Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2019/743 E. 2021/482 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2018
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 18/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/05/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; davalı sıfatıyla … aleyhine açtığı davada taraflar arasında 15.02.2012 tarihinde … rektörlük binası … Merkez Laboratuvarı, … …. … Üniversitesi İktisat Fakültesi inşaatlarının Alüminyum İşleri İmalat ve Montajının müvekkil şirket tarafından yapılması konusunda sözleşme imzaladıklarını, müvekkili firmanın üstlendiği edimleri eksiksiz yerine getirdiğini, işveren tarafından ayrıca ek işler yapılmasının da talep edildiğini, sözleşmenin 4. maddesinin 4. fıkrasında anahtar teslimi, imzalı projedeki imalatın ve montajın yapılacağının kararlaştırıldığını, sözleşme imzalanırken ek işlerin yapılabileceğinin öngörüldüğünü ve buna göre fiyat tablosunun çıkarıldığını, müvekkil şirketin asıl işler yanı sıra ek işleri de yaptığını, davalının yapılan ek işlerin bedelinin büyük kısmını ödemediği, toplam 2.283.744,46 TL alüminyum işleri montaj ve imalatını yaptığını, buna karşılık davalı şirketin 1.827.300,0 TL ödeme yaptığı, bakiye kısmı ödemediğini, davalının işi kabul ettiğini ve asıl iş veren Üniversiteden hak ediş bedelini aldığını, müvekkil firmanın üstlendiği işlerin geçici kabul tutanağında belirtilen eksikler dışında tamamlandığını ve teslim edildiğini, müvekkil firma yetkilisi……. ile davalı şirket yetkilisinin imzasının bulunduğu hak ediş belgesinde görüleceği üzere sözleşme haricinde 249.100,01 TL ek iş yapıldığını, bu evrakta belirtilen dışında başka ek işler de yapıldığını, Iğdır Sulh Hukuk Mahkemesi’nin…..değişik İş sayılı dosyası ile müvekkili firmanın yapıp teslim ettiği işlerin belirlendiğini, ayrıca … Sulh Hukuk Mahkemesinin…. D. İş sayılı dosyasında … … Üniversitesi’nde 994.420,00 TL iş yapıldığının tespit edildiğini, KDV dahil iş bedelinin 1.173.451,60 TL olduğunu, müvekkil firma tarafından yapılan işte kullanılan malzemelerin faturalarının dava dilekçesine eklendiğini ayırca yapılan işlere dair müvekkil firmanın ticari defter ve kayıtlarının bulunduğunu, müvekkil firmanın hak edişlerini talep etmesi üzerine davalı şirketin müvekkilli firmayı inşaat alanından çıkardığını, davalı firmanın ödeme gücü olduğu halde ödeme yapmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 416.000,00 TL alacağın teslim tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davada … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yetkili olduğunu, bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında yapılan 15.02.2012 tarihinde imzalanan … Rektörlük Binası ile laboratuvar ve … … Üniversitesi İktisat Fakültesi işi sözleşme bedelinin KDV dahil 1.752.300,00 TL olduğunu, bu bedelin tamamının cezai şart kesildikten sonra ödendiğini, müvekkil firma tarafından ekte sunulan … … çek hesabından kesilen çeklerle 1.894.716,00 TL ödendiğini, ödenen çek ve bedellerini gösterir dilekçeleri ekte sunduklarını, sözleşmenin 7. Maddesi gereğince işin sözleşme tarihinden itibaren 150 günde yapılması ,gecikilen her gün için 1.000,00 olmak üzere toplamda sözleşmenin KDV hariç bedeli üzerinden %5 i ni geçemeyecek biçimde cezai şart öngörüldüğünü, işin toplamda 30 gün geç teslim edildiğini, davacının sigortalı çalışanı olan….imzaladığı tutanaktan da bu durumun açıkça anlaşıldığını, 11. maddede de işin bitirildiğinde tarafların birlikte iş bitirme tutanağı düzenleyeceğinin kararlaştırıldığını, böyle bir evrak bulunmadığını ve müvekkil firmanın KDV7nin %5 olan 74.250,00 TL kesinti yaptıktan sonra kalanı ödediğini, bu kesintinin müvekkil açısından haklı bir kesinti olduğunu, bu miktarın davacı tarafından talep edilmesinin haksız olduğu, yine KDV tevkifatı olarak 68.113,00 TL’ nin de davacı firma adına müvekkil firma tarafından ödenmek zorunda kalındığını, bu bedelin de yine fatura bedelinden kesildiğini, davacı tarafça kesilen fatura toplamının 1.939.403,00 TL olduğunu, davacının faturasını kesmediği ve kendilerine bildirmediği bedeli de talep ettiğini, faturaların davacı tarafından ne miktar iş yapıldığını ortaya koyduğunu, her iki tarafın defter ve belgeleri incelendiğinde durumun anlaşılacağını, davacı tarafın delil tesbitine ilişkin delillerini kabul etmediklerini, zira bu tesbitlerin müvekkilli firma nezdinde yapılmadığı gibi davcı firmanın kendisi tarafından yapılmayan üçüncü kişiler tarafından yapılan işleri de kendisi yapmış gibi tesbit yaptırdığını, davacının sözleşmeye dayalı alacağı bulunmadığı gibi ek işler de yapmadığını, davacının talebinde haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacı taraf ile sözleşme dışı bazı işlerin yapılacağının kararlaştırıldığını, davacının işi yarım bırakarak kaçtığını, bunun üzerine müvekkil firmanın … Rektörlük ve Laboratuvar Binalarındaki eksik işleri dava dışı ….. ekledikleri sözleşmeye uygun olarak yaptırdıklarını, buna dair kesilen faturaların müvekkil şirket kayıtlarına işlendiğini, davacının bir kısım işin bitirilmesine ilişkin tutanak düzenlendiğini söylerken bir kısmının tutanağa bağlanmadığını söylemesinin basiretli tacir ilkesi ile bağdaşmadığını, davcı tarafın sözleşme bedeline ek iş tutanağında belirtilen miktar eklendiğinde ve müvekkili tarafından ödenen KDV tevkifatının ve cezai şartın gözetilmesi halinde davacının alacağı bulunmadığı gibi davalı şirkete borcunun dahi bulunduğunu savunarak ,davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, sözleşmede belirlenen toplam iş miktarının KDV dahil 1.752.300,00 TL olduğu, ……. … Üniversitesi İktisat Fakültesi Binası İnşatı Açısından ilave iş irdelendiğinde, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı delil tesbit dosyasında … … tarafından düzenlenen raporda Üniversitenin İktisadi ve İdare Bilimler Fakültesi binasında yapılan alüminyum imalat ve montaj işlerinin toplam tutarının 994.420,00 TL olarak hesap edildiği, bu miktara göre belirlenen imalat tutarı ile eksik iş miktarı ve ilave iş miktarının belirlendiği, buna göre 223.042,00 TL ilave iş miktarının bulunduğu, KDV nin ise 40.147,56 TL olduğu, ilave toplam iş miktarının 263.189,56 TL olduğu, … Merkez Laboratuvarı Binaları İnşaatı açısından ilave iş irdelenmesine gelince Üniversitenin 10.11.2015 günlü yazısında sunulan … Rektörlüğü Bina İnşaatının iş artışı ve eksilişleri mahal metrajları incelendiğinde, dava konusu işle ilgili artış ve eksilişin olmadığı, … Merkez Laboratuvarı işinde 26,50 m2 miktarında kompozit panel kaplaması imalatının yapıldığının saptandığı, buna göre ilave işin 3.908,75 TL olduğu, ilave iş miktarının KDV dahil toplam 267.098,31 TL olduğu, bu şekilde asıl iş ve ilave iş miktarının toplam 2.019.398,31 TL olduğu, davalının yaptığı ödeme miktarının 1.827.300,00 TL olduğu, bu şekilde davalının ödemediği miktarın toplam 192.098,31 TL olduğu, bu miktardan işin gecikmesi nedeniyle KDV siz iş miktarının %5 oranında hesap edilen 74.250,00 TL nin düşürülmesiyle davalının ödemesi gereken miktarın 117.848,31 TL olduğu, her ne kadar davalı şirketin davacı şirket adına toplam 67.001,51 TL KDV tevkifatı ödediği, bu bedelden davacının sorumlu olduğu, bu nedenle davacının bu bedeli davalıya ödemek zorunda olduğu belirtilmişse de, davalı şirketin bu bedeli davacı yerine ödediğine ilişkin davalı tarafça her hangi bir delil sunulmamış, davalı şirket bu bedelin 68.113,00 TL olduğunu kendi beyanlarında bildirdiğinden, kendi bildirdiği bu miktar davacı alacağından indirilmediği, davacının eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağının hesaplanmasında, doğrudan tarafların ticari defter ve kayıtları yerine, tesbit bilirkişi raporları ile belirlenen imalat tutarına, sözleşmede kararlaştırılan imalat ve gerçekleşen fazla imalat tutarına değer verildiği, ancak davalı tarafından yapılan ödemeler saptanırken ticari defter ve kayıtlardan yararlanıldığı, davalı tarafından yapılan ödeme miktarı da mahsup edildiğinde davacının ödenmemiş alacağının 68.113,00 TL +50.846,00= 138.959,00 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dosyaya sunulan bilirkişi raporlarının eksik olduğunu, rapora ilişkin itirazlarının mahkemece ikmal edilmediğini, mahkemeye sunulan 04.01.2016 tarihli bilirkişi raporuna itiraz edildiğini, bilirkişinin sadece ilave iş yapımına dayalı hesaplama yaptığını, taleplerinin ilave iş hesaplanmasına münhasır olmadığını, bilirkişinin tarafların ticari defterlerini incelemeksizin bir rapor hazırladığını, bilirkişi raporunun 4. sayfasında ödemeler başlığı altında davalının çek ile yaptığı ödemelerin belirtildiğini, ödemelerin miktarları ile dosyaya sunmuş oldukları çeklerin bedellerinin aynı olmadığını, bilirkişinin sunmuş oldukları çek suretlerine itibar etmeyerek, davalının sunmuş fotokopiden ibaret ödeme dökümüne itibar etmesinin hukuki dayanağının olmadığını, bu ödemelerin müvekkili tarafından yapıldığının bile belli olmadığını, taraflarınca kabul edilen ödeme miktarının 1.873.328,86 TL olduğunu, bilirkişi raporunda ise ödemenin 1.894.718,80 TL olarak kabul edildiğini, arada 67.390,00 TL fark olduğunu, sunmuş oldukları çeklerin ve bu çeklerin karşılığında alınan ödemelerin defterlerine işlendiğini, raporun 7. sayfasının C maddesinde davalının müvekkili şirket adına 68.113,00 TL tevkifatının yatırılması iddiasını değerlendirildiğini, KDV oranı üzerinden 2/10 oranında tevkifatın yapılması gerektiğinin belirtildiğini, taraflarınca düzenlenen faturalardan kesilen tevkifatın 67.001,51 TL olduğunu, bu tutarın müvekkili adına yatırıldığına yönelik davalı savunmasının haklı olduğu kanaatine varıldığının belirtildiğini, bu değerlendirmenin tamamen yanlış olduğunu, bütün faturaların tamamı tevkifatlı olarak kesildiği için davalı tarafından müvekkili şirket adına KDV tevkifatı ödediği iddiasının doğru olmadığnı, davalının bu ödemeleri yaptığına dair herhangi bir belge aslı ya da sureti dahi sunmadığını, raporun 5. sayfasında, … … … Üniversitesi İktisat Binası İnşaatı açısından ilave iş irdelenmesinde … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin….. İş sayılı tespit dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporunun esas alındığını, fakat raporun 8. sayfasında yer alan yapılan toplam iş hesaplamasına bakıldığında … ….. … Üniversitesi’ne ait, sözleşmeden kaynaklı ve ilave işlerin toplam bedelinin 923.042,00 TL olarak hesaplandığının görüleceğini, oysa ki değerlendirmeye esas alınan raporda toplam iş KDV hariç 994.420,00 TL (KDV dahil 1.173.415,60 TL) olarak hesaplandığının görüleceğini, bilirkişinin bu yönüyle hem kendi değerlendirmesi ile hem de tespit dosyasında alınan raporla çelişen bir hesaplama yaptığını, tespit dosyası ile keşif ve ölçümleme yapılmak suretiyle alınan rapordaki hesaplamanın baz alınması gerektiğini, aynı şekilde … Laboratuvar binası ile Rektörlük binası işinin hesaplamasının da yanlış olduğunu, yapılan hesaplamaya toplamda 3.312,50 TL ilave iş yapıldığını, fakat rektörlük binası için KDV dahil 159.591,66 TL, Laboratuvar binası için de KDV dahil 17.465,51 TL ilave iş yapıldığını, mahkemeye sunulan 04/01/2016 tarihli ilk raporda bilirkişi tarafından düzenlenen raporun geneline bakıldığında, taraflarınca sunulan delillere pek itibar edilmediğini, buna karşın davalının herhangi bir delile dayanmayan iddialarına ve delil niteliği taşımayan suret belgelere itibar edildiğini, dosyaya sunulan 26/09/2017 tarihli ek raporda da itirazlarının karşılamadığını, bu rapora karşı beyanda bulunmadan önce davalının ilk rapora itiraz etmediğini, taraflarınca yapılan itiraz doğrultusunda dosyanın ek rapora gönderildiğini, bu yönleriyle fazlaya ilişkin hak ve alacaklarının saklı kalmak kaydıyla müvekkili şirket lehine olan raporun hüküm tesisinde nazara alınması gerektiğini, 26/09/2017 tarihli raporda müvekkiline ait ticari defterlerin müvekkili lehine delil teşkil edemeyeceği değerlendirilmesinde bulunulmuş olup, mahkemece de aynı şekilde değerlendirme yapıldığını, karşı tarafın ticari defterlerini sunmadığını, bu haliyle müvekkili şirkete ait ticari defterlerin lehine delil teşkil etmesinin kanun gereği olduğunu, değerlendirmenin bu şekilde kabul edilmesi halinde hükümde dayanak yapılan ikinci raporda belirtildiği üzere mali kayıtlar nazara alındığında müvekkili şirkete ait alacak miktarının 227.608,94 TL olacağını, ticari defterlerinin hukuki bir dayanak olmadan aleyhlerine değerlendirilmesinin izahının olmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında davaya konu 3 ayrı işe ilişkin yazılı eser sözleşme ilişkisi bulunduğu ve davacı tarafça sözleşme dışı işler de yapıldığı dosyada mevcut belgelerden (1 no’lu hak ediş) anlaşıldığı gibi, bu husus taraf beyan ve kabullerinde olup, mahkemece gerekçesinde de kabul edilmiş ve davalı tarafça bu hususa ilişkin bir istinaf başvurusunun olmadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki 20/02/2012 tarihli sözleşmenin “sözleşme konusu” başlıklı 2. maddesinde sözleşmenin konusunun … Rektörlük Binası, … Merkez Laboratuvarı ve … … … Üniversitesi İktisat Fakültesi inşaatlarına ait sözleşmede belirtilen alüminyum işlerinin imalat ve montajlarının yapılması işi olduğu, “fiyat ve ödemeler” başlıklı 4. maddesinde, sözleşmenin tabloda yazan birim fiyatlarla birim fiyat usulü olarak anlaşma yapıldığını ve iş sonunda yapılacak metraj sonucu kesin hebasın belirleneceği belirtilerek … Rektörlük fiyat tablosunda bedelin 700.835,00TL+ KDV, … Merkez Laboratuvarı fiyat tablosunda 85.110,00 TL+ KDV ve … … … Üniversitesi İktisat Fakültesi fiyat tablosunda 700.433,00 TL+ KDV olduğunun, yine 7.2. maddesinde ödemenin ne şekilde, yine 13/02/2013 tarihli ek protokolde ilave çıkan işlere ilişkin ödeme ve bunun nasıl yapılacağının kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır ( Yargıtay 15. HD’nin 13/06/2017 tarih ve…sayılı ilamı).
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup, davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğundan ve davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.
Mahkemece alınan kök ve 26/09/2017 tarihli ek bilirkişi kurulu raporundan davacının ticari defterlerinin incelenmesinde bu iş kapsamında kesildiği anlaşılan 11 adet faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve bu nedenle KDV dahil 2.196.160,46 TL alacaklı olduğu, davalı tarafından yapılan ödemelerin ise 1.827.300,00 TL olduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili KDV tevkifatının düşülmesi gerektiğini savunmuş, mahkemece verilen kararda ise davalının davacı yerine KDV tevkifatını ödemesi nedeniyle bu bedelin mahsubuna ilişkin savunmanın ispat edilememiş olması nedeniyle dikkate alınmadığı ve bu nedenle 68.113,00 TL KDV tevkifatının davacının alacağından mahsup edilmeyerek hüküm kurulduğu ve bu konuda davalı tarafından yapılmış herhangi bir istinafın bulunmadığı anlaşılmakla, bu konuda davacı lehine müktesep hak oluştuğu sonucuna varılmıştır.
Yine, davalı vekili 74.250,00 TL cezai şart bedelinin davacı alacağından düşülmesi gerektiğini savunmuş ise de, sözleşmenin 7/2 maddesinde düzenlenen cezai şartın ifaya ekli cezai şart olup, sözleşmede aksi bir düzenleme bulunmadığından ve bu cezanın talep edilebilmesi için teslim anında ihtirazi kayıt konulması gerekir. Dava konusu işin davalı yüklenici ile dava dışı idare arasında geçici ve kesin kabulünün yapıldığı, bu nedenle davacı tarafından işin tesliminin yapıldığı ve teslim sırasında da ihtirazı kayıt konulduğu hususu iddia ve ispat edilmediğinden, davalının bu savunmasının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Belirtilen açıklamalar kapsamında, taraflar arasındaki asıl ve ek sözleşme gereğince yapılan toplam iş karşılığı düzenlenen fatura bedelleri toplamı 2.196.160,45 TL olup, bu bedelden davalının yaptığı anlaşılan ödeme olan 1.827.300,00 TL’nin mahsubu ile davacının bakiye alacağının 368.860,45 TL olduğu anlaşıldığından, mahkemece bu bedel yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, cezai şartın ifaya ekli cezai şart olup, teslimin ihtirazı kayıt konulmaksızın alınmış olduğu ve davacının usulüne uygun olarak tuttuğu ve lehine delil teşkil ettiği anlaşılan ticari defterde bulunan ve yapılan iş miktarı ile bedelini belirten faturalar dikkate alınmaksızın davacının talep edebileceği alacak yönünden alternatifli hesap yapılan 26/09/2017 tarihli bilirkişi raporuna göre karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin istinafının kabulü gerekmiştir.
Kabule göre de, mahkemece davacının talep edebileceği alacak miktarı hesabı yapılarken 68.113,00 TL +50.846,00= 138.959,00 TL olduğu belirtilmiş ise de , bu işlem sonucunun 118,959,00 TL olduğu anlaşılmakla mahkemece toplama hatası yapılarak karar verilmesi de doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/12/2018 tarih ve …. E. …K. sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 368.860,45 TL alacağın dava tarihi olan 06/06/2014 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Alınması gereken 25.196,86 TL harçtan peşin yatırılan 7.104,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 18.092,61 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 25,20 TL başvurma harcı, tebligat gideri 269,00 TL, müzekkere gideri 13,00 TL, talimat gideri 69,80 TL ve 3.050,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.427,00 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre hesaplanan 3.038,72 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından peşin yatırılan 7.104,25 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 34.270,23 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 6.928,14 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince ilgili tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
11-Davacı tarafından yatırılan (44,40 TL+2.370,00 TL) toplam 2.414,40 istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
12-Davacı tarafından yapılan 4,50 TL tebligat gideri ve 27,79 TL dosya gönderme masrafı olmak üzere toplam 32,29 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
13-Yatırılması gereken 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 18/05/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır