Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/1325 E. 2022/781 K. 01.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2020/1325 – Karar No:2022/781
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1325
KARAR NO : 2022/781
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/10/2020
NUMARASI : 2018/281 E-2020/623 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 01/07/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/07/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; davalının Bağlıca … ada … parselde yer alan inşaatına, müvekkilinin 7 durak tam otomatik 630 kg insan asansörünün malzemeli olarak monte edildiğini, müvekkili tarafından 47.200,00 TL fatura edildiğini, bu bedelin 37.000,00 TL’sinin davalı tarafından müvekkiline ödendiğini, ancak bakiye olarak kalan 10.200,00 TL’nin davalı tarafından ödenmediğini,10.200,00 TL bakiye bedel için davalı hakkında Ankara 10. İcra Müdürlüğü’nün, 2014/18295 Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibine geçildiğini, borçlu borcunu ödemek yerine hakkında yapılan takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının borca itirazında ticari ilişkiyi inkâr etmediğini, ancak eksik işler olduğunu iddia ederek borca itirazda bulunduğunu, borçlunun itirazının haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, takip dayanağı faturada yazılı mal ve hizmetin davalıya teslim edilmiş olup, ticari deftere işlendiğini belirterek; borçlunun Ankara 10. İcra Müdürlüğü 2014/18295 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptalini, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere inkar tazminatı takdirini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacı şirket ile müvekkili şirket arasında, iki tarafın edimlerinin açıkça belirlendiği 10/09/2012 tarihli sözleşmenin imzalandığını, imzalanan iş bu sözleşmenin eki olan 03/09/2012 tarihli teklif sözleşmesinin de tarafların mutabık kaldığı bir ön sözleşme olduğunu, sözleşmeye göre davacı tarafın teknik şartnamede belirtilen özellikteki asansörü, müvekkiline ait binaya süresinde monte edeceğini ve karşılığında müvekkili şirketten ödemesini alacağını, yapılacak olan ödemenin, sözleşmenin 3. Maddesinde ayrıca ve açıkça belirlenmiş olduğunu, ödemenin şarta bağlandığını, ancak davacı tarafın sözleşme gereği edimlerini süresinde yerine getirmediğini; sözleşmenin 4. maddesine göre sözleşme konusu işin 10/12/2012 tarihinde eksiksiz ve yazılı olarak müvekkiline teslim edilmesi gerekirken, bugüne kadar herhangi bir teslim işleminin gerçekleşmediğini, sözleşmenin 6. maddesine göre, davacının şartnamede yazılı malzemeleri kullanacağını kabul ettiğini, ancak müvekkili şirket tarafından … Asansör Kuruluna hazırlattırılan raporda, davacının sözleşmeye aykırı davranarak kullanması gereken malzemeleri kullanmadığının tespit edildiğini, müvekkili tarafından … Makine Mühendisleri Odasına yaptırılan tespitte, hem sözleşmeye aykırılıklar, hem de asansör güvenliğine aykırılıklar tespit edildiğini ve her bir tespitin açıkça rapor edildiğini, davacının sözleşmeye aykırılık hallerinin tamamının, müvekkili tarafından hem yazılı hem de sözlü olarak kendilerine iletildiğini, tüm bu iletilere rağmen sözleşmenin gereğini yerine getirmeyerek davacının temerrüde düştüğünü, bu nedenle davacının müvekkili şirketten hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece ilk olarak 02/06/2017 tarih ve 2014/1205 Esas-2017/353 Karar sayılı kararı ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. İş bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerinde Dairemizin 08/03/2018 tarih ve 2018/270 Esas-2018/198 Karar sayılı kararı ile HMK’nın 353/1-a.5 maddesi uyarınca mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın yeniden görülmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Bu karardan sonra dava mahkemenin yukarıdaki esasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Dairemizin kaldırma kararından sonra yapılan yargılamada Mahkemece; taraflar arasında 10/09/2012 tarihli asansör yapım sözleşmesi imzalandığı, süresinde teslimat yapılmayacağının anlaşılması üzerine, davalı tarafça 21/01/2013 tarihli ihtar ile “Sözleşme gereği 10/09/2012 tarihinden sonra 90 gün içinde asansör imalat ve montajının tamamlanarak teslim edilmesi gerektiği, 17/01/2013 tarihinde yapılan bildirime cevap verilmediği, 25/01/2013 tarihi saat 17:00’a kadar asansörün tam ve eksiksiz olarak teslim edilmesi gerektiği, aksi halde sözleşmenin feshedileceğinin” bildirildiği, davacının ise 23/01/2013 tarihli yazısı ile motor ve kumanda panosundan ibaret olan malzemelerin imalatçı firmadan temini ile 26/01/2013 tarihinde şantiyede olacağı, imalat ve montaj işleri için 28/02/2013 tarihine kadar ek süre talep edildiği, davacı tarafça yapılan teslim üzerine davalı tarafça … Makine Mühendisleri Odası’na hazırlattırılan 14/02/2014 tarihli Asansör Teknik Kontrol Belgesi ile 8 kalemdeki eksikliklerin sözleşmeye uygun olmadığının tespit ettirildiği, davacı tarafça da eksikliklerin yetkili kuruluş olan … firmasına 25/02/2014 tarihli Asansör Yıllık Kontrol Raporu’nda, 17 kalem uygunsuzluk olarak tespit ettirilmiş olduğu, davacı tarafça eksikliklerin giderildiği bu durumun 14/03/2014 tarihinde … firması tarafından tanzim edilen 2. rapor (asansörün eksikliklerin giderildiği ve kullanılmasının uygun olduğu) ile de belirlendiği, takiben … Belediye Başkanlığı tarafından da 24/03/2014 tarihinde asansör tescil belgesi verildiği, asansörün montajının yapıldığı inşaatın yapı kullanma izin belgesinin de 23/07/2014 tarihinde alındığı, davalı tarafça sözleşmenin fesih hakkının kullanıldığı, asansörlerin davacı namına … firmasına yada bir başkasına yaptırıldığı iddiasına rağmen bu yönde ihtarname veya belge ibraz edilemediği, davalı tarafça bu süreçten sonra yapılmış bir ayıp ihbarının da ispat edilemediği, bu kapsamda imalatların davacı tarafça yapıldığının aksinin ispat edilemediği, davacının faturalandırılmış bakiye 10.200,00 TL alacağının bulunduğu, davacının davalıyı takipten önce fatura alacağına ilişkin temerrüde düşürmemiş olması nedeniyle faiz alacağı yönünden, ayıpların giderilip giderilmediği hususunda davalının kötü niyetli olmaması nedeniyle icra inkar tazminatı yönünden taleplerin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; davacının davasının kısmen kabulüne, davalının Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2014/18295 takip sayılı dosyasındaki itirazının kısmen iptaline, takibin 10.200,00 TL asıl alacak üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte devamına, bakiye talebin reddine, şartları oluşmayan icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf başvurusunda; davacının sözleşmede kararlaştırılan sürede asansör imalat ve montaj işlerini tamamlamadığını, müvekkilinin 22/01/2013 tarihinde davacıya gönderdiği yazı ile 25/01/2013 günü saat 17.00’ye kadar işin bitirilmesini, aksi takdirde sözleşmenin feshedileceğini ihtar ettiğini, davacının ise 23/01/2013 tarihli cevabi yazısında 28/02/2013 tarihine kadar ek süre istediğini, ancak müvekkilinin bu süreyi vermediğini, kendisinin vermiş olduğu sürede ifanın gerçekleşmemesi üzerine de sözleşmeyi feshettiğini, bu hali ile sözleşmenin 25/01/2013 tarihinde feshedildiğini, müvekkilinin davacının 23/01/2013 tarihli yazısına cevap vermemesinin, ek süre talebinin kabulü olarak değerlendirilemeyeceğini, sözleşmeyi fesheden müvekkilinin 14/02/2014 tarihinde … Makine Mühendisleri Odasına denetim yaptırarak, asansördeki 8 maddenin uygun olmadığını tespit ettirdiğini, yine yetkili … firmasının 25/02/2014 tarihinde yaptığı tespitte de 17 kalem uygunsuzluk tespit edildiğini, bu tespit raporlarının, davacıya verilen süre sonu olan 25/01/2013 gününe kadar davacının ifasını tamamlamadığını ispatladığını, bunun üzerine müvekkilince dava dışı … firmasıyla anlaşılarak asansördeki eksikliklerin giderildiğini ve … firmasının 14/03/2014 tarihinde yaptığı denetim sonucu asansörün uygun olduğunun tespit edildiğini, asansörün eksikliklerini davacı firma gidermediği için, 10.200 TL’lik bedeli talep etme hakkı olmadığını, mahkemenin, asansörlerin davacı namına … firmasına ya da bir başkasına yaptırıldığı iddiasının ispat edilemediği gerekçesinin hatalı olduğunu, zira … ve … raporlarında tespit tarihi itibariyle asansörün … firması tarafından tamamlandığının belirlendiğini, mahkemenin gerekçesinin dosya kapsamına ters düştüğünü, dava konusu asansörün eksiklerini müvekkilinin dava dışı … firmasına tamamlatmış olup, davacı yanın tam olarak yapıp teslim etmediği asansörün bütün bedelini talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının, verilen süre içinde de işi bitirememesi nedeniyle müvekkilinin fesihte haklı olduğunu, eksik işe rağmen, işin bütün ücretinin talep edilmesinin de haksız olduğunu, alınan bilirkişi raporlarının hükme esas alınmaya elverişli olmadığını, bilirkişi heyetlerince, davacının eksik bıraktığı işler ve gerçekleşen gecikme nazara alınarak sözleşme bedelinden bir indirim yapılarak davacının hak edeceği bedelin belirlenerek, buna göre müvekkilinin borcu olup olmadığının saptanması gerektiğini, ancak bilirkişilerin uyuşmazlığın toplandığı noktayı doğru belirleyemeyip, işin ne kadarının yapılıp ne kadarının yapılmadığını tespit etmediklerini belirterek; istinaf taleplerinin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 10/09/2012 tarihli “Asansör İmalat ve Montaj Sözleşmesi” niteliği itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu ve özellikle … ve … tarafından eksikler tespit edildikten sonra, bu eksiklerin dava dışı 3.bir firmaya tamamlatıldığının davalı tarafça yasal deliller ile ispat edilemediğinin anlaşılmasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 696,76 TL istinaf karar harcından peşin alınan 174,19 TL’nin mahsubu ile bakiye 522,57‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 362/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 01/07/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …