Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/1000 E. 2022/542 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2020/1000 – Karar No:2022/542

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1000
KARAR NO : 2022/542
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2020
NUMARASI : 2018/1155 E-2020/175 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 18/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/05/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan istirdat istemine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili ile davalı şirket arasında 02/06/2018 tarihinde … Mahallesinde bulunan binanın dış cephesinin tadilatı ile ilgili olarak sözleşme tanzim edildiğini, bu sözleşmeye istinaden davacı tarafın, davalı tarafa bir kısım ödemeler yaptığını, ancak bu ödemelere rağmen davalı tarafından Eskişehir 1. İcra Müdürlüğü’nün 2018/9865 E sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, bu takibin Tebligat Kanunu’nun 35. md. göre usulsüz tebliğ yapılması nedeniyle kesinleştiğini, takip talebinde 1.350,00 TL’nin çatı tadilatı ve rögar yapımı işi ile ilgili olduğu belirtilmiş ise de, bu işin yapılmadığını, bu nedenle talebi ve borcu kabul etmediklerini, sözleşmeden kaynaklı bakiye 6.000,00 TL alacak yönünden ise sözleşmede iş tesliminden sonra ödemenin yapılacağının düzenlendiğini, ancak davalının sözleşme konusu işi bitirip müvekkiline teslim etmediğini belirterek; 02/06/2018 tarihli sözleşme dolayısıyla belirlenen yükümlülüklerin davalı şirket tarafından yerine getirilmemesi nedeniyle Eskişehir 1. İcra Müdürlüğü’nün 2018/9865 Esas sayılı icra dosyası ve sözleşme nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, cevaba cevap dilekçesinde icra dosyasının infazen kapatılması nedeniyle alacağın istirdadına ve müvekkili lehine %20 tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; 04/07/2018 tarihli 18. 000 TL bedelli faturaya istinaden davacının takipten önce ayrı ayrı 6000 TL olarak banka yoluyla ödeme yaptığını, banka yoluyla yaptığı ödemelerin düşülerek ilave işler bedeli olan 1.350,00 TL eklenerek takip yapıldığını, takip talebinde bu hususun ayrıntılı olarak belirtildiğini, davacının takip konusu faturaya istinaden takipten önce ödeme yapmış olmakla akdi ilişkiyi kabul ettiğinden takip kapsamında müvekkili şirkete borcu bulunduğunu savunarak, davanın reddi ile davacının %20 tazminatı hükmedilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
Mahkemece, tamamlanan işin 6.000 TL.’lik yapılmayan ödemeye tekabül eden bölümünün davalı tarafça yapılmayıp, eksik bırakıldığı, bu eksik kalan işin davacı tarafça üçüncü kişilere tamamlatıldığı yolundaki iddianın işin yapıldığı da gözetildiğinde üçüncü kişiye yaptırıldığı hususu ile 345,00 TL’lik ödemenin Eskişehir 1. İcra Müdürlüğü’nün 2018/9866 sayılı taraflar arasındaki dava konusu takip dosyası dışındaki diğer dosya borcuna mahsuben yapılmayıp, dava konusu borca mahsuben yapıldığı hususunun yazılı ve kesin delillerle ispat yükünün davacı tarafa ait olduğu, bu hususta yazılı delil sunmayan ve yemin deliline dayanan davacıya yemin teklif hakkının hatırlatıldığı ve davacı tarafça bu hakkın kullanılması üzerine davalı şirket yetkilisine yemin hususunda çıkartılan meşruhatlı davetinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı şirket yetkilisinin duruşmaya katılmaması nedeniyle yeminden kaçınmış, dolayısıyla davacı tarafça iddia edilen yemine konu hususları ikrar etmiş sayıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne , davalının takipte kötü niyetli olduğu ispatlanmadığından tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı istinaf dilekçesinde; müvekkili şirkete gönderilen yemin davetiyesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, bu sebeple müvekkil şirket temsilcisinin yemin etmediğine yönelik kararın bir geçerliliğinin bulunmadığını, yine yemin davetiyesindeki şerhte net olarak hangi hususta yemin teklif edildiğinin de belli olmaması nedeniyle meşruhatın geçersiz olduğunu, aksi olsa bile yemin konuları ile uyuşmazlık konusu karşılaştırıldığında yemin teklifinin geçersiz olduğunun görüleceğini, zira basit yargılamaya tabi olan bu davada dava dilekçesi incelendiğinde davacının 6.000-TL asıl alacak kapsamındaki işin yapılmadığını iddia ettiğini, davacının dilekçesindeki bu iddiasını ve dayandığı delilleri değiştirmesinin mümkün olmadığını, davacının delil bildirme aşaması geçtikten sonra 06.05.2019 tarihli dilekçesinde iddiasını değiştirerek işin yapıldığını fakat bir başkası tarafından yapıldığını belirttiğini ve bir takım belgeler sunduğunu, yeminde davacının iddiasını ve delillerini değiştirdiği bu beyanları kapsamında gündeme geldiğini, oysa uyuşmazlık konusu olmayan bir hususta delil toplanamayacağı gibi yemin deliline de dayanılamayacağını, davacının ancak dava dilekçesinde müvekkili şirketin işi yapmadığına dair iddiası noktasında yemin teklif edebileceğini, yemin konusu olan diğer husus 345-TL’nin bir başka icra takibinde , Eskişehir 1.İcra Müdürlüğünün 2018/9866 E.sayılı dosyasında asıl alacaktan düşüldüğü konusunun taraflar arasında ihtilafsız olduğunu, bununla ilgili davanın da Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1154 E.sayılı dosyası ile devam ettiğini, buna ilişkin belgelerin dosyaya sunulduğunu, bu nedenle yemin teklifinin doğru olmadığını belirterek; mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan istirdat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı yüklenici ile davalı taşeron arasında 02/06/2018 tarihli sözleşme kapsamında, … mahallesinde bulunan binanın dış cephesi ile ilgili tamir ve tadilatın yapılması konusunda eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu ve sözleşme kapsamındaki işin tamamlandığı ihtilafsızdır.
Davacı tarafça sözleşme kapsamındaki bir kısım işlerin davalı tarafından eksik bırakıldığı, kendisi tarafından 3.kişilere tamamlattırıldığı yönünde iddiada bulunulmuş ise de, eksik bırakıldığı iddia edilen işlere yönelik öncesinde yaptırılan bir tespit veya davalıya bu konuda gönderilen herhangi bir ihtar bulunmadığından, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarında da kabul edildiği üzere, işin davalı taşeron tarafından tamamlandığının karine olarak kabulü gerekir. Karinenin aksini iddia eden ispatla mükellef olup, davacı tarafça dava dilekçesinde işin tam teslim edilmediği ileri sürülerek, yemin deliline de dayanıldığı görülmüş olup, mahkemece yemin teklif hakkının hatırlatılması doğru olmuştur. Ancak HMK’nın 228 maddesinin ikinci fıkrası gereğince yemin davetiyesine yemine konu hususlar hakkında sorulacak sorular ile geçerli bir özrü olmaksızın yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkemeye bizzat gelmediği veya gelip de yemini iade etmediği yahut yemini eda etmekten kaçındığı takdirde, yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı hususunun meşruhat olarak belirtilmesi gerekir.
Somut olayda, mahkemece davalı tarafa gönderilen yemin davetiyesine ilişkin tebligatta 19/11/2019 tarihli duruşma zaptının eklendiği belirtilmiş olup, davetiyede belirtilen duruşma zaptının 1 nolu ara kararının davacıya yemin teklif hakkının hatırlamasına yönelik olduğu anlaşılmış olmakla , ara kararın HMK’nın 228.maddesindeki düzenleme kapsamında yemin metni niteliği taşımadığı sonucuna varılmıştır. Yemin kesin delil olup özel usul kurallarına ve merasime tabi olup, yemin davetinin nasıl yapılacağı yukarıda belirtilen HMK 228. maddesinde açıklanmıştır. Yine, yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere, kural olarak; yemin teklif eden taraf karşı tarafa hangi vakıalar hakkında yemin önerdiğini mahkemeye bildirir, yemin sorusunu ve formulünü ise hakim hazırlar. Yemin sorusunun hazırlanmasında, hakim yemin teklif edenin belirttiği hususlardan yararlanır. Hakim, yemin sorusunun hazırlanması bakımından yemin teklif edene kısa ve kesin bir mehil verebilir.
Yemin delilinin kesin bir delil olması yani, hakimi bağlaması ve uyuşmazlığı kesin bir şekilde çözmesi nedeni ile yemin sorusunun yeteri kadar açık bir şekilde tespit edilmesi gerekir. Hakim, yemin metnini hazırlarken yemin metninin olaya uygun olmasına dikkat eder. Hakim, yemin metnini hazırlarken yemin teklif edenin iradesi çerçevesinde hareket etmeli, karşı taraf da yemini kendisine teklif edilen yemin çerçevesinde eda etmelidir. (Prof.Dr. Ejder Yılmaz, YEMİN, Ankara, 2012) Davalıya gönderilen yemine ilişkin davetiyede yukarıda açıklandığı üzere duruşma zaptı eklenmiş olup, belirtilen şekilde düzenlenmiş bir yemin metni yoktur. Yemin davetiyesinde de davacının neye ilişkin yemin edeceği açıklanmamıştır. Bu nedenle yemin delili ile yeminden kaçınmanın hukuki sonuçlarının eldeki dava için gerçekleştiğini kabul etmek mümkün olmadığından mahkemece davalının yeminden kaçındığı kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Yine, davalı tarafından başka bir hukuki ilişkiden kaynaklanan alacağa mahsuben yapılan 345,00 TL’lik ödeme yönünden, 345,00 TL’nin mahsup edilerek Eskişehir 1. İcra Müdürlüğü’nün 2018/9866 Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, takibe itiraz edilmesi üzerine Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1154 Esas sayılı dava dosyası ile açılan davanın derdest olduğu belirtilerek, bu konuda dava dosyasının celbi ile inceleme yapılması talep edilmiş ise de, mahkemece bu konuda gerekli inceleme yapılmadan, 345,00 TL ödemenin dava konusu sözleşme kapsamında yapılan bir ödeme olduğu kabul edilerek karar verilmesi hatalı olmuştur.
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin sair istinaf nedenleri incelenmeksizin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/03/2020 tarih ve 2018/1155 E -2020/175 K
sayılı kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan 126,00 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 18/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …