Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2019/875 E. 2021/685 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/01/2019
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 07/07/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/07/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; Taraflar arasında imzalanan 18.05.2016 tarihli sözleşmeyle Ankara ili …. inşaatın iksa işlerinin (fore kazık ve ankraj v.s.) müvekkili firmaca yapılması konusunda anlaşmaya varıldığını ve müvekkilince işin yapılıp teslim edildiğini, 10.09.2016 tarihli 293.686,66 TL bedelli faturanın düzenlenerek davalıya teslim edildiğini, davalının faturayı itirazsız kabul ederek kayıtlarına aldığını, davalının fatura bedelinden bakiye 120.000,00 TL’lık kısmını ödemediğini, bu nedenle Ankara 23.İcra Müdürlüğünün …. sayılı dosyasında takip yapıldığını, davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine ve en az %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; Taraflar arasında akdedilen sözleşme konusu işin müvekkili şirket tarafından dava dışı … ….Ltd.Şti’ne devredildiğini ve 120.000,00 TL’lik kısmına isabet eden işin … şirketi adına yapıldığını ve bu kısma ilişkin iş bedelinin … şirketi tarafından davacıya ödendiğini, bu nedenle müvekkili şirket adına 293.686,66 TL’lik 10.09.2016 tarihli fatura düzenlenmiş ise de, gerçekte işin 120.000,00 TL’lık kısmı … şirketi adına yapıldığından müvekkilince davacı adına 15.10.2016 tarihli 120.000,00 TL bedelli iade faturasının düzenlenerek gönderildiğini, bu işlemlerin akabinde davacının … Şirketi adına ” Ankara ili Çankaya ilçesinde inklonometre yapılması ve ölçümleri” açıklaması ile … şirketi adına 20.09.2016 tarihli 120.000,00 TL bedelli faturayı düzenlemesi üzerine … şirketine keşide edilen 24.11.2016 tarihli ihtarnamede söz konusu işin fore kazık ve ankraj işleminin ayrılmaz bir parçası olduğu belirtilerek fatura içeriğinin düzeltilmesi ihtar edilmiş ise de, davacının 23.12.2016 günlü cevabi ihtarnamesiyle şirketleriyle akdedilen işin … şirketine devri hususunda bilgilerinin olmadığını, bu durumun kendilerini bağlamayacağını bildirdiğini, davacı yanca sunulan tek bir hizmet için 120.000,00 TL yönünden mükerrer tahsilat yapılmaya çalışıldığını, davacının tek bir sözleşme kapsamında hizmet sunduğunu ve yapılan iş bedelinin tamamını tahsil ettiğini, davacı tarafından sözleşme kapsamında yapılan işler tamamının KDV dahil 293.686,66 TL olması gerekirken davacı tarafından aynı iş nedeniyle müvekkili şirketle … şirketi adına düzenlenen faturalar toplamının 413.686,66 TL olmasının müvekkili adına düzenlenen ve takibe konu edilen 120.000,00 TL’lık faturanın yok sayılması halinde fatura bedellerinin sözleşme bedeliyle uyuşması birlikte değerlendirildiğinde davacının kötüniyetli olduğu ve aynı iş bedelini her iki şirketten de ayrı ayrı tahsil etme çabası içinde olduğunu gösterdiğini belirterek davanın reddine ve en az %20 oranında kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; Taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olduğu, davacının edimini yerine getirdiğine ilişkin taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, davacının, dava dışı şirkete fatura ettiği 120.000,00 TL’lık işe ilişkin ayrı bir sözleşme sunmadığı gibi, taraflar arasındaki sözleşmede “inklometre ölçümü” işininin de yapılacağı kararlaştırıldığından, davacı tarafından da, dava dışı şirkete yapılan ölçüm işinin sözleşmede kararlaştırılan işten ayrı bir iş olduğunu kanıtlayamadığından davacı yapmış olduğu iş bedelini gerek davalıdan, gerekse ödeme yapmış dava dışı şirketten ancak sözleşmedeki birim fiyatlar üzerinden talep edebileceği, bu nedenle davacı tarafın, dava dışı şirketten aldığı bedelin taraflar arasındaki sözleşmeden ayrı olduğuna ve işin birim fiyatına ilişkin itirazlarının yerinde görülmediği, davalının 293.686,66 TL bedeli faturanın işin tamamına ilişkin hak ediş olduğunu iddia etmiş ise de, fatura açıklamasında kesin hakediş bedeli olduğuna ilişkin bir açıklamanın yer almadığı, aksine 1 hakedişten bahsedildiğinden davalının söz konusu faturanın iş bedelinin tamamına ilişkin olduğunun kabul edilmesi gerektiğine ilişkin savunmasına itibar edilmediği, taraflar arasında birim fiyatlı eser sözleşmesi olduğu, davacının ancak yerine getirdiği edim bedelini talep edebileceğinden ve davalı da sözleşme kapsamında hesap edilecek kesin hak ediş bedelinde sorumlu olacağından, fatura bedeli alacağın itiraz edilmediğinden bahisle kabul ediliği anlamına gelmediği, zira taraflar arasında yazılı sözleşme olup edimin sözleşme hükümlerine göre yerine getirilmesi ve bedelinde sözleşme hükümleri çerçevesinde talep edilmesinin asıl olduğu, bu çerçevede alınan ilk raporda bilirkişiler tarafından sözleşme hükümleri haricinde değerlendirme yapılarak heaplama yapıldığından karar vermeye yeterli görülmediği, mahkemece alınan üçlü heyet raporunda ise davacı tarafından sözleşme kapsamında yapılan iş kapsamında talep edebileceği iş bedelinin 370.254,56 TL olduğunun hesap edildiği, taraflar arasında ihtilaflı olmayan davalı tarafından yapılan 173.686,66 TL ödeme ile dava dışı şirket tarafından yapılan 120.000,00 TL ödemedenin de bu sözleşme kapsamında yapılan ödeme olmasına göre iş bedelinden mahsup edildiğinde davacının talep edebileceği iş bedelinin KDV dahil 76.567,90 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının Ankara 23. İcra Müdürlüğünün …. sayılı dosyasındaki itirazının kısmen iptali ile takibin 76.567,90 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %10,50 ve 3095 Sayılı Yasanın 2/2 maddesi gereğince değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklanması ve yargılmayı gerektirmiş olmasına göre davacı alacaklının icra inkar tazminatı, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece ‘’sözleşmede inklonometre ölçümü işinin yapılacağının da kararlaştırıldığını, dava dışı şirkete yaptırılan işin sözleşmede kararlaştırılan işten farklı bir iş olduğu kanıtlanamadığından, davacı yapmış olduğu iş bedelini ancak sözleşmede belirtilen birim fiyatlar üzerinden talep edebilir’’ denilmiş ise de, bu durumda işin sözleşmede belirlenen şartlar altında yapıldığınının ispat külfetinin karşı tarafa ait olduğunu, mahkemenin ispat külfetini yer değiştirmek suretiyle üzerlerinde bırakması ve iddianın kanıtlanamadığından bahisle taleplerinin kısmen kabulüne karar vermesinin hatalı olduğunu, ayrıca bilirkişi raporlarına itiraz dilekçelerinde sunulan davalı tarafın ‘’inklonometre ölçüm işi’’ni dava dışı şirkete devretmesi ve bedelinde bu şirket tarafından ödendiğine dair iddianın da dosya kapsamında yasal dayanağı bulunmadığını, bilirkişi raporlarında belirttikleri itirazlar doğrultusunda inceleme yapılarak taleplerinin tamamı yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken miktar itibariyle taleplerinden daha az bir alacağa hükmedilmiş olması nedeniyle mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dosyada mevcut bilirkişi raporları arasındaki çelişkini giderilmeksizin 30/11/2018 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak kurulan hükmün öncelikle bu nedenle kaldırılması gerektiğini, dava itirazın iptali davası olduğundan itirazın iptali davaları için geçerli olan taleple bağlılık ilkesi ve yazılı yargılama usulünde geçerli olan iddianın genişletilmesi yasağı dikkate alınarak davacının alacağının bulunup bulunmadığının tespiti gerekirken hükme esas alındığı belirtilen bilirkişi raporunda kabul edilen yöntemle davacı yan lehine yapılan alacak tespitinin kabulünün mümkün olmadığını, davacının ön inceleme duruşması geçtikten çok sonra dosyada mevcut bilirkişi ek raporuna beyan ve itirazlarını sunduğu dilekçesinde dava ve cevaba cevap dilekçelerinde yer almayan yeni bir takım iddialarda bulunmak ve dilekçe ekinde yeni belgeler sunmak suretiyle iddianın genişletilmesi yasağını ihlal ettiğini, davacı tarafından sonradan ileri sürülen iddiaların bilgi, beyan ve dökümanlara muvafakatleri olmamasına rağmen bunların nazara alınmak suretiyle düzenlenen raporun kabulünün mümkün olmadığını ve bu raporda yer alan tespitler esas alınarak kurulan hükmünde kaldırılması gerektiğini, taleple bağlılık ilkesi gereği sadece ve sadece müvekkili şirketin davacı şirkete karşı davacının icra takibine konu ettiği 120.000,00 TL tutarında bakiye fatura borcunun bulunup bulunmadığı, müvekkili şirketin böyle bir borcu var ise bu borcun ödenip ödenmediğinin araştırılması gerektiğini, davacının talebini veya talebine gösterdiği dayanak ve gerekçeleri yargılama sırasında değiştirmesi mümkün olmadığı gibi hükme esas bilirkişi raporunda yapıldığı gibi davacının iddia ve taleplerini aşar şekilde inceleme ve araştırma yapılmasının da mümkün olmadığını, müvekkili şirket açısından bağlayıcılığı bulunmayan davacı şirketin tek taraflı tuttuğu şantiye günlük defterinde yer alan kayıtlar ilave imalatlar yapıldığı yönünde ileri sürdüğü ancak ispatlayamadığı iddiaları nazara alınarak hesaplamalar yapıldığını,bu hesaplamalarının kabulünün mümkün olmadığını, davacının sürekli olarak davaya konu iddialarını ve iddialarının dayanaklarını değiştirdiğini, yine hükme esas alınan raporda yapıldığının aksine taraflar arasında akdedilmiş olan 18/05/2016 tarihli sözleşmede belirtilen iş bedellerinin miktarında taraflar arasında bir ihtilaf olmadığını ve bu durumun kararda da kabul edildiğini, hükme esas alınan raporda inklonometre ölçüm ve okunması için hesaplama yapılmış ise de söz konusu işin asıl işin parçası ve sözleşme konusu işin bir birimi niteliğinde olduğunu, ayrıca bir hesaplama yapılamayacağını, hükme esas alınan raporda tespit edildiğinin aksine davacı şirketin müvekkili şirketten bakiye alacak hakkı bulunmadığını, aksine dosyada mevcut ilk raporda tespit edildiği üzere davacının takip tarihi itibariyle müvekkili şirketten herhangi bir alacağının bulunmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında, Ankara ili….inşaatın iksa işlerinin yapımı konulu 18/05/2016 tarihli eser sözleşmesi düzenlenmiş olup davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Davacı tarafça, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında 1.hakediş açıklaması ile KDV dahil 293.686,66 TL bedel üzerinden 10/09/2016 tarihli faturanın davalı adına kesilmiş olduğu, davaya konu icra takibinin de bu faturaya dayalı olarak bakiye 120.000,00 TL miktarlı alacak için yapıldığı anlaşılmıştır.
Taraf beyanlarına göre, 293,686,66 TL fatura bedelinin 173.686,66 TL’lık kısmının ödendiği hususu ihtilafsız olup, davalının bakiye 120.000,00 TL’lık miktara ilişkin ödeme savunması sözleşmeye konu işin dava dışı … şirketine devredildiği, bakiye 120.000,00 TL miktarın … şirketi tarafından ödendiğine yönelik olmakla birlikte işin sonrasında davalı tarafça dava dışı … şirketine devredildiği de sabittir.
Davacının dava dışı … şirketine 20/09/2016 tarihinde “Ankara ili … ilçesinde inklonometre yapılması ve ölçümleri” açıklaması ile KDV dahil 120.000,00 TL’lık fatura kestiği iddia edilmiş ve bu fatura da delil olarak dosyaya sunulmuştur.
Dava itirazın iptali davası olup, sözleşme kapsamında kesilen 10/09/2016 tarihli faturadan kaynaklanan bakiye alacak için takip yapılmakla davanın niteliği itibariyle dayanağı takibe sıkı sıkıya bağlıdır.
Bu durumda, icra takibine dayanak fatura bakiyesi olan 120.000,00 TL bedelin işin devredildiği … şirketi tarafından ödendiğine ilişkin davalı savunması yönünde dosyaya sunulan dava dışı … şirketince davacıya hitaben gönderilen 24/11/2016 tarihli noter ihtarnamesinde … şirketi tarafından yapılan 120.000,00 TL ödemenin takibe konu fatura kapsamında yapıldığının bildirildiği ve davacı tarafça doğrudan … şirketi adına kesilen az yukarıda belirtilen 20/09/2016 tarihli fatura konusu işin sözleşme kapsamında olduğu belirtilerek ödeme talebine karşı çıkıldığı, buna göre davaya konu 293.686,66 TL fatura bedelinin 173.686,66 TL’sının davalı, 120.000,00 TL’sının da dosyaya sunulan ödeme belgeleri de dikkate alınarak … şirketi tarafından ödendiği anlaşılmakla icra takibine konu faturadaki bakiye alacağın ödenmiş olması nedeniyle mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın itirazın iptali davası olduğu ve sadece takip dayanağı fatura kapsamında değerlendirme yapılması gerektiği dikkate alınmaksızın sözleşme kapsamında bakiye alacak olup olmadığı değerlendirilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine, dosya kapsamı itibariyle davacının kötüniyetle takip yaptığı kanıtlanamadığından yasal şartları oluşmaması nedeniyle davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair esas hakkında yeniden hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
3-Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/01/2019 tarih ve …. Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına,
4- Davanın reddine,
5-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.449,30 TL harçtan mahsubu ile kalan 1.390,00‬ TL harcın karar kesinleştiğinden ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 15.350,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan 4,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
10-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından davacı tarafından ödenen 44,40 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
11-Davalı tarafından ödenen 1.308,00 TL peşin istinaf karar harcının talebi halinde kendisine iadesine,
12-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından ödenen 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 07/07/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.