Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2019/542 E. 2021/516 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: ….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/12/2016
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ :28/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ :29/05/2021
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece verilen karara karşı süresi içinde davalılar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmalen gelmiş olmakla yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; Müvekkili ile davalılar arasında ayrı ayrı olmak üzere 20.04.2009 tarihinde üç adet uzman ekip anlaşmaları imzalandığını ve tarafların buna göre …………. 2. Etap Hızlı Tren Güzergahı üzerinde bulunan “km ……..rasındaki güzergah kazısı, döküm sahasının düzeltilmesi ve döküm sahasına nakliyesi ve güzergah kazısı, nakliyesi, serme, sulama ve sıkıştırma” işlerinin tam ve gereği gibi yapılması konusunda anlaştıklarını, sözleşme gereği yer teslimi yapıldıktan sonra müvekkili şirketin işin yapılmasına yönelik tüm makine ve teçhizatlarını inşaat sahasına getirerek işe başladığını, işbaşı yaptıktan sonra 15-20 günü kendisine düşen tüm edimleri eksiksiz ve kusursuz olarak yerine getirdiğini, ilk işler yapıldıktan sonra davalı şirketlerin kendi projelerinin geç kalmasından dolayı müvekkili şirkete iş emri vermediğini, uzun beklemeler sırasında davalılar ile defalarca sözlü olarak görüşüldüğünü, davalı tarafça zararlarının karşılanacağı taahhüdünün verildiğini, müvekkilinin işe başlayacağı günü beklerken 16.10.2009 tarihinde davalılar tarafından sözleşmenin 45/f maddesi gereğince sözleşmenin feshedildiğine dair ihtarnamenin kendilerine tebliğ edildiğini, davalıların kendi işlerini bitirmemesinden kaynaklanan nedenlerle müvekkilinin işini yapamadığını, feshin haksız olduğunu, müvekkili tarafından yapılan, ancak davalılar tarafından ödenmeyen işlerin Bilecik Sulh Hukuk Mahkemesi’nin….D.İş sayılı dosyası ile tespit ettirildiğini, bilirkişi raporuna göre müvekkilinin 88.369.642 m3 kazı ve 102.727.887 m3 dolgu işi yaptığının tespit edildiğini, sözleşme gereğince kazı işinin m3 fiyatının 1.50 TL, dolgu işinin m3 fiyatının ise 2.50 TL olduğunu, ayrıca tespiti yaptırılamayan ancak faturalarda görülecek olan temel kazı, nakliye ve diğer işler içinde yaklaşık olarak 67.654 TL+KDV alacak haklarının bulunduğunu, yine sözleşme gereğince 14.205,00 TL+%18 KDV akaryakıt fiyat farkı alacağı olmak üzere toplam 556.057,00 TL alacaklarının olduğunu, davalıların yapılan bu işlere karşılık toplam 216.565,00 TL’lık ödeme yaptığını , bu ödemenin mahsubu ile bakiye 332.057,00 TL alacaklarının bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla alacak miktarının tespitiyle şimdilik alacağın 25.000,00 TL’lık kısmının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili 21.12.2016 tarihinde harçlandırdığı ıslah dilekçesiyle davadaki talebini 81.352,19 TLna yükselterek bu miktarın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili; Taraflar arasında 20.04.2009 tarihli uzman ekip anlaşması yapıldığını, davacının bu sözleşme kapsamında 2009 yılı Eylül ayı sonuna kadar çalıştığını ve kazıda %16, dolguda %32 ilerleme gerçekleştirdiğini, davacının elindeki mevcut ekipman ile işleri tamamlayamadığını, sözleşmenin 16.10.2009 tarihinde haklı olarak feshedildiğini, davacı tarafça Bilecik Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …. D.İş sayılı dosyası ile yaptırılan tespit sonucu verilen raporun hatalı olduğunu ve kabul etmediklerini, davacının hak edişlerini herhangi bir itiraz veya ihtirazi kayıt ileri sürmeden imzaladığını ve böylelikle müvekkillerini ibra ettiğini, 4 nolu kesin hakediş davacı tarafından imzalanmadığından ve fatura kesmediğinden 4 nolu hakedişe ilişkin alacağın muaccel hale gelmediğini, davacının ihtarnamesinde meblağ gösterilmediğinden temerrüdün söz konusu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; Tarafların tüm delilleri toplanarak demiryolu inşaatı alanında uzman inşaat mühendisi, sözleşme hesap uzmanı ve mali müşavirden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden 22.08.2014 tarihli rapor ve ek raporun alındığını, tarafların rapor ve ek rapora itirazları nazara alınarak yeniden bilirkişi heyetinin oluşturularak alınan 28.10.2016 tarihli raporda özetle, davalı yüklenici iş ortaklığı ile dava dışı iş sahibi idare arasında düzenlenen 8 nolu hakediş yeşil defter ve metraj cetveli itibariyle davacı alt yüklenici tarafından gerçekleştirilen kazı imalatı metrajının tespitinin mümkün olmadığını, buna karşılık dava dışı iş sahibi idare tarafından düzenlenen 20.02.2014 tarihli yazıya göre 31.10.2009 tarihinde düzenlenen hakediş itibariyle gerçekleştirilen kazı miktarının 69.543.30 m3 olduğu, bahsi geçen yazıya konu kazı imalatının ne ölçüde bir bölümünün davacı sözleşmesinin feshinden sonra yapıldığının tespitinin imkan dahilinde olmadığını, dava dışı iş sahibi idarece düzenlenmiş 29.08.2013 tarihli yazıya göre ise yüklenici firmanın bildirimi doğrultusunda iş bu davanın davacısının alt yüklenicinin sözleşmesinin feshedildiği 16.10.2009 tarihine kadar gerçekleştirilen kazı miktarının 52.068.599 m3 olduğunu, davacı ile davalı arasında düzenlenen 3 nolu hakediş itibariyle esas alınan kazı miktarının da bu kadar olduğunu ve davacı alt yüklenicinin 3 nolu hakedişten sonraki dönemde kazı imalatı gerçekleştirdiği konusunu ispat edemediğinden, davacının gerçekleştirdiği toplam kazı miktarı imalatı metrajının 52.068.99 m3 olduğunun tespit edildiğinin bildirildiğini, davacının gerçekleştirdiği temel kazısı, kazı yapılması nakli ve dolguya serilmesi imalatı konusunda ise ihtilaf bulunmadığını, tüm bunlara göre işin kesin hesabının kazı yapılması, dolgu yapılması, temel kazı yapılması ve kazı yapılması nakli ve dolguya serilmesi olmak üzere toplam bedelinin 297.660,34 TL olduğu, üç ayrı hakediş toplam fiyat farkı tutarının 2.160,99 TL olduğu, kesin hakedişte davacı alt yüklenicinin talep edebileceği akaryakıt fiyat farkının ise 307,56 TL olduğu, buna göre toplam fiyat farkı tutarının 2.468,55 TL olduğunu, yine taraflarca düzenlenen hakedişlerde KDV kesintisi uygulandığı, ayrıca malzeme kesintisi olarak da toplam 7.433,94 TL kesinti yapıldığının anlaşıldığı, davalıların ödeme evraklarına göre yaptıkları toplam ödemenin 500.620,96 TL olduğu, yine davacının defter kayıtları üzerinde yapılan incelemede ise, bu ödeme miktarının 535.188,54 TL olarak göründüğü ve bu miktarın ödemeye esas alınması gerektiğinin belirtildiğini, dosya kapsamında yer alan hakediş evraklarına ve davacı faturalarına göre taraflar arasındaki akdi ilişkinin sadece davaya konu edilen kazı ve dolgu imalatı ile sınırlı olmayıp, aynı zamanda araç ve iş makinası kiralanması konusunda da akdi ilişkinin mevcut olduğu, bu nedenle de davacı tarafından düzenlenen faturalar itibariyle araç ve makina kirası bedelinin 278.826,44 TL olduğu nazara alınarak ödenen toplam miktardan bu miktar düşüldüğünde 256.362,10 TL’nin davalılarca kazı ve dolgu işi için yapıldığının tespit edildiği, bu durumda tasfiye kesin hakediş mahiyetindeki alacak-borç ilişkisine göre davacının davalılardan talep edebileceği tutarın toplam imalat tutarı 297.660,34 TL+fiyat farkının 2.468,55 TL KDV’nin 54.023,20 TL olmak üzere toplam 354.152,09 TL olduğu, bundan 9.003,86 TL KDV tevkifatı 7.433,97 TL malzeme kesintisi ile 256.367,10 TL davalılarca yapılan ödemeler düşüldüğünde davacıya ödenmesi gereken bakiye alacağın 81.352,19 TL olduğunun tespit edildiği bildirildiği, tüm dosya kapsamı, deliller ile hüküm kurmaya elverişli usul ve yasaya uygun 28.10.2016 tarihli bilirkişi heyeti raporu birlikte değerlendirildiğinde, 20.04.2009 tarihli davacı ile her bir davalı arasında ayrı ayrı yapılan uzman ekip sözleşmesi kapsamında davacının davalılara yapıp teslim ettiği işe karşılık sözleşme kapsamında ödenmesi gereken ancak ödenmeyen 81.352,19 TL bedelin olduğu ve bunun davacıya ödenmediği, yine davadan önce davacının davalılara gönderdiği noter ihtarının davalıları temerrüde düşürecek içerikte olmadığı gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile, 81.352,19 TL’nin 25.000,00 TL’sinin dava tarihi olan 12.07.2012 tarihinden bakiyesinin de ıslah tarihi olan 21.12.2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davalılar vekilleri istinaf dilekçelerinde özetle; Gerekçeli kararda belirtilenin aksine 11.05.2016 tarihli bilirkişi ek raporunda, kök rapordan farklı olarak davacının hiçbir alacağının bulunmadığının tespit edildiğini, mahkemece hükme esas alınan raporun hukuka aykırı olduğunu, dosya kapsamında alınan her iki heyet raporu arasındaki çelişkinin giderilmediğini, dosya kapsamında mahkemece iki heyet oluşturulduğunu, heyetlerden birinin davacının alacağının bulunmadığını tespit etmişken diğerinin davacının 81.352,19 TL alacaklı olduğunu belirttiğini, bu bağlamda hükme esas alınması gereken raporun 11.05.2016 tarihli ek rapor olduğunu, zira 27.10.2016 tarihli bilirkişi raporunun hukuka aykırı olduğunu, davacı taraf ile davalılar arasındaki ilişkinin 3 nolu hakedişten sonra sona erdiğini, müvekkili şirketlerin 16.10.2009 tarihinde, davacı şirketin, sözleşme ile üstlendiği işi süresinde yapamaması nedeniyle sözleşmeyi feshettiğini ve bu tarihten sonra sözleşme konusu işi kendisinin yaptığını, bu bağlamda bu tarihten sonra davacının dolgu imalatı yaptığını ispat yükünün davacıda olduğunu, dosyada mevcut deliller, davacının bu tarihten sonra kazı ve dolgu imalatı yapıp yapmadığını veya yapmış ise de ne kadar olduğunu kanıtlayabilecek nitelikte bulunmadığını, her iki raporda yapılan iş miktarının belirtildiğini ve karşılaştırmalı olarak 11/05/2016 tarihli ek rapor ve 27/10/2016 tarihli rapordaki iş miktarını gösterdiklerini, her iki raporda da, dolgu yapılması işi dışında diğer tüm işler için metreküp cinsinden yapılan işin miktarı birebir aynı olduğunu, dolgu yapılması bakımından her iki rapor arasında fark bulunduğunu, dolgu işinin birim fiyatı dikkate alındığında iki rapor arasındaki farkın TL cinsinden 8.385,25 TL olduğunu, ayrıca söz konusu davanın davacının yaptığı imalata ilişkin bedelin talebi iken, bilirkişi heyetinin talebin dışına çıkarak, davacı tarafından müvekkili şirkete kesilen araç ve makine kira bedellerine ilişkin faturaları da hesaplamaya dahil ettiğini, bu durumun hukuka aykırı olduğunu, sonuçta davacıya 3 nolu hakediş ile hak ettiği tüm alacaklarının ödendiğini, davacının da, bu ödemeye karşı hiçbir ihtirazı kayıt koymadığını, ödemeyi kabul ettiğini, davacının müvekkili şirket ile imzalamış olduğu alt taşeronluk sözleşmesi dolayısıyla hiçbir alacağının bulunmadığının sabit hale geldiğini, 11.05.2016 tarihli bilirkişi ek raporunda da bu hususun açıkça tespit edildiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, alacak istemine ilişkin olup mahkemece verilen karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemenin gerekçeli kararının davalılar vekiline tebliğine ilişkin tebliğ belgesinde aynı adreste muhatabın daimi çalışanı olarak Stj. Av. …imzasına tebliğ edildiği belirtilmiş ise de, tebliğ belgesinde vekilin tevziat saatinde işyerinde bulunmadığına ilişkin bir tespite yer verilmediğinden mahkeme karar tebliğinin usulüne uygun olmadığı anlaşılmakla, davalılar vekilinin gerekçeli istinaf dilekçesinin süresinde verildiği kabul edilerek istinaf incelemesi yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı ile davalılar arasında düzenlenen … 2. Etap Hızlı Tren Güzergahı üzerinde bulunan “km……..arasındaki güzergah kazısı, döküm sahasının düzenlenmesi ve döküm sahasına nakliyesi ve güzergah kazısı, nakliyesi, serme, sulama ve sıkıştırma” işlerinin yapımını konu alan 20/04/2009 tarihli eser sözleşmelerinden kaynaklanmıştır.
Mahkemece alınan birinci bilirkişi raporunda davacıya dolgu imalatı ve motorin fiyat farkı nedeniyle KDV dahil 43.117,21 TL eksik hakediş yapıldığı, davacının bu miktar kadar alacaklı olduğu, 11/05/2016 tarihli ek raporda davacının alacağının bulunmadığı belirtilmiş, hükme esas alınan 27/10/2016 tarihli ikinci bilirkişi raporunda davacının davalılardan talep edebileceği toplam alacak miktarının 81.352,19 TL olduğu kanaatine varılmıştır.11/05/2016 tarihli ek bilirkişi raporunda kazı imalatının 52.068,599 m3, dolgu imalatının 57.406,920 m3, temel kazısı yapılması 3.518,897m3, K-04-Ö kazı yapılması nakli ve dolguya serilmesi 13.394,686 m3 olduğu, 27/10/2016 tarihli ikinci bilirkişi raporunda kazı imalatının 52.068,99 m3, dolgu imalatının 60.761,017 m3, temel kazısı yapılması 3.518,897 m3, K-04-Ö kazı yapılması nakli ve dolguya serilmesi 13.394,686 m3 olduğu belirtilmiştir.
27/10/2016 tarihli ve hükme esas alındığı anlaşılan ikinci bilirkişi raporunda davalı yüklenici iş ortaklığı ile dava dışı iş sahibi idare arasında iş bu davanın tarafları arasında imzalanan sözleşmenin feshedildiği 16/10/2009 tarihinden daha sonraki bir tarihe tekabül eder şekilde 31/10/2009 tarihinde 8 nolu hakedişin imzalandığı, 8 nolu hakediş kapsamında yer alan yeşil defter içeriğine göre dolgu imalatı metrajının 74.859,878 m3 olduğu, yine yeşil defterden de anlaşıldığına göre söz konusu dolgu imalatının 7 nolu hakedişten geldiği ki bu durumun söz konusu dolgu ve dolayısıyla işin davacı alt yüklenici tarafından yapıldığını gösterdiğini, taraflar arasında düzenlenen sözleşme eki birim fiyat analizi ve iş kapsamında yer alan K-04-Ö pozunun açıklamasında DT22 giriş bölgesinin kazılması çıkan malzemenin dolguda kullanılmasının öngörüldüğü, K-04- Ö pozuna konu imalat metrajının 13.394,786 m3 olup, söz konusu imalatın davacı ile davalı arasında düzenlenen 2 ve 3 nolu hakedişlerde yer aldığı, bu durumda davacı alt yüklenici tarafından gerçekleştirilen toplam dolgu imalatının toplam dolgu miktarından K-04-Ö pozu miktarının ve dolgu içindeki menfez yapıları toplam miktarının minhası neticesinde belirlenebileceği, buna göre (74.859,878 -13.394,686- 704,175) 60.761,017 m3 olduğu, davacının gerçekleştirdiği temel kazısı ve kazı yapılması, nakli, dolguya serilmesi imalatı konusunda ise ihtilafın bulunmadığı belirtilerek işin kesin hesabının çıkarıldığı, toplam imalat tutarının 297.660,34 TL olarak belirlendiği, bu miktara 2.468,55 TL fiyat farkı ve ayrıca KDV’nin ilavesiyle imalat tutarının 354.152,09 TL olarak hesaplandığı, davalıların ödeme evraklarına göre yaptıkları toplam ödemenin 500.620,96 TL olduğu, davacının ticari kayıtlarına göre davalıların toplam ödemesinin 535.188,54 TL olduğu, davacının kayıtlarında yer alan 535.188,54 TL ödemenin esas alındığı, dosya kapsamında yer alan hakediş evraklarından ve davacı faturalarına göre taraflar arasındaki akdi ilişkinin sadece davaya konu edilen kazı ve dolgu imalatı ile sınırlı olmayıp aynı zamanda araç ve iş makinesi kiralanması hususunda da akdi ilişkinin mevcut olduğu, davacı tarafça düzenlenen faturalar itibariyle araç ve makine kiralama bedeli olan 278.826,44 TL’nin toplam ödeme olan 535.188,54 TL den mahsubu ile dava konusu iş için yapılan ödeme tutarının 256.362,10 TL olarak hesaplandığı ve 354.152,09 TL toplam imalat bedelinden 9.003,86 TL KDV tevkifatı, 7.433,94 TL malzeme kesintisi ve dava konusu iş için hesaplanan 256.362,10 TL ödemenin mahsup edilerek davacının bakiye alacağının 81.352,19 TL olduğu belirlenmiştir.
Tüm bu açıklama ve tespitler kapsamında, mahkemece dosya içeriğindeki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle az yukarıda açıklanan mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun taraflar arasındaki sözleşme, düzenlenen hakedişler, dava dışı iş sahibi idareden getirtilen belgeler de değerlendirilmek suretiyle davacı alacağının dosya kapsamına uygun, denetlenebilir nitelikte hesaplanmış olduğu ve ayrıca dava konusu edilmeyen araç ve makine kira bedellerinin mahkemece hüküm altına alınmadığı anlaşılmakla, usul ve yasaya uygun mahkeme kararına yönelik davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 5.557,17 TL istinaf karar harcından davalılarca peşin ödenen toplam 1.389,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.167,92TL harcın davalılardan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödenen başvuru harçlarının kendileri üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 28/05/2021tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır