Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2019/665 E. 2021/469 K. 17.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: …

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/06/2018
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 17/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/05/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili tarafından, davalı şirkete güvenlik kamera sisteminin malzeme + işçilik olarak yapılıp teslim edildiği halde fatura bedelinin ödenmediğini, bu bedelin tahsili amacıyla Ankara 17. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, borçlunun takibe haksız itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacı tarafın şirketlerine 2015 yılı Temmuz ayında güvenlik kamerası taktığını, gerçekleştirilen hizmet kadar bedelin ödendiğini, taktığı bu sistem içinde bulunan TV nin bozuk çıktığını, kendilerine bu konuyu bildirdikleri halde tamir etmediklerini ve de değiştirmediklerini, ayrıca davacının takibe konu ettiği faturanın kendilerine tebliğ edilmediğini, 2016 yılında faturada belirtilen tarihte herhangi bir iş yapılmadığını ve malzeme teslim edilmediğini, bu nedenle fatura konusu edilen borçlarının olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında kamera sistemi yapımı ve montajı konusunda ticari ilişkinin bulunduğu, söz konusu hizmetin 2015 yılı Temmuz ayında verildiği ancak faturanın anlaşma gereği daha sonra düzenlendiği ve bedelinin ödenmediği, davalının hizmetin ayıplı yapıldığından bahisle bedeli ödemeyi kabul etmediği fakat yasa ve usüle uygun olarak ayıp ihbarında bulunduğunu da ispat etmediği gibi kısmi ödeme iddiasını da ispat edemediğinden, davacının asıl alacağa ilişkin takibinde haklı olduğunun anlaşıldığı, yine icra inkar tazminatı isteminin alacağın likit olduğu nazara alınarak kabulünün ancak davacını takipten önce davalıyı temerrüte düşürücü ihtarı bulunmadığı ve davalıyı temerrüde düşürmediğinden takip öncesine ait işlemiş faiz talebinin ise reddi gerektiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı istinaf dilekçesinde; takip ve dava dayanağı faturaya dayalı bir ticari ilişkinin ve borcun olmadığını, gönderilen faturada da görüleceği üzere teslimata dair bilgilerin olmadığını, davacı ile 2015 yılı Temmuz ayında iş yerine takılan kameradan kaynaklı bir muhataplığın olduğunu, bu hizmet karşılığı kadar davacıya ödeme yapıldığını, takılan TV’nin bozuk çıkmasına rağmen davacının TV’yi değiştirmediğini, icra takibinden önce şirkete herhangi bir bildirimin yapılmadığını, icra takibinde işlemiş faizin ve işleyecek faiz oranın %6 olarak talep edilemeyeceğini, cevap dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, davaya cevap dilekçesinde delillerin bildirildiğini, ticari defter ve kayıtlarının yerinde incelenmesi talep edilerek adresinin bildirildiğini ve yemin deliline dayanıldığını ancak buna rağmen mahkemenin müvekkili şirketin defterlerini incelemediğini, dosyaya ibraz edilen ödeme belgelerinin ve yemin delilinin dikkate alınmadığını, mahkemenin hükme esas aldığı 29/03/2018 tarihli bilirkişi raporuna süresi içinde itiraz edildiğini, bilirkişi raporunda defterlerin bulunduğu adresinin bildirilmemesi nedeniyle incelenmediğinin belirtildiğini ancak cevap dilekçesinde bu hususun bildirilerek ticari defterlerin incelenmesinin talep edildiğini, bu nedenle incelenmesi gerektiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin dava konusu edilen faturadan kaynaklı olmadığını, müvekkili şirketin faturadaki mal/hizmeti almadığını, bu hususun davacı tarafından ispatının gerektiğini, davacının fatura içeriğini teslim ettiğini ve hizmeti gerçekleştirdiğini ispatla mükellef olduğunu, ancak davacının bunu ispat edemediğini, fatura tarihiyle faturanın davacının defterine kayıt tarihi arasında farklılık bulunduğunu, davacının hizmeti eksik ve ayıplı ifa ettiğini, ifa ettiği kadarının bedelinin de ödendiğini ve makbuzların da dosyaya sunulduğunu, anlaşma yapılan bedelin dava konusu edilen faturayla ilgili olmadığını, müvekkilinin ödeme yaptığını ancak ödemelerin davacının kayıtlarında bulunmadığını, oysa davacı vekilinin taksitle anlaşma yapıldığını ve ödemenin elden alındığını kabul ettiğini, davacıya 3.479,00 TL ödeme yapıldığını, bu ödemenin 1.479,00 TL’sinin bankadan yapıldığını, bakiye kısmın ise elden ödendiğini, elden yapılan ödemeler için davacıya yemin teklifinde bulunulduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında yazılı eser sözleşmesi ilişkisi bulunmamaktadır. Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili için yapılan itirazın iptali olup, davalı tarafça ticari defterlere dayanılmış olup, ticari defterlerin yerinde incelenmesi talebinde bulunulmuştur. Mahkemece cevap dilekçesinin süresinde verilmediği ve ara kararı gereğince davalının ticari defterleri sunmadığı belirtilerek davalının ticari defterleri incelenmeden davacı tarafın ticari defterleri incelenerek karar verilmiştir.
Dava dilekçesini davalıya bildirir tebligat 03/10/2017 tarihinde “daimi iş yeri çalışanı Döne Yıldırım” imzasına tebliğ edilmiş olup, davalı vekili 22/01/2018 tarihli cevap dilekçesi sunarak delillerini bildirmiş ve ticari defterlerin mahallinde incelenmesini istemiştir. Tebligat Kanunu’nun 12. ve 13. maddelerinde hükmî şahıslara ve bunların memur ile müstahdemlerine yapılacak tebligatlarda uyulması gereken esaslar belirtilmiş, yasaya ekli tüzüğün 18. maddesinde de, tebliğ yapılacak kimselerin bulunmadıkları veya evrakı o sırada bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde bu husus tebliğ mazbatasında gösterilmek suretiyle tebliğin orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerine yapılması gerekir. Yukarıda sözü edilen tebligatta yetkili şahıs ve mümessil bulunmadığı belirtilmediğinden tebliğ işleminin yasa hükmüne ve tüzüğe uygun olduğundan sözedilemez. Bu nedenle davalının usulsüz tebligatla savunma hakkı kısıtlandığından ve usulsüz tebligatın daha önce öğrenildiği iddia edilip kanıtlanmadığından cevap dilekçesinin süresinde verildiğinin kabulü gerekirken mahkeme cevap dilekçesinin süresinde verilmediğine ilişkin gerekçesi bu nedenle hatalı olmuştur.
Bu durumda Mahkemece davalı vekilinin süresi içinde cevap dilekçesini verdiği kabul edilerek davalının ticari defterlerinin mahallinde incelenmek üzere ek bilirkişi raporu alınarak davaya konu faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, kayıtlı ise fatura miktarı kesinleşeceğinden davalı tarafça öncesinde eksik ve ayıba ilişkin bir ihtarı bulunmadığından, ödeme iddiaları yönünden yemin delili de dahil olmak üzere tüm deliller toplamak suretiyle sonuca göre bir karar verilmesi, fatura davalı defterlerinde kayıtlı değilse taraflar arasında sözlü eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu sabit olup, davalı tarafça yapılan iş kadar ödeme yapıldığı iddia edilmiş ise de, davacıya yaptığı işin ve bedelinin ispatı yönünden delilleri de toplamak gerektiğinden mahallinde konusunda uzman bilirkişi vasıtasıyla keşif yapılarak yapılan işin yapıldığı yıl serbest piyasa rayiçleri ile bedeli bulunup, bu bedelden ispat edilen ödemeler düşülerek bir değerlendirme yapılıp hüküm kurulması gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme sonucu verilen karar doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalının diğer istinaf nedenleri incelenmeksizin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/06/2018 tarih,…. K. sayılı kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan 144,78 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf talep eden davalı tarafından yapılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 17/05/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır