Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/1079 E. 2022/415 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/01/2020
NUMARASI :…..

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 14.04.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14.04.2022
Eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talepli davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; davalının yüklenicisi olduğu bina inşası kapsamındaki dış cephe ve çatı kaplama işinin 18.08.2015 tarihli sözleşme ile müvekkiline taşere edildiğini, müvekkilinin işi eksiksiz olarak tamamlayıp teslim ettiğini, iş sahibi … … Müdürlüğünün 27.05.2016 tarihli tutanakla geçici kabul yaptığını, 41 maddeden oluşan geçici kabul eksik işler listesinin birinci ve ikinci sırasında yer alan işlerin müvekkili tarafından üstlenildiğini, müvekkilinin bu eksiklikleri en kısa zamanda giderdiğini, 07.12.2016 tarihli 311.443,65 TL tutarlı hakediş faturasının davalı tarafça itiraz süresi geçirilerek 21.01.2017 tarihinde iade edildiğini, iade faturasında her nasılsa 31.12.2016 tarihinin yazıldığını, belirtilen hakediş faturası ile cari hesap bakiye alacağın 32.691,46 TL’nin 23.01.2017 tarihli ihtara rağmen ödenmediğini, davalının 30.01.2017 tarihli cevabi ihtarnamesinde müvekkilini sorumlu tutarak ödemekten kaçındığını ve 2017/5 D.iş sayılı dosyayla delil tespiti yaptırdığını, delil tespitinde müvekkilinin işin bütününü üstlenmiş gibi değerlendirme yapıldığını, eksik iş bulunmadığını, işin ayıpsız olarak teslim edildiğini, açık ayıplar için muayene ve bildirim külfetinin yerine getirilmiş olması gerektiğini, malzemelerin davalı tarafça seçildiğini, delil tespitinde belirtilen trapez kesitli metal sac kaplama ile aydınlık amaçlı şeffaf malzemelerin hatve formları ile aralıkları farklı olduğundan birbiri üzerine bindirilmesinin teknik olarak mümkün olmadığını, müvekkilinin sözlü olarak uyardığını, davalının yıllardır inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini, talimatı doğrultusunda ve seçtiği malzeme kullanılarak montajın yapıldığını, 2016 yılı temmuz ayı başında idari kısım üst kat güney cephede çatı panel sacları arasından yağmur suyu sızdığının bildirildiğini, müvekkili teknik elemanlarının yaptığı incelemede suyun çatıdan değil müvekkilinin yükümlülüğünde olmayan yağmur suyu indirme borularından kaynaklandığının belirlendiğini ve durumun davanın şantiye şefi …’e gösterildiğini, yine pencere metal pervaz binilerinden yağmur suyu girdiği belirtilmişse de; müvekkilinin cephe kaplamasının usulüne uygun yaptığını, pencerelerin başka kişiler tarafından monte edildiğini, müvekkilinin belirtilen fatura ile cari hesap bakiyesinin tahsili için başlattığı icra takibinin haksız itiraz sonucu durduğunu öne sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; davacının üstlendiği işleri gereği gibi yapmadığını, çatı ve cephe kaplamalarında izolasyon ve sızdırmazlık sorunları yaşandığını, geçici kabulden önce 19.04.2016 tarihinde keşide edilen ihtarname ile davacıya bildirildiğini, idarenin yaptığı geçici kabul tutanağında eksikliklerin belirlendiğini, müvekkilinin bu eksikliklerin ve kusurlu işlerin giderilmesi için 09.06.2016 tarihli ihtarnameyi keşide ettiğini, 2017/7 D.iş sayılı dosyada eksik ve hatalı işlerin belirlendiğini, davacı teslimde geciktiğinden gecikme cezası talep haklarını saklı tuttuklarını savunarak davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “… Mahkememizce alınan 20.02.2019 tarihli Bilirkişi Kurulu raporunda ve 07.11.2019 tarihli ek raporda ; değişik iş dosyasında tespit edilen kusurlu işlerin davacı alt yüklenicinin sorumluluğu altındaki işlerden olmadığı, trapez kesitli şeffaf levhalar ile sac levhaların birbiri üzerine tekniğe uygun şekilde bindirilmemesinden kaynaklı kusur ve noksanın açık ayıp niteliğinde olup en geç eserin teslimi anında davalı tarafından ileri sürülmesi gerektiği sonradan ileri sürülmesinin mümkün olmadığı belirtilmiştir. Olup alınan rapor ve ek raporlar çerçevesinde davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 344.135,11 TL alacağı olduğu, dolayısıyla davalı tarafından borca yönelik itirazın haksız olduğu” gerekçesiyle ” Davanın Kabulüne, Ankara 25 İcra Müdürlüğü 2017/5796 E, sayılı takip dosyasında davalının itirazının iptaline takibin devamına, alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayla saptandığından davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine…” karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafın cevap dilekçesini kötü niyetle ıslah ettiğine dair itirazları mahkemece kabul edilerek ıslah dilekçesine değer verilmemiş ise de; davalının disiplin para cezasına mahkum edilmediği, müvekkilinin 746.311,57 TL tutarlı faturayı fiziken ve 311.443,65 TL tutarlı faturayı ise elektronik ortamda gönderdiği, davalının 8 günlük sürede itiraz etmediği, e-faturayı itiraz süresini geçirerek 20.01.2017 tarihinde iade ettiği, faturalara ve içeriklerine itiraz edilmediğinden alacağın likit olduğu, davanın kabulüne karar verildiği, müvekkili lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, reddine karar verilmesinin doğru olmadığı nedeniyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının sözleşme ile üstlendiği işi gereği gibi yerine getirmediği, müvekkilinin farklı tarihlerde eksik ve kusurlu işleri ihtarnamelerle bildirdiği, işlerin eksik bırakıldığının idare tarafından düzenlenen geçici kabul tutanağı ile de tespit edildiği, 2017/5 D.iş sayılı dosyada eksik ve hatalı işlerin belirlendiği, müvekkilinin dava dışı … şirketiyle yaptığı 21.04.2017 tarihli sözleşme ile nama ifa olarak tamamlattığı, 10.11.2017 tarihinde yapılan kesin kabule işin yetiştirildiği, bilirkişi heyetinin kök ve ek raporlarda haksız ve görev sınırını aşan tespitlerde bulunduğu, davacı tarafın delil bildirilmesine muvafakat etmemesi nedeniyle, bilirkişi ikinci ek raporunda belirtilen bir kısım belgelerin cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla dosyaya kazandırıldığı, müvekkilinin usul hukukundan doğan bir hakkı kullandığı halde mahkemece kötü niyetle ıslah olarak değerlendirildiği, mahkemenin eksik işleri davacı nam ve hesabına tamamladığını müvekkilinin kanıtlayamadığı gerekçesiyle hüküm kurduğu, oysa geçici kabul tutanağında “yüklenici tarafından eksiklikler giderilmiştir” ibaresinin yer aldığı, dava dışı …… Şirketiyle yapılan sözleşme ile bu şirkete yapılan 120.313,39 TL ödemenin hiçe sayıldığı, hakediş icmalinde yer alan iş kalemlerinden bunların davacı yükümlülüğünde olduğunun anlaşıldığı, oysa davacı tarafça sunulan neye ilişkin olarak düzenlendiği dahi belli olmayan 20.060 TL tutarlı faturanın güçlü delil sayıldığı, eksik iş kalemlerinin davacının yükümlülüğünde olduğunun bizzat davacının kabulünü içeren e-posta yazışmaları ve zeyilnamelerle belli olduğu halde yok sayıldığı, 2017/5 D.iş sayılı delil tespit dosyasındaki raporda eksik işlerin davacının yüklenimindeki işler olduğunun açıkça belirtildiği, davacının da geçici kabul tutanağındaki 1 ve 2 numaralı eksik işlerin sorumluluğunda bulunduğunu kabul ettiği halde hükme esas alınan raporda davacı ile yapılan sözleşme kapsamında olmadığının değerlendirildiği, mahkemece de belirtilen işlerin davacı tarafça benimsendiğinin vurgulandığı, mahkemece şeffaf levhalar ile sac levhaların uygun şekilde bindirilmemesinin açık ayıp kabul edildiği, oysa aksesuarların da davacının sorumluluğunda olduğu, davacı yetkilisinin müvekkili proje müdürü Kesin’e gönderdiği 05.05.2016 tarihli e-postada su birikmesine ilişkin sorunu kabul ederek hava koşullarının uygun olduğunda giderileceğini bildirdiği, davacının delil tespit raporuna itiraz dilekçesinin sekizinci maddesinde çatıdaki sızdırmazlık işlerinin kendisine ait olduğunu açıkça ikrar ettiği, müvekkilinin 30.01.2017 tarihli ihtarnamede izolasyon ve sızdırmazlık durumunun sözleşmede belirtilen kalite ve standarda getirilmesini ihtar ettiği, davacının cevap dahi vermediği, müvekkilinin işin tamamlanması için birçok kez bildirimlerde bulunduğu, delil tespitinde yapılmadığı belirlenen bitümlü süngerlerin yapılmamasının hükme esas alınan raporda açık ayıp olarak nitelendirildiği, süngerlerin bulunmadığı tespit edildiğinden ifadan söz edilemeyeceği, sözleşmenin dördüncü maddesi gereğince iş idare ve müvekkili tarafından onaylanmış olsa dahi davacının sorumluluğunun, mevzuat ve sözleşme gereğince müvekkilinin idareye karşı sorumluluğu devam ettiği müddetçe süreceği, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı değerlendirilmesinin hukuka aykırı olduğu nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talepli olup, mahkemece davanın davanın kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355. madde uyarınca istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda davacı taşeron, davalı yüklenici olup, davalının dava dışı iş sahibi … Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü ile yaptığı sözleşme kapsamındaki … Binası’nın cephe ve cephe kaplama yapılması ile trapez sac kullanılarak çatı kaplama yapılması vs. işlerin 18.08.2015 tarihli, anahtar teslim 801.765,52 TL + KDV birim fiyatlı sözleşme ile davacıya taşere edildiği, davalının idareyle yapmış olduğu sözleşme ve eklerine atıfla işin bu sözleşme ve eklerine göre yapılmasının, taşeronun hatalı, eksik veya tutarsız bulduğu hususları yazılı olarak yükleniciye bildirmesinin kararlaştırıldığı, davacı taşeronun geçici kabul tutanağının onay tarihinden başlamak üzere ana sözleşme uyarınca yüklenicinin idareye karşı sorumlu olduğu süre boyunca garanti verdiği (4.3.12.), dava dışı idarenin geçici kabulü 09.05.2016 tarihi itibar olunarak 27.05.2016 tarihinde yaptığı, 41 kalem eksiklik belirlendiği, listenin birinci ve ikinci sırasında yer alan çatı ve oluk sızdırmazlık izolasyonlarının tamamlanması ile cephe kaplamasında bozuk olan yerlerin düzeltilmesi, pencere sızdırmazlıklarının yapılması ve eksik aksesuarların tamamlanmasına ilişkin eksikliklerin davacı taşeron tarafından dava dilekçesinde benimsenerek kısa sürede giderildiğinin savunulduğu, idare tarafından düzenlenen 22.06.2016 tarihli tutanakla geçici kabul eksikliklerinin giderildiğinin belgelendiği, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince sözleşmenin yürürlükte olduğu dönemde sözleşme kapsamındaki mevcut imalatın davacı taşeron tarafından yapıldığının karine olarak kabulü gerektiği, davalı yüklenici tarafından belirtilen geçici kabul eksikliklerinin tamamlanması için davacıya ihtarname keşide edilmiş ise de davacı nam ve hesabına gidertildiğine ilişkin kanıt sunulmadığı, 09-10.08.2017 tarihlerinde yapılan incelemeler sonucunda idarenin 10.08.2017 tarihinde işin kesin kabulünü yaptığı, kesin kabul tutanağında inşaat işlerine ilişkin olarak çatıda bulunan su akıntısının giderilmesi, akıntı nedeniyle tüm binada zarar gören duvar boyalarının renk farkı olmayacak şekilde tekrar yapılması, su akıntısı nedeniyle zarar gören ofis mahallerindeki üst kat koridorlarında bulunan asma tavanların tamamının değiştirilmesi vs. hususlarının tespit edildiği anlaşılmaktadır. Kesin kabul ve kesin kabulden sonra ortaya çıkan davacının yükümlülüğünde olan işler yönünden sözleşmede garanti süresi öngörüldüğünden davalı yüklenicinin açık ve gizli ayıplara ilişkin olarak garanti süresince ihbar yükümlülüğü bulunmamaktadır. Bu kapsamda kesin kabul ve sonrasında davacının sözleşme ile üstlendiği işler yönünden eksik ve ayıplı imalat bulunup bulunmadığı, bunların davacı nam ve hesabına dava dışı 3. kişiye gidertildiğine ilişkin taraf yazışmaları ile fatura ve belgeler de değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, belirtilen hususlar açık ayıp olarak kabul edilip ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmediği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun bulunmadığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüyle mahkeme kararının HMK 353/1.a.6 madde gereğince kaldırılmasına, kaldırma gerekçesine göre tarafların diğer istinaf nedenleri incelenmeksizin, Dairemiz kararına göre inceleme yapılmak üzere dava dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne,
2-) Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29.01.2020 tarih ve 2017/469 Esas- 2020/34 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a.6 madde gereğince kaldırılmasına,
3-) Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-) Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-) Davalı tarafından yatırılan 5.877 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
6-) Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve ödenen istinaf başvuru harçlarının ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 353/1-a madde gereğince KESİN olarak 14.04.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

……