borç miktarı üzerinden açılması gerekir (Yargıtay 6.HD, 31.01.2022, 2021/3234, 2022/401).
Somut olayda davacı alt taşeron, davalı taşeron olup, davalının üstlendiği iş kapsamındaki bir kısım imalatın davacıya taşere edildiği çekişmesizdir. Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin davacı tarafça düzenlenen fiyat teklifleri üzerine kurulduğu, imalatın teslim edilmiş olduğu, davacı tarafın 11.07.2019 tarihli ve 53.216,82 Euro tutarlı fatura düzenlediği, bu faturaya dayalı olarak 343.168,66 TL’nin takip tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsili için TBK 100.madde gereğince kısmi ödemelerin öncelikle işlemiş faiz, masraf ve ferilere mahsup edilmesi talebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin tebliği üzerine davalı borçlu tarafından süresinde itiraz edildiği, takibin durduğu, ancak davalı tarafça 08.08.2019 tarihinde 268.168,66 TL haricen ödeme yapıldığı, yine davacı tarafça icra dosyasına 26.08.2019 havale tarihli dilekçe ile takipten önce ödendiği belirtilerek 75.000 TL alacaktan feragat edildiğinin bildirildiği, itirazın iptali talepli bu davada harca esas dava değerinin takip talebinde yazılı 343.168,66 TL asıl alacaktan feragat edilen 75.000 TL’nin indirilmesiyle hesaplandığı anlaşılan 268.168,66 TL olarak gösterildiği, mahkemece ödeme emrine itirazdan sonra 08.08.2019 tarihinde 268.168,66 TL bakiye asıl borcun ödendiği gerekçesiyle bilirkişi tarafından hesaplanan 12.250,47 TL harç ile 22.040,12 TL vekalet ücreti toplamı 34.292,59 TL üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, ödeme emrine itiraz tarihinden sonra 08.08.2019 tarihinde yapılan 268.168,66 TL ödemenin öncelikle takip tarihinden ödeme tarihine kadar belirlenecek faiz ile hesaplanacak icra masraflarına mahsup edilmek suretiyle bakiye asıl alacak miktarının tespit edilmesi, davacının belirlenecek bu bakiye asıl alacak miktarı için itirazın iptali talepli dava açmakta hukuki yararı bulunduğu da gözetilerek, sonucuna göre bir karar vermek gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun bulunmadığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne, mahkeme kararının HMK 353/1-a.6 madde gereğince kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne,
2-) Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih, 2019/518 E-2020/345 K sayılı kararının HMK 353/1-a.6 madde gereğince kaldırılmasına,
3-) Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-) Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-) Davalı tarafından yatırılan 532 TL ve 54,40 TL istinaf karar harçlarının istek halinde kendisine iadesine,
6-) Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve ödenen istinaf başvuru harçlarının ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 353/1-a madde gereğince KESİN olarak 26.05.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip