Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2019/1872 E. 2021/743 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/04/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 16.09.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 16.09.2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkili tarafından düzenlenen 28.10.2014 tarihli 295.000 TL bedelli fatura içeriğindeki makine şase üretimi ve yazılımın davalıya teslim edildiğini, davalının fatura bedelini ödemediğini, Ankara 15 İcra Dairesinin … sayılı takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu öne sürerek itirazın iptaliyle takibin devamına ve icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; taraflar arasında faturadan kaynaklanan ticari bir ilişki ve sözleşme bulunmadığını, faturaya konu mal ve hizmetin müvekkiline teslim edilmediğini, ispat yükünün davacı yanda olduğunu, taraflar arasında fatura haricinde cari hesap ilişkisi bulunduğunu, cari hesabın incelenmesiyle durumun anlaşılacağını savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “Toplanan deliller ışığında taraflar arasında ticari defter kayıtlarına göre ticari ilişki bulunduğu, davacı defterlerine göre 343.275,71 TL davacının davalıdan alacaklı görüldüğü, davalı defterlerine göre ise 77.701,39 TL davacıya borçlu göründükleri, takibe dayanak olan faturanın davalı tarafından … ile bildirilmiş olduğu, dava konusu faturanın davalı yasal defterlerinde de kayıtlı olduğu, her ne kadar davalı cevap dilekçesinde malların teslim edilmediğini ve ispat yükünün davacıda olduğunu belirtmekle birlikte yasal defter ve … kayıtları da açıkça dava konusu faturanın mevcut olması nedeniyle ispat yükünün yer değiştirdiği, davalının fatura konusu bedelini ödediğini ispatlaması gerektiği ( Y.19. HD., 2014/19083 E.- 2015/8197 K.), bilirkişi raporunda her ne kadar taraflar arasındaki ticari ilişkinin uyuşmazlığa konu fatura ile sınırlı olmadığı, taraflar arasında aktedilen 30/06/2014 tarihli hisse devir alacak- borç mahsuplaşma ve borç nakli sözleşmesinden sonra da devam ettiği, 01/07/2014 tarihinden sonra söz konusu faturanın tanzim edildiği, davalı yanca da davacı yana 41.342,76 TL lik fatura tanzim edildiği belirtilmiş ise de; İtirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı olduğundan, takip konusu faturalar dolayısıyla davacının davalıdan bir alacağının bulunup bulunmadığı yönünde inceleme ve araştırma yapılması gerektiği, tarafların cari hesapları üzerinde inceleme ve araştırma yapılarak sonuca varılmasının mümkün olmadığı ( Y.19.HD:2016/15905 E.- 2017/2878 K., aynı dairenin 2017/3705 E.- 20184364 K., 20175168 E.- 2018/6211 K.), davalının faturasına ilişkin dava dosyasında bir uyuşmazlık bulunmadığı, icra takibinin dava konusu faturaya yönelik olup bu faturanın ödendiğinin ispatlanamadığı, mahkememizce de uyuşmazlık konusu hakkında hüküm kurulabileceği dikkate alınarak davalının fatura bedelini ödediğini ispatlamayamadığı anlaşılmakla asıl alacağa yönelik itirazın iptaline, davalının temerrüde düşürüldüğü davacı tarafından ispatlanamadığı, işlemiş faize yönelik davacı talebinin yerinde görülmediği anlaşılmakla reddine, alacak likit olduğundan kabul edilen kısım üzerinden %20 oranında takdiren hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermek gerektiği, davalının kötüniyet tazminatı talebinin davacının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından reddine karar vermek” gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle ” Ankara 15. İcra Müd. … sayılı dosyasında davalının 295.000,00 TL’ye yönelik yaptığı itirazın iptali ile takibin bu değer üzerinden takip şartlarında devamına, Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, Alacak likit olduğundan ve davalı haksız itiraz ettiğinden kabul edilen değer üzerinden %20 üzerinden hesaplanan 50.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; faturaya konu alacaklarda ödeme tarihinin fatura tarihi olduğu, davalının fatura tarihi olan 28.10.2014 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, temerrüt tarihi itibariyle faiz alacağının doğduğu, fatura alacağına faiz işletilmemesinin yasaya aykırı olduğu nedenleriyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı defter ve kayıtları usulüne uygun tutulmadığı halde delil olarak kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğu, davacının makine şase üretimi ve yazılım bedeli açıklaması ile fatura düzenlediği, ancak ürettiği bir mal veya yazılım bulunmadığı, fatura ettiği mal ve yazılımın davacıya girişinin de bulunmadığı, mal ve hizmeti teslim ettiğini davacının ispatlaması gerektiği, müvekkilinin faturada yazılı mal ve hizmeti almadığını, gerekçeli karardaki Yargıtay kararlarının davaya emsal teşkil etmediği nedenleriyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talepli olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Eser sözleşmesinin varlığı, hukuki işlem olduğundan, HMK 200. madde gereğince değeri itibariyle kural olarak ancak belge, ikrar, yemin, ticari defter kayıtları gibi kesin delillerle kanıtlanabilir. Tanıkla ispat ancak değeri itibariyle belirli miktarı aşmamasına veya karşı tarafın açık muvafakatına bağlıdır. Faturanın düzenlenmiş olması tek başına ispata elverişli olmayıp, karşı tarafın ticari defterlerine kayıt edilmişse, HMK 222. madde gereğince akdi ilişkinin varlığını kanıtlar. Kural olarak, her iki tarafın tacir ve dava konusunun ticari işletmeleriyle ilgili olduğu davalarda bir tarafın ticari defterleri kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtları birbirini doğruluyorsa ve diğer tarafın aynı koşullarla tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya kesin bir delille ispatlananmış olması halinde sahibi ve halefleri lehine delil teşkil eder (HMK 222). Taraf defterlerindeki kayıtların uyuşmaması durumunda ispat yükü kendisinde olan taraf uyuşmayan kayıttan yararlanamaz. Diğer bir deyimle ticari defterlerle ispatlanmak istenen vakıada ispat yükünün kimde olduğuna bakılarak değerlendirme yapılmalıdır.
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır 2/3
Eser sözleşmelerinde yüklenicinin iş bedeline hak kazanabilmesi için imal ettiği eseri iş sahibine teslim etmesi zorunludur. Teslim hukuki bir işlem olmayıp “maddi bir vakıa” dır. Bu itibarla teslimin yapılıp yapılmadığı tanık dahil her türlü delille ispatlanabilir. Yargıtay kararları gereğince davalının BA formu düzenlemesi faturaya konu mal ve hizmeti satın aldığını gösterir ( 19 Hukuk Dairesi, 16.12.2019, 2018/3420, 2019/5579).
Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının alacağın ödenmesi talebini ve alacak miktarını bildirir ihtarıyla temerrüde düşer (TBK 117/1). Tahsil talebini içermediğinden fatura temerrüde esas alınmaz ( 15 HD, 21.12.2010, 6599/7095).
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK.’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK.’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-) Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-) Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 20.151,45-TL istinaf karar harcından peşin alınan 5.037,86 TL harcın mahsubu ile bakiye 15.113,59 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-) Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderleri ile ödenen istinaf kanun yoluna başvurma haçlarının kendileri üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 16.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi

Başkan … Üye … Üye … Katip …