Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2019/420 E. 2021/465 K. 17.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: ..

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/06/2017
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 17/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/05/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili şirketin davalı firmanın müteahhit firma olduğu …adresinde bulunan …. konutlarının dış cephe mantolama, tadilat, iç alçı sıva ve boya işlerini yüklenici firma olarak aldığını ve 21.02.2011 tarihli sözleşme düzenlendiğini, yüklenici firmanın işe başlamadan önce örnek daire yaptığını ve bu daire müteahhit firma tarafından kabul edilerek yapılacak diğer tüm daireler içinde örnek dairenin esas alınacağının sözleşme ile hüküm altına alındığını, müvekkili firmanın sözleşmeye uygun olarak ve zamanında işi bitirip müteahhit firmaya teslim ettiğini, buna rağmen davalı firmanın müvekkili şirkete ödemesi gereken 40.000,00 TL’yi ödemediğini, düzenlenen sözleşmede birim fiyatlarının ayrıntılı olarak yazıldığını, müvekkili firmanın mahallinde yapılacak inceleme sonucu da hak edişinin ortaya çıkacağını belirterek, 40.000,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 23/10/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile “40.000,00 TL alacağın davalının ödeme tarihi olan Ocak 2012 veya dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili firma ile davacı şirket arasında 09.06.2011 tarihinde iş yeri teslim tutanağı ve sözleşme imzalandığını, davacı firmaya işe başladıktan bir süre sonra sözleşme gereği kendisine 3 adet çek verildiğini, örnek dairede baz alınarak işe başladığını ancak belli bir süre çalışma devam ettikten sonra, yüklenici firma işi tamamlamadan dış cephenin yarısı dahi bitmeden işi yarıda bıraktığını, ayrıca tamamladığı yerlerle ilgili söz konusu örnek dairelere uygunluğun söz konusu olmadığını, binan iç cephe boyası işini yarım bıraktığını, yarım kalan işlerin başkaya firmaya yaptırıldığını, davacı firmaya yaptığı iş karşılığı fazlasıyla ödeme yapıldığını, ödemelerin bir çoğunun banka aracılığı ile veya dekont karşılığı SGK’ lı işçilerine ve şirket ortaklarına yapıldığını, teslim tutanağı bulunmayan daire ve bloklar için taşeron firmanın sorumluluğunun devam edeceğinin sözleşmede yer aldığını ve işin nasıl teslim edileceğinin belirlendiğini, cari hesaplar incelendiğinde de durumun ortaya çıkacağını, açılan davanın mesnetsiz ve dayanaksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, öncelikle davalı tarafından ileri sürülen özellikle 31.000,00 TL bedelli bankadan yapılan ödeme kaydı konusundaki ve davacı tarafça başka bir fatura düzenlenmediğine ilişkin davalı şirket temsilcisinin yeminli beyanı dikkate alındığında ve bilirkişi kurulunun yaptıkları inceleme ve değerlendirmeler sonucu düzenledikleri 15.05.2017 tarihli raporlarında; davacı şirket tarafından tahsil olduğu iddia edilen 36.000,00 TL tutarındaki 8 parça çeki tahsil eden… ile davacı şirketin bir bağı olmadığı iddiasının yersiz olduğu, çekleri tahsil eden…’ ın davacı şirketin hakim ortağı …’ın eşi olduğu, bu nedenlerle itiraz edilen 36.000,00 TL tutarındaki çek tutarının davacı tarafından tahsil edildiğinin kabulü gerektiği, davalının söz konusu ticari ilişkiden dolayı davalıya toplam 106.588,30 TL ödeme yaptığının somut belgelerle ispat edildiği, davacının yaptığı imalat bedelinin 102.258,44 TL olduğu dikkate alındığında ve yapılan ödemelerden yapılan işin bedeli düşüldüğünde, davacının yapılan iş karşılığında davalı şirketten bir alacağının olmadığı gerekçesiyle davasının reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu, yargılama boyunca 3 kez bilirkişi raporu alındığını, bu raporlardan 12/01/2015 tarihli ilk raporda müvekkilinin 23.870,14 TL alacaklı olduğunun belirtildiğini, itiraz üzerine alınan 2.bilirkişi raporunda ise müvekkili tarafından 36.000,00 TL çeklerin tahsil edildiğinin belirtildiğini, oysa bu çeklerin 1.bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davalının defterinde kayıtlı olmadığı ve davacıya verildiğine dair dosyada herhangi bir bilgi ya da belge bulunmadığının belirtildiğini, daha sonra gelen cevabi yazılardan bu çeklerin… tarafından tahsil edildiğinin anlaşıldığını, …’ın müvekkili firma ile bir bağlantısının olmadığını, 3. bilirkişi raporunda ise…’ın müvekkili firmanın temsilcisinin eşi olması nedeniyle ödemenin şirkete yapılmış olduğunun kabulü yönünde görüş belirterek rapor düzenlendiğini ve mahkemenin 3.bilirkişi raporuna esas alarak davayı reddettiğini, oysa…’ın şirketi temsil yetkisi bulunmadığını, şirket adına çek almasının ve çekleri tahsil etmesinin mümkün olmadığını, TTK’nun tüm usul ve esasları çiğnenerek bir kişinin sadece şirket sahibinin eşi olmasından dolayı şirket adına çekleri tahsil edildiğini söylemenin Ticaret Hukuku adına doğru olmadığını belirterek, mahkeme karanının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında kararda usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle taraflar arasındaki sözleşme kapsamında dava dışı…’a yapılan bazı ödemelerin davacı tarafça kabul edildiğinin anlaşılmasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince KESİN olmak üzere 17/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır