Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2019/346 E. 2021/384 K. 14.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/10/2018
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ :14/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ :15/04/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklana itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya gelmiş olmakla yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; Taraflar arasında …. işi konusunda yapılan anlaşma gereğince yapılan işin bedeli olarak davalı adına toplamı 49.974,09 TL olan 4 adet faturanın kesilerek gönderildiğini, davalının toplam 27.500,00 TL ödeme yaptığını, bakiye 22.474,09 TL alacak ödenmeyince davalı hakkında Ankara 24. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında icra takibi yaptıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine en az %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; Taraflar arasında müvekkilinin yüklenici olduğu binanın dış cephe giydirme ve kompozit kaplama işlerinin yapılması konusunda 31/10/2015 tarihinde sözleşme imzalandığını, yapılacak işin bedelinin KDV dahil 42.805,00 TL olarak kararlaştırıldığını, iş sonunda gerekli ölçümler doğrultusunda kesin hakedişin yapılacağını, ancak daha işin kesin kabulü yapılmadan ve hakediş onayı olmadan davacı tarafından müvekkiline toplam 49.974,09 TL’lık kompozit kaplama faturasının düzenlendiğini, faturanın sözleşmedeki bedelden 7.169,09 TL fazla düzenlendiğini, fazla düzenlenen fatura miktarını kabul etmediklerini, bunun dışında davacının kabulündeki hakedişi rakamı olan 27.500,00 TL banka yoluyla davacıya ödendiğini, davacı tarafça yapılan işin sözleşmedeki kadar olmadığını, ayrıca işlerin eksik ve ayıplı yapıldığını, eksik ve ayıplı işlerin davacıya ulaşılamaması ve inşaatın bir an evvel tamamlanması için … (… Cam) adlı firmaya toplamda 17.400,00 TL’lık eksik ve kusurlu işin yaptırıldığını, davacı tarafça fazla fatura kesildiğinden müvekkilince 01/04/2016 tarihli 13.000,47 TL’lık iade faturasının kesildiğini ancak davacı adresinden ayrıldığından tebliğinin mümkün olmadığını, davacının eksik ve ayıplı işler bedeli KDV hariç 17.400,00 TL ve iade faturası bedeli 13.000,47 TL olmak üzere toplam 30.400,47 TL müvekkiline borçlu olduğunu, dava ve talep haklarının saklı olduğunu ve davacının alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddine, en az %20 oranında kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; Taraflar arasında 31/10/2015 tarihli sözleşmenin var olduğu konusunda uyuşmazlığın bulunmadığı, yapılan incelemeye göre taraflarca sözleşme bedeli olarak KDV dahil 42.805,00 TL üzerinden anlaşıldığı, davalı yanın kapanış tasdiki usulüne uygun biçimde gerçekleştirilen ve sahibi lehine delil olabileceği gibi aleyhine de delil teşkil edebilecek ticari defterlerine göre davacıya bakiye 22.474,09 TL borçlu olduğunu kayıt ettiği, davalı iş sahibinin hakkında takip ve dava yoluna gidilinceye değin davacıya ayıp, kusur ve gecikme yönünden ihtar, ihbar ile yasal uyarılarda bulunmadığı, bu sözleşme ve ek iş bedeli olarak davacının kestiği faturaları defterine kaydeden davalının gerek ayıp, gerekse eksik ve sair nedenlerle indirim taleplerine değer verilmesinin hukuken mümkün görülmediği, bu nedenlerle teknik hesap bilirkişisinin bu konudaki görüşlerine değer verilemeyeceği gibi buna dayalı hukuki görüşün de benimsenemeyeceği sonucuna varıldığı, tüm bu olgular birlikte değerlendirildiğinde ticari kayıtların da kabule konu edilen 22.474,09 TL değerindeki iş miktarının teknik bilirkişi tarafından belirlenen 2.500,00 TL ‘lik nefaset mahsubu neticesi davacının davalıdan 19.974,09 TL asıl alacağı takip tarihi itibariyle talep edebilir (muaccel ) bulunduğu kanaatine varıldığı, bu miktar için davalının yaptığı takibe itirazın iptali ve alacak eser sözleşmesinden kaynaklı olsa dahi faturalandırılıp alacak miktarı deftere kayıtlanmış olmakla likit nitelikte olan bu alacağın %20 ‘si oranında hesaplanan 3.994,81 TL icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği, davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından davalının tazminat isteğinin reddi gerektiğine dair gerekçeyle davanın kısmen kabulü ile, davalının Ankara 24.İcra Müdürlüğünün …. sayılı takip dosyasında itirazının 19.974,09 TL asıl alacak için iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin isteğin reddine, kabul edilen alacağın %20’si oranında hesaplanan 3.994,81TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının tazminat isteğinin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Bilirkişi raporuna itirazlarının ve ek rapor alınmasına yönelik taleplerinin yerinde görülmeden hüküm verildiğini, bilirkişi raporundaki değerlendirmelerin de mahkemece hüküm aşamasında dikkate alınmadan, rapordan farklı olarak ayrıca yeni bir hüküm kurulduğunu, mahkemenin karar gerekçesinde müvekkilinin ticari defterlerinin hükme esas alındığını belirttiğini, ancak müvekkilinin ticari defterlerinde müvekkilince kesilen 13.000,00 TL’lik iade faturasının hiç dikkate alınmadığını, mahkemenin müvekkilinin usulüne uygun tutulan ticari defterlerinde yer alan iade faturasını kabul etmemesinin hukuken mümkün olmadığını, mahkemece müvekkilinin ticari defterleri hükme esas alındığını belirtilmesine rağmen, iade faturası da gözetilmeksizin bilirkişi raporunda belirtilen teknik incelemede yer aldığı şekliyle 2.500,00 TL hak ve nefaset indirimi uygulanmasının kararın ne denli çelişkili olduğunu gösterdiğini, kaldı ki bilirkişi raporunda tespiti yapılan hususların dahi eksik ve yeniden incelemeye muhtaç hususlar olduğunu, şayet rapora yaptıkları teknik itirazların dikkate alınarak yeniden bilirkişi incelemesi yapılmış olsaydı müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığı, aksine gerekli tamir ve imalatların ve müvekkilince başka firmaya yaptırılan imalatlar dikkate alındığında alacaklı durumda olduğu ve davacıya fazladan ödeme yapıldığının ortaya çıkacağını , davacı tarafça talep edilen alacağın likit ve talep edilebilir bir alacak olmadığını, dosya muhteviyatında bunun likit ve talep edilebilir bir alacak olmadığının ortaya konulduğunu, buna rağmen aleyhlerine icra inkar tazminatın hükmedilmesinin haksız olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesine dayanılarak açılan itirazın iptâli istemine ilişkindir. İİK’nun 67/II. maddesi uyarınca itirazın iptâli davasının kabulüne karar verilmesi halinde davacı alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmesi için alacaklının yaptığı icra takibine davalı borçlunun haksız olarak itiraz etmesi ve alacağın likit (hesaplanabilir) olması gerekmektedir.
Dava konusu somut olayda davacı taşeron, iş bedelinden bakiye alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine başlattığı ilâmsız icra takibine davalı yüklenici borçlunun haksız itiraz ettiğinden bahisle itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili talebinde bulunmuştur.
Yapılan yargılama sürecinde icra takip dosyası getirilmiş, tarafların göstermiş oldukları kanıtlar toplanıp, mahallinde yapılan keşifle bilirkişi heyetinden rapor alınmış, yapılan imalatta bilirkişi raporuyla belirlenen nefaset bedelinin mahkemece hesaplamada nazara alınmış olması nedeniyle alacağın yargılama ile belirlendiği anlaşılmıştır.
Bu durumda dava, konusu itibariyle yargılamayı gerektirir özellik arzetmektedir. Takibe konu edilen alacak likid olmayıp alacağın varlığı yargılama sonucunda saptandığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddi gerekirken mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Davalı vekilinin diğer istinaf istemlerine gelince;Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile, davalının icra takip dosyasına yaptığı itirazın 19.974,09 TL alacak için iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, fazla istemin reddine, davacının icra inkar tazminatı ve davalının kötüniyet tazminatı istemlerinin reddine, karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/10/2018 tarih ve … sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına,
3-Davanın kısmen kabulüne,
4-Davalının Ankara 24.İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında itirazının 19.974,09 TL alacak için iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
5- Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
6-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
7-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.364,43 TL harçtan peşin alınan 383,81 TL ile icra sırasında vezneye yatırılan 112,37 TL harcın mahsubu sonrasında kalan 868,25 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
8-Davacı tarafından yapılan 1.986,00 TL yargılama giderinden davanın kabulü oranında hesaplanan 1.765,07 TL giderin ve 527,58 TL harç toplamının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan 28,00 TL yargılama giderinden davanın reddi oranında hesaplanan 3,20TL giderin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
10-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davada kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davada reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 2500,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
12-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
12-Davalı tarafından ödenen 341,25 TLpeşin istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
13-Davalı tarafından ödenen 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 28,43 TL dosya gönderme masrafı olmak üzere toplam 149,73 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır