Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/1057 E. 2022/370 K. 01.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2020/1057 – Karar No:2022/370

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1057
KARAR NO : 2022/370

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/06/2020
NUMARASI : 2018/374 E-2020/281 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit ve Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 01.04.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 01.04.2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit ve alacak istemlerine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında … ilçesi, … Üniversitesi Yerleşkesi içinde bulunan müvekkiline ait … isimli işletmenin ahşap doğrama işleri için nakliye, imalat, montaj ve KDV dahil olmak üzere 50.000 TL’ye sözlü olarak anlaştıklarını, toplam 40.000,00 TL ödeme yapıldığını, ancak davalının işleri eksik ve hatalı teslim ettiğini, ihtarname keşide edilerek eksik ve hatalı işler nedeniyle fazla ödenen 23.600 TL’nin talep edildiğini, davalının fazla yapılan ödemeyi iade etmediğini, davalının tek taraflı olarak düzenlediği ve müvekkiline göndermediği, müvekkili defterinde kayıtlı da olmayan faturaya istinaden Ankara 5. İcra Dairesinin 2018/2395 sayılı takibi başlattığını, müvekkilinin yıllar önce ayrıldığı adresine tebligat yapılarak takibin kesinleştirildiğini, haciz yapıldığını öne sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı icra takibi nedeniyle müvekkilinin 13.426,33 TL borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, eksik ve hatalı işler nedeniyle fazla ödenen 10.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların davacıya ait kafede 48.000 TL + KDV bedelle ahşap işlerinin yapılması konusunda anlaştıklarını, davacının toplam 40.000 TL ödeme yaptığını, davacının iş kapsamında bir takım değişiklikler yaptığını, iş bedelinin 40.000 TL+KDV’ye düşürüldüğünü, müvekkilinin sözleşmeye uygun imalat yaparak teslim ettiğini, teslime ilişkin 2 adet sevk irsaliyesinin de işletme müdürü tarafından imzalandığını, davacının eksik olarak belirttiği işlerin tam olarak yapılıp teslim edildiğini, davacının gönderilen faturaları almadığını, müvekkilinin KDV alacağının ödenmesi için ihtarname gönderdiğini, takibe konu alacağın KDV alacağı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi özetle; “… taraflar arasında davacıya ait … isimli iş yerinin ahşap mobilya işlerinin yapılması hususunda sözlü eser sözleşmesi bulunduğu, davacının iş veren, davalının yüklenici olduğu, sözleşme uyarınca davacı tarafından davalıya toplamda 40.000,00 TL ödeme yapıldığı, yapılan işe ilişkin olarak taraflar arasında uyuşmazlık bulunması nedeniyle davalının, davacı işçilerinin ve taraf vekillerinin katılımı ile yerinde inşaat mühendisi bilirkişi aracılığı ile yapılan keşif sırasında davalı tarafından yapıldığı taraflarca kabul edilen ahşap işlerine ilişkin olarak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 481. maddesi hükmü de dikkate alınmak suretiyle bilirkişi tarafından yapılan incelemeye göre yapılan iş miktarının KDV dahil 25.901,00 TL olduğu, tarafların arasında yazılı sözleşme bulunmadığı, eser sözleşmelerinin niteliği dikkate yüklenicinin yaptığı iş kadar iş verenden alacaklı olabileceği, alınan bilirkişi raporuna göre yapılan iş miktarı ile davacı tarafından işe karşılık yapılan ödeme miktarları dikkate alındığında davacının davalıya borçlu olmadığı, yaptığı ödemenin ise yüklenici tarafından yapılan iş miktarından fazla olduğu…” gerekçesiyle ” Davanın KABULÜ ile, a) Ankara 5. İcra Dairesinin 2018/2395 esas sayılı dosyasında DAVACI BORÇLUNUN DAVALI ALACAKLIYA BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, b) 14.099,00 TL’nin dava tarihi olan 21/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek REESKONT AVANS FAİZİ ile birlikte DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,” karar vermiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; teslimata ilişkin irsaliyelerin işletme müdürü tarafından imzalandığı, davacının ürünleri teslim alıp kullanmasına rağmen ayıp bildiriminde bulunmadığı, itiraz etmediği, KDV alacağı icra takibine konulunca anlaşmayı inkar ettiği, bilirkişi raporlarının çelişkili olduğu, davacının dava dilekçesinde hiç yapılmadığını iddia ettiği ürünlerden 4 adet VİP ahşap rafın depoda tespit edildiği, yine ahşap bardaklık ile vip ve giriş kapısının davacının isteği ile iptal edildiği, 3 adet panel kapının anlaşma dahilinde olmadığı nedenleriyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit ve alacak talepli olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir.
Göreve ilişkin düzenlemeler HMK 1. madde uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her aşamasında re’sen incelenir.
Somut olayda taraflar arasındaki hukuki ilişki eser sözleşmesi olduğundan mutlak ticari dava söz konusu olmadığı gibi, taraflar gerçek kişi olup işletme esasına göre defter tuttukları da belirli olduğu halde tarafların tacir olup olmadıkları araştırılarak mahkemenin görevi değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar vermek gerekirken eksik inceleme ile davanın esası hakkında karar verilmesi doğru olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin kabulü ile mahkeme kararının HMK 353.1-a.3 madde gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,

2-) Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/06/2020 tarih ve 2018/374 Esas- 2020/281 Karar sayılı kararının HMK 353/1.a.3 maddesi gereğince kaldırılmasına,
3-) Dairemiz kararına uygun şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,

4-) Davalı tarafından yatırılan 470 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,

5-) İstinaf talep eden davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 01.04.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …