Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2019/644 E. 2021/596 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No:….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2019
NUMARASI : …….

DAVANIN KONUSU : Rücuen Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 10.06.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 10.06.2021
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat talepli davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkili ile yüklenici olan davalı iş ortaklığı arasında içme suyu ve kanalizasyon inşaatına ilişkin sözleşme yapıldığını, kullanılan boruların patlaması sonucu dava dışı kişinin zarara uğradığını, zarara uğrayan kişi tarafından açılan ……. esas sayılı davada 20.286,52 TL’nin davalılar ve müvekkilinden müteselsilen tahsiline karar verildiğini, müvekkilinin 2016/2087 sayılı icra dosyasına 29.02.2016 tarihinde 40.173,67 TL ödediğini öne sürerek 38.942,03 TL’nin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili özetle; müvekkillerinin işi fen ve sanat kurallarına uygun olarak yaptıklarını, malzeme seçiminde davacı tarafın yetkili olduğunu, davacı tarafın belirlediği malzemeyi satın alma yükümlülüğü getirildiğini, davacının malzemeyi test ederek onay verdiğini, boruların satın alınarak kullanıldığını, 20.10.2008 tarihinde geçici kabulün yapıldığını, boruların ayıplı olması nedeniyle haklarında açılan ceza davasında müvekkillerinin yaptığı işte imalat hatası bulunmadığından beraat kararı verildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince; “Mahkememiz iş bu rücuen tazminat davasına dayanak Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin temyiz incelemesi neticesinde kesinleşen …… karar sayılı ilamına dayanak ve mahkemece itibar edilen 3 kişilik uzman bilirkişi heyetinin düzenlediği 30/09/2014 tarihli kök rapor, 04/05/2015 tarihli ek rapor ve 02/11/2015 tarihli ek raporda da açıkça belirtildiği üzere oluşan zarardan …’nin %50, yüklenici firmalar olan iş bu dava davalıların ise %50 oranında sorumlulukları bulunmaktadır. Raporda da belirtildiği üzere yapım işlerine ait tip sözleşmesinin tarafı olan davacı ve davalıların haksız fiilin meydana gelmesinde eşit oranda kusurlu oldukları kanaatine varılmıştır. Mahkememizce Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunulan kök ve ek raporların denetime açık, yeterli, hüküm kurmaya elverişli ve gerekçeli olması nedenleriyle itibar edilmiş, davacı ve davalı tarafların yeni rapor talebinin bulunmaması hususu da dikkate alınarak HMK’nın 30. maddesinde düzenlenen usul ekonomisi ilkesi gereğince de yeniden bilirkişi raporu aldırılması yoluna gidilmemiştir. Bu nedenle de her ne kadar davacı ödediği bedelin tamamının rücuen talep etmiş ise de %50 kusur nedeniyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 19.471,01 TL’nin 29/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir. Mahkememizce faiz başlangıç tarihi olarak ödeme tarihi olan 29/02/2016 tarihi uygulanması gerektiği kanaatine varılmış ise de kısa kararda bu tarihin 29/06/2016 tarihi olarak sehven yazılmış olması gerekçeli kararın yazm aşamasında fark edilmiş, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturmamak amacıyla bu hususta bir düzeltme yapılmamıştır. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 29/11/2018 tarihli …… karar sayılı ilamı da dikkate alınarak bu hata yönünden HMK’nın 304/1. Maddesindeki hükmün tashihi hükmlerinin de uygulanmayacağı kanaatine varıldığından onradan fark edilen bu yanlışlık yönünden herhangibir işlem” yapılmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle 19.471,01 TL’nin 29/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:….. esas sayılı davada alınan raporda da belirtildiği üzere müvekkiline atfedilecek bir kusur bulunmadığı, zararın tamamından davalıların sorumlu olduğu, sözleşme gereğince davalıların kesin kabule kadar doğacak zararlardan sorumlu oldukları, kesin kabulün 08.03.2010 tarihinde yapıldığı, zararın bu tarihten önce 29.07.2009 tarihinde meydana geldiği nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle: boruların teknik şartnameye uygun olduğunu, davacı nezaretinde yapılan test ve deneyler sonucu belirlendiği, davacının onay vermesiyle boruların temin edildiği, geçici kabulden sonra su borularında sızıntı bulunduğunun sözlü olarak bildirilmesi üzerine yapılan testlerde numunelerin 6 farklı ve zorunlu testten geçirildiği, 4 testte zorunlu standartlara uygun olmadıklarının tespit edildiği, davacının 2 adet zorunlu testi yaptırmamış olduğu, davacı tarafın 29.07.2009 tarihli talebi üzerine hat yenilenerek 08.03.2010 tarihinde kesin kabulün yapıldığı, üçüncü kişinin uğradığı zararın kullanılan borunun ayıplı olması sonucu meydana geldiği, mahkemenin eksik incelemeyle karar verdiği nedenleriyle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat talepli davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Malzeme yüklenici tarafından sağlanmışsa yüklenici, bu malzemenin ayıplı olması yüzünden işsahibine karşı, satıcı gibi sorumludur. Eser meydana getirilirken, işsahibinin sağladığı malzemenin veya eserin yapılması için gösterdiği yerin ayıplı olduğu anlaşılır veya eserin gereği gibi ya da zamanında meydana getirilmesini tehlikeye düşürecek başka bir durum ortaya çıkarsa, yüklenici bu durumu hemen işsahibine bildirmek zorundadır; bildirmezse bundan doğacak sonuçlardan sorumlu olur (TBK 472/3). Yüklenici kendisinin sağladığı malzemenin ayıplı olmasından sorumlu olduğu gibi, iş sahibinin temin ettiği malzemeyle ilgili olarak da yükleniciye genel ihbar külfeti yüklenmiştir.
Somut olayda davacı işsahibi, davalılar yüklenici olup, akdettikleri içmesuyu ve kanalizasyon inşaatına ilişkin 20.06.2008 tarihli sözleşmeyle Yapı İşleri Genel Şartnamesinin (YİGŞ) sözleşmenin eki olduğu (md 9), yüklenicinin üçüncü şahısların zararından sorumlu bulunduğu (md 33) ve teminat süresinin geçici kabulden itibaren 12 ay olduğu hususlarında anlaştıkları, geçici kabulün 24.09.2008 tarihine itibarla yapıldığı, davacının geçici kabulden sonra meydana gelen arızaları 29.07.2009 ve 31.08.2009 tarihli yazılarla davalılar bildirerek giderilmesini talep ettiği, … tarafından … ve yükleniciler hakkında açılan…….esas sayılı davada içmesuyu hattı yenileme çalışmaları sırasında davacıya ait taşınmazın istinat duvarı, mahzeni ve havuzunda çalışmalar ve su baskını nedeniyle 20.286, 52 TL tutarlı hasar meydana geldiği tespit edilerek … ve yüklenicilerden müteselsilen tahsiline karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden de geçerek 05.11.2018 tarihinde kesinleştiği,….. sayılı icra dosyasına borçlu … tarafından 29.02.2016 tarihinde 40.173, 67 TL ödendiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki hukuki ilişki eser sözleşmesi olup, davalı yüklenicilerin kullanılan malzemeye ilişkin uyarı yükümlülüğü bulunduğundan kendileri tarafından temin edilen malzemeye davacı işsahibi tarafından kontrol edilerek onay verilmiş olmasının malzemenin ayıplı olmasından doğan sorumluluklarını ortadan kaldırmayacak olması, yine sözleşmenin 33. maddesi ve sözleşmenin eki olan YİGŞ’nin 9 maddesi gereğince üçüncü kişilerin uğradıkları zararın tazmininden yüklenicinin sorumlu bulunması nedenleriyle sözleşmeye konu işin yapılması ve ayıplı boru kullanılması sonucu oluşan su baskını sebebiyle teminat süresi içerisinde üçüncü kişinin uğradığı zararı hüküm altına alan mahkeme ilâmına dayalı icra takibine davacının yaptığı ödemenin tamamından davalı yükleniciler sorumlu olduğundan mahkemece davanın kabulü yerine hatalı değerlendirmeyle yazılı şekilde kısmen kabule karar verilmesi doğru olmadığından davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 madde gereğince reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, mahkeme kararının HMK 353/1.b.2 madde uyarınca kaldırılmasına, davanın kabulüne dair yeniden esas hakkında hüküm tesisine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 madde gereğince esastan reddine,
2-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
3-) Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14.03.2019 tarih ve …..K sayılı kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına,
4-) Davanın kabulüne,
38.942, 03 TL’nin 29.02.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak üzere davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-) Harçlar Kanunu gereğince hüküm altına alınan meblağ üzerinden hesaplanan 2.660, 13 TL karar ve ilâm harcından davacı tarafça ikmal edilmiş 665, 03 TL harcın indirilmesiyle bakiye 1.995,10 TL harcın müteselsilen sorumlu olmak üzere davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-) Davacı tarafından yatırılmış olan 29,20 TL başvurma harcı ile 665,03 TL peşin harcın müteselsilen sorumlu olmak üzere davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.841,30 TL vekalet ücretinin müteselsilen sorumlu olmak üzere davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
😎 Davacı tarafından yapılan 268,10 TL yargılama giderinin müteselsilen sorumlu olmak üzere davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-) Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
10-) 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
11-) Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
12-) Davalıdan alınması gereken 1.330,06TL istinaf karar harcından peşin alınan 332,51 TL harcın mahsubu ile bakiye 997,55 TL harcın müteselsilen sorumlu olmak üzere davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
13-) Davacı tarafından ödenen 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 56,20 TL posta giderinin müteselsilen sorumlu olmak üzere davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
14-) Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 10.06.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.