Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2019/1830 E. 2021/1161 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/09/2019
NUMARASI …..

KARAR TARİHİ : 16/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/12/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; Taraflar arasında davalıya ait olan Ankara,…….inşa edilen blokların pis su kanalları, ana kanal bağlantısı vb. alt yapı işlerinin yapılması hususunun görüşüldüğünü, yapılan pazarlık sonucu mutabık kalınan miktarın müvekkilince, davalı şirket yetkilisi (proje müdürü) …’ya elektronik postayla gönderildiğini, teklifte de görüleceği üzere 45.000,00 TL + KDV (… verilecek onaylı projede) görülen imalatların tamamı, malzemeler, işçilik olarak genel giderler ile 15.000,00 TL + KDV (proje bedeli, sahada her türlü alımların yapılması, debi hesaplarının yapılması, … proje dairesinde onaylanması ve vizenin yapılması) ile işin yapılmasının bildirdiğini bu bildirimden sonra davalının yeni bir teklif yapmadığını veya olumsuz bir cevap da vermediğini, bunun üzerine davalının işyeri teslim tutanağı düzenleyerek müvekkili şirkete işin başlanmasını bildirdiğini, müvekkili şirketin teslim tutanağında belirtilen şekilde ve sürede işi tamamladığını ve davalıya teslimi gerçekleştirdiğini, …’nin 05/12/2014 tarihli kanal vizesi konulu yazısında da altyapı işlerinin uygun olarak yapıldığı ve kanalizasyon bakımından bir sakıncanın olmadığının belirtildiğini, davalının 21/11/2014 tarihinde 15.000,00TL, 26/11/2014 tarihinde 15.000,00TL+15.000,00TL olmak üzere toplam 45.000,00TL müvekkili şirkete ödeme yaptığını, müvekkilinin 31/12/2014 tarihli 70.800,00TL ve 31/12/2014 tarihli 21.242,61 TL miktarlı olan iki adet fatura bedelinden 45.000,00TL ödemenin mahsubu ile bakiye kısmın davalı yanca ödenmediğinden davalıya 15/01/2015 tarihli ihtarnamenin keşide edildiğini, davalının 30/01/2015 tarihli cevabı ihtarında borcun kalmadığını bildirerek faturaları iade ettiğini, bakiye alacağın tahsili için Ankara 24. İcra Müdürlüğünün….. sayılı dosyasında yapılan takibe davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaliyle takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; Davacı ile müvekkili şirket arasında akdedilen tek sözleşmenin 15/03/2014 tarihli sözleşme olduğunu, bu sözleşme dışında taraflar arasında başka bir sözleşme, teklif veya başka bir metnin olmadığını, davacının iddiasının aksine…’nın müvekkili şirketin yetkilisi olmadığını, ayrıca bu şahsa mail yoluyla gönderildiği iddia edilen 25/07/2014 tarihli metni de kabul etmediklerini ve bu şahsa mail yoluyla böyle bir metnin de gönderilmediğini, davacının dava dilekçesinin ekinde sunduğu 08/10/2014 tarihli teslim tutanağını da kabul etmediklerini, tutanaktaki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, bu tarihte alt yapı ve kanalizasyon bağlantıları için davacıya yer tesliminin yapılmasının söz konusu olmadığını, çünkü 08/10/2015 tarihinde ihtilaf konusu olan okulda eğitim başladığını, alt yapı ve çevre düzenlemesi olmayan bir okulun eğitime başlamasının mümkün olmadığını, kanal vizesinin davacı yanca alındığı iddiasının da kabul edilmediğini, kanal vizesinin aslının 19/12/2014 tarihinde …. Belediyesinde müvekkili şirket yetkilisi … tarafından alındığını, davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu müvekkili şirket ya da yetkilisi tarafından imzalanmamış olan 08/10/2014 tarihli iş yeri teslim tutanağı başlıklı yazıda bahsedilen 30/09/2015 tarihli sözleşmenin taraflar arasında bulunmadığını, böyle bir sözleşmenin olmadığını, belediyeye ve … vize işlemlerinin yapılması için müvekkilince ödemeler yapıldığını davacıların bu ödemeleri yaptığına ilişkin iddialarının da yerinde olmadığını, müvekkilinin davacıya ödenmesi gereken tüm ödemeleri yapmasına rağmen davacının edimlerini tam ve düzgün olarak yerine getirmediğinden davacının yarım bıraktığı işlerin başka firmalar ve kişilere tamamlattırıldığını, bu nedenle de müvekkilinin zararının oluştuğunu, davacının herhangi bir alacağının bulunmadığını, aksine müvekkilinin davacıdan 45.000,00 TL alacaklı olduğundan takas-mahsup talebinde bulunduklarını belirterek davanın reddine ve en az %20 oranında tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; Davanın itirazın iptali talebine ilişkin olduğu, 25.07.2014 tarihli teklif tutanağından davacı şirket tarafından davalı şirkete … verilecek onaylı projede görülen imalatların tamamının malzeme, işçilik, genel giderler dahil olmak üzere 45.000,00 + KDV ve Proje bedeli sahada her türlü atımların yapılması, debi hesaplarının yapılması, … proje dairesinde onaylanması, vizesinin yapılması bedeli 15.000,00 + KDV olmak üzere teklif verildiği, teklif belgesinde işveren olarak… (… … A.Ş.) yazılı olduğu ve bu teklifin …’ya e-posta adresine 26.07.2014 tarihinde gönderildiği, işyeri teslim tutanağından işin adının 14941 ada 1 parsel üzerine yapılacak … … ….. Kurumları binasının hafriyat işleri kapsamında çevre düzenleme ve altyapı işleri olduğu, 30.09.2014 tarihinde yapılan sözleşme gereğince işe ait proje, teknik şartname ve mukavelede belirtilen işlerin tamamının 08.10.2014 tarihinde başlanması amacıyla iş bu tutanak ile işyerinin taşerona teslim edildiği, teslim tutanağında işveren olarak … ……. ve taşeron olarak … ….. ait kaşe ve imzaların bulunduğu, taraflar arasında 15.03.2014 tarihinde davalıya ait … şantiyesinde yapılacak … … inşaatının harfiyat işi için sözleşme imzalandığı ve bu sözleşmenin her iki tarafında kabulünde olduğu, davacı vekilinin bilirkişi ek raporuna karşı itiraz ve beyan dilekcesinde 59019 sayılı 31.12.2014 tarihli 70.800,00TL bedelli faturadan davalı yanca yapılan 45.000,00TL ödeme mahsup edildiğinde kalan miktarın 25.800,00TL ‘nın müvekkili şirketin alacağını oluşturduğunu, bu hususta her hangi bir itirazlarının olmadığınını bildirdiği, tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde davacı ve davalı şirketin ticari defterleri ile dosyada mevcut faturalardan taraflar arasındaki ticari ilişkinin daha önce başladığı, 31.12.2014 tarihli 21.242,86 TL ve 70.800,00TL bedelli iki adet fatura dışındaki fatular ve ticari ilişki yönünden taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, ihtilaflı olan hususun 25.07.2014 tarihli teklif tutanağında yazılan işlerin yapılıp yapılmadığı hususunda toplandığı ve bu faturaların da bu teklif mektubunda yazılı işlere yönelik olarak kesildiği, … kayıtları, davalı defterlerinde kayıtlı olan gider pusulaları ve faturalar ile dosyadaki diğer resmi belgelerden davacı şirketin taraflar arasında imzalanan 15.03.2014 tarihli sözleşme kapsamındaki işin sona ermesinden sonra da davalı şirkete ait şantiyede çalışmaya devam ettiği ve davalı şirket tarafından buna ilişkin olarak teklif mektubunda yazılı 45.000,00TL bedelli ödemenin yapıldığı, davacı şirketin teklif mektubunda da yer almayan 31.12.2014 tarihli 21.242,86 TL tutarlı fatura karşılığı imalat yapıldığına dair dosya kapsamında bir belge ibraz etmediği, davacı vekilinin bilirkişi ek raporuna karşı itiraz dilekçesinde belirtilen miktarda alacağın olduğunun kabul edildiği, ancak 70.800,00TL fatura bedeli içinde yer alan 12.504,60TL kanal katılım bedelinin davalı tarafından ödendiği anlaşıldığından davacının davalı şirketten 13.295,40TL alacaklı olduğu ve bu bedele de faturanın iade tarihinden itibaren faiz işletilmesiyle 1.014,82TL işlemiş faiz hesaplandığı, davacının takipte kötüniyetli olduğunun kanıtlanamadığı gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davalı tarafından Ankara 24. İcra Müdürlüğünün….. sayılı dosyasına yönelik itirazın kısmen iptali ile 13.295,40TL asıl alacak, 1.014,82TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.310,22TL üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacak olan 13.295,40TL’na takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, kabul edilen toplam 14.310,22TL üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının kötüniyet tazminatına ilişkin talebin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 31/12/2014 tarihli 21.242,86 TL miktarındaki faturaya ait yapılan işe ilişkin herhangi bir belge olmaması nedeniyle değerlendirmeye alınmadığını, söz konusu faturada … ocağından kırma taş alınarak dolgu işinin yapıldığını, dosyada mevcut … firmasından alınan ve davalının inşaatının dolgusunda kullanılan malzemelere ait fatura bulunduğunu, bu faturaların tarihinin dava konusu 31/12/2014 tarihli faturadan hemen önceki tarihli olduğunu, bu hususun değerlendirilmediğini, müvekkili şirketin dava konusu faturalardaki alacağa ilişkin yapım işine başlanması için davalı firma yetkilisi tarafından …’ ya yapım işinde müvekkilinin çalıştıracağı işçilere ilişkin dilekçe verildiğini, bu hususun bile tek başına müvekkilinin dava konusu faturalardaki işi yaptığını açıkça gösterdiğini, … kayıtlarında da açıkça mevcut işin müvekkili tarafından yapıldığının açık olduğunu, davalı şirkete dava konusu iş ve imalatlar hususlarında danışmanlık yapan şirketin yetkilisine gönderilen teklif tarihinin 25.07.2014 tarihi olması, iş yeri teslim tutanağındaki sözleşme tarihi olarak 30.09.2014 tarihinin belirtilmesi, iş yeri teslim tutanağı tarihinin 08.10.2014 tarihi olması, davalı şirketin yetkilisi tarafından imzalanmış kendi antetli kağıdıyla …’ya verdiği dilekçede 01.10.2014 tarihinden 19.11.2014 tarihi arasında müvekkili şirketin çalıştığının açıkça belirtilmesi, …’den alınan işin ayıpsız ve uygun şekilde yapıldığına dair kanal vizesinin tarihinin 06.12.2014 tarihi olmasının dava konusu iş ve imalatın müvekkili şirket tarafından yapıldığını açıkça gösterdiğini, taraflar arasında 08.10.2014 tarihli işyeri teslim tutanağı imzalandığını, davalı tarafın yer teslim belgesinin sahteliği hakkında savcılığı suç duyurusunda bulunmuş ise de takipsizlik kararı verildiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Peşin harç bakımından kabul ret oranına göre karar verilmesi gerekirken hatalı olarak davacı tarafından yatırılan tüm peşin harcın müvekkilinden tahsil edildiğini, müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuki olmayıp alacağın likid bulunmadığını, yargılamayla belirlendiğini, ek raporda davacının yaptığını iddia ettiği işleri kendisinin yapmış olduğunu ispatlayamadığının tespit edildiğini, teknik raporun bu bağlamda bağlayıcı olduğu halde davacının işi yaptığının kabul edilerek kanal katılım vize bedelinin bir önceki raporda tespit edilen miktardan mahsup edilmesinin mümkün olmadığını, mahkemece kanal katılım vize bedelinin müvekkili tarafından ödendiğinin kabul edildiğini ve kanal katılım vize bedelini davacının alacağından mahsup etme yoluna gittiğini, mahsup yapılırken davacının ödediğini iddia ettiği miktarın mahsubu gerektiği halde hatalı olarak müvekkilince … ödenen bedelin mahsup edildiğini, davacının müvekkilinin hafriyat işlerini yaptığını, bu nedenle müvekkilinin işyerinden alt işveren/yüklenici olarak işçi çalıştırmasının doğal olduğunu, davacının 15/03/2014 tarihli sözleşmedeki işleri bittikten sonra müvekkili firmanın iş yerinde çalışmaya devam ettiğine dair kabulün tamamen yanlış olduğunu, bu tespitin hiçbir somut dayanağının bulunmadığını, davacının dosyasına sunamadığı 30/09/2014 tarihli sözleşmenin taraflarınca kabul edilmediğini, …’nın 08/08/2016 tarihli müzekkere cevabıyla davacının çalışma yapmaya başladığını iddia ettiği 08/10/2014 tarihinden 5 gün önce işin tamamlandığının ortada olduğunu, davacının dosyasına sunamadığı 30/09/2014 tarihli sözleşmedeki alt yapı işleri için lehine alacağa hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, ayrıca davacı tarafından dosyaya tasdiksiz sureti sunulan ve yargılama aşamasında kabul etmedikleri 08/10/2014 tarihli sözde iş yeri teslim tutanağı ile ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına…. soruşturma numarası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, bunun üzerine davacı firma yetkilisinin savcılık ifadesinde belge aslının kendinde olmadığını belgeyi … … Bölge Müdürlüğüne ya da … …’ya verdiğini beyan ettiğini, ancak bu kurumların cevabi yazılarında belge aslının kendilerinde olmadığının bildirildiğini, Ekim 2019’dan önce okulun atık su bağlantıları da dahil olmak üzere tüm eksikliklerinin tamamlandığının Halk Sağlığı Müdürlüğünce tespit edildiğini ve … İlçe …. tarafından ruhsat verildiğini, atık su bağlantısı olmayan bir okula İlçe … tarafından ruhsat verilemeyeceğini, mahkemece bu hususların dikkate alınmadığını, daha sonra atık su kanal katılım işinin davacının iddia ettiğinin aksine Mart 2014 tarihinde … tarafından yapılmış olması hususunun ortaya çıkmasının da mahkemece göz önünde bulundurulmadığını, mahkemece tanıkları dinlenmeden karar verildiğini ve hukuki dinlenilme hakkının kısıtlandığını, davacı vekilinin 10/11/2018 tarihli bilirkişi ek raporuna karşı itiraz ve beyan dilekçesinde 59019 sayılı 31/12/2014 tarihli 70.800,00 TL bedelli faturadan davalı yanca yapılan 45.000,00 TL ödeme mahsup edildiğinde kalan miktarın 25.800,00 TL’nın müvekkili şirketin alacağını oluşturduğunu bu hususta herhangi bir itirazlarının olmadığını bildirdiğini, davacı tarafın bu beyanı ile icra takibine konu yaptığı 52.316,63 TL’lık alacak iddiasından vazgeçerek alacağının toplam 25.800,00 TL olduğunu iddia ettiğinden alacak miktarından daha yüksek bir alacak için icra takibi başlatılmasının kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, müvekkili lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355. (HMK) madde hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında 15.03.2014 tarihli davalı şirketin … şantiyesine yapılacak olan … … inşaatının harfiyat işinin yapımı konusunda sözleşme imzalandığı ihtilafsız olup davacı taşeron, davalı yüklenicidir.
Davacı tarafından Ankara 24. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyasında davalı aleyhine cari hesap bakiye alacağına dayanılarak 48.222,66 TL asıl alacak ve 4.093,97 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 52.316,63TL alacak üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin tebliği üzerine davalı borçlu tarafından süresinde taraflar arasındaki ticari ilişkinin karşılıklı edimlerinin tamamlanması nedeniyle son bulduğu ve alacaklı firmaya tüm ödemelerin yapıldığı belirtilerek borca ve tüm ferilerine itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğu, davanın yasal bir yıllık hak düşürücü süre içersinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava, İcra İflas Yasası’nın 67. maddesine dayanılarak açılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin aşağıda yer alan hususun dışında kalan sair istinaf nedenleri ile davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiş esastan reddi gerekmiştir.
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin mümkün olması, böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (Yargıtay HGK’nın 07.06.2006 tarihli ve 2006/19-295E., 2006/341 K, 15.H.D. 2019/1699E,-4911K)
Somut olayda, davacı taşeron, davalı yüklenici aleyhine bakiye alacağının tahsili için başlattığı ilâmsız icra takibine davalı yüklenicinin haksız itiraz ettiğinden bahisle itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili talebinde bulunmuştur.
Yapılan yargılamada, tarafların göstermiş oldukları kanıtlar toplanıp, bilirkişi raporu alınmış, alacak-borç durumu yapılan yargılama ile belirlenmiş olduğundan alacağın likit olduğundan söz edilemeyecektir.
Bu durumda, mahkemece davacının icra inkar tazminatı talebinin reddi gerekirken alacağın likit olduğu kabul edilerek icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru olmadığından davalı vekilinin bu hususa ilişkin istinaf başvurusu yerinde görülmüştür.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına yasal şartları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebi reddedilmek suretiyle esas hakkında yeniden aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
3-Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/09/2019 gün ve…..Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına,
4-Davanın kısmen kabulü ile davalı tarafından Ankara 24. İcra Müdürlüğünün 2015/23112 sayılı dosyasına yönelik itirazın kısmen iptali ile 13.295,40TL asıl alacak, 1.014,82TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.310,22TL üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacak olan 13.295,40TL’ya takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
5- Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
6- Davalının kötüniyet tazminatı talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine,
7-Alınması gerekli 977,53TL harçtan peşin yatırılan 893,44-TL’nin mahsubu ile bakiye 84,09TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
8-Davacı tarafından yapılan 21 adet tebligat gideri 247,00TL, bilirkişi masrafı 1.500,00TL, posta gideri 40,00 TL olmak üzere toplam 1.787,00TL yargılama giderinin davada kabul oranı nazara alınrak hesaplanan 488,80TL ile peşin harç 893,44TL olmak üzere toplam 1.382,24TL’nın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
9- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 5.700,96 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11- 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
12-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
13-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 244,25 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
14-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
15-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından ödenen 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 32,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 153,80 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince KESİN olmak üzere 16/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır