Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/1101 E. 2022/710 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2020/1101 – Karar No:2022/710
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1101
KARAR NO : 2022/710

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/07/2020
NUMARASI : 2016/656 E-2020/282 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 22.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23.06.2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; Müvekkili firmanın İstanbul ilinde grafik, tasarım, prodüksiyon vs. işlerini yapan bir gerçek şahıs firması ve firmanın adının … Prodüksiyon olduğunu, müvekkilinin işlettiği şirketin zaman zaman almış olduğu işlerin yapımı ve üretimi için ”…” olarak başka kişilerle de çalıştığını, 2015 yılı Nisan ayı başında müvekkili ve … olarak daha önce iş yapan … ve …’ın Ankara’da birincisi düzenlenecek olan … Festivalinin koordinatörü … ile … aracılığı ile tanıştıklarını, … ile … ve …’ın festivalin basılı ve dijital görsellerinin hazırlanması işi için ön anlaşma yaptıklarını, … ve …’ın … olarak ortak iş yaptığı müvekkili davacı ile anlaşmaya vardıklarını, müvekkilinin, … çalışanları … ve … aracılığı ile …’e üç hafta gibi kısa bir sürede festivalin bütün görsel çalışmalarını ve …’nin sergisi için katalog ve logo çalışmalarını kapsar şekilde yapmayı taahhüt ettiğini, tarafların sözlü anlaşması ile işin bütçesinin 40.000,00TL/50.000,00TL olarak öngörüldüğünü, tarafların 18/04/2015 tarihinde anlaştıklarını, müvekkili ve ekibinin çalışmaları neticesinde ortaya çıkan işlerin süreç içinde kalem kalem davalı şirkete teslim edildiğini, bu işlerin basılı olarak yayınlandığını, sosyal medyada da paylaşıldığını, yine bu materyallerin farklı formatlarda da basılı olarak yayınlandığını, festivalin bitiminden bir gün sonra yani 25/05/2015 tarihinde facebook üzerinden festival süresince müvekkilinin yaptığı profil, kapak fotoğrafı, etkinlik afişleri vb. tüm belgelerin silinip yerine temsili alakasız başka görsellerin konulduğunu, davalının müvekkilince yapılan işleri kullandığına ilişkin dökümanları, ekran görüntülerini dilekçe ekinde sunduklarını, festival bittikten sonra davalının ödeme yapmadığını, bunun üzerine müvekkili tarafından Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2015/25102 sayılı dosyası ile davalı aleyhinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun itirazı ile takibin durduğunu belirterek haksız itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; Davacı tarafın iddialarının gerçek dışı olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, taraflar arasında düzenlenmiş bir sözleşme olmadığını, dava konusu edilen hususun müvekkili şirket ile dava dışı olan ve dava dilekçesinde ismi geçen kişi/kişiler arasında geçtiğini, müvekkili şirketin düzenlediği “…Festivali” adlı organizasyon için kullanılacak logo, afiş vs. için müvekkilinin çalışanı …’in, dava dışı … ve … adlı kişilerin bu işi cüz’i bir fiyata yapacağını belirtip birkaç tasarımcıdan daha istediği gibi bu kişilerden de ön çalışma istediğini, bu arada taraflar arasında ne yazılı ne de sözlü hiçbir sözleşmenin kurulmadığını, … ve … adlı kişilerden yapılması istenen işe ilişik net fiyat teklifi istendiğini ancak uzunca bir süre müvekkiline bu konuda bir cevap verilmediğini, daha sonra müvekkiline gönderdikleri fiyat listesinin müvekkili tarafından piyasada araştırılınca bunun fahiş miktarda (yaklaşık olarak 10 kat) fazla olduğunun görüldüğünü ve müvekkili çalışanı olan … adlı kişi ile bu kişiler arasında kar ortaklığı oluşturulduğunu, müvekkilinden alınacak fazla paranın aralarında bölüşüleceği anlaşılınca … adlı müvekkili çalışanının derhal işten çıkarıldığını ve ismi geçen kişilerle de ilişiğin kesildiğini, dava dilekçesinde yapıldığı ve teslim edildiği söylenen işlerin çoğunun müvekkili ile ilgili olmayan işler olduğunu ve müvekkilinin işine yaramadığından müvekkilince kullanılmadığını, müvekkilinin akabinde dava konusu edilen işi … – … isimli şahıs firmasına dilekçe ekinde sunulan faturalar kapsamında yaptırıldığını ve bu şekilde kullanmış olduğunu, yaptırılan ve kullanılan örneklerin fiziki olarak ve kullanım şekilleriyle mahkemeye sunulabileceğini, bu hususun gerek müvekkili ve gerekse … – … isimli şahıs firmasının ticari defter ve kayıtlarında da bulunduğunu, bu nedenlerle davanın haksız ve yersiz olduğunu belirterek davanın reddine, davacı aleyhine %20′ den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, dava tarafları arasında sözleşme yapılıp yapılmadığı, davalı ile dava dışı … ve … adlı kişiler arasında bir anlaşma olup olmadığı, davalıya teslim edilen işlerin davacı tarafça yapılıp yapılmadığı, teslim edilen işlerin ön çalışma niteliğinde mi yoksa ifa niteliğinde mi olduğu, dava tarafları arasındaki hukuki ilişkinin mahiyeti, davacı alacaklı ise alacağın varlığı ve miktarı ile icra takibine itirazın yerinde olup olmadığı noktasında toplandığı, davalı tarafın husumeti itirazına gelindiğinde, davalı tarafın da kabulünde olduğu üzere eski çalışanı olduğu belirtilen … ile dava dışı … ve … arasında ”1. Uluslarası …Festivali” kapsamında afiş, katalog, poster, bilboard ve çanta çalışmalarının yapılması işi için sözlü anlaşma söz konusu olduğu, dava konusu bu iş için de dava dışı … ve … ile grafik, tasarım, prodüksiyon gibi işler gören davacı arasında festivalin basılı ve dijital görsellerinin hazırlanması, tanıtım filmi, radyo spotu gibi prodüksiyon işlerinin yapımı konusunda sözlü anlaşıldığı, bu anlaşmaya istinaden davacı tarafından yapılan işler karşılığında takip konusu fatura bedelinin davalı tarafından ödenmesi için icra takibine başlanıldığı, dava dışı … ve …’ın yaptığı ve davacının üstlendiği işlerden yararlananın davalının kendisi olduğundan dava tarafları arasında akdî ilişki bulunmamakla birlikte davacının gerçekleştirdiği imalat bedelinden işin yapıldığı tarih piyasa rayicinden dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 526. vd. maddelerinde düzenlenen vekâletsiz iş görme hükümlerine göre davalı taraf sorumlu olacağından davalının husumet itirazının yerinde olmadığının anlaşıldığı, somut olayda mahkemece aldırılan her iki bilirkişi raporunda da isabetle belirtildiği üzere bir dönem davalı yanında çalıştığı anlaşılan … adlı şahsın, dava dışı tanık olarak beyanlarına başvurulan … ile ”1…. Festivali” kapsamında ”Afiş, Katalog, Poster, Bilboard ve Çanta” çalışmalarının yapılması için anlaştığı, bu kapsamda … adlı şahsın … adlı şahısa çalışmalar için gerekli olan logo, fotoğraf ve içerikleri yolladığı, bahsi geçen iki taraf arasındaki yazışmalardan ve çalışmalardan davalı şirket yetkilisi …, …, … ve … adres ve kişilerinin de elektronik postalara eklenerek haberdar olduğu, bu suretle davalı tarafın …’in davalı şirketin talimatları dışında hareket ettiğine ve yapılan işe muvafakat edilmediğine yönelik itirazlara itibar olunmadığı, dava dışı … adlı şahsın davalı tarafın istekleri doğrultusunda bütün çalışmaları festival başlamadan tamamladığı, bunun aksine davalı tarafından iddia edilen bahse konu işlerin dava dışı …-… isimli şahıs firmasının ”1…. Festivali”nde kullanılmak üzere yapıldığına ilişkin çalışmalarla ilgili örneklerin dava dosyasında bulunmadığı, taraflar arasında bir yazılı sözleşme bulunmaması, takip konusu faturanın davalı tarafın ticari kayıtlarında yer almaması ancak yukarıda da belirtildiği üzere istenilen çalışmanın festival başlamadan tamamlanması dikkate alındığında yapılan çalışma konusunda teknik bilgiye sahip bulunan bilirkişi …’ın 2015 yılı piyasa rayicine göre ”1…. Festivali” için tamamlanan işin karşılığının 45.000,00TL olduğuna yönelik tespitine mahkemece itibar edildiği, diğer yandan takip tarihinden önce davacı tarafın davalıyı temerrüde düşürmediği, dosyada bulunan ihtarname dava dışı … ve … tarafından davalıya gönderildiğinden davacı tarafın işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, dosyada toplanan deliller, icra dosyası, ticari defter kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre, davacı tarafın, faturadan kaynaklanan ve bilirkişi raporu ile hesaplanan 45.000,00 TL asıl alacak için icra takibi yapmakta haklı olduğu, davalı temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, belirtilen olgular ve taleple bağlılık ilkesi gereğince davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından bilirkişi raporunda hesaplanan asıl alacak miktarı üzerinden takibe itirazın kısmen iptali ile takibin devamına, asıl alacak likit olmadığından ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı ve fazla taleplerinin reddedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, Ankara 16. İcra Müdürlüğü’nün 2015/25102 takip sayılı dosyasına davalı borçlunun yaptığı itirazın kısmen iptaline, icra takibinin 45.000,00 TL asıl alacak üzerinden takipte belirtilen şartlarla devamına, asıl alacak likit olmadığından davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme tarafından davacının aktif husumet ehliyeti konusunda yapılan araştırmanın yetersiz olduğunu, dosyaya sunulan dava konusu alacakla ilgili olarak müvekkiline karşı … ve … tarafından Eskişehir 3. Noterliğinin … yevmiye sayılı 22/06/2015 tarihli ihtarname, taraflar arasındaki yazışmalar, tanık beyanları ve davacı iddialarının tamamı dikkate alındığında davacının aktif husumet ehliyetinin olmadığının görüldüğünü, kaldı ki taraflar arasında “Taslak Çalışma”ya dair anlaşmanın dahi dava dışı … ve … ile yapıldığını, davacının başlangıçtan itibaren hiçbir yerinde bulunmadığı, adının dahi geçmediği bu işin hangi nedenle alacaklısı olduğunun açıklanmadığını ve ispat edilmiş de olmadığını, mahkemenin … ve … adlı kişilerin işi yapıp süresinde teslim ettiklerine dair kabulünün yerinde olmadığını, taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığı ve işin tam olarak ne olduğu belli olmadığına göre işin tam olarak süresinde yapıldığına dair kabulün dayanaksız kaldığını, bundan başka davacılar tarafından yapılıp müvekkilline teslim edildiği iddia edilen işlerin hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen heyetçe incelenip incelenmediğinin de belli olmadığını, bilirkişi raporu ve mahkeme kararında dinlenen tanık beyanlarının yeterince değerlendirilmediğini, dinlenen tanıkların davacının kendisi tarafından yapıldığını iddia ettiği işle ilgisinin olmadığını, müvekkili şirketin bu işle ilgili olarak … ve … isimli kişilerle çalıştığını, bu kişilerle de sadece ön çalışma yapıldığını, bu kişileri müvekkili şirket çalışanı …’in cüz’i bir miktara yapacaklarını söyleyip bulduğunu, müvekkilinin işin fiyatını netleştirme çabasının sürekli geçiştirildiğini, sonradan aralarında kar ortaklığı oluşturulduğunu, müvekkilinden alınacak fazla paranın aralarında bölüşüleceği anlaşılınca … adlı müvekkili çalışanın derhal işten çıkarıldığını, … ve … adlı kişilerle de ilişiğin kesildiğini, yapıldığı ve teslim edildiği söylenen işlerinin çoğunun müvekkili ile ilgili olmayan ve müvekkilinin işine yarayan işler olduğunu, yaptıkları önçalışmaların da müvekkiline teslim edilmediğini, bu nedenle de müvekkilince kullanılmadığını, dava konusu edilen işi … – … isimli şahıs firmasına yaptırıldığının tanıklarca beyan edildiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.073,95 TL istinaf karar harcından peşin alınan 897,09 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.176,86 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödediği başvuru harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 22.06.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…

Üye…

Üye…

Katip…