Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/1233 E. 2021/246 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :…
KARAR NO :…

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/06/2017
NUMARASI : …

ASIL VE BİRLEŞEN
DAVADA DAVACI : ….
ASIL DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BİRLEŞENDAVANIN
KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 10/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/03/2021

Asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından asıl ve birleşen davada davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin davalarda mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili; müvekkili davacı şirket ile davalı şirket arasında iş sahibi olan…. Şebekesi İyileştirme Projesi kapsamında 2. saha 1. grup paket 6…. 2 Elektrik Tesisi İşi ile ilgili taşeron sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme kapsamında 200.000,00 TL + 60.000,00 + 65.000,00 TL olmak üzere toplam 325.000,00 TL tutarında teminat mektuplarının ve 87.000,00 TL bedelli vadesi boş teminat senedinin davalıya verildiğini, müvekkil firmanın İstanbul… işine başlayarak, işin %36,41’ini yaptığını, hak edişe bağlandığını, hak edişin davalı … Elektrik İnşaat … Şti.’ye yapıldığını, davalı tarafından ödemelerin zamanında ve tam olarak yapılmaması nedeniyle işin ifasının zorlaştığını, bunun üzerine 30/12/2010 tarihinde karşılıklı mutabakat ile işin tasfiye edildiğini, yapılan işin de tek tek saptanarak tespit edildiğini, tespitten sonra …’ın istediği davalının da kabulü dahilinde eksik ve tamamlama işlerinin yapıldığı, yapılan bu işlerin de …. tarafından kabul edilerek hak edişinin davalıya yapıldığını, yapılan bu işlerin bedelinin 70.000,00 TL olduğunu, bu ödemenin de müvekkiline yapılmadığını, ayrıca müvekkil şirket ile davalı arasında dava dışı … şirketinin asıl iş veren olduğu, Afyon Karahisar ilinde yapılan …., bu işten dolayı davalıdan 147.547,40 TL alacaklarının kaldığını, davalı şirketten bakiye hakediş alacaklarının 217.547,40 TL olduğunu ileri sürerek, teminat mektupları ve 87.000,00 TL, 80.000,00 TL, 62.700,00 TL ve 21.000,00 TL bedelli 4 adet teminat senedinin bedelsiz kalması nedeniyle iptali ve iadesine, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 200.000,00 TL alacağın 01/03/2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili; 07/07/2009 tarihli taşeron sözleşmesi gereğince davacının sözleşmede yer alan koşullara uygun olarak edimin ifa etmediğini, işin gecikmesine neden olduğunu, 18/01/2011 tarihli yazısı ile işe devam edemeyeceğini bildirerek 31/12/2010 tarihi itibariyle işin tasfiye edilmesini istediğini, müvekkilinin bir sorumluluğunun bulunmadığını, bu sözleşme kapsamındaki …. işinin geçici kabul ile kesin kabulünün henüz yapılmadığını, yapılacak işte eksik ve ayıp olup olmadığı hususunun geçici kabulde belirleneceğini, kaldı ki davacının iddiasının aksine bu aşamada bile birçok eksiğin ortaya çıktığını, buna ilişkin belgelerin dosyada bulunduğunu, …işine ilişkin sözleşmenin tasfiye edilmediğini, 31/12/2010 tarihinden sonra tamamlama işleri yapıldığı ve buna ilişkin hak edişin ödenmediği iddia edilmiş ise de işi yarım bırakan taşerona ara hak ediş ödemesi yapılmasının mümkün olmadığını ve kesin hesaba kadar beklemek zorunda olduğunu, sözleşmenin 5,7,11,35. maddelerindeki düzenlemeler dikkate alındığında teminatların iadesi koşullarının oluşmadığını, …. projesi kapsamında yapılan sözleşme gereğince davacıya ve onun isteği üzerine…. firmasına yapılan ödeme dikkate alındığında toplam 134.700,00 TL ödeme yapıldığını, davacının işi süresinde teslim etmediğini, işin kesin kabulünün yapılmadığını, idarenin kesin kabulde eksik ayıp tespiti ile gecikme cezası talep etmesi durumunda sözleşmenin 10.2 maddesi gereğince gecikme cezası talep edebileceğini, sözleşmenin 11.2.1, 12.2 ve 26. madde hükümleri gözetildiğinde teminat senetlerinin iade koşulların oluşmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Ankara 1. ATM’nin ….. sayılı davada davacı vekili; taraflar arasındaki 07/07/2009 tarihli …. işi ile ilgili düzenlenen taşeron sözleşmesi gereğince müvekkilinin toplam bedeli 325.000,00 TL olan 3 adet teminat mektubu ve 87.000,00 TL bedelli boş teminat senedi verdiğini, işin 31/12/2010 tarihi itibariyle karşılıklı mutabakat ile tasfiye edildiğini, taraflar arasındaki….tesis sistemi alt yapı kurulumu tesis işi kapsamında ise müvekkilinin davalı şirkete toplam bedeli 163.700,00 TL olan 3 adet teminat senedi verdiğini, bu işin ifa edildiğini, davalı şirketin 30/06/2011 tarihinde teminat mektuplarını nakde çevirdiğini, nakde çevirme sebebiyle teminat mektubunu veren bankanın müvekkilini temerrüde düşürüp, temerrüt faizi işletmeye başladığını, nakde çevirme işleminin iş çevresinde ve bankalarca duyulduğunu, davalının müvekkiline olan borcunu ödememesi sebebiyle sıkıntı çeken müvekkili şirketin bu nedenle daha zora girdiğini, kredibilitesinin sarsıldığını, icra takibi baskısı altına girdiğini, yeni ihalelere katılmasının mümkün olmadığını, zira ihale aşamasında bankadan mektuplarının nakde çevrildiği bilgisinin karşısına çıktığını, ihalelere katılım için teminat mektubu alamadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 200.000,00 TL maddi, 300.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; … projesi kapsamındaki işin tasfiyesinin davacı tarafından istendiğini, davacının kendisinden kaynaklanan nedenlerle işi yarım bıraktığını, karşılıklı olarak işin tasfiye edildiği hususunun doğru olmadığını, geçici kabul ve kesin kabulün yapılmadığını, yapılan işte bir çok eksiğin ortaya çıktığını, işin yarım bırakılması nedeniyle 3. kişilere yaptırılmak zorunda kalındığını, sözleşme koşullarına göre teminatın iade koşullarının oluşmadığını, … projesi kapsamında yapılan işin geç bitirildiğini, bu nedenle gecikme cezası talep hakkının bulunduğunu, sözleşmenin 26. maddesi gereğince garanti süresinin 36 ay olduğunu, yine sözleşmenin 12.2 ve 11.2.1 maddesi hükümleri dikkate alındığında iade koşullarının bulunmadığını, davacının sözleşmeye aykırı davrandığını, müvekkilinin teminat mektuplarını nakde çevirmede haksız olmadığını, manevi tazminat koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının davalı ile 2 farklı iş için alt taşeronluk sözleşmesi yaptığı,… projesi kapsamında üzerine aldığı işi bitiremediği, eksik bıraktığı, davalı ile karşılıklı olarak işin tasfiyesine ilişkin olarak mutabakat düzenledikleri, bu iş nedeniyle verilen teminat mektuplarıyla teminat senedinin iade koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, davacının bu iş nedeniyle dava konusu ettiği tüm taleplerinin reddine, birleşen dava dosyasındaki maddi ve manevi tazminat talebinin de bu dava dosyasındaki teminat mektuplarının paraya çevrilmesine ilişkin olduğu gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat talebi koşullarının oluşmadığı belirtilerek birleşen davanın reddine, asıl davada sadece… projesi kapsamında davacının bakiye kalan alacağı yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Asıl ve birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde; birleşen davada alacak miktarının eksik hesaplandığını, teslim edilmiş işle ilgili işçilik vs. alacak çıkacağı belirtilerek bloke hakkı olduğunun belirtildiğini, oysa teslim edilmiş işle ilgili vergi, sigorta ve işçilik alacağıyla ilgili bir irtibatının olmadığını, hatalı ve taraflı rapora dayanılarak verilen kararın yanlış olduğunu, … kapsamındaki sözleşmenin tasfiye edildiğini oysa bilirkişi raporunda sözleşmenin ayakta tutulmaya çalışılarak değerlendirme yapıldığını, işin tasfiye edilerek davalının kalan işi dava dışı şirketlere yaptırdığı konusunun hem…. kayıtlarıyla sabit olduğunu, bu husus sorulduğunda durumun ortaya çıkacağı hususunun ısrarla belirtildiğini, iki kurumun izni olmadan bir işlem yapılmasının mümkün olmadığını, bu hususa ilişkin belgelerin dosyaya getirtilmediğini, işin %36,41 oranının müvekkili tarafından tamamlandığını, davalının bu tutarı ilgili ihaleyi yapan kurumdan tahsil ettiğini, ancak müvekkilinin payı olan ve sözleşme gereğince %5 teminat kesintisi olan 98.478,00 TL’yi teminat olarak ayırdıktan sonra kalan hak edişin 1/2’sini müvekkiline hak edişi teslim aldıktan sonra belirtilen gün içinde iade etmesi gerekirken müvekkiline parasının ödenmediğini, kalan işi tamamlayan dava dışı 3. kişi olan….Ltd. Şti.’nden teminat alındığını, davalının alacakları ödemediği gibi teminat olarak verilen bonoları icraya koyduğunu, teminat mektuplarını da paraya çevirdiğini, ticari defterlere göre müvekkilinin alacaklı olduğunu, …. işi kapsamında sonradan hatalar çıktığı ve eksikliklerin tamamlandığı belirtilerek tek taraflı olarak kesilen faturaların defterlere işlendiği ve bunların müvekkiline tebliğ edilmediğini, eksik işe ilişkin tutanak tutulmadığını, müvekkiline bu konuda ihbarda bulunulmadığını, davalının keyfe keder uygulama yaparak ceza kesmeye çalıştığını, teminat mektuplarıyla ilgili bir karar verilmediğini, davalının hem teminat mektuplarını nakde çevirdiğini hem de iş bedelini ödememesi nedeniyle sebepsiz zenginleştiğini, müvekkilinin ödemelerin yapılmaması nedeniyle iflas aşamasına geldiğini, manevi tazminat koşullarının oluştuğunu, manevi tazminat talebinin gerekçesiz olarak reddedildiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalı vekili istinaf dilekçesinde; asıl davada davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu,… projesi kapsamında bir kısım işlerin eksik bırakılması nedeniyle davacı nam ve hesabına tamamlatıldığını, toplam tutarın 35.345,00 TL olup, bunun mahsup edilmesi gerekirken mahsup işlemi yapılmadan karar verildiğini, bu açıdan 03/02/2015 tarihli bilirkişi raporuyla 29/12/2015 tarihli bilirkişi raporu arasında çelişki bulunduğunu, geç teslim nedeniyle gecikme cezasının hesaplanması gerekirken hesaplanmadan karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, gecikme cezasının 20.144,64 TL olup ve mahsubu gerektiğini, işçilik alacaklarına ilişkin işçilik alacağının 95.450,00 TL’nin çok üzerinde olduğunu, mahsup edilen bu tutarın dilekçelerde belirtildiği üzere kısmi tutar olup ıslah edilen tutarların faiz, harç ve masraf ile vekalet ücretlerinin buna dahil olmadığını, toplam işçilik tutarının 264.395,70 TL olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak, asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karara karşı asıl ve birleşen davada davacı vekili, asıl davada davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizin 07/10/2020 tarih…. sayılı geri çevirme kararı gereğince eksiklikler mahal mahkemesince ikmal edildikten sonra dosya Dairemize gönderilmiş, istinaf edilen kararın esası incelenmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı … İnş. Müh. Elkt. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından açılan asıl davada, taraflar arasındaki 07/07/2009 tarihli taşeron sözleşmesi kapsamında davalıya verilen 200.000,00 TL, 60.000,00 TL ve 65.000,00 TL nedeniyle toplam 325.000,00 TL tutarında üç adet teminat mektubunun ve 87.000,00 TL bedelli bir adet senedin ve yine 22/11/2010 tarihli sözleşme kapsamında davalıya verilen 80.000,00 TL, 62.700,00 TL ve 21.000,00 TL bedelli üç adet teminat senedinin hükümsüz kalması nedeniyle iptali ve iadesi ile her iki sözleşme nedeniyle toplam 200.000,00 TL bakiye hakkediş alacağının tahsili talebinde bulunmuştur.
29/06/2011 tarihli “Sayman Mutemedi Alındısı” ile dava konusu 200.000,00 TL bakiye hak ediş alacağı, 30/06/2011 tarihli “Sayman Mutemedi Alındısı ile ayrıca dava konusu 375.700,00 TL bedel üzerinden harç yatırılıdığı anlaşılmış ise de, iptali ve iadesi istenen 3 adet teminat mektubu bedelinin 325.000,00 TL, 4 adet teminat senedi bedelinin ise 250.700,00 TL olduğu, buna göre toplam (325.000,00 TL + 250.700,00 TL + 200.000,00 TL) 775.700,00 TL üzerinden harç yatırılması gerekirken sadece 575.700,00 TL üzerinden harç yatırıldığı, bakiye 200.000,00 TL üzerinden harç yatırılmadığı ve bu harcın yargılama sırasında mahkemece de tamamlatılmadığı, teminat mektubu ve teminat senedi iadesi talebinin para ile değerlendirilebilen işlerden olduğu halde harçlandırılmadığı anlaşılmıştır.
492 sayılı Harçlar Yasası’nın 16. maddesi gereğince değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerler esastır. Aynı Yasa’nın 28. maddesinin (a) bendinde karar ve ilam harcının dörtte birinin peşin, geri kalanın kararın verilmesinden itibaren bir ay içinde ödeneceği hükmü yer almıştır. Yine aynı Yasa’nın 32. maddesinde yargı harçları ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılmayacağına dair emredici hüküm konulmuştur.
492 sayılı Harçlar Yasası’nın 16. maddesi gereğince kesin teminat mektuplarının ve teminat senetlerinin iadesi isteminin dinlenebilmesi için teminat mektupları ve teminat senetleri bedelleri üzerinden de nispi harcın yatırılması gerekir. Yatırılacak peşin nispi harç tutarı ise Harçlar Yasası’nın 28-a maddesi uyarınca teminat mektuplarının ve teminat senetleri bedeli üzerinden alınması gereken karar ve ilam harcının dörtte biridir. Mahkemece teminat mektuplarının ve teminat senetleri bedelleri üzerinden dava tarihi itibariyle alınması gereken karar ve ilam harcının dörtte biri oranındaki peşin nispi harcın, Harçlar Yasası’nın 30. maddesine göre davacıdan alınması için davacıya süre verilmeksizin, yargılamaya devam edilerek dava sonuçlandırılmıştır. Harçlar Yasası’ndaki düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olduğundan görevi gereği mahkemelerce kendiliğinden göz önünde tutulacağı gibi İstinaf aşamasında Daire tarafından da re’sen dikkate alınır.
Bu durumda mahkemece, iadesi talep edilen teminat mektuplarının ve teminat senetleri bedeli toplamı olan 575.700,00 TL yönünden sadece 375.700,00 TL üzerinden harç yatırıldığı, bakiye 200.000,00 TL üzerinden harç yatırılmadığı dikkate alınarak 200.000,00 TL için tarifeye göre hesaplanacak nispi ilam harcının dörtte biri tutarındaki peşin harcın yatırılması için davacıya Harçlar Yasası’nın 30. maddesine göre süre verilmesi, harç eksikliğinin davacı tarafından bu şekilde tamamlanması halinde yargılamaya devamla davanın sonuçlandırılması gerekirken kamu düzenine ilişkin olan harç hususu gözden kaçırılarak yargılamaya devamla işin esasıyla ilgili hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir (HMK md. 266/1). Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler (HMK md. 281/1). Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir (HMK md. 281/2). Mahkeme, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabilir (HMK md. 281/3). Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir (HMK md. 282/1).
Yine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 297. maddesinde hükümde yer alması gereken hususların neler olduğu düzenlenmiş olup, maddenin 1. Fıkrasının c bendine göre tarafların iddia ve savunmalarının özeti anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi zorunludur.
Mahkemenin gerekçeli kararında birleşen davada tarafların iddia ve savunmasının özetinin yer almadığı gibi, tarafların tüm talepleri ayrı ayrı değerlendirilmediği, davaya konu edilen alacak kalemlerinden hangilerinin hangi sözleşme kapsamında talep edildiği, neden kabul edildiği, hangilerinin hangi nedenle reddedildiği belirlenmediği gibi kararın gerekçesinin de mahkemece tartışılması gerekli tüm konuları içermediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, hükmün ve gerekçesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddelerinde gösterilen şartları taşımadığı açıktır. Mahkemece, bu şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi mahkemece alınan iki ayrı bilirkişi kurulu raporunda davada bir takım talepler yönünden farklı değerlendirme ve tespitlerin yer aldığı, her iki rapora karşı da taraf vekillerinin itiraz ve beyanlarda bulunulduğu, bu itizarlar yönünden bilirkişi raporlarının denetlenemediği gibi her iki bilirkişi raporunun çelişkili olmasına rağmen mahkemenin gerekçesinde hangi bilirkişi raporunun neden ve hangi gerekçe ile kabul edildiği açıkça belirtilmemiş, bu nedenle mahkeme gerekçesi denetlenememiştir.
Mahkemece yukarıda açıklanan sebeple asıl davada eksik harç ile buna ilişkin usûli işlemler tamamlanarak her iki davadaki dayanak sözleşmelerin taraf delilleri kapsamında mahkemece alınan iki bilirkişi kurulu raporları arasındaki çelişkileri giderecek şekilde ve ….a ilişkin sözleşmenin taraflarca tasfiye edildiği kabul edilerek bu kapsamda davacının alacağının olup olmadığı, ….sözleşmesi kapsamında ise işin tamamlandığı ancak davalının davacı alacağından mahsup talep ettiği alacak kalemlerine ilişkin delillerin de celbedilerek değerlendirilmesi suretiyle yeniden oluşturulacak konusunda uzman bilirkişi kurulundan oluşa uygun ve denetlenebilir bilirkişi raporu alınarak hüküm kurulması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekili, asıl davada davalı vekilinin diğer istinaf nedenleri incelenmeksizin istinaf başvurularının kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜNE,
2-Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/05/2017 tarih ve ….. sayılı kararının HMK’nın 353/1-a.4-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dairemiz kararına uygun şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Asıl ve birleşen davalarda davacı tarafından yatırılan (31,40 TL+35,90 TL+54,40 TL) toplam 121,70 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
5- Asıl davada davalı tarafından yatırılan 716,18 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
6-İstinaf başvurusunda bulunanlar tarafından yapılan istinaf kanun yoluna başvurma harçları ile yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 10/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır