Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2019/713 E. 2021/470 K. 17.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: …

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2018
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 17/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/05/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; davalı taraf ile müvekkili şirket arasında …’daki … ve … Projeleri işinin yapılması hususunda taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, ancak ekonomik durumunun bozulması nedeniyle davalı tarafın yükümlülüklerini yerine getiremez hale geldiğini, Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… esas sayılı dosyası ile iflasın ertelenmesi talebinde bulunduğunu, mahkemece iflasın 1 yıl süre ile ertelenmesine karar verilerek defalarca sürenin uzatıldığını, davalının iflasının ertelenmesi ve hakkında yapılacak takiplerinin durdurulması üzerine tarafların bir araya gelerek 23/12/2010 tarihli bir protokol akdedildiğini, protokolde “16 Haziran 2009 tarih ve 7 nolu hakediş (7 nolu taşeron hakkedişi dahildir) her ne sebepten doğmuş olursa olan …’in …’a olan borcu 1.150.000 euro’dır” şeklinde düzenleme getirildiğini, protokolün o dönem davalı şirkete kayyım olarak atanan … tarafından da onaylandığını, protokolün tanziminden ve davalının açık borç ikranının üzerinden uzunca bir süre geçmesine rağmen müvekkili şirket alacağının 850.000 euro’luk kısmının ödenmediğini, müvekkili şirket alacağının tarafların imzasını taşıyan protokol ile hüküm altına alındığını, protokolün kayyım …’ün katılımı ile Resmi Makamlar Önünde Borç ikrarının havi belgeye dönüştüğünü ileri sürerek, fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile 850.000 euro alacağın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek döviz hesaplarına uygulanacak en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının ihtarname ile talep ettiği 4.210.631,77 euro’luk alacak talebini davada kısmen ileri sürmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kısmi dava açamayacağını, taraflar arasında mutabık kalınan borç miktarının 1.150.000 euro olarak belirlendiğini, bu bedele hangi alacak kalemlerinin dahil olduğunun ve söz konusu bedelin nasıl ödeneceğinin 23/12/2010 tarihli protokol ile düzenlendiğini, davacı tarafından …’daki işlerin bitirilmesi, … idaresi tarafından hakkedişlerden yapılan kesintilerin iade edilmesi, iade edilen bu meblağdan müvekkilinin kalan borcunun mahsup edilmesi sonucu kalan meblağın müvekkiline verileceği ve bu husus gerçekleştiğinde tarafların birbirlerini ibra etmiş sayılacaklarını, davacının sözleşmeyi BK.125/II son maddesine göre feshettiğini, haksız ve hukuka aykırı olarak sözleşmeden döndüğünü ve eldeki davayı açtığını, bu durumda müvekkilinin daha önce ifa ettiği edimleri davacıdan geri istemek hakkına sahip olduğunu, davacı şirket adına satın alınan ve parası ödenen 5 adet iş makinesi bedeli olan 856.013,90 euro makine bedelini davacıdan geri isteme hakkına sahip olduğunu, davacının haksız olarak sözleşmeden dönmesi nedeni ile müvekkilinin verdiği banka teminat mektuplarını nakde çevrilme tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını, bu mektuplarla fesih tarihi olan 20/05/2015 tarihinden itibaren ödenen komisyon bedelleri ile birlikte haksız fesih nedeni ile müvekkilinin uğradığı kar kaybı, zarar ve diğer menfi kayıplara ilişkin dava ve talep haklarının saklı tutuklarını, ifa imkansızlığı gibi bir gerekçe ile ihtarname göndererek sözleşmeden dönen ve daha sonra ödeme yapılmaması nedeniyle kısmi dava açan davacının davasında haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın temelini 23/12/2010 tarihli protokol başlıklı sözleşmenin oluşturduğu, buna göre 7. hak edişe kadar davacı taşeronunun davalı yükleniciden 1.150.000 euro alacaklı olduğu, davacının sözleşme kapsamında yükümlendiği …’daki işi tamamlayarak karşılığında asıl işverenin yapacağı ödemelerden söz konusu yukarıda belirtilen alacağını mahsup edip bakiyesinin davalı …’e vereceğinin kararlaştırıldığı, ancak davacının davalıya gönderdiği 20/05/2015 tarihli ihtarnameye göre …’daki iç savaş nedeniyle sözleşmenin ifa imkanının kalmadığı, bu durumda BK.117 maddesi kapsamında borçludan kaynaklanmayan sebeplerle borcun ifası imkansız hale geldiğinden borcun sona erdiği, bu nedenle borçtan kurtulan borçlunun karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybedeceği, bu durumda protokolün 7. maddesinde belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmeyen ve imkansızlık nedeniyle yerine getirilmesinin mümkün olmadığını belirten davacının 1. maddede belirtilen ifa talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın dayanağının taraflar arasında akdedilen 23.12.2010 tarihli protokol olup, protokol hükümleri gereğince davalı şirketin, müvekkiline olan borcunu, mahkeme dışı ikrar niteliğinde kabul ettiğini ve bu borçun 850.000,00 euro olarak protokolde açıkça belirlendiğini, protokol hükümleri yerine getirilmediğinden dava açıldığını, mahkemece davanın esası hakkında yanılgıya düşülerek, protokol ile açıkça hüküm altına alınan ve davalının gerek protokolde gerekse dilekçelerinde ikrar etmek suretiyle, davacıya borçlu olduğunu kabul etmiş olmasına rağmen, Borçlar Kanunu 117. Maddesi uygulanarak borçlunun temerrüdü hükümlerine göre karar verildiğini, müvekkili ile davalı şirket arasında daha önce yapılan sözleşme hükümlerinin davalı yanca yerine getirilmediğinden ve davalı şirketin iflas erteleme sürecine girmesi nedeniyle müvekkilin alacaklarını alamadığını ve taahhüt ettiği edimleri ifa edemediğini, bunun üzerine şirkete atanan kayyumun da onayı ile davaya konu protokolün imzalandığını ve müvekkilinin alacağını tahsil imkanı doğduğunu, protokolün yapılmasının amacının, davalının davacıya olan borçlarını ödenmesi ve ödemeye ilişkin usulün belirlenmesi, Libyada davalının taahhüdünde bulunan inşaat işinin, davacı tarafından tamamlanmasına ilişkin gerekli koşulların davalı tarafından sağlanması olduğunu, davanın konusunun, dava dışı taşeronluk sözleşmesinden kaynaklı bir uyuşmazlık olmadığını, ‘sonraki ifa imkansızlığı’ şeklinde gerekçe gösterilerek, haklı davanın reddine karar verilmesinin kabul edilebilir olmadığını, ifa imkansızlığı gibi hukuki gerekçelerin iş bu davada taratışılmasının olanaksız olduğunu, taraflar arasında asıl sözleşmeden bağımsız ve borçların ödenmesi hususundaki anlaşmanın davanın konusunu oluşturduğunu, sözleşmenin/ protokolün içeriği incelendiğinde davalı tarafından kabul edilen ve ödeme planına bağlanan bir borçun söz konusu olduğunu, dolayısıyla tacir olan ve basiretli bir tacir gibi davranması beklenen davalının ifaya ilişkin imkansızlıkları ya da ödemeye dair zorlukları öngörerek böyle bir protokol yapmaktan imtina etmesi gerektiği gibi protokolün hazırlanıp, imza aşamasında dahi …’daki karışıklıklar bulunduğunu ve tarafların mevcut fiili durumu bilerek protokol imzaladığını, protokolün mutabık kalınan hususlar başlıklı 1.maddesinde yer alan;“16 Haziran 2009 tarih ve 7 nolu hak ediş (7 nolu taşeron hak edişi dahildir) her ne sebepten doğmuş olursa olsun …’in …’a olan borcu 1.150.000-euro’dur” hükmünün karşılıklı olarak imzalanarak taraflarca kabul edildiğini, alacağın yargılamayı dahi gerektirmeyecek açıklıkta olmasına rağmen, davalının borcunu ödemekten imtina ettiğini, dosyada yer alan yazışmalardan da açıkça görüldüğü üzere, müvekkilinin, …’da yaşanan iç savaş ortamı ve can güvenliğinin olmaması nedeniyle, mukim işin ifasının imkansız hale geldiğini, …’da işveren konumunda olan bir bakanlık makamının dahi kalmadığını, bölünmeler nedeni ile farklı yapılanmalar ve yönetimlerin oluştuğunu ve bu sebeple de iflasın ertelenmesi sürecinden ve borca batıklıktan kurtulan (davalı) firmadan, müvekkil şirketin alacaklarını istemek zarureti doğduğunu, davalının taraf özgür iradesi ile imzalayarak kabul etmiş olduğu protokol ile çok açık olarak müvekkili şirket alacağını ikrar etmesine ve bu ikrarı bizzat kayyım tarafından onaylanmasına rağmen borcu ödemekten imtina ettiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karana karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında 23/12/2010 günlü protokolün imzalanmış olduğu ihtilafsız olup, “protokolün amacı” başlıklı maddesinde protokolün amacının davalı … İnş. Ve Tic. A.Ş.’nin davacıya olan borçlarının ödenmesi, ödemeye dair usulün düzenlenmesi ve sözleşme kapsamında tamamlanması gereken işlerin koşulların sağlanması olduğu belirtilmiştir.
Protokolün 1. maddesinde, protokol tarihinden önceki tarih olan 16/06/2009 tarih ve 7 no’lu hak ediş de dahil her ne sebeple doğmuş olursa olsun davalı borcunun 1.150.000 euro olduğu kabul edilmiştir.
Protokolün 2. maddesindeki düzenleme ise, davacı tarafça Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. E. sayılı dosyalarında açtığı davalardan feragat etmesi şartına bağlı o davalardan kaynaklanan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin ödenmesine ilişkin olup, bu bedellerin 1. maddede belirtilen hak ediş alacaklarından mahsup edileceğine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Dosyadaki deliller ve taraf beyanlarından 2. maddede belirtilen davalara ilişkin feragatların yapılmadığı, yargılama giderlerinin ödemediğine ilişkin herhangi bir iddia ve beyan bulunmadığı gibi, bu hususların yerine getirildiği konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı aksine davalının savunmasında bu kapsamda ödenen bedellerin asıl alacaktan mahsubunun gerektiğini savunduğu anlaşılmıştır.
Yine protokolün 1. maddesi kapsamında doğmuş olan 1.150.000 euro hak ediş alacağından sözleşmenin 3. maddesine göre 300.000 euro’nun ödenmiş olduğu tarafların kabulündedir.
Davaya konu protokolün 6. maddesinin 2. Paragrafında ise , 16/06/2009 tarihli 7 no’lu hak ediş ile protokol tarihi olan 23/12/2010 tarihine kadar olan süreçte davacı tarafça yapılmış işlere ilişkin düzenlenen 8 ve 9 no’lu hak edişlerin paylaşım ve tasfiyesinin taraflar arasında imzalanmış sözleşme kapsamına göre yapılacağı ve ödeneceği kabul edilmiş olup, yine protokolde, protokolden sonra …’da yapılacak işlerin nasıl yapılacağı düzenlenmiş, 6. maddenin 1. paragrafında taraflar arasındaki sözleşmede davacı taşeronun bu tarihten önceki iskonto ve taşeron bedelleri tümüyle kaldırılarak, bu protokol kapsamındaki şartlarla ödeneceği kabul edilmiş, aynı maddenin son paragrafında ödemenin nasıl yapılacağı düzenlenmiştir.
Protokolün 7. Maddesindesinde , işin tamamlanmasıyla birlikte taraflar arasındaki tasfiyenin ne şekilde yapılacağı düzenlenmiş ise de, protokol sonrası …’daki iç karışıklıklar nedeniyle işin protokol kapsamında yapılamadığı dosya kapsamı ve taraf beyanlarından anlaşılmaktadır. Bu nedenle işin protokol sonrası tamamlanması hususunda tarafların kusuru olmaksızın objektif imkansızlık bulunduğunun kabulü gerekmiştir.
Bu durumda, sözleşmenin 1. maddesinde düzenlenen 16/06/2009 tarihine kadar davacı tarafça ifa edilip teslim edildiği ihtilafsız olan 1.150.000 euro (7 no’lu hak ediş de dahil) borç ikrarını içeren alacak yönünden, ödendiği ihtilafsız olan 300.000 euro’nun mahsubu ile bakiye 850.000 euro yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken mahkemece işin tamamlanmaması nedeniyle alacağın muaccel olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi hatalıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın kabulü ile 850.000 euro’nun davalıdan tahsiline dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/12/2018 tarih ve… K. sayılı kararının HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın KABULÜ ile, 850.000 euro’nun dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranıyla birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 169.231,88 TL harçtan peşin yatırılan 42.071,79 TL harcın mahsubu ile bakiye 127.160,08 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 108.418,38 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 42.071,79 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvurma harcı, tebligat gideri 205,00 TL ve 3.000,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 3.232,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince ilgili tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
10-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
11-Davacı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 4,50 TL tebligat gideri ile 29,00 TL dosya gönderme masrafı olmak üzere toplam 154,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 17/05/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır