Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2018
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ :28/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ :29/04/2021
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece verilen karara karşı süresi içinde davalılar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili;Davalıların yüklenimindeki … … yolu yapım işleri projesi kapsamında 27/06/2011 tarihli taşeronluk sözleşmesi uyarınca müvekkilinin Eskişehir … Bitkisel Alanların Otomatik Sulama Sistemlerinin Yapımı işini üstlendiğini ve tamamladığını, ancak davalılar tarafından da işin kabul görmesine rağmen 24/12/2012 tarihli kesin hakediş raporları doğrultusunda müvekkilinin hak kazanmış olduğu ücrete ilişkin 23.970,00+KDV tutarındaki 25/12/2012 tarihli 27.421,68 TL’lık fatura ödemediği gibi hakediş miktarlarından yapılmış ve hakedişle birlikte iadesi gereken 3.891,00 TL nakdi teminat kesintisinin müvekkiline ödemediğini, bununla birlikte sözleşmede yer almamasına karşın müvekkilinden haksız olarak alınmış bulunan 5.000,00TL bedelli teminat senedi ile yine 19.madde uyarınca iadesi gereken 8.000,00 TL bedelli teminat senedinin de müvekkiline iade edilmediğini, davalıya gönderilen hakediş ve fatura ekli ödeme talep yazısının 25/12/2012 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının 08/01/2013 tarihli ihtarınameyle kesin hakediş yapılmadığından ödemeyi ve faturayı reddettiklerini bildirdiğini, bu defa müvekkilince 11/01/2013 tarihli ihtarnamenin keşide edildiğini, ödeme yapılmayınca Ankara 32. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında davalı hakkında icra takibi yapıldığını, ancak bu takipte de alacağın tahsili mümkün olmadığından ortak girişim ve ortaklığı oluşturan şirketler yönünden eldeki davanın açıldığını belirterek sözleşme gereği müvekkilinin hak etmiş olduğu fatura bedeli 27.421,68 TL ile iadesi gerekli 3.891,00 TL nakdi teminat kesintisi toplamı 31.312,68 TL’nın ilk ihtarname tarihi olan 25/12/2012 tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayrıca konusuz kalmış olan 8.000,00 TL ve 5.000,00 TL bedelli iki adet teminat senedinin müvekkiline iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri ; Davacının şahıs firması olduğunu, bu nedenle davanın görev yönünden reddi gerektiğini, davacının tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının yapmış olduğu işe ilişkin tüm hakedişlerin ödendiğini, davacının dava konusu ettiği faturanın ise davacı tarafından eksik yapılan işler nedeniyle müvekkilince hakedişe bağlanmadığından süresi içinde 08/01/2013 tarihli ihtarname ile iade edildiğini, söz konusu faturanın iş ortaklığı kayıtlarında yer almadığını, davacının davasını ispatla mükellef olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İlk Derece Mahkemesince; Davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan ve faturadan doğduğu iddia olunan alacağın ve nakdî teminat kesintisinin tahsili ile teminat senetlerinin iadesi istemlerine ilişkin olduğu, adi ortaklığın tüzel kişiliğinin bulunmadığı, sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 126/4. maddesine göre müteahhidin kastı veya ağır kusuru ile akdî hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş, bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir iş meydana getirmiş olması sebebi ile açılacak davalar hariç olmak üzere eser sözleşmesinden doğan bütün davaların 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi oluğu, zamanaşımının başlangıcının da aynı yasanın 128. maddesi uyarınca alacağın muaccel olduğu, yani yüklenicinin edimini yerine getirerek, eseri iş sahibine teslim ettiği tarihten başlayacağı, eser sözleşmesi kapsamında kesin hesabın dava tarihi itibariyle bile yapılmamış olması sebebiyle, koşulları bulunmayan zamanaşımı def’inin reddi gerektiği, bilirkişilerin 06/09/2018 tarihli raporlarında, taraflar arasında yapılan 27/06/2011 tarihli sözleşme kapsamında işin tamamlandığını ve geçici kabulün yapıldığını, geçici kabulde eksik ve kusurlu işe ilişkin dava dışı idare tarafından şerh düşülmediğini, dava konusu 5.000,00 TL ve 8.000,00 TL tutarlı teminat senetlerinin her iki tarafın da defterlerinde kayıtlı olduğunu; davacının edimlerini yerine getirdiği, eksik işin bulunmadığı, işin geçici kabulünün 31/12/2011 tarihinde yapıldığı, davacının kesin hakediş bedeli olarak 27.421,68 TL (KDV dâhil) talep edebileceğini mütalaa ettikleri, işin geçici kabulünün yapıldığı, davacı vekilinin, 22/11/2018 tarihli dilekçesi ekinde bulunan “Yapım İşleri Kesin Kabul Tutanağı”na göre, işin geçici kabul itibar tarihinin 31/11/2011 tarihi olduğu, 10/03/2017 tarihli kesin kabul tutanağının düzenlendiğinin görüldüğü, dava tarihinde işin kesin kabulünün yapılmamış olduğu, dosyadaki bilgi ve belgelere göre mahkemece de olaya uygulanabilir görülen bilirkişilerin tespitlerinden işin davacı tarafından tamamlandığı, geçici kabulde eksik ve kusurlu imalattan söz edilmediği anlaşılmakla davacının 27.421,68 TL bakiye imalat alacağının bulunduğunun belirlendiği, nakdi kesin teminat kesintisi yönünden sözleşmenin 19.maddesine göre kesin nakdî teminatın iadesinin işin, iş sahibi idare tarafından kesin kabulüne bağlı olduğu, dava tarihinde kesin kabulün bulunmadığı belirgin olduğundan dava tarihindeki koşullara göre nakdî teminatın iadesi istemi yerinde görülmediğinden reddi gerektiği, senetlerin iadesi istemi yönünden açılan davada, dava konusu 8.000,00 TL ve 5.000,00 TL bedelli teminat senetlerinin her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olduğunun belirlendiği, sözleşmenin 19.maddesine göre bu senetlerin iadesinin de kesin kabule bağlı olduğu, dava tarihinde kesin kabul yapılmadığı belirlendiğinden, dava tarihindeki koşullara göre istemin reddi gerektiği, davacının, Ankara 27. Noterliği’nin 11/01/2013 tarih ve .. yevmiye sayılı ihtarnamesini ortak girişime keşide ettiği ve toplam 31.312,68 TL alacak ile senetlerin iadesini istediği, ihtarın 16/01/2013 tarihinde tebliğ edildiği ve (3) günlük süre sebebiyle 21/01/2013 tarihinde temerrütün oluştuğu gerekçesiyle davalı Ortak Girişim yönünden pasif husumet ehliyeti yokluğundan dolayı davanın usulden reddine, davalılar … hakkında açılan davada, davacının imalat bedeli alacağının kabulü ile 27.421,68 TL alacağın 21/01/2013 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, nakdi kesin teminat kesintisi ve teminat senetlerinin iadesi talepleri yönünden dava tarihi itibari ile koşulları bulunmadığından bu taleplerin reddine karar verilmiştir.
Davalılar vekilleri istinaf dilekçelerinde özetle;Tüm itirazlarına ve 28.10.2018 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ile yeni bir bilirkişi incelemesi talep etmelerine rağmen bu talep ile ilgili karar verilmeksizin eksik inceleme yapıldığını, verilen kararda davacının imalat alacağı talebinin kabulüne yönelik kısmın hiçbir hukuki gerekçeye dayanmadığını, davacı firmanın, müvekkili ile diğer davalı şirketin birlikte oluşturdukları ortak girişim bünyesinde otomatik sulama sistemlerinin imalatı ve yerine montajı işinde çalıştığını ve kendisine yapmış olduğu işe ilişkin tüm hakedişlerin ödendiğini, davacının dava konusu ettiği faturanın ise davacı tarafından eksik yapılan işler nedeni ile müvekkilince hak edişe bağlanmadığından, süresi içerisinde Ankara 57.Noterliğinin 08.01.2013 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile iade edildiğini ve faturanın müvekkili iş ortaklığı kayıtlarında yer almadığının da bilirkişi raporunda tespit edildiğini, buna göre davacının fatura konusu alacağa hak kazandığının kabulünün hukuka aykırı olduğunu, davacının idare nezdinde resmi taşeron olmadığını, idare nezdinde davacıya ait hiçbir resmi kayıt ve belgenin yer almadığını, bu durumun dosya kapsamında idare ile yapılan yazışmalar kapsamında sabit ve hatta bilirkişilerce hazırlanan raporda da ifade edildiğini, davacının faturaya dayalı olmayan itiraza konu edimini tam ve eksiksiz olarak gerçekleştirmiş olduğu iddiasına ilişkin yaptırdığı bir tespitin de bulunmadığını, davacının davasını ispat edemediğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Dava, alacak istemine ilişkin olup mahkemece verilen karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı şirketlerin oluşturduğu iş ortaklığının tarafı olduğu ve …’ne yapmayı taahhüt ettiği … yolu yapım işleri projesi kapsamında otomatik sulama sistemlerinin yapımı işini konu alan eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, mahkemece dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.873,17 TL istinaf karar harcından davalılarca peşin ödenen toplam 629,06TL harcın mahsubu ile bakiye 244,11 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödenen başvuru harçlarının kendileri üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan…
Üye…
Üye…
Katip…
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır