Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2019/1913 E. 2021/1195 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2019
NUMARASI …
ASIL VE BİRLEŞEN
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)|

KARAR TARİHİ : 23.12.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 23.12.2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin asıl ve birleşen davada mahkemece asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde asıl ve birleşen davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan 22/05/2015 tarihli sözleşme ile sigorta kutusu yapımı için bir takım metal kalıpların yapılması konusunda anlaşmaya varıldığını ve müvekkilince bir kısım ürünlerin imal edilerek davalı şirkete teslim edildiğini ancak bedelinin ödenmediğini, başlangıçta yapılan tasarıma müvekkili tarafından bire bir uyulmasına rağmen davalı tarafın ortaya çıkan ürünlerde kalınlık, maliyet gibi konuları ileri sürerek ve sözleşmede öngörülen süreleri dikkate almayarak sürekli değişiklik talep ettiğini, müvekkili tarafından müşterinin istekleri doğrultusunda kalıpların hazırlandığını, sözleşme kapsamında yapılması öngörülen işin büyük bir kısmının tamamlanmasından sonra yapılması kararlaştırılan diğer kalıplar için tasarım ve ürün maliyeti konusunda davalı tarafın kararsızlığından dolayı işe devam edilemediğini, müvekkilinin davalının işleri nedeniyle yeni iş alamadığını, sözleşmenin fiili olarak askıda kalmasından dolayı davalı şirkete sözleşmenin feshedildiğini, sözleşme kapsamında davalıya yapılan ve teslim edilen işlerin bedellerinin toplamda 148.000,00 TL + KDV (%18) =174.640,00 TL olduğunu, davalı şirket tarafından peşinat olarak ödenen 50.000,00 TL’nin düşülmesinden sonra bakiye 124.640,00 TL kaldığını, bu alacağın ödenmemesi üzerine davalı şirkete Ankara 16. Noterliğinin 18.03.2016 tarih ve ….. yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, ödeme yapılmaması üzerine Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibinde davalının ödeme emrine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazının iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili özetle; müvekkilinin davacı tarafa hiçbir borcunun olmadığını, cari hesap ekstrelerinin incelenmesiyle müvekkilinin alacaklı olup, Ankara 23. İcra Müdürlüğünün….E. ve Ankara 14. İcra Müdürlüğünün… E. sayılı dosyalan ile icra takibi başlatıldığını, müvekkili ile davacının sigorta panolarının imali için anlaştıklarını ancak teklif mektubunda belirtilen üretimin davacı tarafından gerçekleştirilmediğini, davacı tarafın demo olarak çıkarılan kalıpların kontrollerinin yapılmasında istenilen ölçüde çıkmaması üzerine düzeltilmesi hususunda anlaştıklarını, ancak taraflarına teslimin yapılmadığını, bu durum üzerine müvekkilinin imalattan vazgeçtiğini, müvekkilinin piyasadaki başka firmalardan hazır olarak sigorta kutusu aldığını, davacı tarafın icra takibinde ve dava dilekçesinde belirttiği faturaya ve ihtara konu malların müvekkiline teslim edilmediğini savunarak, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Birleşen Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. K. Sayılı Davada;
Davacı vekili özetle; müvekkili ile davalı arasında yapılan ticari iş ve işlemler nedeni ile müvekkilin davalıdan olan alacağının ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının ödeme emrine haksız olarak itiraz ettiğini savunarak, 6100 Sayılı yasanın 166. maddesi gereği iş bu davanın Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…. esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini, davalı borçlunun Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün…. sayılı icra dosyasına vaki itirazlarının iptali ile takibin devamına ve müvekkil lehine %20’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı özetle vekili; müvekkili…aleyhine …, …, …. seri nolu faturaların ödenmediği gerekçesiyle takip yapıldığını, müvekkilinin davacı şirkete hiçbir borcu bulunmadığını, icra takibinde ve dava dilekçesinde belirtilen faturaya konu malların müvekkili firmaya teslim edilmediğini, dava dilekçesindeki birleştirme talebine muvafakatlarının olmadığını, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; asıl davanın taraflar arasında sigorta kutusu yapımı için bir takım metal kalıpların yapılması konusunda toplam 265.000,00 TL bedel karşılığı anlaşmaya varıldığı, sözleşmede 25 parça ürünün imalinin kararlaştırılmış olduğu, peşinat olarak davalı tarafça 50.000,00 TL ödeme yapıldığının tarafların kabulünde olduğu, en son ürün teslim tarihinin sözleşmede 01/10/2015 olarak belirtilmesine rağmen bu tarih sonrası döneme de rastlayan taraflar arası yazışmalardan (e-mail) tarafların sözleşmeyi ayakta tutma iradelerinin devam ettiğinin ve davalının üretilen kalıplarla ilgili birtakım değişiklik taleplerinin de bulunduğu, imalatı yapılacak kalıpların teknik özellikleri ve boyutlarıyla alakalı dosyaya yansımış herhangi bilgi ve belge veya davalı tarafından davacıya sunulmuş herhangi bir numune de bulunmaması nedeniyle makine mühendisi bilirkişi tarafından mahallinde yapılan keşif esnasında incelenen 7 (yedi) adet kalıbın ayıplı olup olmadıklarıyla ilgili bir değerlendirme yapma imkanının bulunmadığı, ayrıca incelenen kalıpların sözleşme tarihi itibarıyla fiyatlarının dava dilekçesi ve ihtarnamede belirtildikleri şekilde olduğunun tespit edildiği, davacı şirket tarafından imal edilen ve davalının teslim almaktan imtina ettiği 7 adet metal kalıbın sözleşme yılındaki toplam bedellerinin 133.000,00 TL (KDV hariç) olduğu, dava dilekçesi ve ihtarnamede “32 spiral rakor somunu – 15.000,00 TL” olarak belirtilen ürünün keşif mahallinde bulunmadığı ve dosyaya yansıyan delillerden davacı tarafça üretilip davalıya teslim edildiğinin de ispatlanamadığının tespit edildiği, bilirkişi tarafından hesaplanan 7 adet kalıp bedeli olan 133.000,00 TL’ye % 18 KDV ilave edilip, 50.000,00 TL ödeme (peşinat) düşüldüğünde, takip tarihi itibarıyla davacı şirketin davalı şirketten 106.940,00 TL asıl alacak ve 5.352,85 TL işlemiş faiz (davacı tarafından davalıya keşide edilen ihtarnamede belirtilen sürenin sona erdiği 31/03/2016 tarihi ile takip tarihi olan 20/10/2016 tarihi arası dönem) alacağının bulunduğu ve dolayısıyla davalının, Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün….. esas sayılı dosyasıyla yapılan takibe yönelik itirazının belirtilen miktarlar bakımından haksız olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın; davacının davalıya yapmış olduğu işler nedeniyle düzenlemiş olduğu ve icra takibinin dayanağı olarak gösterilen 11/09/2015 tarih A …. seri nolu 82.600,00 TL tutarlı, 14/12/2015 tarih…. seri nolu 2.360,00 TL tutarlı ve 20/02/2016 tarih….. seri nolu 2.765.92, TL tutarlı üç adet faturanın da, 6102 sayılı TTK’nun 64 vd. maddelerindeki yasal koşulları taşıması nedeniyle sahibi lehine delil gücüne sahip olduğu belirlenen her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi olan 20/10/2016 tarihi itibarıyla davacının davalı şirketten 42.725,92 TL alacaklı gözüktüğü, davalı şirketin ticari defter kayıtlarına göre ise takip tarihi itibarıyla davacıya borcu gözükmediği, 7.269,08 TL alacağının gözüktüğü, taraf defter kayıtları arasındaki farklılığın 22/05/2015 tarihli sözleşmenin peşinatı olarak davacıya ödenen 50.000,00 TL’nin davalı şirket kayıtlarında cari hesap alacağından (davacıyla aralarındaki) düşülmesinden kaynaklandığı ve fakat düşülmemesi gerektiği, dolayısıyla her iki taraf ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibarıyla davacının davalı şirketten 42.725,92 TL asıl alacak ve 2.138,64 TL işlemiş faiz (davacı tarafından davalıya keşide edilen ihtarnamede belirtilen sürenin sona erdiği 31/03/2016 tarihi ile takip tarihi olan 20/10/2016 tarihi arası dönem) alacağının bulunduğu ve dolayısıyla davalının, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün……esas sayılı dosyasıyla yapılan takibe yönelik itirazının belirtilen miktarlar bakımından haksız olduğu gerekçesiyle birleşen davanın da kısmen kabulüne karar vermiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl davaya yönelik olarak; davanın eser sözleşmesinden kaynaklandığını, TBK’nın eser sözleşmesine ilişkin 470-486 maddelerinden konuyla ilgili olan hükümlerin uygulanacağını, somut olayda taraflar arasında yazılı eser sözleşmesi bulunduğunı, müvekkilinin iş başlangıcı olarak 50.000 TL’yi nakit ödediğini, numune onaylarının olmadığını, iş tesliminde 90 günlük çek verileceğini fakat işin teslim edilmediğini, yüklenicinin 25 kalem ürünün imalatını yaptığını, numunelerinin müvekkilince onaylatılacağını, ürünlerden: 32’lik rakor somununun 15.06.2015, 12’li ve 24’ lü kalıplarının 01.07.2015, 9’lu ve 16’lı kalıplarının 01.08.2015, 2-4’lü 6’lı ve 36’lı kalıplarının 01.10.2015 tarihine kadar teslim edeceğini, bu 25 kalem ürünün her birinin ve tamamının müvekkilinin boru fabrikasında teslim edileceğini, son ürünü teslim tarihinin 01.10.2015 olduğunu, mahkeme kararına göre yüklenicinin imalathanesinde, sözleşme şartlarına uygun olup olmadığı belli olmayan, teslim tarihinden aylar sonra yapılan 7 (yedi) adet kalıp bulunduğunu, rapor ve karara göre yapıldığı iddia edilen 12-24 kalıpların dahi eksik olduğunu, sözleşmede 19. sıradaki imalatın olmadığını, bu kalıpların kesin teslim tarihi olan 01.07.2015 tarihinde müvekkilinin fabrikasında teslim edilmesi gerekirken ancak 2016 yılı Mart ayında imal edilebildiğini, davacı yanın bu tarihte bir ihtar keşide ettiğini, bu tarihten önce ürün imaline dair bir ihbar olmadığını, hiçbir ürünün müvekkiline teslim edilmediğini, bilirkişi raporuna göre imal edildiği öngörülen 7 adet kalıbın 13.06.2018 tarihinde dahi hala davacı uhdesinde durduğunu, davacının imalatı sözleşmeye uygun olarak müvekkili fabrikasında teslim ettiğini ancak müvekkilinin teslimden kaçındığını da ispat edemediğini, ispat yükünün davacıda olduğunu, buna rağmen mahkemenin kanuna ve yazılı sözleşmeye aykırı olarak 7 parça için müvekkilinin 137.000,00 TL borçlu olduğuna karar verildiğini, davacının sözleşmenin amir hükmüne açıkça muhalefet ettiğini, ancak kararda sözleşmeye müdahale edildiğini, talepte yok iken, sözleşme hükmüne muhalefet eden, temerrüde düşen davacı lehine sözleşmenin amir hükümlerinin yok sayılıp, müvekkili aleyhine karar verildiğini, imalatı tamamlanıp 01.07.2015 tarihinde teslim edilmesi gerekirken hiç imal edilmeyen ürünler (rakor somunu) olduğunu, 01.08.2015 ve 01.10.2015 tarihinde imal ile teslim edilmesi gereken ürünlerin hiç yapılmadığını, sözleşmede listelenen ürünlerin tamamının tek bir imalat olduğunu, mahkemece TBK’nın 223 ve 474/1 ile TTK’nın 23.madde hükümlerine aykırı karar verildiğini, her üç maddede de ayıbın kontrolü ve ihbarı için ürünün tesliminin ön şart olduğunu, iş sahibinin imalat kendisine teslim edilmedikçe ayıp kontrolü yapamayacağını ve ayıp ihbarında da bulunamayacağını, davacının açıkça temerrüde düştüğünü, müvekkilinin kendisine teslim edilmeyen malın parasını ödemek durumunda bırakıldığını, sözleşmede 25’e kadar sıralı tüm ürünlerin müvekkiline teslim edilmeden ödeme yapılmasının mümkün olmadığını, birleşen davaya yönelik olarak; müvekkilinin davacı yana 50.000.-TL ödediğini, müvekkilinin davacıdan eser sözleşmesi gereği yapması gereken imalatları alamadığını, 25 kalem üründen 5 tanesinin, o da teslim tarihinden 6 ay sonra yapıldığını, ancak sözleşme şartlarına uygun olarak teslim edilemediğini, müvekkilinin sözleşmeden dolayı davacıya borcunun olmadığını, bu durumda 50.000.-TL’nin karşılıksız çıktığını ve bu meblağın müvekkilice kayıtlarında fatura bedeline takas mahsup yapmasının yasal olduğunu, birleşen davanın reddi gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde asıl ve birleşen davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle taraflar arasında düzenlenen 22.05.2015 tarihli sözleşmede imalata ait numunelerin iş sahibi tarafından onaylanması halinde iş bedelinin bakiyesinin çek olarak ödeneceği kararlaştırılmış olmakla birlikte hükme esas alınan bilirkişi raporunda sözleşmede kalıpların teknik özellikleri ile malzeme, proje, gramaj gibi unsurlarının tanımlanmaması ve imal edilen ürünün belirlenmiş kriter ve özellikleri karşılayıp karşılamadığı hususunda muayene ve tespit yapılamadığı, bu nedenle yapılan imalatın ayıplı olup olmadığının tespitinin mümkün olmadığının belirtilmiş olması, bedeline hükmedilen 7 adet kalıbın talep halinde davacı tarafından davalı iş sahibine teslim edileceğinin tabi bulunmasına göre asıl ve birleşen davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-)Asıl ve birleşen davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,

2-)Harçlar Kanunu gereğince asıl davada alınması gereken 7.670,72 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.917,68 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.735,04 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-))Harçlar Kanunu gereğince birleşen davada alınması gereken 3.064,69 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 766,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.298,52 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-)İstinaf kanun yoluna başvuran asıl ve birleşen davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 23/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.