Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2019/641 E. 2021/468 K. 17.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C…. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: …

T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :… 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/11/2018
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 17/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/05/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili şirketin ofislerde kullanılmak üzere program yazılım işi yaptığını, davalı şirket ile bu hususta görüşmeler yapıp sunulan teklifin kabul görmesi üzerine de davalı şirketçe kullanılmak üzere …. adlı döküman yönetim sistemi programı yaptığını, müvekkili şirketin iş bu programın kurulumu ve rutin kontrollerini zamanında, eksiksiz ve tam olarak yaptığını, yapılan bu işin bedeli olarak taraflar arasında KDV dahil 11.800 euro üzerinden anlaşma sağlandığını ve davalı şirkete gönderildiğini, davalı tarafça anılan faturanın kendi muhasebe kayıtlarına işlendiğini ve herhangi bir itirazda bulunulmadığı gibi KDV bedeli olan 1.800 Euro’yu müvekkili şirketin hesabına yatırdıklarını, ancak işin tesliminden sonra müvekkili şirketin alacağı olan 10.000 Euro’nun ödenmediğini, bu sebeple Ankara 10 İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı tarafın takip dayanağı olan faturaya ilişkin müvekkilinin almış olduğu bir hizmetin söz konusu olmadığını, alım satım sözleşmelerinde bedelin hizmetin karşılığı olduğunu, davacının hizmeti ve malı teslim etmeksizin önce bedelin ödenmesi şartını koştuğunu, davacı firmanın yazılımın kurulumu yapmadığı halde sanki kurulum yapmış gibi fatura bedelini talep ettiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, taraflar arasındaki yazışmalar, teklif mektupları, fatura, ticari defter kayıtları ve bilirkişi raporuna göre davacı tarafından tanzim edilen ve davalıya gönderilen teklif mektubu ve şartlarının davalı şirket tarafından 9/10/2015 tarihinde kabul edilerek onaylandığı, davacının anlaşma koşulları dahilinde program yazılımını yaparak davalı kuruma teslim ederek kurduğu, davacı tarafından tanzim edilerek davalıya gönderilen faturanın davalı tarafından ticari defterlerine kaydedildiği, faturaya itiraz edilmediği gibi iade de edilmediği, bu durumda hizmetin teslim edildiğinin kanıtlanmış olup aksine ispat yükünün davalıda olduğu ve davalının da bunu ispatlayamadığı, davalı defter kayıtlarına göre sözleşme bedeli olan 11.800,00 Euro’dan 1.800,00 Euronun ödendiği, geriye 10.000,00 Euro’nın ödenmediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının takibe itirazının 33.533,00 TL asıl alacak ve 165,38 TL işlemiş faiz yönünden iptali ile bu miktar yönünden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalının itirazında haksız olup davacı alacaklının süresinde alacağına ulaşmasına engel olduğundan İİK 67.maddesi uyarınca alacağın %20si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacı alacaklının kötü niyeti ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece eksik inceleme ve çelişkili ve hatalı bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verildiğini, rapora karşı yapmış oldukları itirazların karşılanmadığını ve çelişkiler giderilmeden karar verildiğini, hükme esas alınan 20.02.2018 tarihli kök bilirkişi raporunda malın veya hizmetin teslim edildiğine ilişkin dosya kapsamında bir delil bulunmadığını beyan ettiğini, ancak dosyanın muhteviyatını değiştirecek herhangi bir delil veya belgenin dosya kapsamında sunulmadığı halde 10.07.2018 tarihli ek raporunda, tam aksi yönde beyanla kök raporundaki görüşünü değiştirdiğini açıklayan ve beyan eden herhangi bir açıklama da yapmaksızın fatura bedeli 10.000,00 €’nun döviz kuru üzerinden 32.153,39 TL’nin müvekkilinin davacı şirkete borcu olduğunu beyan ettiğini, dosyaya sunulan yeni bir belge yahut delil olmadığı böyle bir sonuca ulaşılmasının kök rapor ile çelişki oluşturduğunu, hukuka aykırı olduğunu, davacı takibe konu faturadaki hizmetin verildiği iddiasında bulunulmuş ise de, söz konusu hizmetin verildiğine ilişkin dosya kapsamına hiçbir delil sunulmadığını, söz konusu faturalara konu hizmetler verilmediği için faturaların bedelsiz olduğunu, davaya konu hizmetin verildiğini ispat yükünün davacıya ait olduğunu, davacının bu hususu ispatlayamadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte iş bu davada söz konusu alacağa ilişkin faturanın alınmış olmasının faturada belirtilen tüm kalemlerin aynen kabul edildiği anlamına gelmeyeceği gibi söz konusu faturaya karşı da itiraz ve defileri ileri sürme hakkına da halel gelmeyeceğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkilinin icra inkar tazminatına mahkum edilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, kısmen kabule karar vermenin alacağın likit olmadığını aynı zamanda yargılama yapılması gereken alacaklardan olduğunu ortaya koyduğu halde icra inkar tazminatına hükmolunmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen dair verilen karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında kararda usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığının anlaşılmasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 2.301,91 TL istinaf karar harcından 575,48 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.726,43 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince KESİN olmak üzere 17/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır