Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/1327 E. 2022/660 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2020/1327 – Karar No:2022/660
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1327
KARAR NO : 2022/660
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2019
NUMARASI : 2014/1187 E-2019/1024 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 09.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09.06.2022

Eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; tarafların … inşaatı kapsamındaki tüneli işi kazısına ilişkin 03.09.2011 tarihli sözleşmeyi akdettiklerini, müvekkilinin … makinesini temin için 748.607 TL ödediğini, makinenin geri hareket etme özelliği bulunmadığını, birinci etabın bittiği noktada ikinci etabın çapının 3000 mm’den az olması nedeniyle ikinci etabın başladığı noktada tünel içerisinde kaldığını, müvekkilinin bir çok kez uyarmasına rağmen davalı şirketin betonlama işinden vazgeçmediğini, makinenin hidrolik ve motor kısmının sökülerek ayrıldığını, ancak kalıp kısmı ve sehpaların tünel içerisinde kaldığını, 2014/94 D.iş sayılı dosyada delil tespiti yatırıldığını, kalıp ve sehpalar olmadan makinenin hiçbir işe yaramayacağını, makinenin parçalanarak toplanmasının mümkün olmadığını ve sipariş verilerek özel imalat yaptırılması gerektiğinin belirlendiğini öne sürerek müvekkilinde bulunan makineye ait hidrolik ve motor kısımların davalı şirkete teslimi ile makinenin ikame bedeli 400.000 TL’nin faiziyle tahsiline karar verilmesini dava etmiştir.
Davalı vekili özetle; belirsiz alacak davası açılamayacağını, davalının dayandığı tek delil olan delil tespit raporunun hatalı bilgi ve çelişkilerle dolu olduğunu, tünelin birinci ve ikinci etaplarının dahi hatalı belirlendiğini, davacının tünel birleşim yerlerini tutturamadığını, belirtilen kalıp ve sehpanın tünele hiç girmediğini, tünel içerisinde kalıp ve sehpa gibi su akışına engel oluşturabilecek nesne bırakılmasının da mümkün olmadığını, sözleşmenin 18.maddesine göre …’nin sözleşmenin eki olduğunu, davanın BİGŞ 53.maddede öngörülen 6 aylık hak düşürücü süre geçirilerek açıldığını, davacının hakediş ve tutanaklarda ihtirazi kayıtta bulunmadığını, tünel yapımına yükleme havuzu tarafından başlanıp, regülatör yönünden yaklaşık 1100 metre tünel açıldığını, çökeltim havuzundan itibaren 141 metre segmentli tünel yapıldığını, iki tünel arasının özel makineler ile kazılacağını, davacının başlangıçtan beri tünel inşaatında kazı işlerini alt yüklenici olarak yürüttüğünü, işin fiziksel durumunun bilinmediğine yönelik açıklamaların doğru olmadığını, sözleşmenin 10.maddesinde de işin fiziki durumunun açıkça belirtildiğini, dava dilekçesinde ikince etap olarak tanımlanan kısmın aslında birinci etap olduğunu, 20.05.2009 tarihinde yüklenici olan …Şirketi ile taşeron …Şirketi arasında işin anahtar teslim yapımına ilişkin sözleşme akdedildiğini, … Şirketinin de kazı işini davacıya taşere ettiğini, davacının bu işi 30.04.2010 tarihinde tamamladığını, işin fiziki koşullarının kontrol edilmesi ve yapıma ilişkin yöntemin seçiminin davacının sorumluluğunda olduğunu, tünelde genişliğin sabit olmasının mümkün bulunmadığını, bazı bölümlerde çapın 3000 mm’nin üzerine çıktığını, bazı bölümlerde ise 3000 mm altına düştüğünü, 4.madde gereğince makine ve aparatların davacı tarafından temin edileceğini, savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “Taraflar arasında imzalanan 03.09.2011 tarihli ” … Segmentli Tünel Yapım Birim Fiyat Esaslı Anahtar Teslimi Yüklenici Sözleşmesi” uyarınca, davacı yüklenicinin davalı tarafa ait … İli …ziz İlçesi … Beldesinde kurulacak olan … tesisinde daha önce yükleme havuzundan çökeltim havuzu yönüne doğru konvensiyonel yöntemle açılarak betonlanmış 1100 mt uzunluğundaki tünel ile çökeltim havuzu yönüne açılmış 141 mt uzunluğunda betonarme segmentli tünel arasında kalan iletim yapısının özel kazı makinaları ile kazılarak segment yerleştirilmek suretiyle tünel yapma işini üstlendiği, sözleşmenin 3. maddesinde İşin 674 mt uzunluğunda iletim tünelinin her türlü işçilik, makine, alt edevat dahil olmak üzere tünel açma makinası ile kazılması ve önceden hazırlanan segmentlerin yerleştirilmesi işlerini kapsadığı, sözleşmenin 10. Maddesinde; yüklenicinin sözleşme konusu işler ile ilgili tüm mevcut belgeleri incelendiği, arazi, ulaşım, çevre vb. koşullar ile işin yürütülmesi için gereken malzemeler, çalışma koşullan, vb. konularda haberi ve bilgisinin olduğunu kabul ettiği, konvensiyonel yöntemle açılan 1100 mt uzunluğundaki tünelin betonlanmış olduğunun 31.03.2011 tarihinde belli olduğu, tünel açma makinesinin 2012 yılı 4. ayında tünel kazma işinde kullanılmaya başlandığı, davacının kazı işinde kullandığı tünel açma makinesinin sadece ileri yönde hareket ettiği, tünelin önceden betonlanmış 1. Etabındaki kısmının dar olması nedeniyle makineyi bir bütün olarak çıkarmanın mümkün olmadığı, sökülemeyen parçalarının tünel içinde kaldığı, yüklenici …’nın üstlendiği iş ile alakalı olarak geçmişte yapılan tünel kazılarında yer alması, çevresel koşullardan haberdar olması, tünel kazısında gerekli tünel açma makinesinin seçimi konusunda irade sahibi olması sebepleriyle iş için gerekli uygun çalışma koşullarının ve uygulamada gerekli teknik şartların kontrolü, takibi ve denetiminden sorumlu olduğu, çalışma yaptığı tünelde çevresel koşullara göre söz konusu makinenin işin bitiminde tünelden nasıl çıkarılacağı hususunda gerekli teknik çalışmaları yapmaması sebebiyle dava konusu iş makinesinin tünel içinde kalmasında kusurlu olduğu, davalı tarafın kusurunun bulunmadığı, iş makinesinin tünel içinde kalmasından kaynaklanan davacı zararından kusuru olmayan davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; işin sözleşmenin 2.maddesinde tanımlandığı, açıkça belirtildiği üzere sözleşme tarihi itibariyle konvansiyonel yöntemle açılmış 1100 metre tünel kazısının mevcut olduğu, bu tünele ilişkin dava dışı … ve … şirketleri arasında akdedilen sözleşmenin 3.maddesinde işin fiziki tanımının 16,28 m² ödeme hatlı (4×4,5 m modifiye at nalı kesitli) ve beton kalınlığının 35 cm olarak belirlendiği, buna göre tünelin her halükarda 3.65×415 metre genişlikte olması gerektiği ve bu durumda makinenin rahatlıkla tünelden çıkacağı, ancak bazı bölümlerde çapın 3000 mm’nin altına düştüğü ve bu durumun davalı tarafça da kabul edildiği, müvekkilinin 1100 metrelik tüneli en az 3,65×4,15 m genişlikte olacağı öngörüsüyle makineyi tünele soktuğu nedenleriyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat talepli olup mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355. madde uyarınca istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 madde gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 madde gereğince esastan reddine,

2-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,

3-) İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 361. madde gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 09.06.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …