Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/1305 E. 2021/799 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

DAVACI…..
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 29/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/09/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında, Dairemizce verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi sonucunda Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesi’nce bozulması üzerine dosya Dairemizin yukarıdaki esasına kayıt edilmekle yapılan duruşmalı yargılama sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; davalının …’tan aldığı … doğalgaz dağıtım hattı işi ile ilgili olarak yanlar arasında 25/05/2005 tarihinde taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, işin devamı sırasında geçerli bir sebep olmaksızın işin ifasında gecikildiğinden bahisle ve sözleşme süresi dolmadan sözleşmenin davalı yanca Ankara 9. Noterliği’nin 28/07/2006 tarih ve … yevmiyeli ihtarnamesi ile haksız olarak feshedildiğini, davacı müvekkilinin son hakediş itibariyle ana sözleşmeye ilişkin işin %87,87’sini bitirmiş olduğunu, bu hususun Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyasında alınan 03/02/2010 tarihli bilirkişi raporu ile de ispatlandığını, aynı dosyada davalının taleplerinin yerinde görülmeyerek fesihte haklı olmadığına karar verildiğini, davalının haksız feshi nedeniyle müvekkilinin iş bu dava konusu alacaklarını alamadığını belirterek; haksız nakde çevrilen teminat mektubu bedeli 145.000,00 TL’nin tahsil tarihi olan 04/10/2006 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini, haksız nakde çevrilen teminat mektubu nedeniyle bankaya ödenmek zorunda kalınan 22.290,58 TL’nin 01/01/2008 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini, sözleşme uyarınca hakedişlerden kesilen ve iade edilmeyen % 5 nakdi teminat olan 94.078,00 USD’nin 04/04/2007 tarihinden itibaren bankalarca dövize uygulanan en yüksek oranda faizi ile birlikte tahsilini, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmüş olan … Karar sayılı dosyada 10/03/2010 tarihli bilirkişi raporu ile tespit edilen ve müvekkilinin iş bu sözleşmeden doğan ve davalıdan alacaklı göründüğü 77.104,85 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile tahsilini, taraflar arasında yapılan son hakkedişten sonra müvekkili tarafından yapılan ancak bedelini alamadığı imalatlar yönünden 57.519,00 USD+KDV’nin 04/04/2007 tarihinden itibaren bankalarca dövize uygulanan en yüksek oranda faizi ile birlikte tahsilini, müvekkilinin kâr kaybı yönünden şimdilik 20.000,00 USD’nin dava tarihinden itibaren bankalarca dövize uygulanan en yüksek oranda faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, 25/05/2005 tarihinde işin bir kısmı için davacıya yer teslimi yapıldığını, işin yapımı sırasında …’ın işin öngörülenden çok daha yavaş ilerlediğini müvekkiline rapor etmesi üzerine davacının uyarıldığını, ihtarname ile mehil verildiğini, sonuç alınamaması üzerine de sözleşmenin 10. ve 23. maddeleri uyarınca sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini, Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasının temyiz edildiğini, henüz kesinleşmediğini, sözleşmenin haklı nedenle feshedilerek teminat mektubunun sözleşmeye uygun olarak irat kaydedildiğini, davacının teminat mektubu için faiz ödediği iddiasını ispat etmesi gerektiğini, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde davacı tarafından açılan davanın menfi tespit davası olup, davacının alacaklarına dair bir tespit yapılmasının mümkün olmadığını, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin…. İş sayılı dosyasında tek yanlı olarak yaptırılan tespiti kabul etmediklerini, davacının yaptığı işlerle ilgili hakediş bedellerinin ödendiğini, sözleşmenin müvekkili tarafından haklı olarak feshedilmesi nedeniyle davacının kâr kaybına yönelik talebini de kabul etmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın eser (taşeronluk) sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle alacak ve tazminat isteklerine ilişkin olduğu, Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin….. Esas sayılı dosyasının tetkikinden; bu dosyanın davalısının sözleşmeyi feshinin haklı olmadığı tespit edilerek uğradığını iddia ettiği zarara ilişkin tazminat isteğinin reddedildiği, kararın Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nce onanmak suretiyle kesinleştiği, söz konusu kararın, sözleşmenin davalı tarafından feshinin haklı olup olmadığı yönünden taraflar için kesin hüküm teşkil ettiği, bu bakımdan yanlar arasındaki sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğinin mahkemece de kabul edildiği, davalının sözleşmeyi haksız olarak feshetmesinin yanlar açısından doğurduğu sonuçların ne olması gerektiğinin bilirkişi kurulundan alınan rapor ve ek raporlarla değerlendirildiği, bilirkişi kurulunun hazırladığı son ek raporun, delil durumuna uygun, gerekçeli ve tatminkar bulunduğu bu rapora göre davacının işbu dava kapsamındaki alacağının 112.437,12 TL olduğu, dava tarihinden itibaren bu tutara avans faizi isteyebileceği, ayrıca; davacının bu tutar alacağının üstünde 145.000,00 TL teminat mektubu nakde çevrildiğinden nakde çevrilme tarihinden itibaren dava tarihine kadar 122.097,34 TL faiz alacağının da tahakkuk ettiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 112.437,12 TL asıl alacak ve 122.097,34 TL faiz alacağının davalıdan tahsiline, 112.437,12 TL asıl alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/01/2017 tarih ve…..Karar sayılı kararının davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Dairemizce yapılan duruşmalı inceleme sonucunda 11/12/2019 tarih ve … Karar sayılı ilamı ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına , davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, Dairemizce verilen kararının davacı vekilince temyizi üzerine Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesi’nin 21/10/2020 gün ve …..Karar sayılı bozma ilamı ile; “Mahkemece alınan asıl ve ek bilirkişi raporlarında davacının 145.000,00 TL haksız olarak nakde çevrilen teminat mektubu alacağı, 22.290,58 TL davacının teminat mektubu için bankalara ödediği faiz, 18.834,04 TL bakiye hakediş alacağı, 44.560,38 USD son hakedişle fesih tarihi arasında gerçekleştirilen imalat bedeli alacakları bulunduğu, buna karşın taraflarca tanzim edilen son hakediş olan 9 nolu hakedişte yapılan hata sonucu davalının davacıya 90.099,90 USD fazla ödemesi bulunduğundan davacının toplam alacağının 112.437,12 TL olduğu ve bu alacağın teminat mektubunun nakte çevrildiği tarihten dava tarihine kadar işlemiş faizinin 122.097,34 TL olduğu belirlenmiş ve dava davanın kısmen kabulüyle “112.437,12 TL asıl alacak ve 122.097,34 TL faiz alacağının davalıdan tahsiline, 112.437,12 TL asıl alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin isteğin reddine” karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Başvuruyu duruşmalı olarak inceleyen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesince, davacının ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporuna itirazlarının karşılanması amacıyla dosya yeni oluşturulan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, alınan raporda taraf defterlerine göre davacının nakdi ve mektup teminat kesintileri dahil bakiye iş bedeli alacağının 187.012,05 TL, 9 nolu hakedişle fesih tarihi arasında yapılan imalatların bedeli 44.560,38 USD, kar kaybı alacağının 15.073,66 USD olduğu, davacıya 129.584,18 USD fazla ödeme yapıldığı belirtilmiş, fazla ödeme konusunda yerel mahkemece verilen karar davalı yanca kesinleşmediğinden 90.099,90 USD fazla ödeme tutarının davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu, dava dilekçesinde teminat mektubu tutarının nakde çevrildiği tarihten dava tarihine kadar işlemiş faizinin harcı yatırılarak talep edilmemiş olması nedeniyle talep aşılarak 122.097,12 TL faizin hüküm altına alınmasının kamu düzenine aykırı olduğu belirtilmek suretiyle davacının istinaf başvurusu kabul edilmiş, ilk derece mahkemesi kaldırılıp 137.715,25 TL alacağın temerrüt tarihi olan 07.04.2007 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi Dairesinin bu kararı da davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı ve davalı arasındaki akdi ilişkinin fesihle sonuçlanması nedeniyle bilirkişilerce tasfiye kesin hesabının çıkarılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bununla birlikte, fesih tarihinden önce tarafların müştereken düzenledikleri ve 30.04.2006 tarihine kadar gerçekleştirilen imalatları kapsayan 10.07.2006 onay tarihli 9 Nolu Hakedişte davacının 89.600 metretül iş gerçekleştirdiği, birim fiyatın 21,00 USD olduğunun belirtildiği, buna göre kesintiler sonrası davacıya yapılacak ödeme tutarı gösterildiği halde ilk derece mahkemesine sunulan bilirkişi raporunda davalının dava dışı iş sahibi …’la düzenlediği (tarafların 9 nolu hakedişine tekabül eden) 10 nolu hakediş ve 12 nolu hakedişler değerlendirilmek suretiyle davacı taşeronun 9 nolu hakedişte belirlenen miktarda iş yapmadığı, 90.099,90 USD fazla ödemeye sebep olunduğu kanaatinin sunulması, istinaf incelemesi sırasında hazırlanan raporda da benzer bir yöntemle hesaplama yapılarak 9 nolu hakedişte davacıya 129.584,18 USD fazla alacak tahakkuk ettirildiğinin ifade edilmesi, bu raporların sonucunda da Bölge Adliye Mahkemesince, davalı tarafın cevap dilekçesinde hatalı olduğu yolunda itiraz sunmadığı taraflarca imzalanmış 9 nolu hakedişe itibar edilmeyip fazla ödeme yapıldığına dair bilirkişi görüşlerine itibar edildiği hususunda yeterli bir gerekçe gösterilmeksizin davacıya fazla ödeme yapıldığı kabul edilerek ilk derece mahkemesi kararında oluşan usuli kazanılmış hakka göre davacı alacağı hesaplanarak yeni bir hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Bu nedenlerle ilk derece mahkemesine sunulan bilirkişi raporuyla istinaf incelemesi sırasında sunulan raporlar arasında fark bulunduğu, davacı tarafça raporlara gerekçeli olarak itiraz edildiği göz önünde bulundurularak bölge adliye mahkemesince yeniden oluşturulacak konusunda uzman bilirkişiler kurulundan, dosyadaki mevcut delil, hakediş, tutanak ve belgelere göre, taraf defterleri de ibraz ettirilip incelenmek suretiyle taraflar arasındaki sözleşme fesihle sonlandırıldığından tasfiye kesin hesabı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp çelişki giderildikten sonra kararı sadece davacının temyiz ettiği göz önünde bulundurularak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması uygun bulunmuştur.” Dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamı taraf vekillerine tebliğ edilmiş, bozma ilamına karşı diyecekleri sorularak Dairemizce usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Dairemizin 10/03/2021 tarihli celsesinde verilen ara kararı ile Yargıtay bozma ilamı ve taraf itiraz ve beyanları değerlendirilmek suretiyle re’sen seçilecek 1 inşaat mühendisi, 1 mali müşavir ve 1 sözleşme hukukunda anlayan uzman bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetine tevdi ile bilirkişi raporu alınmasına, her bir bilirkişi için 1.500,00’er TL ücret takdirine, bilirkişi ücretinin iki hafta içinde davacı tarafça yatırılmasına karar verilmiştir. Dairemizin 23/06/2021 tarihli celsesinde davacı vekili alınan beyanında, müvekkilinin talep edilen bilirkişi ücretini yatırmayacağının beyan ettiğini, Dairemizce takdir edilen bilirkişi ücretlerini yatırmayacaklarını, mevcut duruma göre davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir. Davacı vekilinin beyanı dikkate alınarak, Dairemizce bilirkişi ücretinin yatırılması için ayrıca kesin süre verilmemiş, HMK’nın 324.maddesi uyarınca davacının Yargıtay bozma ilamında belirtilen bilirkişi incelemesi delilinden vazgeçmiş olduğu kabul edilmiştir.
Dosya kapsamı ve Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesi’nin uyulmasına karar verilen bozma ilamı birlikte değerlendirildiğinde, Dairemizce bozma öncesi yapılan yargılama sonucunda, davacının teminat ödemeleri de dahil olmak üzere alacağının 187.012,05 TL, 9 nolu son hakedişten sonra yapılan imalatlar nedeniyle iş bedeli alacağının 44.560,38 USD, kâr mahrumiyeti alacağının ise 15.073,66 USD olduğu tespit edilmiş, USD olarak bulunan alacak kalemleri, dava tarihindeki ….. döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına çevrilerek toplam alacak miktarı 283.505,89 TL olarak belirlenmiş, bu alacak miktarından fazla ödeme olduğu kabul edilen 90.099,90 USD’nin mahsup edilmesinden sonra davanın kısmen kabulüne, 137.715,25 TL alacağın avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince temyiz başvurusunda bulunulduğu, Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesince yukarıda belirtilen gerekçelerle Dairemiz kararının bozulmasına karar verildiği, bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi raporu alınmak üzere davacı tarafa süre verildiği, verilen süreden sonra yapılan duruşmada, davacı vekilinin takdir edilen bilirkişi ücretinin yatırılmayacağını beyan ettiği, bu durumda HMK’nın 324.maddesi kapsamında dosyada mevcut delil durumuna göre karar verilmesi gerektiği, bozma ilamından sonra yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılamadığından, Dairemizin bozma öncesi karar gerekçesinde de bir değişiklik olmadığı, bununla birlikte Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamında; fesih tarihinden önce tarafların müştereken düzenledikleri ve 30/04/2006 tarihine kadar gerçekleştirilen imalatları kapsayan 10/07/2006 onay tarihli 9 Nolu Hakedişte davacının 89.600 metretül iş gerçekleştirdiği, birim fiyatın 21,00 USD olduğunun belirtildiği, buna göre kesintiler sonrası davacıya yapılacak ödeme tutarı gösterildiği halde dava dışı iş sahibi …’la davalının düzenlediği (tarafların 9 nolu hakedişine tekabül eden) 10 nolu hakediş ve 12 nolu hakedişler değerlendirilmek suretiyle davacı taşeronun 9 nolu hakedişte belirlenen miktarda iş yapmadığı, 90.099,90 USD fazla ödemeye sebep olunduğu kabulünün doğru olmadığının belirtildiği, Dairemizce bozma ilamına uyulmuş olmakla, kabul edilecek alacak miktarından 90.099,90 USD’nin fazla ödeme olarak mahsup edilemeyeceği, bu durumda davacının talep edebileceği alacak miktarının Dairemizin bozma öncesi vermiş olduğu kararda mahsuptan önceki alacak miktarı olarak kabul edilen 283.505,89 TL olması gerektiği kanaatine varılmakla, davanın kısmen kabulüne 283.505,89 TL’nin 04/04/2007 temerrüt tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
283.505,89 TL’nin 04/04/2007 temerrüt tarihinden değişen oranlarda avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 19.366,28 TL harcın peşin alınan 7.741,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 11.625,18 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 7.741,10 TL peşin karar harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davada kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 28.295,41 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davada reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 25.094,50 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 18,40 TL başvurma harcı, 85,70 istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 211,5‬0‬ TL dosya posta masrafı, 101‬,00 TL tebligat masrafı, 8.100‬,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 8.516,60 TL yargılama giderinden davadaki kabul oranına (%54,38) göre hesaplanan 4.631,32 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 29/09/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır