Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/1257 E. 2022/886 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2020/1257 – Karar No:2022/886
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1257
KARAR NO : 2022/886
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/02/2020
NUMARASI : 2018/436 E-2020/181 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 22/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/09/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı … vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; 03/12/2016 tarihinde taşeron sözleşmesi yapıldığını, sözleşme gereğince müvekkilinin üzerine düşen tüm edimleri yerine getirdiğini, müvekkili ile davalılar arasında 03/12/2016 tarihinde… yapım işi için sözleşme imzaladığını, sözleşme gereğince müvekkilinin basketbol sahası çelik işleri, çelik köprü işleri, konferans salonu çatı işleri, yükseltilmiş döşeme işlerini yaptığını, tüm işi eksiksiz yaptığına dair… 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/516 D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, davalıların aldıkları işi yarım bıraktıklarını ileri sürerek, sözleşme gereğince şimdilik 50.000,00 TL’nin en yüksek faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. vekili; öncelikle görev yetki, husumet, ehliyet, zaman aşımı itirazlarının bulunduğunu, davacının müvekkili şirketin de ortağı bulunduğu …’nın taahhüdü altında yapımı devam etmekte olan ‘’… Hastanesi ve Sağlık Meslek Lisesi Yapım İşi’’nde ”Çeşitli Çelik Konstrüksiyon İmalatları” işinin alt yükleniciliğini, 03/12/2016 tarihli Taşeron Sözleşmesi ile davacı …Yapı İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. firması üstlenildiğini, davacının işbu sözleşmeden doğan yükümlülüklerini, dürüstlük kuralına, fen ve sanat kaidelerine uygun olarak yerine getirmediğini, taahhüdü altındaki işleri zamanında bitiremediğine, gecikmeye neden olmak suretiyle edimin ifasında kusurlu hareket ettiğini, davacının iş programının gerisinde kaldığını, şantiyeyi tamamen terk ettiklerini, … 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/516 D.İş dosyasından alınan 15.01.2018 tarihli bilirkişi raporunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, HMK m. 400 vd maddelerinde yer alan hükümlere göre delil tespiti talepli davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tespitteki tespit tutanağı ile dava dilekçesinin tebliğ edilmediğini, raporundaki işlerin geçici kabule hazır olduğu, eksik ve kusur bulunmadığı şeklindeki tespite itiraz ettiklerini, imalatlarda eksik ve kusurların bulunduğunu ve geçici kabul tutanağı düzenlendiğinde bunların net şekilde ortaya çıkacağını, davacının 166 gün teslimde geciktiğini ve 731.788,75 TL gecikme cezası olduğunu, davacının hakedişleri ihtirazi kayıt koymaksızın imzaladığını, sözleşmenin 9.maddesinde gecikme cezasının düzenlendiğini, faize, başlangıcına ve türüne ilişkin istemi kabul etmediklerini belirterek; davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. vekili; öncelikle görev yetki, husumet, ehliyet, zaman aşımı itirazlarının bulunduğunu, davacının müvekkili şirketin de ortağı bulunduğu …’nın taahhüdü altında yapımı devam etmekte olan ‘’… Hastanesi ve Sağlık Meslek Lisesi Yapım İşi’’nde ”Çeşitli Çelik Konstrüksiyon İmalatları” işinin alt yükleniciliğini, 03/12/2016 tarihli Taşeron Sözleşmesi ile davacı …Yapı İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. firması üstlenildiğini, davacının işbu sözleşmeden doğan yükümlülüklerini, dürüstlük kuralına, fen ve sanat kaidelerine uygun olarak yerine getirmediğini, taahhüdü altındaki işleri zamanında bitiremediğine, gecikmeye neden olmak suretiyle edimin ifasında kusurlu hareket ettiğini, davacının iş programının gerisinde kaldığını, şantiyeyi tamamen terk ettiklerini, … 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/516 D.İş dosyasından alınan 15.01.2018 tarihli bilirkişi raporunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, HMK m. 400 vd maddelerinde yer alan hükümlere göre delil tespiti talepli davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tespitteki tespit tutanağı ile dava dilekçesinin tebliğ edilmediğini, raporundaki işlerin geçici kabule hazır olduğu, eksik ve kusur bulunmadığı şeklindeki tespite itiraz ettiklerini, imalatlarda eksik ve kusurların bulunduğunu ve geçici kabul tutanağı düzenlendiğinde bunların net şekilde ortaya çıkacağını, davacının 166 gün teslimde geciktiğini ve 731.788,75 TL gecikme cezası olduğunu, davacının hakedişleri ihtirazi kayıt koymaksızın imzaladığını, sözleşmenin 9.maddesinde gecikme cezasının düzenlendiğini, faize, başlangıcına ve türüne ilişkin istemi kabul etmediklerini belirterek; davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının davalılardan “Taşeron Sözleşmesi” başlıklı belgeye dayanarak alacak talebinde bulunduğu, tarafların delilleri toplanarak davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda davacının davalılardan 435.162,95 TL alacaklı olduğunun belirtildiği, daha sonra davalıların oluşturduğu iş ortaklığının ticari defterleri, dosya içerisindeki bilirkişi raporu ve ihale dokümanlarının incelenmesi için dosyanın bilirkişi kuruluna tevdi edildiği, bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan rapor ve ek rapora göre davacının davalıdan tarafların defterlerinde mutabık kalınan işlemler dikkate alındığında 84.005,28 TL alacaklı olduğunun rapor edildiği, eser sözleşmelerinde yükleniciye düşen ispat yükünün eseri usulüne uygun imal ederek teslim ettiği, işverene düşen ispat yükünün ise teslim almış olduğu eserin bedelini ödediği hususları olduğu, bu çerçevede bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan raporda davacının yaptığı işin tespit edildiği daha sonra ise davalı tarafından yapılan ödemelerin düşüldüğü ve bakiye 84.005,28 TL’ye ulaşıldığı, davacı tarafından kendi ticari defterlerinde kayıtlı olan 311.157,67 TL tutarlı faturanın davalı iş ortaklığının defterlerinde kayıtlı olmadığı, söz konusu faturadaki işin davacı tarafından davalıya yapılarak teslim edildiğine ilişkin dosyada hiçbir delil olmadığı gibi… 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/516 D.İş sayılı dosyasında yapılan tespitte ise sadece 4 nolu hakkedişe ilişkin işlerin tespitinin yapıldığı, 311.157,67 TL’lik işe ilişkin herhangi bir tespitin yapılmadığının belirtildiği, yine davalı iş ortaklığının defterlerinde kayıtlı yemek bedeli ve virman bedeline ilişkin bedellerin iş ortaklığı tarafından davacı adına yapıldığına ilişkin de kendi defterlerinde bir kayıt olmadığı, bundan dolayı söz konusu bedellerin de davacı adına yapıldığının kabul edilemeyeceği, bilirkişi kurulu tarafından rapor ve ek raporda bu yönlerde yapılan tespitlerin doğru olduğu, söz konusu raporun davacı tarafından yapılan iş ve davalı tarafından yapılan ödemeler dikkate alınarak sonuca ulaşılması nedeniyle doğru olduğu ve mahkemece hükme esas alındığı belirtilerek , taleple bağlı kalınarak 50.000,00 TL yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı …. vekili istinaf başvurusunda; istinafa konu kararın ve gerekçesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, eser sözleşmelerinde yüklenicinin temel borcunun inşa ettiği eseri teslim etmek olduğunu, işverene düşen bedelin ödenmesinden bahsedilebilmesi için eserin teslim alınmış olmasının ön şart olduğunu, davacının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, işi zamanında yapmadığını, teslimde temerrüde düştüğünü, mahkemece yüklenicinin yapım işini usulüne uygun imal etmediğini ve iş bitim süresinde teslim etmediği hususlarını dikkate alınmadan karar verildiğini, 166 gün gecikmesinin olduğunu ve gecikme cezası olarak 731.788,75 TL gecikme cezası bulunduğunun dosyadaki belgelerle sabit olduğunu, gecikme cezasının 9. maddede düzenlendiğini, mahkemece bilirkişi raporuna göre karar verildiğini, raporun hükme esas alınamayacak nitelikte olduğunu, gecikme cezası uygulanmasının sözleşmenin gereği olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dosyada bilgi ve belge olmadığından bahisle davacının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği, teslimde gecikme olup olmadığı gibi konularda müvekkili şirketlerce hesaplanan gecikme cezası talebinin yerinde olmadığı, yüklenicinin işi zamanında yapılmadığı yönünde ihtar edilmediği sonucuna varıldığının belirtildiğini, oysa bilirkişilerin dosyada aradığı bilgi ve belgelerin ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, bu belgelerin bulunmamasının müvekkili aleyhine değerlendirilemeyeceğini, yüklenicinin teslimi kanıtlaması gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşmede işin ne zaman teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, kararlaştırılan tarihin geçmesi ile ayrıca ihtara gerek kalmaksızın yüklenicinin temerrüde düştüğünü, sözleşmede bitim tarihinin 15/01/2017 olarak kararlaştırıldığını, bu nedenle TBK’nın 117.maddesinin uygulanması gerektiğini, virman yapılan 42.964,31 TL ödeme kayıtlarından 40.000,00 TL’nin mahsup edildiğini, bakiye kalan 2.964,31 TL’nin ise mahsup edilmediğini, oysa bunun yemek bedeli ödemelerinin olduğunu, bu hususun bilirkişi raporunda dikkate alınmadığını, yine 9.306,11 TL yemek bedeli ödemesinin davacı adına yapıldığını, bunun da alacaktan mahsubu gerektiğini, tespit raporundaki imalatların kabule uygun olduğu yönündeki beyanın hükme esas alınamayacağını, usulüne uygun teslim tutanağı bulunmadığını, bu nedenle kabulden bahsedilemeyeceğini, tespit raporuna itirazlarının bulunduğunu, dosyada… 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/230 Esas sayılı dava dosyasında verilen yetkisizlik kararı bulunduğunu, yetkisiz ve görevsiz mahkeme tarafından icra edilen keşif ile temin edilen raporun hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, iş ortaklığı adına düzenlenen 311.157,67 TL tutarlı faturada teslim alan başlıklı bölümde teslim alan bulunmamaktadır şeklinde kayıt bulunduğunu, bu nedenle faturayı kabul etmediklerini, faturada yapılan işe ilişkin hiçbir kaydın ve delilin mevcut olmadığını, yine uygulanması istenilen faize, başlangıca ve türüne ilişkin istemi kabul etmediklerini ve reddi gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı …. vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle mahsubu talep edilen sözleşmenin 9. maddesinde düzenlenen cezai şartın ifaya ekli cezai şart olup, TBK’nın 179/2. maddesine göre alacaklının ifayı kabul ederken (cezai şartı talep etme hakkını kullanacağı konusunda) herhangi bir çekince ileri sürmemesi halinde cezai şartı talep etme hakkının ortadan kalkacağı, dava dosyası içerisindeki belgelerden sözleşme kapsamındaki işin de yer aldığı dava dışı iş sahibi ile davalı arasındaki sözleşme kapsamında 26/12/2017 tarihinde tasfiye kabul komisyonu tutanağının düzenlenmiş olması nedeniyle kabulün yapıldığı ve davacı taşeronun en geç bu tasfiye kabul komisyon tutanağı tarihi itibariyle işi teslim ettiğinin kabulü gerektiğinden ve ihtirazi kayıt konulmamış olmakla, cezai şart isteme hakkının da ortadan kalkmış olmasına göre, davalı …. vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davalı …. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.415,50 TL istinaf karar harcının peşin alınan 54,40 TL + 800,00 TL olmak üzere toplam 854,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.561,1‬0 TL’nin davalı ….’den tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davalı …. tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 22/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …