Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2019/717 E. 2021/662 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2018
NUMARASI : …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 30/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/07/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı arasında davalının… İşlerine bağlı ilgili müdürlüklerinde kullanması için her bir gölet için ayrı ayrı olmak üzere Kiçir, Şaphane, Başören ve Çukurca göletlerinin doğal yapı malzemeleri ve sulama güzergahları etüdü, laboratuvar deneyleri yapılması, jeolojik – jeoteknik haritalarının alınması ile bu göletlere ait doğal yapı malzemeleri ve jeoteknik planlama raporlarının hazırlanması, Akçay Barajı jeolojik-jeoteknik işlerinin tümünün yapılması, jeolojik-jeoteknik haritalarının alınması, sondajlarının açılması, yerinde deneylerin yapılması, sulama güzergahı ve doğal yapı malzemeleri etüdünün yapılması, mühendislik jeolojisi ve doğal yapı malzemeleri raporlarının hazırlanması, Kütahya Doğanlar Göleti, Denizli Yenidere Sulaması jeoloji-jeoteknik işleri ve doğal yapı malzemeleri etüdü yapılması, araştırma çukuru açılması, mühendislik jeolojisi ve doğal yapı malzeme raporlarının hazırlanması konusunda anlaşma sağlandığını, müvekkili şirket tarafından taraflar arasındaki anlaşmaya bağlı kalınarak işlemlerin yapıldığını, raporların hazırlandığını ve davalıya teslim edildiğini ve hazırlanan raporların itiraza uğramadan kabul edilerek idareye teslim edildiğini, hakedişe bağlanıp bedellerinin davalı tarafından tahsil edildiğini, davalıya, yapılan işlere bağlı kalınarak faturalar düzenlendiğini ve davalı tarafa teslim edildiğini, faturalara karşılık davalının 97.000,00 TL ödeme yaptığını, bakiye 130.150,00 TL’nin ihtarnameye rağmen ödenmediğini, müvekkilinin alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlattığını ve davalının takibe itiraz ettiğini belirterek davalının Ankara 22. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayıl takip dosyasına yaptığı itirazın iptalini, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı takdirini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının iddialarını kabul etmediklerini, davacı şirket ile 5 ayrı işe ilişkin olarak alt yüklenicilik sözleşmesi kurulduğunu, davacının taraflar arasında yazılı sözleşme olmamasından kötüniyetli olarak faydalanarak, sözlü mutabakata aykırı şekilde sonradan ve tek taraflı olarak belirlediği sözleşme bedellerini hiçbir şekilde kabul etmediklerini, taraflar arasında alt yüklenicilik sözleşmelerinin sözlü anlaşmalar üzerine kurulduğunu ve sözleşme konusu işlere başlandığını, Akçay Barajı ile Kütahya İli Çukurca, Başören, Kiçir ve Şaphane göletleri işine ilişkin sözleşmelerin yazılı olarak hazırlandığını ancak imza altına alınmadığını, işler tamamlanıp faturalar alındıktan sonra bedel artışına gidilmesinin mümkün olmadığını, toplam 5 adet alt yüklenicilik sözleşmesi uyarınca davacının yaptığı işlerin toplam bedelinin KDV hariç 220.000,00 TL olduğunu, bu bedelden davacıya kesilen toplam gecikme cezası tutarı olan 43.282,00 TL’nin mahsubu ile davacının alacağının KDV ilavesiyle 208.527,24 TL olduğunu, davalıya yapılan ödeme toplamının ise 210.000,00 TL olduğunu, davacının yaptığı işlerden doğan alacağının kendisine fazlası ile ödendiğini, müvekkilinin davacı tarafa borcunun olmadığını belirterek; davanın reddini ve alacak tutarının % 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatı takdirini savunmuştur.
Mahkemece; davanın eser sözleşmesi kapsamında bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali istemi olduğu, davacının taşeron, davalının yüklenici, dava dışı …’nin ise iş sahibi olduğu, icra takibine konu faturaların davacı tarafından davalı adına düzenlendiği, 12/12/2013 tarihli 106.200,00 TL bedelli ve 26/05/2014 tarihli 120.950,00 TL bedelli olduğu, davalı tarafından davacıya 10/04/2012-09/04/2014 tarihleri arasında 16 parça halinde toplam 210.000,00 TL ödeme yapıldığı, davacı tarafından davalıya hitaben düzenlenen Ankara 30. Noterliği’nin 15/12/2014 tarihli ihtarnamesinde, 130.150,00 TL alacağın derhal ödenmesinin talep edildiği, ihtarnamenin davalıya 18/12/2014 tarihinde tebliğ edildiği, temerrüdün 20/12/2014 tarihinde gerçekleştiği, toplanan deliller, icra dosyası, hükme esas alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, tarafların 5 ayrı işe ilişkin taşeronluk işlerinin davalı tarafından yapılması konusunda anlaştıkları, davacının bakiye iş bedelinin tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlattığı, dava konusu işlerin davacı tarafından yapıldığı ve idare tarafından kabul edildiği, ihtilafın iş bedeli konusunda olduğu, davacının davalı adına 3 adet fatura düzenlediği, bu faturaların 25/09/2012 tarihli 112.100,00 TL bedelli, 12/12/2013 tarihli 106.200,00 TL bedelli, 26/05/2014 tarihli 120.950.00 TL bedelli olduğu, davacının ticari defterlerine göre davalıdan 129.250,00 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya 8.300,00 TL borçlu olduğu, aradaki 120.950,00 TL farkın davacının davalı adına düzenlediği 26/05/2011 tarihli, 120.950,00 TL bedelli faturadan kaynaklandığı, bu faturanın davalıda kayıtlı olmadığı, her ne kadar davalı tarafça 120.950,00 TL bedelli faturanın gönderilmediği savunulmuşsa da; davacı tarafından dosyaya sunulan kargo evrakına göre faturanın davalıya teslim edildiği, tarafların arasındaki akdi ilişki kapsamında, işin yapılmış olması halinde, düzenlenen faturaya süresinde itiraz edilmemesi halinde fatura muhteviyatının kesinleşeceği (Aynı yönde Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 27/10/2014 Tarih… Tarih,… E-K. Sayılı ilamları) dikkate alındığında faturadaki bedelin dikkate alınması gerektiği, davalının işin geç teslimi nedeniyle cezai şart alacağının bulunduğunu savunduğu, bilirkişiler tarafından da dava konusu işlerin davacı tarafından geç teslim edildiğinin tespit edildiği, ancak geç teslim nedeniyle cezai şart uygulanacağına dair davacının imzasını taşıyan yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, kaldı ki davalının da ihtirazi kayıt koymadan işi teslim aldığı dikkate alındığında cezai şart nedeniyle alacaktan indirim yapılamayacağı, bu durumda davacı tarafından düzenlenen faturaların toplamı 339.200,00 TL’den davalı tarafından ödenen 210.000,00 TL’nin mahsubu sonucu davacının 129.200,00 TL alacaklı olduğu, bu miktarın davalıya gönderilen ihtarnamenin tebliğ tarihine göre hesaplanan 20/12/2014 temerrüt tarihinden 20/01/2015 takip tarihine kadar değişen oranlarda işlemiş temerrüt faizinin 1.163,69 TL olduğu, takipte talep edilen miktarın ise 788,92 TL olduğu gerekçesiyle taleple bağlı kalınarak; davanın kısmen kabulüne, 129.200,00 TL asıl alacak ve 788,92 işlemiş faiz olmak üzere toplam 129.988,92 TL alacak yönünden itirazın iptaline, eser sözleşmesinden kaynaklı alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle alacak likid olmadığından icra inkar tazminatı isteminin reddine, davalının kötüniyet tazminatı isteminin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf başvurusunda; mahkemece, taraflar arasındaki sözleşme bedeline dair e-posta yazışmaları ile teyit edilmiş şifahi anlaşma; bu anlaşmalara uygun olarak davacı tarafça kesilmiş ve müvekkilince bedeli ödenmiş faturalar; davacı taşeronun yaptığı iş ile şifahi olarak belirlenen iş bedelinin uyumlu olduğu ve davacının sonradan anlaşmalar harici ilave bir bedel üzerinden düzenlediği faturanın işin niteliğine uygun düşmediği yönündeki teknik bilirkişi raporundaki tespitlerin tamamı göz ardı edilerek, takibe konu faturanın kargo ile müvekkiline gönderilmiş olabileceği varsayımından hareketle, faturaya süresinde itiraz edilmemiş olduğu kabul edilerek ve bu varsayım, davanın kabulünde yeterli görülerek, salt bu gerekçeye dayanmak suretiyle hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kargo teslim belgesinde müvekkiline bir teslimatın yapıldığı belirtilmiş ise de, teslimatın içeriğine dair bir açıklama yapılmadığını, teslim belgesi ile yapılan teslimatın faturaya ilişkin olduğu hususunun tereddüte yer vermeyecek şekilde ortaya konamadığını, kaldı ki, söz konusu kargo ile müvekkiline gönderilenin fatura değil, alt yüklenici firmanın tanıtım bilgileri olduğunu, bir an için faturanın müvekkiline kargo ile teslim edildiği ve faturaya itiraz edilmediği varsayılsa dahi, yerleşik Yargıtay İçtihatlarında da açıkça belirtildiği üzere, taraflarca kararlaştırılan iş bedelinin üzerinde bir tutara göre düzenlenen faturaya, süresinde itiraz edilmemesinin, sözleşmeye aykırı olarak düzenlenen faturadaki bedelin kesinleşmesi sonucunu doğurmayacağını, kanunda faturaya itiraz için öngörülmüş 8 günlük sürenin hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi olmayıp, sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşıdığını, 8 günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfetinin faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfetinin faturayı alan tarafa ait olduğunu, somut olayda, faturada belirtilen bedelin davacı tarafından yapılan işe uygun olmadığının, taraflarca şifahen kararlaştırılan ve müvekkilince e-posta ekinde gönderilmiş sözleşmede yer verilen bedellerin yapılan işe uygun olduğunun bilirkişi raporu ile kanıtlandığını, Mahkeme kararında, dava konusu işlerin davacı tarafından geç teslim edildiğinin kabul edildiğini, ancak geç teslim nedeniyle cezai şart uygulanacağına dair taraflar arasında yazılı sözleşme olmaması ve ihtirazi kayıt konmadan işin teslim alındığı gerekçesi ile cezai şart nedeniyle alacaktan indirim yapılmadığını, mahkemenin bu yöndeki kararının da kaldırılması gerektiğini belirterek; teslim edildiği ispat edilemeyen ve karşılıksız olarak kesilen bir faturaya dayanılarak verilen kararın kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili katılma yoluyla istinaf başvurusunda; İİK’nın 67/II maddesine göre, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkmasının yasal koşullar olduğunu, borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunmasının yasal koşul olmadığını, alacağın likit ve belli olması gerektiğini, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü gerektiğini, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olmasınır da gerekmediğini, bu yasal kurallar ışığında, takip konusu bedel belirli olduğundan likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulüyle icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, müvekkili lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek; mahkeme kararının bu yönüyle kaldırılarak müvekkil lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemece verilen kararada aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan hususlarda usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin tüm davalı vekilinin sair istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin incelenmesinde;
Davalının dava dışı iş sahibi … ile yapmış olduğu sözleşmeler kapsamında, taraflar arasında;
-Kütahya İli Çukurca, Başören, Kiçir ve Şaphane Göletleri’nin doğal yapı malzemeleri ve sulama güzergâhları etüdü, laboratuvar deneyleri yapılması, jeolojik- jeoteknik haritaların alınması ile bu göletlere ait doğal yapı malzemeleri ve jeoteknik planlama raporlarının hazırlanması,
-Akçay Barajı jeolojik-jeoteknik işlerinin tümünün yapılması, haritalarının alınması, sondajların açılması, yerinde deneylerin yapılması, sulama güzergahı ve doğal yapı malzemeleri raporlarının hazırlanması,
-Kütahya Şehir İçi Dereleri,
-Kütahya Doğanlar Göleti,
-Denizli Yenidere Sulaması jeolojik-jeoteknik işlerin yapılması ve doğal yapı malzemeleri etüdü yapılması, araştırma çukurları açılması, mühendislik jeolojisi ve doğal yapı malzeme raporlarının hazırlanması hususunda 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinden düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davacı taşeron, davalı yüklenicidir.
Yine bu akdi ilişkiler kapsamında, davalı taşeronun davacı yükleniciye toplam 210.000,00 TL ödeme yaptığı da tarafların kabulündedir.

Bu 5 ayrı iş nedeniyle kurulan akdi ilişkiden Akçay Barajı jeolojik-jeoteknik işlerinin tümünün yapılması, haritalarının alınması, sondajların açılması, yerinde deneylerin yapılması, sulama güzergahı ve doğal yapı malzemeleri raporlarının hazırlanması ve Kütahya İli Çukurca, Başören, Kiçir ve Şaphane Göletleri’nin doğal yapı malzemeleri ve sulama güzergâhları etüdü, laboratuvar deneyleri yapılması, jeolojik- jeoteknik haritaların alınması ile bu göletlere ait doğal yapı malzemeleri ve jeoteknik planlama raporlarının hazırlanması işleri yönünden taraflar arasında yazılı sözleşme yapılması konusunda e-mail yazışmaları yapıldığı; ancak her iki tarafın da kabul ederek imzaladığı yazılı bir sözleşme oluşturulamadığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte Kütahya İli Çukurca, Başören, Kiçir ve Şaphane Göletleri’nin işleri yönünden, davacı tarafından düzenlenerek davalıya gönderilen 25/09/2012 tarih ve 45906 nolu, KVD dahil 112.100,00 TL bedelli fatura davalı tarafından kabul edilmiş ve ticari defterlerine kaydedilmiştir. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmamakla birlikte bu iş yönünden işin bedelinin 95.000,00 TL + KDV=112.100,00 TL olduğu hususunda da uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Kütahya Şehir İçi Dereleri, Kütahya Doğanlar Göleti ve Denizli Yenidere Sulaması jeolojik-jeoteknik işlerin yapılması ve doğal yapı malzemeleri etüdü yapılması, araştırma çukurları açılması, mühendislik jeolojisi ve doğal yapı malzeme raporlarının hazırlanması işleri yönünden ise sözlü olarak anlaşma yapıldığı, Denizli Yenidere Sulaması jeolojik-jeoteknik işlerin yapılması ve doğal yapı malzemeleri etüdü yapılması, araştırma çukurları açılması, mühendislik jeolojisi ve doğal yapı malzeme raporlarının hazırlanması işlerinin bedelinin 15.000,00 TL+KDV olduğu da her iki tarafın kabulündedir.
Akçay Barajı ve Sulaması Planlama Raporu Yapımı, Kütahya Şehir İçi Dereleri işi, Kütahya Tavşanlı Doğanlar Göleti işlerinin bedeli hususunda ise taraflar arasında mutabakat bulunmamaktadır.
Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarına göre; taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmayıp, tarafların iş bedeli hususunda anlaşamamaları halinde, iş bedeli; işin yapıldığı yıl serbest piyasa rayiçlerine göre hesaplanmalıdır.
Mahkemece atanan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 13/02/2017 tarihli kök ve 20/09/2018 tarihli ek rapora göre işlerin yapıldığı 2012 yılı serbest piyasa rayiçlerine göre Kütahya Şehir İçi Dereleri işinin bedeli 10.000,00 TL+ KDV, Kütahya Tavşanlı Doğanlar Göleti işinin bedeli 10.000,00 TL+KDV ve Akçay Barajı ve Sulaması Planlama Raporu Yapımı işinin bedeli 90.000,00 TL+KDV’dir.
Tarafların kabulleri ve bilirkişi raporunda, taraflar arasında iş bedeli konusunda mutabakat bulunmayan işler yönünden, yapılan işlerin yapıldıkları yıl serbest piyasa rayiçlerine göre tespit edilen bedellerine göre; davalı tarafından davacıya yapılan; Akçay Barajı ve Sulaması işi bedeli: 90.000,00TL + KDV= 106.200,00TL, Kütahya Çukurca, Başören, Kiçir ve Şaphane Göletleri işi bedeli: 95.000,00 TL + KDV= 112.100,00 TL, Kütahya Şehir İçi Dereleri işi bedeli: 10.000,00 TL + KDV= 11.800,00 TL, Kütahya Tavşanlı Doğanlar Göleti işi bedeli: 10.000,00 TL+KDV= 11.800,00TL, Yenidere Barajı Sulaması işi bedeli:15.000,00 TL+ KDV= 17.700,00 TL olmak üzere toplam 259.600,00TL’dir.
Bu kabule göre, davalı yüklenici tarafından dava ve icra takibinden önce davacı taşerona yapılan 210.000,00 TL ödemenin mahsubundan sonra, davacı taşeronun bakiye 49.600,00 TL alacağı kaldığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar, taraflarca birbirlerine gönderilen e-maillere cevap verilmemesi ikrar kabul edilerek iddia ve savunmalarda bulunulmuş ise de; taraflarca bu e-mail yazışmalarına karşılıklı olarak karşı çıkıldığından ve e-maillerdeki açıklamalar ve eklerindeki belgeler, tarafların şirket kaşeleri ve yetkilileri tarafından atılan imzalar ile tasdik edilmediklerinden, her iki taraf yönünden de kabul yada mutabakat olarak kabul edilmemiştir. Yine davacı vekilince, tarafların 12/12/2013 tarihinde bir araya geldikleri ve dilekçeleri ekinde sunulan icmalde davalı tarafça 12/12/2013 tarihi itibariyle kalan borç miktarının 110.500,00 TL olarak kabul edildiği ileri sürülmüşse de; bu belgenin altında da davalı şirket kaşesinin ve şirket yetkilisinin imzasının bulunmadığı, bu belgeye dayanılarak gönderilen e-mail’e de davalı tarafça cevap verilmediği gözetildiğinde, bu belgenin de davalının kabul yada mutabakatı olarak değerlendirilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar mahkemece, davacı tarafından düzenlenen ancak davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmayan 26/05/2014 tarihli, 120.950,00 TL bedelli faturanın dosyaya sunulan kargo evrakına göre davalıya teslim edildiği, tarafların arasındaki akdi ilişki kapsamında, işin yapılmış olması halinde, düzenlenen faturaya süresinde itiraz edilmemesi halinde fatura muhteviyatının kesinleşeceği gerekçesiyle, davacı tarafından düzenlenen toplam 3 adet faturadaki bedelden, davalı tarafından yapılan ödeme mahsup edilmek suretiyle, davacının alacağı tespit edilmişse de; davacı tarafından dosyaya sunulan 27/05/2014 tarihli kargo belgesinde gönderi içeriğinin ne olduğunun belirtilmediği, davalı tarafça, kargo ile gelen belgenin fatura olmadığının savunulduğu, Yargıtay Yüksek 23 Hukuk Dairesi’nin 06/03/2014 tarih ve … Karar sayılı içtihatında da belirtildiği üzere; faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafta olup, kargo ile gönderilen belgenin 26/05/2014 tarihli fatura olduğunun davacı tarafından usulüne uygun olarak ispatlanamadığı, kaldı ki, mahkemece temerrüde esas alınan davacı tarafından davalıya gönderilen Ankara 30. Noterliği’nin 15/12/2014 tarih ve … yevmiyeli ihtarı ile bu faturanın, 12/12/2013 tarihli fatura ile birlikte tekrar gönderildiği ve bakiye iş bedelinin ödenmesinin talep edildiği, davalı tarafından Ankara 20. Noterliği’nin 23/12/2014 tarih ve … yevmiyeli cevabi ihtarında, davacının ihtarı ekinde gönderilen 26/05/2014 tarih ve … nolu faturanın ilk kez görüldüğü belirtilerek, itiraz da edildiği, bu durumda faturaya süresinde itiraz edilmediğinden içeriğinin kesinleştiğinin kabul edilemeyeceği kanaatine varıldığından, bu gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, davanın kısmen kabulü ile davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın 49.600,00 TL asıl alacak ve bu miktar asıl alacağın davalıya gönderilen ihtarnamenin tebliğ tarihine göre, 20/12/2014 tarihinden … takip tarihine kadar değişen oranlarda işlemiş temerrüt faizi 448,47 TL yönünden iptali ile takibin bu miktar asıl alacak ve faiz alacağı yönünden devamına, tarafların icra inkâr tazminatı ve kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
3-Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/12/2018 tarih ve… Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
4-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Ankara 22. İcra Müdürlüğü’nün…. Esas sayılı icra dosyasındaki 49.600,00 TL asıl alacak, 448,47 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 50.048,47‬ TL alacağa yönelik itirazının İPTALİ ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA,
Davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
Davalı vekilinin kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
5-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.418,81 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.581,42 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.837,39‬ TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 1.581,42 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvurma harcı, 175,40 TL posta-müzekkere masrafı, 2.250,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 2.453,1‬0 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 937,57 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 50,00 TL posta masrafı yargılama giderinden davanın red oranına göre hesaplanan 30,89 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 7.306,30 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 11.315,76 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-HMK’nın 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının talep halinde yatıran tarafa iadesine,
İstinaf İncelemesi Yönünden:
11-İstinaf başvurusunda bulunan davacıdan alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf başvuru harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,9‬0 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
12-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 2.220,00 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
13-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
14-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 29,80 TL dosya posta masrafı olmak üzere toplam 151,10 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere 30/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır