Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/1112 E. 2022/695 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2020/1112 – Karar No:2022/695
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1112
KARAR NO : 2022/695
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/02/2019
NUMARASI : 2015/32 E-2019/122 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 22.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23.06.2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili;Taraflar arasında … Devlet Hastanesinin bir kısım inşaat işlerinin yapılması hususunda 30/05/2012 tarihli “Yangına dayanıklı kapılar, şaft kapakları, imalat ve montaj işleri” başlıklı taşeron sözleşmesi imzalandığını, sözleşme ile davalının hastanenin poliklinik ve G-H bloklarındaki işlerin yapımını üstlendiğini, davalı şirketin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, üstlendiği işlerin hiç birisini yapmadığından Üsküdar 16. Noterliğinin 27/09/2013 tarihli … yevmiye nolu ihtarname ile işlerin 21/10/2013 tarihine kadar yapılmasının ihtar edildiğini, davalının ihtara rağmen işi yapmadığını ve herhangi bir cevap da vermediğini, müvekkilinin işveren karşısında zor durumda kalması nedeni ile bahse konu işleri başka bir şirkete yaptırmak zorunda kaldığını ve bedelini de ödediğini, Ankara 43. Noterliğinden keşide edilen 25/06/2014 tarihli … yevmiye nolu ihtarname ile davalının yapmadığı işlerden doğan zararı olan 7.494,02 TL alacağın tahsilinin talep edildiğini, ihtarnamenin tebliğine rağmen ödeme yapılmadığını, ihtarnamede belirtildiği üzere işlerin toplam bedelinin 17.657,02 TL, davalının tamamlamış olduğu işlerden bakiye alacağı 10.163,00 TL olup, dolayısıyla davalının müvekkili şirkete 7.494,02 TL borcu bulunmakla, tahsili için Ankara 28. İcra Müdürlüğü’nün 2014/15178 sayılı dosyası ile yaptıkları takibe davalının haksız itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; Taraflar arasındaki sözleşme kapsamında müvekkilinin tüm imalatları tamamlayarak şantiyeye naklettiği, bir kısmının montaj işini de tamamlandığını, bir yılı aşkın sürede yer tesliminin yapılmaması nedeniyle montajın tamamlanamadığını, davacıdan kaynaklanan nedenlerle işin ikmal edilemediğini, bu kısma ilişkin imalat ve malzemelerin sözleşme süresi içerisinde imalatların davacı yana bırakıldığını, sözleşmede imalat ve malzemelerin uygun ortamda depolanması ve korunması sorumluluğunun davacıya ait olduğunu, tutanaklarla bu durumun ispatlandığını, iş programının davacı yanca aksatıldığını, davacının müvekkiline yapması gereken ödemelerde de temerrüde düştüğünü, 27/09/2013 tarihli ihtarnamenin müvekkiline tebliğ edilmediğini, davacı tarafça sözleşme feshedilmeden sözleşmenin 10/4 ve sair maddelerindeki usul gerçekleşmeden fahiş fiyatlarla kalan işin üçüncü şahsa yaptırıldığına ilişkin iddiaların yerinde olmadığını, müvekkilinin üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiğini, müvekkili nam ve hesabına işleri yaptırma hukuki koşullarının gerçekleşmediğini, kabule göre de takibe konu edilen tutarın fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; Davanın eser sözleşmesi kapsamında davalı nam ve hesabına yaptırılan iş bedeli/zararın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olduğu, taraf delillerinin toplandığı, bilirkişi kurulundan rapor alındığı, davanın İİK.’nın 67.maddesi gereği 1 yıllık hak düşürücü sürede açıldığı, davacının müteahhit (işveren), davalının taşeron, asıl iş sahibinin … olduğu, … Devlet Hastanesinin bir kısım inşaat işlerinin yapılması hususunda 30/05/2012 tarihli “Yangına dayanıklı kapılar, şaft kapakları, imalat ve montaj işleri” taşeronluğu hususunda sözleşme yapıldığının tarafların kabullerinde olup, 3. şahsa taşeron nam ve hesabına yaptırıldığı iddia olunan iş nedeni ile alacak varsa miktarının uyuşmazlık konusu olduğu, tarafların ticari defterlerinin talimatla mali müşavir bilirkişiler aracılığıyla inceletildiği, mahkemece inşaat mühendisi bilirkişinin de olduğu bilirkişi kurulundan rapor alındığı, 05/05/2018 tarihli kök ve 07/11/2018 tarihli ek raporda özetle, taraflar arasında yapılmış 30/05/2012 tarihli sözleşme kapsamında sözleşmenin birinci maddesinde belirtilen toplam 8 adet olarak sıralanan imalat ve montajların birim fiyat üzerinden yapılması işi olup, toplam bedelinin 134.820,00 TL (KDV hariç) olduğu, sözleşmenin 6. maddesinde imalatların 50 takvim gününde yapılacağı, hazır olan imalatın 20 takvim gününde montajının tamamlanacağı, 6/e maddesinde süresinde gerçekleşmeyen işle ilgili yüklenici tarafından yazılı ihbara gerek kalmadan sözleşmenin feshedilebileceği ve teminatın irat kaydı olunacağı, işlerin taşeron nam ve hesabına yapılacağı, bu bedelin taşeron hesabına borç kaydedileceğinin akdedildiği, davacı tarafından davalıya gönderilen Üsküdar 16. Noterliğinin 27/09/2013 tarihli ihtarnamesinde iş eksiğini 21/10/2013 tarihine kadar tamamlanmasının talep edildiği, asıl iş sahibi … tarafından gönderilen belgelerde işin bitim tarihinin 14/03/2013 olarak belirlendiği, geçici kabulün 07/02/2014 tarihinde, kesin kabulün ise 08/06/2015 tarihinde onaylandığının bildirildiği, işin tamamlanmış olduğu, davacı yanın sözleşmenin 6. maddesi kapsamında taşeron namına yaptırdığı işin bedelini isteyebileceği, ancak Üsküdar 16. Noterliğinden 27/09/2013 tarihli ihtarname ile 21/10/2013 tarihine kadar işlerin tamamlanmaması halinde sözleşmenin 8.maddesi uyarınca gecikme cezasının uygulanacağının ihtaren bildirildiği, davalı şirketin adresine tebligatın yapıldığı, davacı iş sahibinin seçimlik haklarından aynen ifa ile gecikme cezasını talep etmekle, aynen ifadan vazgeçip nama ifa suretiyle müspet zararını talep hakkının koşullarının oluşmadığı kanaatını bildirdikleri, sözleşme birim fiyatlı olup, teslime rağmen mükerrer talep olduğu belirtilip teslim edilen malzemeler dikkate alınarak hesaplama yapıldığı, ayrıca 28/08/2013 tarihli 3 nolu hakedişe göre taşerona ödenecek net tutarın 10.255,51 TL olarak belirlendiği, taraflar arasında 25/02/2014 tarihli mutabakatta 10.163,03 TL’ de davacı teklifine davalı tarafça mutabıkız şeklinde yazılıp imzalandığı, bilirkişice teslim edilen ürünlere ilişkin tutanaklardan sadece bir adet kapanma düzenleyicisinin eksik olduğu, yapılan hesaba göre davacı tarafın namı hesabına 9.517,42 TL’lık imalat gerçekleştirdiği, davalı alacağının 10.163,03TL olmasına göre davacının alacağı olmadığından itirazın haklı olduğu tespitinin yapıldığı, toplanan delillerden, 30/05/2012 tarihli tarafların kabulünde olan sözleşmenin 6.maddesinde müteahhidin, taşeron namına yaptırdığı iş bedelini isteyebileceğinin kararlaştırılmasına göre davacının eksik iş bedelini bu kapsamda isteyebileceği, ayrıntıları belirtilen rapordaki bilirkişi kurulunun hesaplamaya ilişkin mütaalasına mahkemece itibar edildiği, birim fiyatlı sözleşme kapsamında davalı yüklenici tarafından şaft kapaklarının teslim edildiği (3 adet 69/180 şaft kapağı), kapıların tamamında teslim edildiği, davalı tarafça bu malzemelerin bedelinin mükerrer olarak talep edildiği, (faturada talep edilenle yapılanların ölçüsünün aynı olmadığı) faturada belirtilen eksik teslim edilen bir adet kapanma düzenleyicisinin 9.517,42 TL’ye imalatının gerçekleştirildiği, davalı taşeronun iş bedeli alacağının davacı tarafça dava dilekçesinde ve delil olarak dayandığı mutabakat belgesinde 10.163,03 TL olmasına göre davacı alacağı olmadığından, davacının yaptığı icra takibine davalının yaptığı itirazında haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalının sözleşme hükümleri uyarınca yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilinin idare ile imzaladığı ana sözleşme bakımından da süre sıkıntısı yaşanmasına sebebiyet verdiğini, davalının edimini eksik ifa ettiğini ikrar ettiğini, davalı firmanın yasal süre içerisinde cevap dilekçesi vermediğini belirterek müvekkili şirket aleyhine olan hiçbir beyanını kabul etmediklerini, bununla birlikte dosya kapsamındaki beyanlarında tüm imalatı tamamladığını ancak bir kısım montaj işini yapmadığını açıkça belirttiğini, taraflar arasındaki sözleşme gereğince, davalının hem imalatı hem de montajı gerçekleştireceğini, bu nedenle davalının açıkça ikrar ettiği üzere montajı tamamlayamayan davalının, müvekkilinin davalı adına üçüncü kişilere yaptırdığı işlerin bedelinden bizzat sorumlu olduğunu, dosyada tanzim edilen 21.10.2016 ve 20.06.2017 tarihli bilirkişi raporlarının müvekkilinin haklılığını ortaya koymasına rağmen mahkemece davanın reddedildiğini, 05.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmelerin gerek dosyadaki bilgi ve belgelere, gerekse kanuna aykırı olduğunu ve bu rapordaki değerlendirmelerin mahkemece hükme esas alınmaması gerektiğini, sözleşmenin 6., 8. ve 9. maddelerine bakıldığında, taşeron firmanın eksik bıraktığı işlerin üçüncü bir firmaya ifa ettirilebileceği ve bu durumdan doğacak her türlü zarar ve fiyat farkının taşeron firmaya ait olacağının kararlaştırıldığını, bilirkişinin raporda ambara teslim edilen malların tespitini yaptığını ancak herhangi bir gerekçe belirtmediğini, sadece davalı firmanın beyanın esas alınmasıyla bu malların teslimin yapıldığının kabul edilmesinin müvekkilinin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, davalı firmanın sözleşmede kararlaştırılan imalat ve montaj işini tam olarak bitirmediğini, bu sebeple de müvekkili firmanın üçüncü bir firma ile çalışması sonucunu doğurduğunu, ayrıca bilirkişi raporunda, müvekkilinin üçüncü bir firmayla çalışarak onlara kestiği faturaların bu sözleşme kapsamına girip girmediği konusunda gerekçeli bir açıklamanın bulunmadığını, eksik inceleme neticesinde yanlı hazırlanan raporun hükme esas alınmaması gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı ile davalı arasında, davacı ile dava dışı işveren arasında akdedilmiş olan … Devlet Hastanesi ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi inşaatı işi kapsamında yapılacak olan yangın kapıları, şaft kapakları…işlerinin imalatı ve montajının yapımı hususunda 30/05/2012 tarihli taşeron sözleşmesi imzalanmış olup davacı yüklenici, davalı taşerondur.
Taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklanmış uyuşmazlıkta mahkemece dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle davalı tarafça sözleşme kapsamında teslim edilen malzeme ve yapılan imalatlar yönünden ödenmemiş bakiye alacağının bulunmasına, iş bedeli ödenmeyen kısımlar yönünden eksik işlerin bedelinin talep edilmesinin mümkün olmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödediği başvuru harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 22.06.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…

Üye…

Üye…

Katip…