Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/1258 E. 2022/946 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2020/1258 – Karar No:2022/946
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1258
KARAR NO : 2022/946
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/09/2020
NUMARASI : 2016/622 E-2020/363 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
İHBAR OLUNAN :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 05/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/10/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince ve ihbar olunan vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; davalı yan ile müvekkili arasında, Domaniç- İnegöl devlet yolu km. 10+080+10+250 arasında meydana gelen heyelana ait fore kazık imalat iş konulu sözleşme akdedildiğini, davacı yanın sözleşme gereği tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, bahsi geçen sözleşmenin 10.maddesi gereğince davalı yan işverenin yüklenilen işin karşılığı olarak 294 adet fore kazık imalatı karşılığında 558.600,00 TL, mobilizasyon ve nakliye bedeli olarak 20.000,00 TL ödemekle yükümlü olduğunu, ayrıca 9.madde gereğince beton ve demir imalatında işveren tarafından gecikme olması halinde boş geçen günler için 4.000.00 TL gün kira uygulaması yapılacağını, davalı yanca sözleşme hükümlerine uyulmadığını, 82.824,00 TL tutarında eksik ödeme yapıldığını, yine sözleşme gereğince fore kazık makinesinin 15 gün çalışmaması nedeniyle, 60.000,00 TL kira alacağı bedelinin doğduğunu, makine bekleme kusurunun davalı yandan kaynaklandığını gösteren tutanakların dosya kapsamına sunulduğunu, kira alacağının doğduğunun davalı yana ihtarla bildirildiğini, ancak 7 gün içinde ödemeyi gerçekleştirmediği için temerrüde düştüğünü, davalı yan aleyhine başlatılan takibin borca ve tüm ferilerine itiraz yapılması üzerine durdurulduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile asıl alacağın %20 ’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı yanla yapılan sözleşme akdini kabul ettiğini ancak davacının sözleşme konusu işlerden herhangi birini bile yapmadığını, davacının aynı iş için dava dışı … İnşaat Tic. A.Ş. isimli şirket ile de sözleşme yaptığını ve bu işleri dava dışı şirkete yaptığını, davacı ile dava dışı şirket arasında akdedilen işe ilişkin olarak sözleşme ve ek sözleşmenin dosya kapsamında olduğunu, davacı ile … ve … isimli iki ayrı şirket arasında ayrı sözleşmeler yapıldığını, sebebinin dava konusu işin ana yüklenicisinin davalı olan … Ltd. Şti. olduğunu, resmi alt yüklenicisinin ise dava dışı … A.Ş. olduğunu, davacı ile önce dava dışı … A.Ş. arasında sözleşme yapıldığını, ancak Karayolları 14.Bölgede olur süreci uzayınca ve davacının da bu arada işe başlaması nedeniyle davacının işçilerinin SGK’sız çalışmaması adına davalı ile sözleşme imzalandığını ve alt dosya açıldığını, davacının işçilerinin SGK başlangıcının yapıldığını, davacının işi asıl olarak dava dışı … A.Ş.’ye yaptığını, faturaları dava dışı bu şirkete kestiğini ve ödemelerinin dava dışı bu şirketten yapıldığını, davacının bu işle ilgili faturaları … AŞ. ’ne düzenlediğini ve fatura bedellerinin davacıya dava dışı … A.Ş. tarafından çekle ödendiğini, çek suretlerinin dosya kapsamında olduğunu, davacının, 08/06/2016 tarih … sayı ve 163.390,66-TL bedelli faturayı davalıya gönderdiğini, davalı yanın sözkonusu faturayı yasal süresinde kabul etmeyerek iade ettiğini, dava konusu asıl alacağı kabul etmemekle beraber, bu alacağa yürütülen faizin de yersiz olduğunu, temerrüdün söz konusu olmadığını, davacının iki ayrı firmadan tahsilat yapmak istediğini, kötü niyetinin açık olduğunu savunarak, davanın reddini ve davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; kriminal bilirkişi ve mali müşavir bilirkişi raporlarıyla tespit edilen hususlar ve davacı tanığı …’in beyanı birlikte değerlendirildiğinde ve yine davacı ile davalı arasında imzalandığı tartışma konusu olmayan 01/01/2016 tarihli sözleşme gözetildiğinde, dava konusu işin yapımı konusunda davacı ile davalı arasında sözleşme ilişkisi kurulduğu, ancak davalının istemi nedeniyle davacı tarafın, dava dışı ….A.Ş adına faturalar tanzim ettiği, bunun ise davacının cevaba cevap dilekçesinde ve tanık …’in beyanında bahsedilen ve dava dışı firmanın iş bitirme belgesi ihtiyacının karşılanması amacıyla yapıldığı, dava dışı ….A.Ş adına kesilen faturaların bedellerinin ödenmesi noktasında sorun çıkmadığı müddetçe faturalandırmanın aynı şekilde devam ettiği, ancak takip konusu yapılan alacak kalemi ödenmeyince bu kez davacının taraflar arasındaki sözleşmeye göre davalıya fatura tanzim ettiğinin kabulünün gerektiği, bu aşamadan sonra davacının alacaklı olup olmadığının tespitinin yapıldığı, alınan bilirkişi raporu gözetildiğinde davacının üstlendiği edimi yerine getirdiği ve işi bitirdiği anlaşıldığından sözleşme bedeli olan KDV dahil 682.748,00 TL bedele hak kazandığı, bu tutarın 434.737,00 TL ‘sinin ödendiği, bakiye 248.011,00 TL davacı alacağının kaldığı, ancak davacının 82.824,00 TL (KDV hariç) fore kazık imalatı ile 15 günlük kira bedeli 60.000,00 TL (KDV hariç) toplamı üzerinden fatura tanzim edip takibe geçtiği, dosya kapsamından 82.824,00 TL (KDV hariç) tutarında bakiye iş bedeli alacağı kaldığının anlaşıldığı, sözleşmenin 9. Maddesinde boş geçen günler için 4.000,00 TL kira alacağı yönünden ise 13 günlük gecikme olduğu hususunun tartışmasız olduğu, beton santralindeki saatlik aksamalara karşılık bu süreye 2 gün daha ilave edilerek fatura tanzim edilmiş ise de sözleşmede sadece günlük gecikmeler için düzenlemelerin yapıldığı, saatlik gecikmelerin ayrıca toplanarak güne tahvil edileceği yönünde bir hüküm bulunmadığı, bu nedenle sadece 13 gün üzerinden kira talebinde bulunabileceği belirtilerek, 52.000,00 (KDV hariç) makine kira bedeli alacağının doğduğu, mükerrer ödemeye yol açmamak için davacının talep ettiği KDV dahil imalat bedeli olan 554.842,88 TL toplam tutardan 16.927,41 TL KDV tevkifatının düşülmesi, 52.000,00 TL fore kazık makinesi kira bedelinin ilavesi ve bu iş bedelinden yapılan 434.737,00 TL çek ödemesinin mahsubu ile bakiye alacağın 155.178,47 TL olduğu gerekçesiyle, bu tutar yönünden itirazın iptali ile taraflar arasında mahkemece kurulduğu kabul edilen sözleşme kapsamında işin bedeli kararlaştırılıp davacının edimini yerine getirmesi, bakiye ödenmeyen bedel için fatura düzenlenmiş olması gözetildiğinde alacak tutarının davalı yönünden bilinebilir olduğu kabul edildiğinden, davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği belirtilerek; davanın kısmen kabulüne, Ankara 30. İcra Müdürlüğü’nün 2016/13498 Esas sayılı icra dosyasında davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 155.178,47 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranda avans faizi yürütülmesine, asıl alacağın %20’si olan 31.035,69 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; sözleşmenin 9.maddesinin f bendinde düzenlenen kira ödemesinin yapılan iş sırasında davalı işveren tarafından beton ve demir imalatında gecikme olması nedeniyle fore kazık makinesinin çalışmadığını ve davalının kusuru sebebiyle belirtilen sözleşme gereğince müvekkilinin 60.000,00 TL kira bedeli alacağının doğduğunu, buna ilişkin tutanakların dosyaya sunulduğunu ve 13 tam gün 16 saatlik çalışamama nedeniyle alacağın doğduğunu, mahkemece 16 saatlik durumun dikkate alınmadığını ve 2 günlük kira bedeline hükmedilmediğini, oysa davalının kusuru ile makinelerin toplam 16 saat çalışamadığını, bu nedenle davalının buna ilişkin kirayı ödemesi gerektiğini, müvekkilinin 16 saat boyunca şantiyeye getirdiği fore kazık makinelerinin başka bir yerde kullanılamadığını ve bu hakkından mahrum kaldığını belirterek, 2 iş gününe denk gelen 16 saatlik fore kazık makinelerinin boşta bekletilmesi sonucu kira bedelinin müvekkiline ödenmesi gerektiğinden, mahkemenin kısmi red kararının kaldırılarak, davanın 163.178,47 TL yönünden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvurusunda; davacı yan ile sözleşme yapıldığını, ancak davacının sözleşme konusu işlerden herhangi birini yapmadığını, aynı iş için ihbar olunan … İnş. Tic. A.Ş. ile sözleşme yaptığını ve buna ilişkin sözleşme ve eklerinin dosyaya sunulduğunu, davacının önce ihbar olunan ….A.Ş. ile sözleşme yaptığını, ancak Karayolları 14. Bölge’de olur sürecinin uzaması ve davacının da bu arada işe başlaması nedeniyle, davacının işçilerinin SGK’sız çalışmaması adına müvekkili şirket ile sözleşme imzalandığını, davacının işçilerinin SGK başlangıcı yapılarak, işin ihbar olunan ….A.Ş.’ye yapıldığını, faturaların ihbar olunana tebliğ edildiğini ve ihbar olunan tarafından ödendiğini, ….A.Ş. ile sözleşme yapıldığının davacı tarafından da kabul edildiğini, 09/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere müvekkilinin davacıya borçlu olmadığını, ihbar olunan ….A.Ş. İle yapılan sözleşmede birim fiyatın 78.000,00 TL’den ödendiğini, oysa müvekkili ile yapılan sözleşmede birim fiyatın 95,00 TL olduğunu ve buna göre talepte bulunduğunu, oysa taraflar arasında imzalanan 17/12/2015 tarihli sözleşme ve 18/12/2015 tarihli zeyilname ile dava konusu işin birim fiyatının 78,00 TL olarak belirlendiğini, ve davacı şirketin bu işle ilgili ….A.Ş. adına kesmiş olduğu 3 adet 11.01.2016 tarih … sayı ve 23.600,00 TL bedelli fatura, 15.02.2016 tarih … sayı ve 199.485,00 TL bedelli fatura, 05.04.2016 tarih … sayı ve 235.253,30 TL bedelli faturanın ödendiğini, davalı şirketin talep ettiği mobilizasyon ve nakliye bedeli olan 20.000 TL’nin de KDV dahil … A.Ş. tarafından ödendiğini, işin bedelinin dosyaya sunulan … Şb 19.04.2016 tar … nolu 199.485,00 TL bedelli çek, … Şb 04.06.2016 tar … nolu 66.645,00 TL bedelli çek, … Şb 04.06.2016 tar… nolu 5.228,00 TL bedelli çek, … Şb 04.06.2016 tar … nolu 163.379,00 TL bedelli çek ile ödendiğini, bu ödemeler neticesinde davacının müvekkili şirketten alacağının kalmadığını, sürecin devamında yapılacak ödemelerin davacının haksız kazanç elde etmesini sağlayacağını ve sebepsiz zenginleşmeye neden olacağını, mahkemece 17/12/2015 tarihli sözleşmenin şirket yetkilisinin imzasının taşımaması nedeniyle geçersiz olduğu ve 01/01/2016 tarihli sözleşmenin geçerli olduğu kabul edilmiş ise de, 01/01/2016 tarihli sözleşmede şirketin yetkilisi olmadığı iddia edilen …’un imzasının bulunduğu, davacının imzaya itirazının hukuka aykırı olduğunu, davacının aleyhine olan sözleşmelerdeki imzalara itiraz ettiğini, oysa lehine olan sözleşmelerde de aynı şirket sorumlusunun imzasının bulunması nedeniyle itirazın TMK’nın 2.maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, sözleşmelerden davacı lehine olan sözleşmenin geçerli kabul edilerek, aleyhine olanın da geçersiz kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu ve müvekkili şirketin dava konusu iş ile ilgili mükerrer ödeme yapmasına neden olacağını belirterek, davacının müvekkili şirketten herhangi bir alacağının bulunmadığını, ihbar olunan şirket tarafından yapılan ödemelerden ve banka dekontlarından da anlaşılacağı üzere dava konusu işle ilgili tüm ödemelerin davacı şirkete yapılması nedeniyle; istinaf talebinin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
İhbar olunan vekili istinaf başvurusunda; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine, aksi taktirde istinaf incelemesi sonucunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
1-İhbar olunan … İnş. Nakl. San. Tic. A.Ş vekilinin istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
HMK’nın 61-64. maddelerine göre; dava ihbar olunan gerçek ve tüzel kişi, davada taraf sıfatını kazanamaz. Bir davada hüküm, davanın tarafları arasında kurulur. Bu nedenle hükmü istinaf etme hakkı davada taraf olan kişilere aittir. Kural olarak kendisine dava ihbar olunan davaya katılmadıkça (müdahil olmadıkça) mahkemece verilen kararı istinaf etme hakkı yoktur. Ancak, mahkemece usul ve yasaya aykırı olarak taraf sıfatını almayan dava ihbar olunan kişi hakkında hüküm kurulmuşsa, ihbar olunan hükmün kendisiyle ilgili bölümünü istinaf edebilir.
Somut olayda, ihbar olunan … İnş. Nakl. San. Tic. A.Ş davanın tarafı olmadığı gibi ihbar üzerine davaya asli ya da fer’i müdahil olarak katılmadığı ve aleyhine hüküm de kurulmadığından kararı istinaf etme hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle, ihbar olunan … İnş. Nakl. San. Tic. A.Ş vekilinin istinaf dilekçesinin HMK 352. Maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2- Davacı vekili ve davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede;
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında ve özellikle davacı tarafça davaya konu işe ilişkin bir kısım faturalar dava dışı ….A.Ş.’ye kesilmiş ise de, dosya kapsamı, davacının 21/06/2016 tarihli ihtarına karşı davalı tarafça gönderilen 29/06/2016 tarihli cevabi ihtarda davaya konu iş nedeniyle taraflar arasında akdi ilişkin varlığının beyan ve kabul edilmiş olmasına göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, ihbar olunan vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 352. maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhbar olunan vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 352. maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
3-İstinaf talebinde bulunan davacıdan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının peşin alınan 136,62 TL’ harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 55,92‬ TL’nin talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf talebinde bulunan davalıdan Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 10.600,25 TL istinaf karar harcının peşin alınan 2.998,66 TL’den mahsubu ile bakiye 7.601,59‬ TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle istinaf talep eden taraflarca yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçları ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 05/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır