Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/1126 E. 2021/308 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2019
NUMARASI :…
ASIL VE BİRLEŞEN
DAVALARIN KONUSU : Rücuen Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 25/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/04/2021

Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan rücen alacak istemlerine ilişkin davalarda mahkemece asıl ve birleşen davaların açılmamış sayılmasına dair verilen karara karşı süresi içinde asıl ve birleşen davalarda davacı vekili ile asıl ve birleşen davalarda davalı … İnş. Taah. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili; müvekkili kuruma bağlı … … İşletmeleri Müessesinin açık ocak sahalarından kömür çıkarmak amacıyla kömür üzerindeki örtü malzemesinin kaldırılması (dekapaj) işleminin delme-patlatma yöntemiyle gerçekleştirildiğini, 1980 yılından bu yana çalışma yapıldığını, işin bir kısmının davalı yüklenici firmalara yaptırıldığını, dekapaj çalışmaları sırasında patlatma yapılması sonucu ev ve müştemilatlarda hasar oluştuğu iddiasıyla zarar gören kişilerce müvekkili kurum aleyhine Soma Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davalar sonunda müvekkili aleyhine karar verildiğini, verilen kararların Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmesi üzerine hak sahiplerine ödemelerin yapıldığını, müvekkilinin ödediği paranın, zarara neden olan ve patlatma yaparak dekapaj işini davacı kurum ile akdedilen dekapaj sözleşmeleriyle gerçekleştiren yüklenicilerin sorumlu olduğunu ileri sürerek, davacı alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, asıl ve birleşen davaların davacı vekilinin 11/07/2019 tarihli oturuma mazeretsiz olarak katılmayarak davayı işlemsiz bıraktığı, hazır olan bir kısım davalılar vekillerinin de davayı takip etmeyeceklerini beyan ettiği, davacı vekilinin 21/02/2019 ve 16/05/2019 tarihli oturumlara da iştirak etmediği gibi mahkemede görülmekte olan rücuen alacak davalarının takip edilmemesi nedeni ile 11/07/2019 tarihli oturum tarihinden karar tarihine kadar 3 aylık süre içerisinde davaların yenilenmesine ilişkin dilekçe verilmediği gibi davalıların da davayı takip etmedikleri gerekçesiyle HMK’nun 150/5. maddesi uyarınca asıl ve birleşen davaların açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili istinaf dilekçesinde; 11.07.2019 tarihli duruşmada mahkemece dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken sonraki bir tarihe duruşma günü verilmesinin isabetsiz olduğunu, mahkemece dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmeksizin bir sonraki duruşma günü verildiğinden yenileme harcını yatırarak davaya devam etme olanaklarırın da ortadan kaldırıldığını, HMK’nun 150. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılması kararı verilebilmesi için öncelikle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesinin şart olduğunu, örnek Yargıtay kararlarında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmeden önceki sürece önem verildiğini ve usule uygun şekilde karar alınmasında hassasiyet gösterilmişken mahkeme kararında bu hassasiyetin gösterilmediğini, davanın açılmamış sayılması kararının maddi hukuka ilişkin sonuçları itibariyle son derece ağır nitelikte bir karar olduğunu, Yargıtay içtihatlarında bu ölçüde ağır sonuçlara sebebiyet veren kararın usule uygun şekilde alınmasına özen gösterildiğini, usule aykırı olarak verilen kararların bozulması yönünde uygulama yapıldığını, mahkemece duruşma gününün usulüne uygun şekilde taraflara tebliğ edilmeden davanın takipsiz bırakıldığı yönünde kanaate ulaşılmasının doğru olmadığını, yanlış kanaate dayanarak tesis edilen ve müvekkili kurumun uğramış olduğu zararların tazmin edilebilmesi amacıyla davalı şirketler aleyhine yaklaşık 20 yıldır takip edilen işbu dosyada verilen kararın ortadan kaldırılması gerektiğini, verilen kararın usule ve hukuka aykırı biçimde alınan bir karar olduğunu, bir kamu kurumu niteliğinde olan müvekkili kurumun ciddi şekilde zarara uğramasına neden olduğunu ve uğranılan bu zararın telafisinin mümkün bulunmadığını belirterek, mahkeme kararının bozulmasını ve müvekkili kurum lehine itirazlarını karşılar şekilde yeniden karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davalı … İnş. Taah. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde; her ne kadar davanın reddine karar verilmiş ise de sonuç itibariyle davanın reddine kararının doğru olduğunu, davalılar arasında teselsül ilişkisinin olmadığını, her bir davalı için ayrı ayrı dava açılması gerektiğini, davacının tüm ödemeler için rücu talebinde bulunurken, davacı tarafından müteahhitlerin toplam üretiminin 4 katı fazla üretim yapmasına rağmen bu üretimi yok sayarak kendi üretiminden kaynaklı zarar miktarını toplam zarardan düşürmeden talepte bulunduğunu, bu talebin hukuk dışı olduğunu, değişik tarihlerde ve değişik bilirkişi kurullarında alınan tüm raporlarda davacının bir alacağının olmadığı yönünde görüş bildirmesine rağmen mahkemece bu raporların dikkate alınmadığını, bu nedenle davanın esastan reddi gerekirken usulden ret kararı verilmesinin hatalı olduğunu, birleşen her bir dava için ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiğini, ancak mahkemece tek bir dava gibi hüküm kurulduğunu, yargılama giderlerinin de buna bağlı olarak hatalı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderlerinin de yeni kararda her bir dava için ayrı ayrı hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davalar, eser sözleşmesinden kaynaklanan rücen alacak istemlerine ilişkin olup, mahkemece asıl ve birleşen davaların açılmamış sayılmasına dair verilen karar asıl ve birleşen davalarda davacı vekili ile asıl ve birleşen davalarda davalı … İnş. Taah. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Dairemizin 18/09/2020 tarih… sayılı geri çevirme kararı gereğince eksiklik mahal mahkemesince ikmal edildikten sonra dosya Dairemize gönderilmiş, istinaf edilen kararın esası incelenmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Asıl ve birleşen davalar eser sözleşmelerinden kaynaklanan rücuen alacak istemlerine ilişkin olup, mahkemece, davacı vekilinin 21/02/2019 tarihli, 16/05/2019 tarihli ve 11/09/2019 tarihli celselere katılmadığı, en son 11/07/2019 tarihli oturum tarihinden karar tarihine kadar 3 aylık süre içerisinde davaların yenilenmesine ilişkin dilekçe verilmediği gibi davalıların da davayı takip etmedikleri gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde, asıl ve birleşen davalarda davalıların birden çok kişi / kurum olduğu, yukarıda belirtilen her üç duruşmada da bazı davalı veya davalılar vekilinin mazeretinin kabulüne karar verildiği ve duruşmanın başka bir güne ertelendiği, mahkemece hükme esas alındığı anlaşılan en son 11/07/2019 tarihli duruşmada ise, davacı vekilinin duruşmaya katılmadığı ve mazeret bildirmediği, duruşmaya katılan bazı davalılar vekillerinin de davaları takip etmeyeceğini bildirdiği anlaşılmış ise de , aynı duruşma tutanağının 2 no’lu ara kararı ile asıl ve birleşen davalarda davalı olduğu anlaşılan davalı … İnş. San. Ve Tic.Ltd. Şti vekilinin mazeretinin kabulüne karar verildiği, yine 3 ve 4 nolu ara kararları ile birleşen Ankara 1. ATM’nin …. sayılı dava dosyasının arandığı ve bulunamadığının yazı işleri müdülüğü tarafından bildirilmesi karşısında adli tatil süresince dosyanın aranmasının devam edilmesine, dosyaya bilirkişi raporunu sunan bilirkişilerinde tekrar aranmak suretiyle dosya akıbetinin sorulmasına ve bu işleme ilişkin yazı işleri müdürlüğünce tutanak tutulmasına, dosyanın kaybolmasında ihmali olan kişilerin tespit edilerek haklarında ceza ve disiplin yönünden gereğinin başlatılmasına ve ilgili işlemlerle ilgili Adalet Bakanlığı’na bilgi verilmesine karar verilerek duruşmanın başka bir güne bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
İhtiyari dava arkadaşlığı HMK’nın 57 ve 58. maddelerinde düzenlenmiştir. Davacılar veya davalılar arasında dava konusu olan hak veya borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması veya ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri ya da davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması hallerinde birden çok kişi birlikte dava açabilecekleri gibi aleyhlerine de birlikte dava açılabilir (HMK 57/1). İhtiyari dava arkadaşlığında, davalar birbirinden bağımsızdır. Dava arkadaşlarından her biri, diğerinden bağımsız olarak hareket eder (HMK 58/1).
Mecburi dava arkadaşlığı ise HMK’nın 59 ve 60. maddelerinde düzenlenmiştir. Maddi hukuka göre, bir hakkın birden fazla kimse tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi gereken hallerde, mecburi dava arkadaşlığı vardır (HMK 59/1). Mecburi dava arkadaşları, ancak birlikte dava açabilir veya aleyhlerine de birlikte dava açılabilir. Bu tür dava arkadaşlığında, dava arkadaşları birlikte hareket etmek zorundadır. Ancak, duruşmaya gelmiş olan dava arkadaşlarının yapmış oldukları usul işlemleri, usulüne uygun olarak davet edildiği halde duruşmaya gelmemiş olan dava arkadaşları bakımından da hüküm ifade eder (HMK 60/1).
Mahkemece, asıl ve birleşen davalarda davalı … İnş.San. Ve Tic.Ltd. Şti. vekilinin mazeretinin kabulüne karar verilmekle, bu davalı yönünden davaların takipsiz bırakıldığını söyleyebilme olanağı bulunmamakta olup, bu husus asıl ve birleşen davalarda tüm davalılar arasındaki hukuki ilişkinin yukarıda belirtildiği gibi ihtiyari veya zorunlu dava arkadaşlığı niteliğinde olup olmadığına göre verilecek kararı etkileyeceğinden mahkemece bu hususlar üzerinde durularak ve bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Diğer yandan, birleşen Ankara 1. ATM’nin … sayılı dava dosyasının mahkemenin hükme esas aldığı 11/07/2019 tarihi duruşma itibariyle henüz bulunmadığı ve duruşmanın bırakıldığı 05/12/2019 tarihinde dosyanın bulunduğunun belirtildiği, bu dava dosyası yönünden davacı vekiline duruşma gününü bildirir meşruhatlı davetiye çıkarılması gerekirken bu husus dikkate alınmadan bu birleşen bu dava yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi de doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davalarda davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulüne, diğer asıl ve birleşen davalarda davalı … İnş. Taah. Ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili ile asıl ve birleşen davalarda davalı … İnş. Taah. Ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurularının KABULÜNE,
2-Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/12/2019 tarih ve….. sayılı kararının HMK’nın 353/1-a.5 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dairemiz kararına uygun şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Asıl ve birleşen davalarda davacı tarafından yatırılan (54,40*5) toplam 272,00 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
5-Asıl ve birleşen davalarda davalı … İnş. Taah. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından yatırılan (54,40*5) toplam 272,00 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
6-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan istinaf kanun yoluna başvurma harçları ile yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 25/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır