Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/1244 E. 2022/770 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 30/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/06/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, taraflar arasında teknik servis ve destek hizmetinden kaynaklanan iş ilişkisinin olduğunu, davalı şirkete tam ve eksiksiz çalışır vaziyette teslim edilen soğutma gruplarının, davalının zilyetliğinde bulunduğu esnada yağan dolu nedeniyle arızalandığını, bunun üzerine davalı şirketin davacıdan arızanın giderilmesi için teklif istediğini, davalının teklifi kabul ettiğini ve arızanın davacı tarafından giderildiğini, verilen hizmet karşılığında davalı adına 17/10/2012 tarih ve … numaralı, 55.133,06 TL tutarında fatura düzenlendiğini, fatura bedelinin ödenmediğini, Ankara 26 İcra Müdürlüğü’nün 2015/25824 sayılı icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına itiraz ettiklerini, davalı ile dava dışı … … arasında “… Ankara …..” yapım sözleşmesinin imzalandığını, davalının bu işin elektrik elektronik işlerinin yapımı ile ilgili diğer dava dışı … – …Ltd. Şti. firması ile sözleşme imzaladığını, davacı şirketin ticari ilişkinin davalı ile değil dava dışı …. Ltd. Şti. ile olduğunu, dava dışı … … Ltd. Şti. ‘nin borçlarından davalı şirketin sorumlu olmadığını, müvekkili şirketin taahhüdü altında buluna işte, sözleşmeden dolayı … … şirketi tarafından alınan klimaların … şantiyesinde yapılan teftişlerde çalışmadığının tespit edildiğini, garanti kapsamında olan bu soğutma cihazlarının derhal çalışır duruma getirilmesi için irtibata geçildiğini, cihazların arızalanmasının sebebinin üretici ve montajcı davacının dizayn, montaj ve üretim kaynaklı hatalarından meydana geldiğini, sorumluluğun davacıya ait olduğunu, eksik ve ayıplı imalatı davacının garanti kapsamında gidermesi gerektiğini savunarak, davanın zamanaşımı ve husumetten reddine mahkeme aksi kanaate ise davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı ile dava dışı … … arasında “… Ankara … ……. İnşaatı” yapım sözleşmesinin imzalandığı, davacı tarafından davalı şirketin yapı ve sorumluluğunda bulunan … … A.Ş’ye soğutma grupları satıldığı, daha sonra yağan dolu sebebiyle soğutma gruplarının arızalandığı, bunun üzerine davalı şirket tarafından arızanın giderilmesi için davacı şirketten teklif alındığı ve sunulan belgelere göre arızanın giderilerek davacı tarafça soğutma gruplarının yeniden çalışır hale getirildiği, hizmet bedeline karşılık davacı tarafça 17.10.2012 tarihli 55.133,06 TL bedelli faturanın düzenlendiği, ödenmemesi üzerine Ankara 26. İcra Müdürlüğü’nün 2015/25824 sayılı dosyasından takip başlatıldığı, davalı tarafça ticari ilişki reddedilmekle birlikte, cevap dilekçelerinde, … şantiyesinde yapılan teftişlerde klimaların çalışmadığının tespit edildiğini, garanti kapsamında olan bu soğutma cihazlarının derhal çalışır duruma getirilmesi için irtibata geçildiği, cihazların arızalanmasının sebebinin üretici ve montajcı davacının dizayn, montaj ve üretim kaynaklı hatalarından meydana geldiği, sorumluluğun davacıya ait olduğu, eksik ve ayıplı imalatı davacının garanti kapsamında gidermesi gerektiği ileri sürülerek soğutma cihazlarının davalı tarafça tamir edildiğinin, tevil yollu ikrar edildiği, yine dosya arasında bulunan teklif mektubuna göre davacı tarafça arızalanan soğutma gruplarının konderser değişimi için davalı şirkete teklif verildiği ,teklif mektubunda davalı şirketin kaşesi ve kaşe üzerinde imza bulunduğu, teklif mektubu ekindeki satın alma belgesi üzerinde de … … ismi ile …. A.Ş ‘nin kaşesi basılarak imza atıldığı satın alma emrindeki imza ile teklif mektubundaki imzanın benzer olduğu, davalı vekilince … … davalı şirkette iş sözleşmesi ile çalıştığını 2013 yılında firmadan ayrıldığının bildirildiği, iş raporuna göre arızanın giderilerek davacı tarafça soğutma gruplarının yeniden çalışır hale getirildiği, bu kapsamda davacının hizmeti yerine getirip bedele hak kazandığı anlaşılmakla, takibin asıl alacak yönünden devamına, işlemiş faiz yönünden ise davacı tarafça davalıya gönderilen ihtarnamenin tebliğine dair belge bulunmasa da, davalı tarafça davacıya 19/11/2014 tarihli yazı ile cevap verildiği, bu nedenle tebliğ tarihinin 19.11.2014 olarak kabulü gerektiği, ihtarnamede tebliğden itibaren 7 günlük mehil verildiği, buna göre temerrütün 27/11/2014 tarihinde oluştuğu, bu tarih ile takip tarihindeki işlemiş faizin 5.867,45 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının gerekçesinin “Tevil Yollu İkrar” müessesesine dayandırıldığını, davacı ile müvekkili şirket arasında hiçbir sözleşmesel veya ticari ilişkinin bulunmadığını, müvekkilinin dava dışı … … ile arasında imzalanan sözleşme kapsamında işi götürü bedelle aldığını, üstlendiği işin Elektrik- Elektronik işlerinin yapımı için … – …Ltd. Şti. ile sözleşme imzaladığını, dava konusu yapılan klimaların … firması ile davacı arasında yapılan sözleşme ile satın alındığını, davacının bu klimaların dolu yağması sonucu hasarlanan parçaların kendileri tarafından değiştirildiği ve bu değişim ücretinden müvekkili davalının sorumlu olması gerektiğini ileri sürdüğünü, müvekkilinin ise ticari ilişkinin davacı ile … arasında kurulduğunu, klimaların garanti kapsamı içinde kaldığını, gerek malzemeden kaynaklı gerekse montajdan kaynaklı hataların davacıya ait olduğunu savunduğunu, müvekkili ile ilgili bir durumun söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin, taşeronlarından … firmasının satın alıp taktırdığı klimaların çalışmadığını, dış ünitelerinin dolu ile hasarlandığını tespit ettiğini, durumu … firmasına ve … firmasına bildirdiğini, çalışır ve eksiksiz bir şekilde işin teslim edilmesini zorladığını ve akabinde klimaların çalışır bir şekilde teslim edildiğini, bu durumun tevil yollu ikrar ile hiç bir ilgisinin bulunmadığını, klimaların garanti kapsamında değiştirildiğini bildiklerini, … ile davacı arasındaki ilişkinin müvekkili dışında olduğunu, davacının … ile olan anlaşma ve satına ilişkin belgeleri mahkemeye sunmadığını, mahkemenin ara kararına rağmen davacının cihaz satışında bir ihtilaf bulunmadığını belirterek ara kararı yerine getirmediğini ve kötü niyetli olduğunu, garanti belgesini sunması durumunda işin garanti kapsamında olup olmadığının anlaşılacağını, davacının garanti kapsamında yapılan veya yapılması gereken bir işi müvekkiline ödetmeye çalıştığını, bu durumun kabul edilemez olduğunu, mahkemece davacının satım sözleşmesi ve garanti belgesinin sunulması için kesin süre verilmesine rağmen davacının bu belgeleri sunmadığını ve davacının iddiasını ispat edememesi nedeniyle davanın reddi gerekirken, kabulünün hatalı olduğunu, 26/06/2012 tarihli satın alma emrinin müvekkili tarafından imzalanmadığını, davacı tarafça da iş emrinin aslının sunulamadığını, … … firmada çalışan inşaat mühendisi olup, satın alma işi ile ilgilenmediğini ve evrak imzalama yetkisinin bulunmadığı gibi imzanın ona ait olmadığını, evrak aslının da sunulamadığını, imza incelemesi yapılmadığını, fotokopi belge ile hüküm kurulmasının doğru olmadığını, aslı sunulamayan belgelere itibar edilerek karar verilmesinin usul hatası olduğunu, kaşenin her yerde yapılabilecek, güvenli olmayan bir araç olduğunu, … isminde bir çalışanlarının olmadığını, Zafer’in şantiyede satın alma yetkisi bulunmayan yetkisiz bir formen olduğunu, …’nin ise satın alma yetkisi bulunmayan yetkisiz bir mühendis olduğunu, bu kişilerin de imzalarını kabul etmediklerini, yapılan bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan 20/11/2018 tarihli raporda davacı defterlerinin lehine delil teşkil etme özelliğinin bulunmadığının tespit edildiğini, buna rağmen davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili şirkete gönderilen bir faturanın bulunmadığını, davanın ispat edilemediğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla temerrüdün bulunmadığını, alacağın yargılamayı gerektirdiğini, bu nedenle icra inkar tazminatı koşullarının bulunmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine, müvekkili lehine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içerisinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesine dayanılarak açılan itirazın iptâli istemine ilişkin olup, İİK’nun 67/II. maddesi uyarınca itirazın iptâli davasının kabulüne karar verilmesi halinde davacı alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmesi için alacaklının yaptığı icra takibine davalı borçlunun haksız olarak itiraz etmesi ve alacağın likit (hesaplanabilir) olması gerekmektedir.
Dava konusu somut olayda davacı, iş bedelin alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine başlattığı ilâmsız icra takibine davalı iş sahibi borçlunun haksız itiraz ettiğinden bahisle itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili talebinde bulunmuştur.
Yapılan yargılama sürecinde icra takip dosyası getirilmiş, tarafların göstermiş oldukları kanıtlar toplanıp, bilirkişi heyetinden rapor alınmış, alacak-borç durumu yargılama sonucu alınan bilirkişi raporuna göre belirlenmiştir.
Bu durumda dava, konusu itibariyle yargılamayı gerektirir özellik arzetmektedir. Takibe konu edilen alacak likid olmayıp alacağın varlığı bilirkişi incelemesi sonucunda saptandığından davalının bu hususa ilişkin istinaf isteminin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına yasal koşulları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin diğer istinaf nedenleri yerinde görülmemiş reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına , davanın kısmen kabulüne , koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-) Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/12/2019 tarih 2016/82 E-2019/991 K
sayılı kararının HMK 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına,

3-) Davanın kısmen kabulüne,
4-) Davalının Ankara 26. İcra Müdürlüğünün 2015/25824 sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 55.133,06 TL asıl alacak, 5.867,45 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 61.000,51 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-) Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
6-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 4.166,94 TL harçtan peşin alınan 923,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.243,94 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
7-)Davacı tarafından yatırılan 923,00 TL harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesaplanan 8.730,07 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-)Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti ücreti olan 1.515,08 TL, 33,50 TL başvurma gideri olmak üzere toplam 1.548,58 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.237,47 TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
11-)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
12-) HMK 333. maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip taraflara iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
13-) Davalı tarafından yatırılan 1.042,00 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
14-) Davalı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 24,50 TL posta masrafı ve 31,50 TL dosya gönderme masrafı masrafı olmak üzere toplam 204,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-a madde gereğince KESİN olmak üzere 30/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.