Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2019/217 E. 2021/442 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2018
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 28/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/04/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; Müvekkilinin davalı ile yaptığı 19/11/2013 tarihli sözleşmeyle …. İnşaatı işi kapsamında dış cephe kaplamalarının yapımı işini üstlendiğini, sözleşmenin davalı yanca 06/03/2014 tarihinde haksız feshedildiğini, müvekkilinin bakiye alacağı ve sözleşme dışı işler nedeniyle alacağının tahsili için davalı hakkında Ankara 4. İcra Müdürlüğünün .. sayılı dosyada icra takibi başlattığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranında tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; Zamanaşımı, yetki, görev ve husumet yönünden davaya itiraz ettiklerini, esas bakımından ise davacının sözleşme gereğince taahhüt ettiği edimlerini gereği gibi ve zamanında ifa etmediğini, bu nedenle sözleşmenin müvekkilince haklı olarak 06/03/2014 tarihli ihtarnameyle feshedildiğini, davacının sözleşme konusu işlerin yaklaşık %50 sini tamamladığını, ayrıca davacının iş güvenliği kurallarına açıkça aykırı davranışlar sergilediğini ve davacının dava dışı asıl işverene müvekkili aleyhinde şikayetlerde bulunduğunu, davacı çağrıya rağmen gelmediğinden fesihten sonra hesapların davacının yokluğunda yapıldığını ve davacının alacağının olmadığını, aksine borçlu olduğunun tespit edildiğini, davacının alacak iddiası yerinde olmadığı gibi sözleşme dışı herhangi bir iş de yapmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının bu iddiasının gerçek olduğu düşünülse dahi sözleşmenin 14/D bendi gereğince davacının müvekkilinin taleplerini kayıtsız şartsız yerine getirmek zorunda olduğunu, davacının edimlerini sözleşmeye uygun ve zamanında ifa etmediğini, fesih tarihine kadar yaptığı işlerin de sözleşme ile taahhüt edilen kalite ve uygunlukta olmadığını, davacının feshe kadar yaptığı işlerin asıl işveren olan … İnşaat tarafından kabul edilmediğinden müvekkilince başka bir taşeronla sözleşme yapıldığını, müvekkilinin bu nedenle uğradığı zarara ilişkin tazminat haklarının ve ayrıca müvekkilinin davacıdan olan alacak haklarının saklı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemece; Davanın eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye hakediş bedeli ile sözleşme dışı yapıldığı iddia edilen işler bedelinin tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, tüm dosya kapsamı ile delillerin birlikte değerlendirildiği, alınan mali müşavir raporu ile bilirkişi kurulu raporu ve ek raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmakla tarafların ek tahkikat taleplerinin yerinde görülemediği, sonuç itibariyle davacının ticari kayıtları lehine delil olarak değerlendirilemediğinden ve tarafların ihtarnamelerdeki beyan ve karşılıklı bildirimler de dikkatle izlenerek hakediş belgelerinden çıkarılan sonuç kapsamında davacı yanın davasının kısmen kabulüne karar verildiği, bu miktar alacak yönünden davalının takip öncesi temerrüde düşürüldüğü belirlenmekle hesaplanan işlemiş faize hükmedildiği, alacağın faturaya bağlandığı ve bakiye hakediş faturasının likit alacak niteliğinde bulunduğu nazara alındığından icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiğine dair gerekçeyle davanın kısmen kabulü ile, davalının Ankara 4. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı takip dosyasında 43.385,17 TL asıl alacak ve 125,70 TL işlemiş faiz yönünden toplam 43.510,87 TL için itirazının iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacak miktarı olan 43.385,17 TL’sına takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazla talebin reddine, kabul edilen alacağın %20’si oranında hesaplanan 8.702,17 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete ait ticari kayıt ve defterlerin incelenmediğini, 22/05/2018 tarihli celsede davacı ile müvekkili şirket arasında görülen Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esasına kayıtlı dosyadaki taleplerin eldeki davadaki talepleri etkiler mahiyette olduğundan davaların birleştirilmesi yönünde talepte bulunduklarını, mahkemece birleştirme talebinin usul ve yasaya aykırı olarak reddedildiğini ve hatalı inceleme ile karar verildiğini, müvekkili şirket ile davacı arasında üç farklı işin yapılması hususunda anlaşmaya varıldığı ve bu anlaşmalar doğrultusunda üç işe ilişkin olarak cari hesap oluşturulduğunu, alacak ve borç ilişkisinin tüm işler açısından birlikte değerlendirildiğini, dolayısıyla davacıya silsile şeklinde yapılan ödemelerin ayrıştırılması ve her ödemenin hangi işe ilişkin olduğunun tespiti açısından her iki dosyanın birleştirilmesi gerektiğini, davacının iddiasını kanıtlar herhangi bir delil sunmadığını, daha önce de belirtildiği gibi uyuşmazlığa ilişkin müvekkili şirketin taraflar arasındaki 19/11/2013 tarihli sözleşmenin 15 ve 23.maddelerine uygun olarak feshettiğinin tartışmasız olduğunu, daha önce dosyaya sunulan ve müvekkili tarafından keşide edilen ihtarnamelerde davacının sözleşme edimini yerine getirmediği ve yine iş güvenliğine ilişkin koruma ve özen yükümlülüğünü de gözardı ettiğinin bildirildiğini, kaldı ki uyuşmazlık konusu işin davacı tarafça sözleşmeye uygun olarak yerine getirilemediği ana yüklenici … inşaat tarafından tutulan tutanaklar ile de tespit edildiği ve söz konusu ayıplı imalatlar nedeniyle müvekkili şirketin zararlarının ortaya çıktığını, bilirkişi raporunda davacının hangi imalatları gerçekleştirdiği ve hangi oranda işi tamamlayabildiğinin kanıtlanması açısından taraflar arasında yapımı kararlaştırılan işe ilişkin tasfiyenin tamamlanması ve kesin hesabın yapılması gerektiğini ayrıca hiçbir şekilde alacak iddiasını kabul anlamına gelmemekle beraber taraflar arasındaki alacak ve borç ilişkisinin hesap edilebilmesi, yapılan imalatların hangi oranda davacı tarafından gerçekleştirildiğinin tespitinin gerektiğini, davacının işin %90’lık kısmını tamamladığını iddia ederken yapmış olduğu işe ilişkin herhangi bir delil ibraz edemediğini, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda işin gecikmesi sebebiyle sözleşmenin feshedildiği hususunda kayıt bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiş ise de gerek davacı yana tebliğ edilen ihtarnameler gerekse asıl işveren .. A.Ş tarafından tutulan tutanakların dosya içerisinde bulunmasına karşın sözleşmenin feshine neden olan kayıtların bulunmadığının bildirilmesinin raporların noksan ve hatalı incelemeye dayalı olduğunu gösterdiğini, müvekkili şirket tarafından keşide edilen Ankara 2. Noterliğinin 06/03/2014 tarih ve …. yevmiye nolu ihtarnamesinde davacının edimini yerine getiremediği ve işin feshedilerek kesin hesabın yapılabilmesi amacıyla davacıya davette bulunulduğu ancak davacının ihtarnameye cevap vermediği ve müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, sözleşme kapsamında düzenlenmesi gereken hakedişlerin müvekkilinin imzası olmasızın davacının tek taraflı iradesi ile düzenlendiğini, davacıya ait ticari kayıt ve defterlerin TTK hükümlerine aykırı olarak tasdikli olmadığını, davacının ilave imalat ve bedel talebinin haksız ve sözleşme hükümlerine aykırı olduğunu ve bu nedenle alacak hesabında dikkate alınmasının hatalı olduğunu, davacının fazladan imalat yaptığı yönündeki iddiasını kabul etmemekle beraber bir an için aksi düşünüldüğünde dahi davacının taraf olduğu sözleşme kapsamında ek imalat bedeli talep edemeyeceğini, bu hususun mahkemece dikkate alınmadığını ve hatalı inceleme ile hüküm kurulduğunu, üstelik müvekkili tarafından davacıya gönderilen Ankara 2. Noterliğinin 2 Mayıs 2014 gün … yevmiye numaralı ihtarnamesinde de belirtildiği ve ticari kayıtlarda yer aldığı üzere mahkeme kabulünün aksine, müvekkilinin kabul ettiği iş miktarının 109.043,06 TL ödeme ve tevkifatlardan sonra kalan bakiye borç miktarı 43.385,17 TL olmadığını, bu miktarın bilirkişi kurulunca yapıldığı belirtilen ve tümüyle eksik inceleme ve hatalı değerlendirmenin sonucu olduğunu, davacının kesin hesap yapıldığında düzenlemesi gereken 83.356,83 TL miktarlı faturadan sonra, müvekkiline karşı toplam 49.762,00 TL bakiye borcu kaldığını, oysa bağlantılı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin… Esas sayılı dosyası ve müvekkilinin ticari kayıtları incelenmeksizin davacı lehine alacağa hükmedilmesinin tümüyle hukuka, dosya içeriğine aykırı olduğunu, müvekkili aleyhinde verilen icra inkar tazminatının yasal koşulları oluşmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup, davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamından, taraflar arasında birden fazla sözleşme ilişkisinin bulunduğu, davalı defterlerinin incelenmediği ve sunulan deliller itibariyle her bir sözleşmeye ilişkin ayrı hesabın tutulup tutulmadığı, ayrıca cari hesap şeklinde uygulamanın olup olmadığının tespit edilmediği, taraflar arasındaki sözleşmeler kapsamında başka davaların da bulunduğu dikkate alınarak davaya konu sözleşme kapsamında yapılan işin miktar, bedeli ve ödemelerin tespit edilmesi, edilememesi halinde ise taraflar arasındaki tüm sözleşmelere ilişkin açılan davaların sonuçlarını beklemek ya da birleştirilmek suretiyle ortak cari hesabın belirlenmesi gerekirken açıklanan hususlar üzerinde durulmaksızın eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, esası incelenmeksizin mahkeme kararının HMK.’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-Ankara 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/11/2018 gün ve … sayılı kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davalı tarafça yatırılan 744,00 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine,
5-Davalı tarafça ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 28/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır