Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2019/801 E. 2021/640 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
.
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/02/2019
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 24.06.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 24.06.2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkili ile dava dışı …. arasında “… İşi Kapsamında … vs. İşlerin Yapılması” işine ilişkin sözleşme imzalandığını; müvekkili ile davalı arasında, bu iş kapsamındaki … konusunda 14.06.2013 tarihli ve …. konusunda 13.08.2013 tarihli iki sözleşme yapıldığını, müvekkilinin davalıya toplam bedeli 291.908,60 TL olan çekler verdiğini, davalının tüm çekleri tahsil ettiğini, davalıya verilen 05.07.2013 tarihli 65.000,00 TL meblağlı çekin 5.250 TL kısmının, davalının daha sonradan kestiği 23.07.2013 tarihli 5.250 TL tutarlı compack kabin yapımına ilişkin faturaya oait olduğunu, dolayısıyla, her iki sözleşme için verilen çekler tutarının 286.658,60 TL olduğunu, davalının, 21.08.2013 tarihli 35.000,00 TL, 06.12.2013 tarihli 3.858,60 TL ve 17.12.2013 tarihli 265.500,00 TL tutarlı faturaları kestiğini, sözleşmenin 8.1 maddesi gereğince davalının tüm imalatları 10.09.2013 tarihine kadar bitirmekle yükümlü olduğunu, aksi halde gecikilen her gün için 1.500 TL gecikme cezası kesilmesinin kararlaştırıldığını, sözleşmenin 7.3 maddesi gereğince davalı sözlü uyarılara rağmen ehliyetli işçi sayısını istenilen miktara çıkarmadığı takdirde yüklenicinin nam ve hesabına istediği kadar işçi çalıştırmaya ve ücretlerini taşeronun hak edişinden kesmeye yetkili kılındığını, geçici kabul ve kesin kabul teminat kesintisinin hakdeşin %5 oranında olduğunu, diğer kesintilerin elektrik, su, yemek, konaklama bedelleri, işgüvenliği cezaları ve müteahhit tarafından verilen malzeme ve hizmet kesintileri olduğunu, davalı taşeronun, işi süresinde tamamlamak için gerekli işçi sayısını şantiyede bulundurmadığını, tüm sözlü uyarılara rağmen ehliyetli işçi sayısını işi süresi içerisinde tamamlamaya yetecek seviyeye çıkartmadığını, bunun üzerine, müvekkili tarafından sözleşmenin 7.3 maddesine göre taşeron nam ve hesabına işçi çalıştırmak zorunda kalındığını ve davalının 10.09.2013 tarihinde bitirmesi gereken işi taşeron nam ve hesabına yaptırıldığını ve işin yüklenici şirkete 05.03.2014 tarihinde teslim edilebildiğini, müvekkilinin yüklenici şirkete şantiye içi malzeme taşıma bedeli olarak 5.000 TL, iskele bedeli olarak 20.348 TL, temizlik bedeli olarak 8.500 TL, kamp bedeli olarak 9.920 TL, işgüvenliği cezaları olarak 3.176 TL olmak üzere toplam 46.944 TL sözleşme hükümlerince ödeme yapıldığını, davalı nam ve hesabına çalıştırılan işçiler için 24.558,98 TL (işçilerin ücret+yemek+SGK+vergi ödemeleri) ödendiğini, davalı nam ve hesabına toplam 71.502,98 TL ödendiğini, davalının 17.12.2013 tarihli 265.500 TL tutarlı faturayı gönderdiğini, bu faturanın 20.12.2013 tarihli ihtarname ile iade edildiğini, müvekkilinin 28.05.2014 tarihli ihtarnamesi ile 333.688,43 TL’nin tebliğden itibaren 7 gün içinde banka hesabına yatırılmasını talep ettiğini ve ihtarın 29.05.2014 tarihinde tebliğine karşın ödeme yapılmadığını, 265.500 TL cezaî şart ve 71.502,98 TL ödenen tutar olmak üzere toplam 337.002,98 TL alacak bulunduğunu öne sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 337.002,98 TL’nin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili özetle; davacı şirketle, sözleşme yapılmadan önce gönderilen proje mailinde compact işinin duvar ve kolon yapılacağının, işin %75’inin duvar ve %25’inin kolon olacağının belirtildiğini, fakat montaja başlanılacağı zaman sadece kolon ve tavan olduğunun ve neredeyse hiç duvar olmadığının görüldüğünü; sözlü görüşmelerde m²/40 TL fiyat farkı ifade edildiğini, fakat bu tutarın ödenmediğini, fiyat arkından kaynaklanan 60.000 TL+KDV talep ve dava hakkı bulunduğunu, fiyat farkı hariç davacının müvekkiline 39.591,40 TL borçlu olduğunu, sözleşme konusu işin yapılabilmesi için öncelikle davacı tarafın yer teslimi yapması gerektiği halde yer tesliminin süresinde yapılmadığını, sözleşmenin 7, 11 ve 8. maddeleri gereği ancak davalı şirketin kusurlu davranışı sonucunda işin teslim edilememesi halinde cezai şart talep edilebileceğini, projeye göre çok daha farklı ve zor bir iş verildiğini, çalıştırıldığı iddia edilen hiçbir işçinin çalıştırılmadığını, davacı ile … … Şirketi arasında akededilen sözleşmede işin taşerona devredilemeyeceği kararlaştırıldığı ve asgari işçilik oranı nedeniyle müvekkili işçilerinin sigortalarının davacıda gözüktüğünü, ancak tüm ücretlerin müvekkili tarafından ödendiğini, sözleşmeye konu işin davacı şirkete 20.10.2013 tarihinde teslim edildiğini, proje dışı imalatların 25.12.2013 tarihinde bitirildiğini, davacı tarafın işin 05.03.2014 tarihinde teslim edildiği iddiasının doğru olmadığını, işin ihtirazı kayıtsız teslim alındığını, cezaî şart istenemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “Davacı vekili, işin geç tesliminden kaynaklanan cezaî şart talebinde, sözleşmeye göre işin 10/09/2013 tarihinde tesliminin gerektiğini, son işçinin çıkış tarihinin 05/03/2014 olduğunu ve arada 177 gün farkı nedeniyle 1.500,00 TL hesabı ile 265.500,00 TL istendiğini, beyan etmiştir. 13/08/2013 tarihli sözleşmenin 8.1 maddesinde tüm imalatların 10/09/2013 tarihinde biteceği kabul edilmiş, bu süreyi aşan her gün için 1.500,00 TL gecikme cezası kesileceği kabul edilmiştir. Bu maddede kabul edilen cezaî şart 6098 sayılı TBK’nın 179/II. maddesinde düzenlenen ifaya ekli cezaî şart olup, eldeki davada davacı iş sahibi bu hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça asıl borcun yani edimin ifası ile birlikte cezanın ödetilmesini de isteyebilecektir. Davacı, işin teslim edilmediğinden söz ederek ihtirazı kayıt gerekmediğini savunmakta ise de işin tamamlandığı kabul edildiğine göre tesliminin bulunduğu ve bu nedenle teslimde ihtirazı kayıt konulması gerektiği düşünülmüştür. Esasen davacı, Ankara 44. Noterliği’nin 28/05/2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde “… İhtirazi kayıt bildirime yerine kaim olacağı beyanıyla…” diyerek ihtarname keşide etmiştir. Bu ihtarın, geçerli bir ihtirazı kayıt içerip içermediğine bakılmalıdır. Şöyle ki: davacı, işin teslimini son işçinin çıkış tarihi olan 05/03/2014 tarihi kabul ederek hesaplama yapmıştır. Bu durumda bu tarihten önceki bir ihtirazı kayıt gerekir iken az yukarıdaki ihtarnamenin 28/05/2014 tarihli başka bir deyişle işin teslimi tarihinden sonraki tarihli olduğu görülmüştür. Bu nedenle, ifa çekincesiz kabul edilmiş sayıldığından davacının gecikme cezası isteminde haklılık bulunmamaktadır. Davacı, davalı nam ve hesabına çalıştırılan işçiler için 24.558,98 TL (işçilerin ücret+yemek+SGK+vergi ödemeleri) alacak talep etmektedir. Davacı tarafından davalıya yollanan Ankara 44. Noterliği’nin 20/12/2013 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde, taşeron nam ve hesabına işçi çalıştırıldığının ihtar edildiği izlenmiştir. İhtarname 24/12/2013 tarihinde tebliğ olunmuştur. Davalı vekili, yanıt dilekçesinde işçilerin sigortasının davacı şirkette gözüktüğüne ve fakat tüm giderlerin müvekkilince ödendiğini belirtmiştir. Davalı vekilinin, Mahkememizce tanınan iki haftalık kesin süre içinde verdiği 04/10/2017 tarihli dilekçesinde müvekkili şirketçe çalıştırılan işçilerin ücret vs tüm giderlerinin dava dışı …’a yapılan havale ve elden ödemeler ile ödendiğini ifade etmiştir. Dava dışı …’ın dava konusu olay itibariyle davacı ile irtibatı ispatlanamadığından savunma yerinde görülmemiştir. Davalı, işçilik ödemelerini yaptığını beyan ettiğine göre yazılı belge ile ispatlamalıdır. Davalı, yazılı ve yasal delillerle ödeme hususunu ispatlayamamıştır. Davacı defterlerinde ise işyerinde çalıştırılan işçilere ilişkin yapılan SGK ödemesinin 24.558,98 TL olduğu bilirkişi incelemesi ile belirlenmiştir. Bu sebeple, 24.558,98 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmelidir. Ankara 44. Noterliği’nin 28/05/2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi 29/05/2014 tarihinde tebliğ edildiğinden (7) günlük süre nedeniyle 09/06/2014 tarihinde temerrüt oluşmuştur. Bu tarihten itibaren ticarî faizi uygulanmalıdır. Davacının son talebi sözleşme hükümlerince ödeme yapılmak zorunda kalınan tutarlardır. Dava dışı “….”nin 25/10/2018 tarihli yazı yanıtı dosyaya gelmiştir. Davacı ile davalı arasında hakediş yapılmamış, davacının müteahhide yaptığı hakediş üzerinden davalı alacağının hesaplanması gerekmiştir. Bilirkişilerin kök ve bilahare itirazlar üzerine alınan 25/05/2018 tarihli ek raporunda, davacı ile dava dışı yüklenici arasında yapılan sözleşme ile eldeki davada davalı davacı ile davalının yaptığı sözleşmedeki işlerin oranının alındığını, bu oranın %75,44 olduğunu tespit ettiğini tekrarlamıştır. Dava dışı ….’ye yazılan yazı yanıtında toplam 43.498,55 TL kesintinin açılımı yapılmıştır. Bilirkişilerin gerekçesi belirtilerek tespit ettiklerini ifade ettikleri %75,44 oranındaki giderlerden davalı sorumlu tutulmalıdır (Söz.m. 11.1). (43.498,55 TL x %75,44=) 32.815,31 TL olacaktır. Bu tutara işçilik alacağı olan 24.558,98 TL’nin ilavesiyle (32.815,31 TL+24.558,98=) 57.374,29 TL yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. Fazlaya ilişkin kısmın ise reddine karar verilmelidir. Ankara 44. Noterliğinin 28/05/2014 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile 333.688,43 TL alacağın tebliğden itibaren 7 gün içinde banka hesabına yatırılması ihtar edilmiştir. Bu ihtarda, 265.500,00 TL cezaî şart, 20.093,88 TL işçilik alacaklarının yanı sıra sözleşmenin 11. maddesine göre bazı kalemler istenmiştir. İhtarda yer alan, 20.093,88 TL işçilik alacağı ile sözleşmenin 11. maddesine göre istenen şantiye için malzeme taşıma bedeli olarak 5.000,00 TL, iskele bedeli olarak 20.348,00 TL, temizlik bedeli olarak 8.500,00 TL’nin dava dışı şirket kesintilerinden olduğu anlaşılmakla, ihtarın 29/05/2014 tarihinde tebliği nedeniyle (7) günlük süre dikkate alınarak temerrütün oluştuğu 06/06/2014 tarihinden itibaren talep nedeniyle ticarî faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmelidir. İşçilik alacağının fazla kalan kısmı yönünden ise (24.558,98 TL-20.093.88 TL=) 4.465,10 TL yönünden 24/07/2014 dava tarihinden itibaren faize hükmedilmelidir. İhtarnamede yer alan (5.000+20.348+8.500=) 33.848,00 TL sözleşmenin 11.maddesine göre kabulü gereken 32.815,31 TL’den fazla olduğundan 32.815,31 TL’ye temerrüt tarihinden itibaren faiz” yürütülmesi gerektiği gerekçesiyle ” Davanın kısmen kabulü ile, 57.374,29 TL alacaktan, 52.909,19 TL’nin 06/06/2014 temerrüt tarihinden itibaren ve 4.465,10 TL’nin ise 24/07/2014 dava tarihinden itibaren ticarî faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece davalının işi 05.03.2014 tarihinde teslim ettiği ve müvekkilinin bu tarihten sonra 28.05.2014 tarihinde keşide edilen ihtarnameyle talepte bulunduğundan işin çekincesiz kabul edilmiş olduğu gerekçesiyle cezai şart talebinin reddine karar verildiği, oysa müvekkilinin davalı nam ve hesabına işi 15.03.2014 tarihinde tamamladığının belirtildiği, bu tarihin teslim tarihi olarak açıklanmadığı, bu tarihten önce keşide edilen 20.12…. yevmiye numaralı ihtarnameyle sözleşmenin cezai şarta ilişkin maddesi, işin teslim edilmediği, taşeron nam ve hesabına işlerin yaptırılmaya çalışıldığı açıkça yazılarak ödemelerde dikkate alınacağının bildirildiği, mahkemenin davalı nam ve hesabına yaptırılan işler bedelini kısmen de olsa hüküm altına aldığı, teslim konusunda ispat yükünün davalıda olduğu, davalının buna dair yazılı delil sunmadığı, dava konusu ve talebin 13.08.2013 tarihli sözleşmeye dayandığı, dava dışı yüklenici şirketin müvekkili hakedişinden 43.498, 55 TL kesinti yaptığını bildirdiği, kesintinin şantiye giderlerine ilişkin olduğu, dava dışı yüklenici tarafından yapılan kesintide % 75,44 oranında indirim yapılmasının hatalı olduğu nedenleriyle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dışı yüklenici …. …Şirketinin davacı hakedişinden yaptığı toplam 43.498, 55 TL kesintiden hangi kalemlerin müvekkilinin üstlendiği işle ilgili olduğu belirlenemediği için bilirkişilerin müvekkili tarafından yapılan iş bedelinin toplam işe oranı olan % 75,44 nispetinde olmakla 32.815, 31 TL’nin müvekkilinden tahsiline karar verildiği, oysa kabul anlamına gelmemek üzere davacı tarafın istinaf dilekçesinde belirtiği gibi müvekkilinin edimi olmayan akustik duvar-tavan kaplama işinin dahil edilmemesi gerektiği, bilirkişiler tarafından da bu hususun tespit edildiği, ancak hesaplamada müvekkili tarafından yapılan iş bedeli 318.430, 33 TL yerine 511.410, 33 TL alınmak suretiyle kesintinin % 47,02’si yerine %75,44’ü oranında hesaplama yapıldığı, müvekkilinin işi 25.12.2013 tarihinde teslim ettiği, dava dışı yüklenicinin 25.03.2014 tarihli 2. hakedişten yaptığı 8.500 TL kesintinin bilirkişiler tarafından belirlenen teslim tarihi 01.01.2014 tarihinden de sonra olduğu, hesaba dahil edilmesinin hatalı olduğu, belirtilen oran ve miktar itibariyle mahkemenin kabulüne göre müvekkilinin sorumlu tutulabileceği kesintinin 16.456, 31 TL olacağı, sözleşmede iş bedeli KDV hariç hesaplandığı halde bilirkişi raporunda müvekkili alacağı belirlenirken birim fiyatlara KDV ilave edilmeyerek müvekkilinin borçlu olduğu kısmın negatif etkilendiği nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talepli olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda dava dışı … ile … …Şirketi arasında akdedilen sözleşme kapsamındaki … işlerinin ….Şirketi tarafından 14.06.2013 tarihli sözleşmeyle davacıya taşere edildiği, davacının da üstlendiği işlerin bir kısmını 14.06.2013 ve 13.08.2013 tarihli sözleşmelerle davalıya taşere ettiği, davaya konu uyuşmazlığın 13.08.2013 tarihli laminant işlerine ilişkin sözleşmeden kaynaklandığı, tarafların bu sözleşmeye ilişkin olarak yer teslimi ve işin teslimi konusunda tutanak ve hakediş düzenlemedikleri, davalı alt taşeronun düzenlediği 17.12.2013 tarihli faturada her iki sözleşme kapsamındaki compact kolon ve tavan kaplama işi nedeniyle 1500 m² imalat için 150 TL/m² hesabıyla KDV dahil 265.500 TL talep ettiği, yine ….Şirketiyle davacının düzenlediği 25.07.2013-25.12.2013 dönemine ilişkin 1 numaralı hakedişte bu sözleşmeye konu imalat 1.499, 47 m² olmakla 2 numaralı hakedişe kalan KDV dahil 20.949, 72 TL bedelli 118, 36 m² imalat dışındaki işin 25.12.2013 tarihinden önce tamamlanmış olduğu; sözleşmede davalının imalatı 10.09.2013 tarihine kadar tamamlaması, aksi halde süreyi aşan her gün için günlük 1.500 TL gecikme cezası kesileceği kararlaştırılmışsa da, davalının imalatı yapabilmesi için davacının öncelikle inşaatı imalatın yapılabileceği seviyeye getirmesi gerektiği, dosyadaki bilgi ve belgelerden işyerinin davalıya ancak 15 Eylül 2013 tarihinde teslim edilebildiği, bu nedenle sözleşmenin belirsiz süreli hale geldiği ve … yazısı ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde işin tesliminin 01.01.2014 tarihinde gerçekleştiği, bu tarihe kadar davacının işin teslimi hususunda davalıyı temerrüde düşürmediği anlaşılmakla gecikme cezasına ilişkin davanın reddine dair mahkeme kararının sonucu itibariyle doğru olduğu; davacının üstlendiği 677.962,18 TL tutarlı iş kapsamında davalıya 339.786,02 TL tutarlı işi taşere ettiği, buna göre davalıya taşere edilen işin %50,11 oranında olduğu, dava dışı … tarafından sözleşme konusu işlere ilişkin toplam kesintiden %50,11 oran itibariyle davalının sorumluluğunun 21.800,92 TL olduğu, davacı tarafça davalı adına yapıldığı iddia edilen işçilik giderlerinin ispatlanamamış bulunmasına göre davalının toplam hakedişi 318.836,30 TL’den 21.800,92 TL indirildiğinde davalı hakedişinin 297.035,38 TL olduğu, davacının sözleşme kapsamında davalıya ödediğini belirttiği meblağ gözetildiğinde davacının sözleşme kapsamında davalıdan alacağı bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekirken hatalı değerlendirmeyle yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 madde gereğince esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle HMK 353/1.b.2 madde gereğince kaldırılmasına, davanın reddine dair yeniden hüküm tesisine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 madde gereğince esastan reddine,
2-) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
3-) Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19.02.2019 tarih ve… karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK 353/1.b.2 madde gereğince kaldırılmasına,
4-) Davanın reddine,
5-) Alınması gereken 59,30 karar harcının peşin alınan 5.755,20 TL harçtan mahsubu ile artan 5.695,90 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
6-) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 32.040,21 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
😎 Davalı tarafından yapılan 60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
9-) 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
10-) Davacıdan alınması gereken 59,30 istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
11-) Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
12-) Davalı tarafından ödenen 979,81 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
13-) Davalı tarafından ödenen 121,30 TL istinaf başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 24.06.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
….