Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2019/1767 E. 2021/1124 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2018
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 09/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/12/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasında mahkemece verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; davacı şirketin elektrik üretim faaliyetini yürütmek amacıyla Denizli ili, … ilçesi sınırları içinde 856,58 MWm/797,40 MWe kapasiteli bir adet doğalgaz kombine çevrim santrali kurmak ve işletmek amacıyla … 22/04/2009 tarihli üretim lisansı aldığını, üretim lisansı kapsamında kurulan elektrik santralinin ulusal şebekeye bağlanması için şebeke işleticisi olan davalı ile 29/04/2010 tarihinde bağlantı anlaşması yapıldığını, üretim santralinin şebekeye bağlantısını yapmak amacıyla kurulması gereken enerji nakil/ iletim hatları ile fider, transformatör tesisi ve yedek hat fider yeri gibi iletim tesislerinin yapımı, davalının kaynaklarının yetersiz olması nedeniyle bedeli bilahare davalı tarafından davacı şirkete ödenmek kaydı ile davacı şirket tarafından üstlenildiğini, bu kapsamda bağlantı sözleşmesine 4 nolu ek olarak taraflar arasında aynı tarihli tesis sözleşmesi imzalandığını, sözleşmelerin tip sözleşme olup, içeriği konusunda üretim lisansı sahiplerinin değişiklik yapma olanağının bulunmadığını, tesis sözleşmesi uyarınca davacı şirketin 380 kV Denizli TM’de 1 adet 380 kV’luk fider donatılması ve 380/154/0G kV trasformatör tesisi, 380 kV Denizli TM’ye kadar tesis edilecek, 380 kV 18 km tek devre 3B 1272 MCM karakteristikli EİH (OPGW’siz) tesisi, 380 kV Denizli – Afyon 2 EİH’na girdi – çıktı, 380 kV 13 km 3B 2×1272 MCM karakteristikli EİH tesisi (OPGW’li) ile kullanıcı şalt sahasında 380 kV 2 adet yedek hat fider yeri hazırlanması işlerinin yapımını üstlendiğini, işlerden 2. sırada belirtilen yapım işinin 380 kV 20,93913 km tek devre 3B 1272 MCM+3,96042 km çift devre 2x3B 1272 MCM olmak üzere toplamda 24,89955 km şeklinde değiştirildiğini, sözleşmede işlerin yapımı için harcanan ve geri ödemeye esas alınacak yatırım tutarının 26/04/2010 tarihli … kararı ile onaylanan “geri ödemeye esas gerçekleşen yatırım tutarı tespit metadolojisi”ne göre tespit edilerek davacıya iade edileceği hükmüne yer verildiğini, davacı şirketin tesislerin kurulumunu yapıp 04/12/2013 tarihinde geçici kabul işlemlerini de yaparak davalının kullanımına sunduğunu, toplam KDV hariç 21.864.619,42 TL harcama yapıldığını, ancak davalının 25/05/2015 tarihli yazısı ile yapılan hesaplamaya göre davacı şirkete geri ödemesi yapılacak gerçekleşen yatırım tutarının KDV hariç 12.833.021,27 TL olarak belirlendiğini ve 12.833.021,27 TL’nin KDV’si ile birlikte 14/01/2014 tarihinden itibaren 10 yılda ve eşit taksitler halinde ödeneceğinin davacı şirkete bildirildiğini, geri ödeme planı kapsamında ödemelere başlandığını, ancak davalı tarafından geri ödemeye esas yatırım tutarının gerçek yatırım tutarının çok daha altında 12.833.021,27 TL+KDV olarak belirlenmesinde dayanak alınan geri ödeme metadolojisine ilişkin …’nın 26/04/2010 tarihli kararının Danıştay 13. Dairesi’nin 31/03/2015 tarihli …. karar sayılı kararı ile iptal edilmiş olup, davalı tarafın geri ödemeye esas yatırım bedelini gerçek yatırım bedelinin altında belirlemiş olmasının dayanağının ortadan kalktığını,
davacı şirketin davalıdan Danıştay kararının gerekçeleri ışığında …’nın 16/11/2016 tarihli kararı ile kabul edilen yeni geri ödemeye esas gerçekleşen yatırım tutarı tespit metadolojisi uyarınca geri ödemeye esas yatırım tutarının hesaplanmasını ve taraflarına ödenmesini istediğini, davalının 27/12/2016 tarihli yazı ile hesaplama işlemlerinin devam ettiğini bildirdiğini belirterek; Danıştay tarafından iptal edilen geri ödeme metadolojisi dayanak alınarak yapılan hesaplama nedeniyle geri ödemeye esas yatırımın gerçek tutarından davacıya ödemesi yapılmayan 8.981.598,15 TL+KDV’nin şimdilik 500.000,00 TL’lik kısmının 04/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 23/11/2018 tarihli dilekçesi ile dava değerini 2.000.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; idari sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkların görüm ve çözümünün idari yargı mercileri tarafından gerçekleştirilmesi gerektiğinden yargı yolu itirazında bulunduklarını, esasa ilişkin olarak da; taraflar arasında imzalanan bağlantı anlaşması kapsamında davacı tarafından yapılan yatırımın, geri ödeme.. metadolojisi çerçevesinde davalı kuruluş tarafından davacıya ödendiğini, teşekkülleri…..25/05/2015 tarihli yazısına dayalı olarak 6446 sayılı EPK’nun iletim faaliyeti başlıklı 8. maddesinin 5. fıkrası ve bu kanuna dayalı olarak yayımlanan mevzuat çerçevesinde Denizli … iletim tesisinin sisteme bağlantısı için bu tesise bağlantı talebinde bulunan davacı şirket tarafından teşekkülleri ile 29/04/2010 tarihinde imzalanan bağlantı anlaşması ve ek tesis sözleşmesi kapsamında tesis edilen ve bedeli iletim sistemi kullanıcısı davacı şirket tarafından karşılanan 380 kV Denizli TM’de 1 adet 380 kV fider tesisi işi için ….Metodolojisi’ne göre hesaplanan 564.251,05 TL, 380 kV (Afyon 2-Denizli) Brş.N.-Denizli DGKÇS arası 380 kV 1086614 km çift devre 2*3 bundle 1272 MCM EİH (OPGW’li) tesisi işi için Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisi’ne göre hesaplanan 5.78.656,28 TL, 380 kV Denizli DGKÇS arası 380 kV 20,93913 km tek devre 3 bundle 1272 MCM (OPGW’siz) +380 kV 3,96042 km çift devre 2*3 bundle 1272 MCM (OPGW’siz) EİH tesisi işi için Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisi’ne göre hesaplanan 6.490.113,94 TL olmak üzere toplam 12.833.021,27 TL gerçekleşen yatırım tutarı için, ….Başkanlığı’nın 12/06/2015 tarihli yazısına istinaden davacı şirket tarafından 31/05/2015 tarih ve ….. nolu fatura düzenlenerek idareye gönderildiğini ve 2/10 tevkifat sonrası kalan 1.847.955,06 TL tutarındaki beyan edilecek KDV’nin, faturanın tebliğ edildiği 10/06/2015 tarihinden itibaren 30 gün içinde davacı şirkete ödeneceğinin bildirildiğini, 30/07/2016 tarihli resmi gazetede yayınlanan elektrik piyasası bağlantı ve sistem kullanım yönetmeliğinde değişiklik yapılmasına ilişkin yönetmeliğin 2. maddesi ile 28/01/2014 tarihli resmi gazetede yayımlanan elektrik piyasası bağlantı ve sistem kullanım yönetmeliğinin 20. maddesinin 4. fıkrasının değiştirildiğini, 6, 7 ve 8. fıkralar eklendiğini, değişiklik kapsamında davacı şirketin 31/12/2016 tarihi itibariyle gerçekleşen yatırım tutarından 3.148.037,23 TL alacağı kaldığını, bu bedel tamamlanıncaya kadar sabit ve değişken sistem kullanım bedelleri toplamı kadar davacı şirkete eksik ödeme yapılmak suretiyle mahsuplaşma işlemine devam edileceğini, Danıştay 13. Dairesi kararı sonrası yeniden düzenlenen metadolojiye göre geri ödemeye esas gerçekleşen yatırım tutarının yeniden hesaplanacak olup, devam etmekte olan geri ödeme süreci içinde davacı şirketten iade veya fark faturası istenileceğini, Danıştay kararı doğrultusunda teşekküllerince hazırlanarak …’nın onayına sunulan 26/11/2016 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren yeni tarihli geri ödemeye esas gerçekleşen yatırım tutarı metadolojisine göre tüm geri ödeme hesaplarının yapılmaya başlanıldığını, tamamlandığında davacıya ve tüm şirketlere bildirileceğini, yeni hesaplama sonrası taraflar arasındaki uyuşmazlığın kendiliğinden sona ereceğinin düşünüldüğünü belirterek; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın taraflar arasında düzenlenen 380 kV Denizli TM’de bir adet 380 kV’luk fider donatılması ve 380/154/0G kV trasformatör tesisi, 380 kV Denizli TM’ye kadar tesis edilecek, 380 kV 18 km tek devre 3B 1272 MCM karakteristikli EİH (OPGW’siz) tesisi, 380 kV Denizli – Afyon 2 EİH’na girdi – çıktı, 380 kV 13 km 3B 2×1272 MCM karakteristikli EİH tesisi (OPGW’li) ile kullanıcı şalt sahasında 380 kV 2 adet yedek hat fider yeri hazırlanması işlerine ilişkin geri ödemeye esas yatırım gerçek tutarının eksik ödendiği iddiasıyla ödemeye yönelik fark bedele konu alacağın tahsili isteğine ilişkin olduğu, davalı tarafca yargı yolu itirazında bulunulmuş ise de; davanın niteliği nazara alınarak adli yargıda görülecek davalardan olmakla yargı yolu itirazının reddedildiği, davalı vekilinin yargılama sırasında sunduğu 03/07/2018 tarihli dilekçesinde; 14.416.160,45 TL tesis bedeli + 2.594.908,88 TL KDV tutarının ödendiğini bildirerek ekinde buna ilişkin belge örneklerini sunduğu, davacı vekilinin 28/11/2018 tarihli oturumda; 30/07/2016 tarihli yönetmelik değişikliğine kadar eşit taksitler halinde 10 yılda ödenmesi gerekmekte iken 30/07/2016 tarihli yönetmelik değişikliği ile her faturada mahsup halinde olduğunu, bu değişikliğe göre de fatura içeriklerinin miktarlarına göre ödemelerin daha kısa sürede ve yargılama safahatı içerisinde 2010 metadolojisine göre hesaplanan 12.833.021,00 TL’lik ödemenin yapıldığını, 2016 metadolojisine göre yapılan hesaplama sonucu 1.583.139,00 TL+KDV’sinin 2018 yılı başında ödendiğini, 12.833.021,00 TL+KDV’nin bakiyesi 8.981.598,00 TL alacağın olduğunu, bu rakamdan şimdilik 2.000.000,00 TL’nin tahsili için davayı sürdürdüklerini, bu rakamın da 1.868.104,23 TL’sinin yargılama sırasında ödendiğini bildirdiği, dosya kapsamından; taraflar arasında 29/04/2010 tarihinde imzalanan bağlantı anlaşması ve bağlantı anlaşmasına 4 nolu ek olarak taraflar arasında imzalanan Tesis Sözleşmesi kapsamında belirtilen; 380 kV Denizli TM’de 1 adet 380 kV fıder donatılması ve 380/154 kV transformatör tesis işi, 380 kV Denizli TM’ye kadar tesis edilecek 380 kV 18 km tek devre…. karekteristikli EİH (OPGW’siz) tesisi,380 kV Denizli-Afyon 2 EİH’na girdi-çıktı 380 kV 13 km 3B 2×1272 MCM karekteristikli EİH (OPGWTi) tesisi, kullanıcı şalt sahasında 380 kV 2 adet yedek hat fıder yeri hazırlanması işlerinin davacı şirketçe gerçekleştirilmesinin kararlaştırıldığı, bağlantı anlaşması Ek-4 Tesis Sözleşmesinde işin kapsamı ve tahmini keşif bedelinin, 380 kV Denizli TM’de 1 adet 380 kV fıder donatılması ve 380/154 kV transformatör tesis işinin yaklaşık tahmini bedeli 855.594,73 TL, 380 kV Denizli TM’ye kadar tesis edilecek 380 kV 18 km tek devre 3B 1272 MCM karekteristikli EİH (OPGW’siz) tesisi işinin tahmini yaklaşık bedeli 4.448.952,00 TL, 380 kV Denizli-Afyon 2 EİH’na girdi-çıktı 380 kV 13 km 3B 2×1272 MCM karekteristikli EİH (OPGW’li) tesisi işinin yaklaşık tahmini keşif bedeli 7.134.517,00 TL olmak üzere toplam olarak 12.439.063,73 TL olarak belirtilmiş olup, geri ödemeye esas yatırım tutarının tespitinin 26/10/2010 tarih, 2536 saylı … Kararı ile onaylanan “Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisi”ne göre yapılacağının tanımlandığı, mevcut 2010 tarihli geri ödemeye esas metadoloji kapsamında hesaplanan miktarın 12.833.021,00 TL+KDV olup, bu miktarın önceki yönetmeliğe göre eşit taksitler halinde 10 yılda ödenmesine başlanmışken süreç içerisindeki 30/07/2016 tarihli yönetmelik değişikliği uyarınca her faturada mahsuplaşma şeklinde olup, buna göre dava tarihi öncesi itibariyle 12.833.021,00 TL+KDV’nin ayrıca davalı tarafça yargılama sırasında yeni metadoloji uyarınca yapılan hesaplamaya göre 1.583.139,00 TL+KDV ödendiği, mahkemece yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre; gerçek yatırım tutarının belirlenmesine yönelik Danıştay 13. Dairesi’nin iptal kararı sonrası …’nın 16/11/2016 tarihli kararı ile kabul edilen geri ödemeye esas gerçekleşen yatırım tutarı tespit metadolojisine göre hesaplanan miktar 17.011.069,33 TL olup, bu miktarın ödenmesi gerektiği, bu miktarın da dava tarihi öncesi itibariyle yapılan 12.833.021,27 TL+KDV’si = 15.142.964,78 TL’nin mahsubu ile bakiyesi 1.868.104,23 TL olup, bu miktarın da yargılama sırasında 1.583.139,18+KDV olarak ödendiği, bakiye alacağın bulunmadığı, davanın, dava tarihi öncesi itibariyle ödenen 12.833.021,27 TL+KDV’sinin üzerindeki rakama ilişkin olarak 2.000.000,00 TL için talepte bulunulduğu, 1.868.104,23 TL bakiye alacak olup, bu miktar da yargılama sırasında ödenmekle 2.000.000,00 TL üzerinden 1.868.104,23 TL için konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama sırasında yeni metadoloji kapsamında yapılan hesaplamaya göre 12.833.021,27+KDV’den sonraki kısım yönetmelik değişikliği uyarınca ödenme şekli de nazara alınarak dava tarihi öncesi itibariyle ödenir durumda olduğu rakam itibariyle belli olmadığından davalı tarafça yargılama sırasında ödenen kısım yönünden dava açılmaya sebebiyet verilmediğinden bu miktara ilişkin taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına ve taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, bakiye 131.895,77 TL reddedilen miktar yönünden davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; taraflar arasında düzenlenen Tesis Anlaşması kapsamında yapımı üstlenilen iletim tesisleri için müvekkili şirket tarafından toplam 21.864.619,42 TL (KDV Hariç) harcama yapıldığını, ancak, davalı …’ın 25/05/2015 tarihli ve ….. sayılı yazısıyla söz konusu iletim tesisleri ile ilgili olarak Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisi kapsamında yapılan hesaplamaya göre geri ödemesi yapılacak, gerçekleşen yatırım tutarının 12.833.021,27 TL (KDV Hariç) olarak belirlendiğini bildirdiğini, ne var ki, davalı tarafından Geri Ödemeye Esas Yatırım Tutarının, müvekkilinin yaptığı gerçek yatırım tutarının çok daha altında 12.833.021,27 TL (+ 1.847.955,06 TL KDV) olarak belirlemesinde dayanak alınan Geri Ödeme Metodolojisine ilişkin …’nun 26/04/2010 tarihli ve 2536 sayılı Kararının, Danıştay 13. Dairesi’nin 31/03/2015 tarihli ve 2010/2546 Esas- 2015/1256 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiş olup, iptal gerekçeleri de değerlendirildiğinde davalı tarafın müvekkili Şirketin aleyhine geri ödemeye esas yatırım bedelini gerçek yatırım bedelinin altında belirlemiş olmasının dayanağı ortadan kalktığını, …., …’nin 16/11/2016 tarihli ve 6593-20 sayılı kararı ile kabul edilen yeni “Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisi” (2016 Metodolojisi) uyarınca yapmış olduğu hesaplamada müvekkiline yalnız 1.583.139,18 TL (+284.965,05 TL KDV tutarıyla birlikte toplamda 1.868.104,23 TL) ek ödeme yapılması gerektiği sonucuna ulaştığını, müvekkili şirketin yapmış olduğu gerçek yatırım tutarının çok altında olan bu ödemenin ise ancak 26/04/2018 tarihinde, işbu davanın ikame edilmesinin üzerinden bir yıldan dahi uzun bir süre geçmesinin ardından, gerçekleştirildiğini, müvekkili şirketin gerçekte yapmış olduğu yatırım bedelinden ödemesi yapılmayan bakiye tutarın 4628 Sayılı …’nun Geçici 14’üncü maddesi uyarınca müvekkiline ödenmesi gerektiğini belirtilerek; Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde ikame edilen davada Mahkemenin, yargılama süresince ileri sürülen iddia ve beyanlarına karşı hiçbir gerekçe göstermeksizin, …’nun 16/11/2016 tarihli ve…. sayılı kararı ile kabul edilen yeni “Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisi”ne göre hesaplama yapılması gerektiği yönünde hüküm kurduğunu, ayrıca işbu davanın ikame edilmesinden sonra davalı … tarafından ödenen kısım yönünden vekalet ücretine de karar vermediğini, mahkemenin, Danıştay 13. Dairesi’nin 31/03/2015 tarihli ve …. Karar sayılı iptal kararının gerekçeleri ve dosyaya sunulan bilirkişi raporundaki ve hukuki mütalaadaki görüşler dikkate alınmaksızın vermiş olduğu kararının bozulmasını talep ettiklerini, zira Mahkemenin uygulanması gerektiğini ileri sürdüğü …’nın 16/11/2016 Tarihli ve 6593-20 Sayılı Kararı ile kabul edilen “Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisi”nde Danıştay’ın iptal kararında yer alan gerekçelerin göz ardı edildiğini, nitekim 2016 Metodolojisinin Danıştay’ın 2010 Metodolojisini iptal kararındaki hukuka aykırılık gerekçelerini ortadan kaldıracak nitelikte olmadığını ileri sürerek Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisi’nin onaylanmasına ilişkin 16/11/2016 tarihli ve ….-….. Düzenleme Kurulu Kararının iptali talebiyle Danıştay 13. Dairesi nezdinde açmış oldukları davada Danıştay savcısının da bu yönde kanaat belirttiğini, bu kapsamda davacı müvekkilinin gerçek yatırım bedeli dikkate alınmaksızın davalı …’ın mezkûr Metodolojiyi esas alarak yapmış olduğu ödemenin de yeterli ve kanuna uygun bir ödeme olarak kabulünün mümkün olmadığını, davalı …’ın kuracağı elektrik santralinin ulusal şebekeye bağlanması için gerekli iletim hattı ve tesislerini 4628 sayılı …’nun geçici 14 üncü maddesi uyarınca bizzat kuran ve finanse eden üretim lisansı sahipleriyle imzaladığı bağlantı ve tesis sözleşmelerine, geri ödemelerin …’nın 26/04/2010 tarihli ve 2536 sayılı Kararıyla kabul ettiği ve yürürlüğe koyduğu “Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisi”ne göre hesaplanacağı hükmünü koyduğunu, 4628 Sayılı …’na 09/07/2008 tarihli ve 5784 sayılı Kanun’un 9 uncu maddesiyle eklenen geçici 14 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci paragrafı ile yapılan düzenlemedeki amacın 31/12/2015 tarihine kadar, yeni kurulan elektrik santrallerinin şebekeye bağlantısını sağlayacak iletim hattı yatırımlarının maliyetini üretim lisansı sahiplerinin sırtına yüklemek değil, üretim lisansı sahiplerinin mali gücünden yararlanarak bu yatırımları olabildiğince …’ın bütçe kısıtlarına takılmadan hızlı bir şekilde hayata geçirmek olduğunu, buna rağmen …’nın, 4628 Sayılı …’nun Geçici 14. maddesinin uygulanmasına ilişkin olarak 26/04/2010 Tarihli ve 2536 Sayılı Kurul Kararıyla kabul ettiği “Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisi”nde lisans sahiplerinin haklarını ihlal edecek hükümlere yer verdiğini, …’nın bu kararının Danıştay 13. Dairesi’nin 31/03/2015 tarih ve…..Karar sayılı kararıyla Anayasa’ya ve 4628 Sayılı Kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edildiğini ve Danıştay kararının kesinleştiğini, …’nın 16/11/2016 Tarihli ve ….. Sayılı Kararı ile kabul edilen “Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisi”nde Danıştay’ın iptal kararında yer alan gerekçelerin göz ardı edildiğini, Mahkemece alınan 20/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda da müvekkili şirketin yatırım tutarının 21.864.619,42 TL olarak hesaplandığını, …’nın 16/11/2016 tarihli ve 6593-20 sayılı kararıyla Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisi’ndeki formülle yapılan yatırım tutarının 17.011.069,33 TL olarak bulunduğunu, raporda Danıştay’ın bozma kararında … tarafından bir formülle hesaplama yapılması değil gerçek yatırım tutarının bulunması gerektiğinden bahisle bozma kararı verildiği de belirtilerek davalı …’ın 2016 Metodolojisini esas alarak yapmış olduğu ödemenin yeterli olmayacağı yönünde görüş belirtildiğini, 2016 Metodolojisinin uygulanması ile tesis masraflarının bir kısmını iadeden (ödemekten) kaçınılmasının, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin yorumuna, genel işlem koşullarının içerik denetimi hükmüne aykırılık teşkil ettiğini, Bağlantı Anlaşması’nın 23’üncü maddesinin amaca uygun ve doğru yorumuna göre, Tesis Anlaşmasının 2. maddesindeki Metodoloji atfının, ancak bu Metodolojinin 4628 Sayılı Kanun’a (ve sonradan kabul edilen 6446 sayılı Kanuna) uygun olması şartıyla hüküm ifade edeceği gibi; bundan sonra … kararıyla çıkacak metodolojilerinin de yine aynı Kanunun Geçici madde 14 (b) maddesine aykırı olmamaları şartıyla, bu atıf çerçevesinde uygulanabileceğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun da 21/05/2014 tarihli ve…… Karar sayılı kararında benzer şekilde; …’nın düzenleyici işlemlerle belirlediği tarifelere dayalı olarak tüketicilerden talep edilen kayıp-kaçak bedellerinin iadesi talebiyle açılan davalarda, yasalara aykırı … Kurul kararları ve tarifelerinin taraflar arasında hukuki bir etkisinin bulunmadığı değerlendirmesinde bulunduğunu, temel yorum ilkeleri ve özellikle güven teorisi uyuşmazlık konusu sözleşmeye uygulandığında; taraflar arasındaki Tesis Sözleşmesi’nin 2. maddesi hükmünün, müvekkilinin yapacağı gerçek tesis masraflarını 4628 sayılı Kanun’un Geçici 14/(b) maddesi uyarınca davalıya yükleyen bir hüküm olduğunun kabulü gerektiğini, Tesis Sözleşmesi’nin 2. maddesi genel işlem koşulu hükmünde olduğundan her halükârda geçersiz sayılması gerektiğini, zira bu madde hükmünün de diğer sözleşme maddeleri gibi müvekkili şirkete hiçbir pazarlık ve tartışma hakkı verilmeksizin kabul ettirildiğinin tartışmasız olduğunu, ayrıca burada, sözleşme hükmünün sadece müvekkili aleyhine olmakla kalmayıp, dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edecek derecede, müvekkilinin durumunu ağırlaştıran hükümler içerdiğini, Tesis Sözleşmesi’nin 2. maddesinde Metodolojiye yapılan atıf, dürüstlük kuralına aykırılık derecesinde bir genel işlem koşulu oluşturduğundan ilgili hükmün geçersiz olduğunun kabulü gerektiğini, Gerekçeli kararda, konusuz kalan kısım yönünden müvekkili lehine vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmemesinin de hukuka aykırı olduğunu, zira 2010 Metodolojisinin iptali üzerinden bir yıldan uzun bir süre geçtikten sonra açılan bu davada, müvekkilinin davayı açmakta ve gerçek yatırım bedelinin ödenmesini talep etmekte haklı olduğunu, yargılama esnasında borçlu lehine gerçekleşen mevzuat değişikliği nedeniyle davanın konusuz kaldığı durumlarda dahi Yargıtay’ın, davanın açıldığı tarihte hak sahibi olan alacaklı lehine yargılama giderlerine hükmettiğini, bu kapsamda davalı …’ın, davanın açıldığı esnada yürürlükte olan 2016 Metodolojisi uyarınca dava açıldıktan sonra yaptığı ödeme kapsamında yargılama giderleri ve nispi vekalet ücretini karşılaması gerektiğini belirterek; mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili katılma yoluyla istinaf başvurusunda; dava tarihi öncesinde ödenebilir olan ve ödenmeye devam eden bir yatırım bedelinin zaten bulunduğunu, aylık mahsuplaşmaya hem yargılamadan önce hem de yargılama sırasında da devam edildiğini, gelinen aşamada da yeniden hesaplanan fark alacağının davacı şirkete yargılama sırasında ödendiğini, mevzuat gereği sürece yayılarak yapılan bir ödeme mevcutken, ödemelerde bir gecikme ve davacının hak kaybı olmadığını, eğer ki İdarenin yeni Metodolojiye göre hesaplama yapması beklense idi yine bu davanın sonucuna ulaşılmış olacağını, bu nedenle davacının davayı açmakta haklılığı bulunmayıp, Mahkemece de bu hususun teyit edildiğini, davacı işbu davayı açmakta haksız olduğunu, zira müvekkili Teşekkülün Danıştay iptal kararı sonrası hemen … nezdinde toplantılar düzenlediğini ve süresi içinde Danıştay kararına uygun işlem tesis ettiğini, çalışmalar sonrası bahsi geçen bu sürenin büyük bir bölümünde yeni metodolojinin … tarafından kabul edilmesi, onaylanması ve yayımlattırılmasının beklendiğini, yani müvekkili teşekkülün, davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, davacı şirketin başvurularının cevapsız bırakılmadığını, sürecin devam ettiğinin ve yeniden hesaplama yapılacağının bildirildiğini, ancak istinafa konu edilen Mahkeme Kararında davanın konusuz kalan kısmı yönünden lehlerine de vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmediğini, oysa Mahkeme kararında “davalı tarafça yargılama sırasında ödenen kısım yönünden dava açılmaya sebebiyet verilmediğinden” denildiğini, bu husus sabitken, taraflarına konusuz kalan kısım yönünden vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesinin anlaşılamadığını, Mahkeme kararını sadece “konusuz kalan kısım yönünden tarafları lehine vekalet ücreti ve yargılama giderleri hükmedilmemesi” nedeniyle, HMK’nın 348. maddesi uyarınca katılma yoluyla istinaf ettiklerini belirterek; davacının mesnetsiz ve hukuka aykırı istinaf başvurusunun reddine ve katılma yoluyla istinaf taleplerinin kabulü ile konusuz kalan kısım yönünden lehlerine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki 29/04/2010 tarihli Bağlantı Anlaşması’nın eki olarak düzenlenen Tesis Sözleşmesi; niteliği itibariyle dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Bu sözleşme kapsamında davacı yüklenici tarafından yapılan tesislerin tamamlanarak geçici kabullerinin yapıldığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Yine bu sözleşmenin 2. maddesinde geri ödemeye esas yatırım tutarının tespitinin 26/04/2010 tarih ve 2536 Sayılı … Kararı ile onaylanan “Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisi”ne göre yapılacağı da sabittir.
Bu metodoloji Danıştay 13. Dairesi’nin 31/03/2015 Tarih ve…. Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş olup, …’nın 16/11/2016 tarihli kararı ile yeni metodoloji kabul edilmiş, mahkemece de bu karara uygun olarak yapılan hesaplama kapsamında karar verilmiştir.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlerle, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı ve özellikle mahkemece, karar tarihinde yürürlükte bulunan metadolojiye göre karar verilmiş olup, bu metadolojinin karar tarihinden sonra Danıştay 13. Dairesi’nin 23/09/2021 Tarih ve….Karar sayılı kararı iptal edilmesi nedeniyle daha sonra düzenlenecek olan metadolojiye göre oluşabilecek alacak ile ilgili yeniden hesaplama yapılıp talepte bulunulmasının mümkün olmasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusunda bulunan davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle taraflarca yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçları ile yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 09/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır