Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
…
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2018
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 10.06.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 10.06.2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında imzalanmış olan 22.04.2011 tarihli sözleşmeyle … ilçesi ……parselde bulunan iki blokun dış cephe mantolama işi, fayans, kalebodur ve bordür işi, tuvalet banyo ve tezgah üstü vs. kaba sıvası işleri olan bir kısım inşaat işlerinin müvekkili şirket tarafından üstlenildiğini, işlerin sözleşme şartlarına uygun olarak tamamlanıp davalı şirkete teslim edildiğini, sözleşme dışı işler de yapıldığını, iş bedelinin ödenmediğini, Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi…. sayılı dosyası üzerinden yapılan tespitte imalatın değerinin 187.118,71 TL olduğunun tespit edildiğini belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 190.000,00 TL’nin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; davacı şirketin bir kısım imalatı yaptıktan sonra işi bıraktığını, müvekkili tarafından cezai şart sorumluluğu belirtilerek işe başlanması için davacıya ihtarnameler keşide edildiğini, 09.01.2012 tarihinde taşeron sözleşmesinin feshedildiğini, davacının fesihten 3 ay sonra delil tespiti yaptırdığını, müvekkili firma temsilcisinin inşaat dışında bulunmasından faydalanarak davacı tarafından yapılmayan imalatların da tespit edildiğini, tespite itiraz ettiklerini, eksik bırakılan işin daha yüksek maliyetle başkasına yaptırıldığını, tarafların uyuşmazlığın çözümü için bir araya geldiklerini ve davacı tarafın hiçbir hak ve alacağı bulunmadığına dair 10.05.2012 tarihli ibranameyi imzaladığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “Davacı ibranamedeki imzayı inkar etttiğinden ibranamedeki davacı adına atfen atılan imzanın davacı şirket temsilcisine ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, 26/03/2018 Tarihli bilirkişi raporunda, ibraname başlıklı belgedeki davacı kaşesinin altındaki imzanın … elinden çıktığı belirtilmiştir. Toplanan deliller, savcılık dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı taşeronun eser sözleşmesi kapsamında davalıdan hakediş alacağını talep ettiği, taraflar arasında düzenlenen ibranameye göre davacının sözleşmeden kaynaklı alacağının bulunmadığı, ibranamedeki imzanın davacı tarafından inkar edildiği, ancak gerek savcılık dosyasında alınan bilirkişi raporunda gerekse mahkememizce alınan bilirkişi raporunda ibranamedeki imzasının davacı şirket yetkilisi …’a ait olduğunun tespit edildiği, bu durumda ibraname gereğince davacının alacak talebinde bulunamayacağı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 10.05.2012 tarihli ibraname başlıklı belgedeki imza ve yazının müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığı, raporda imzanın müvekkili şirket yetkilisi … eli ürünü olduğu soyut olarak belirtildiği, tespitin dayanaklarının açıklanmadığı, üç kişilik bir heyetten veya İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan rapor aldırılmasını talep ettikleri halde mahkemece talebin kabul edilmediği, eksik incelemeyle karar verildiği nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talepli olup mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda davacı taşeron, davalı yüklenici olup, tarafların dış cephe, mantolama vs. işlere ilişkin 22.04.2011 tarihli sözleşmeyi akdettikleri, işin 3 günden fazla durdurulması halinde tutanak tutularak sözleşmenin feshedilebileceği, sözleşme feshedilmediği takdirde her gün için toplam iş bedelinin %5’i oranında cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davacının Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyada delil tespiti yaptırdığı, davacı şirket temsilcisinin … olduğu, münferit imza ile şirketi temsile yetkili kılındığı, 10.05.2012 tarihli İBRANAME başlıklı adi yazılı belgede 22.04.2011 tarihli sözleşme gereğince işe başlanmış ise de, işin süresinde teslim edilmediği, eksik bırakıldığı, gecikme cezası ve gecikme nedeniyle yüklenicinin uğradığı zarar dikkate alınarak taşeronun yaptığı kısmi imalatlar ve diğer sözleşme dışı işlerine ilişkin tüm imalat bedellerine ilişkin taleplerinden vazgeçtiğinin kaydedildiği, belgenin taraf kaşeleri basılarak davacı taşeron adına … tarafından imzalandığı, … ve …’ın özel belgede sahtecilik suçundan şikayeti üzerine başlatılan soruşturmada grafoloji ve sahtecilik uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen raporda Ankara Nisa Boya kaşesi üzerindeki imzanın … ve kaşe altındaki imzanın … eli ürünü olduğunun belirlendiği gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, mahkemece yaptırılan imza incelemesinde de belgedeki imzanın … elinden çıktığının rapor edildiği, tarafların sözleşmede kararlaştırılan cezai şart ve gecikme nedeniyle davalı yüklenicinin uğradığı zarar karşılığında davacı taşeronun sözleşme kapsamında yaptığı kısmi imalat ve sözleşme dışı işler nedeniyle hak kazandığı iş bedelinden vazgeçtiği belirli görülmüştür.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-) Alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-) İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödenen başvuru harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 10.06.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.