Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2019/1726 E. 2021/1085 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/05/2019
NUMARASI ….

KARAR TARİHİ : 01/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/12/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; Taraflar arasında akdedilen 24/03/2016 tarihli sözleşmeyle davalının kompozit panel vs. işlerin yapımını üstlendiğini, işlerin yapımı için davalıya avans ve teminat niteliğinde 30.05.2016 ödeme tarihli 18.000,00 TL bedelli çekin teslim edildiğini, ancak davalının sözleşmede belirtilen işleri yapmadan bu çeki ilgili bankadan tahsil ettiğini, müvekkilince 02.06.2016 tarihinde keşide edilen ihtarname ile davalının işlere devam etmesi, aksi halde sözleşmenin feshedileceğinin ihtar edildiğini, ancak davalının ihtara karşı cevapsız kaldığını, müvekkilinin uğradığı maddi zararın hesaplatılması için Ankara 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin…. D iş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, eksik işlerin giderimi bedelinin KDV dahil 22.402,00 TL olduğunun tespit raporuyla belirlendiğini, yine imalatların tamamlanmaması nedeniyle kiralanan ve sökülemeyen iş iskelesinden oluşan zararın KDV dahil 13.190,88 TL olarak raporda hesaplandığını, bu rapora istinaden Ankara 30. İcra Müdürlüğünün ….sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazıyla takibin durduğunu, taraflar arasındaki sözleşmede açıkça iskele kurulum ve sökümün davalı şirketçe yapılacağının kararlaştırıldığını, davalının sözleşme koşullarını yerine getirmeyerek taahhüt ettiği işleri yapmaması sebebiyle dava devam edecek olan işlerin aksamasına ve bu taahhüt edilen iş için kiralanan iskelenin her gün devam eden kirası ve iskelenin bulunduğu yerden kaldırılmaması sebebiyle uğranılan zarar tazmini gerektiğini belirterek, fazla hakları saklı olarak şimdilik 5.000,00 TL’lık uğranılan zararın tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili 21.09.2018 tarihli ıslah dilekçesiyle davadaki talebini 24.453,19 TL’na yükselterek bu miktar alacağın dava ve ıslah tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; Dava değerinin belirli olup bu nedenle gerçek dava değerinin gösterilip harcın ikmali gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşmede bedelin KDV dahil 33.748,00 TL iken alacaklı zararının 35.592,88 TL olarak tespitinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, sözleşmeye istinaden müvekkiline 18.000,00 TL’lık çek verildiğini, davacının eksik iş bedelini ödemediği halde sanki ödemiş gibi talep etmesinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, sözleşmeye göre iskele temini, kurulum ve sökümün davacıya ait olduğunu, bu nedenle iskele nedeniyle doğan zararların müvekkiline yüklenemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; Davanın eser sözleşmesine dayalı fazla yapılan ödemenin istirdatı ve uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olduğu, dosyanın inşaat mühendisi ve hesap uzmanından oluşan bilirkişi kuruluna tevdi edildiği, bilirkişi kurulu raporunda özetle, davacı ile davalı arasında akdedilen sözleşmeye göre sözleşme konusu işin bitirme süresinin 15 gün olduğu, sözleşmeyi müteakip 18.000,00 TL bedelli çek verileceği, bakiye ödemenin işin tesliminde 60 gün vadeli çek verilerek ödeneceği, davacının faturalara göre bir kısım ödemelerde bulunduğu ve 18.000,00 TL bedelli çek verdiği, ödemelere KDV’nin dahil olduğu, proje dışında iş yapılırsa yeniden fiyatlandırma yapılacağı, iskele kurum ve sökümünün davacı şirket tarafından yapılacağının kararlaştırılmış olduğu, tespit raporuna göre davalının yaptığı iş miktarının 8.532,81 TL’na karşılık geldiği, bu kapsamda davacının çek ile yaptığı 18.000,00 TL peşin ödemenin 9.467,19 TL bakiyesinden ve dosyaya eklenen faturalara göre ödediği 14.986,00 TL iskele kirasından kaynaklı zararının bulunduğu, iskelenin bekletilmesinin davalının kusurundan kaynaklandığı ve kirasından da davalının sorumlu tutulması gerektiğinin bildirildiği, rapora itiraz üzerine alınan ek raporda özetle tespit raporunda davalı tarafından yapılan kısımlarda sehven maddi hataya düşüldüğü belirtilerek davalının yaptığı iş miktarının 7.090,08 TL’sına karşılık geldiği, bu kapsamda davacının çekle yaptığı 18.000,00TL peşin ödemenin 10.909,92 TL bakiyesinden ve piyasa rayiç değerine göre 12.980,00TL iskele kirasından kaynaklı zararının bulunduğu, iskelenin bekletilmesinin davalının kusurundan kaynaklandığı ve kirasından da davalının sorumlu tutulması gerektiğinin bildirildiği, iskelenin bekletilmesinden doğan kira değerinin piyasa rayiç değerine göre hesap edilmesi ve tespit raporuna göre yapılan iş miktarının belirlenmesi suretiyle usulüne uygun olarak düzenlenen ek rapora itibar edildiği, özleşme ilişkisi, davacı tarafından 18.000,00 TL çek verilerek yapılan ödeme, iskele yapma ve sökmenin davacı tarafından üstlenildiği hususlarının uyuşmazlık konusu olmadığı, dosyada bulunan tespit raporunda davalı tarafından yapıldığı tespit edilen ön cephe ahşap desenli kompozit panel, ön cephe solit renk, sağ ve sol yan solit renk kompozit panel, kaplama yapılmayan kısımlarda yapılan kutu profil ızgara bedelinin 7.090,08 TL olduğunun tespit edildiği, davalının işlerini tamamlaması için davacı tarafından kiralanan iskelenin kira bedelinin piyasa rayiç değerine göre 12.980,00 TL olarak tespit edildiği, davalı tarafından yapılan işin davacının peşin ödediği miktarın altında kaldığı görülmekle, davacının fazla yaptığı ödemeyi talep etmekte haklı olduğu, Borçlar Kanunu’nun eser sözleşmelerinde malzeme temininin düzenleyen 472. maddesinin 2. fıkrası “Malzeme işsahibi tarafından sağlanmışsa yüklenici, onları gereken özeni göstererek kullanmakla ve bundan dolayı hesap ve artanı geri vermekle yükümlüdür.” şeklinde olduğu, taraflar arasındaki sözleşmeye göre iskelenin davacı tarafından temin edileceği ve söküleceği karara bağlanmış ise de, işin 15 gün içinde tamamlanacağının davalı tarafından taahhüt edilmiş olması karşısında, davacı tarafından karşılanacağı taahhüt edilen iskele kurulum ve söküm giderlerinin bu sürede yapılacak işin tamamlanması hali ile sınırlı olacağının kabul edilmesi gerektiği, sözleşme hükümlerine uymayarak 15 gün içinde işi teslim etmeyen, kendi kusuru ile iskelenin kurulu kalmasına sebebiyet veren davalının davacının bu zararından da sorumlu olacağından bu sebeple sözleşmenin feshine kendi kusuru ile sebebiyet veren ve kusursuz olduğunu ispata elverişli delil ve savunma sunmayan davalının davacının iskelenin kurulumundan doğan zararından da sorumlu olacağının kabul edildiği gerekçesiyle açılan davanın kısmen kabulü ile 23.889,92TL alacağın 5.000,00TL’sıne dava tarihi olan 03/11/2016 tarihinden itibaren bakiye 18.889,92TL’sına ıslah tarihi olan 21/09/2018 tarihinden itibaren avans faiz uygulanmak üzere davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının dava dilekçesinde alacağa faiz istemediğini, ıslah dilekçesinde de yasal faiz talep ettiği halde mahkemece talebe aykırı olarak avans faizi ile birlikte alacağa hükmetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece verilen kesin sürede eksik harcın tamamlanmadığını, bu nedenle davanın açılmamış sayılmasına/usulden reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının yaptırmış olduğu tespit ve icra takip dosyasına göre alacağın kesin olarak belirlendiğini, bu nedenle kısmi dava açılamayacağını, sözleşme gereğince yapılması gereken cephe 330 m2 iken ön ve yan cephelerin tamamı üzerinden binanın tamamını kapsayacak şekilde (1.250m2) iskele miktarına göre iskele kira bedelinin ve KDV’sinin hesaplanmasının yasal dayanaktan yoksun olduğunu, bilirkişinin de fiili durumuma göre iskele miktarını yaklaşık olarak 330,30 m2 olarak hesaplamış iken, fiili durum ve sözleşme gereğince müvekkili şirketin kurduğu iskele miktarını gözardı ederek, fiili durum ve sözleşmeyle bağdaşmayacak şekilde davacının haksız ve kötüniyetli bir şekilde tek taraflı ve talep edenin iradesine göre her zaman düzenlenmesi mümkün olan fatura bedeline göre iskele m2’sini ve buna göre iskele kira bedelinin hesaplamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yapılacak işe göre kurulan gerçek iskele m2 kiralama bedelinin ( 330,30 m2 x 4 TL/m2) / 30 gün) x 66 gün) x 1.18) = 3.429,83 TL olması gerekirken, sözleşmeyi aşacak şekilde faturaya göre 1.250 m2 iskele miktarına göre kira bedeli üzerinden davanın kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında kompozit panel ve sözleşmede belirtilen işlerin yapımı konusunda 24.03.2016 tarihli eser sözleşmesinin akdedildiği ihtilafsız olup yapılacak her bir iş kaleminin bedelinin sözleşmede gösterildiği ve toplam bedelin 28.600,00 TL+KDV =33.748,00TL ve işin bitirme süresinin 15 gün olduğu, sözleşmeyi müteakip 18.000,00 TL bedelli çek verileceği, bakiye ödemenin işin tesliminde 60 gün vadeli çek verilerek yapılacağı, iskele temini, kurulum ve sökümünün davacıya ait olacağı kararlaştırılmıştır.
Sözleşmede belirlenen 15 günlük iş teslim süresinin sonu olan 09/04/2016 tarihine sözleşmede öngörülen süre dikkate alınarak makul 15 günlük sürenin eklenmesiyle bulunan 24/04/2016 tarihine kadar iskele kirası bedelinin talep edebileceği, buna göre 2.950,00 TL iskele kira bedeli ile sözleşme kapsamında ödenen 18.000,00 TL’dan davalı yanca yapılan imalat bedeli olan 7.090,08 TL’nın mahsubu sonucu bulunan 10.909,92 TL fazla ödeme olmak üzere toplam 13.859,92 TL üzerinden davanın kısmen kabulü gerekirken sözleşmedeki 15 günlük iş yapım süresi için iskele kirasının istenemeyeceği, sözleşme süresinin bitiminden sonra ise ancak makul süre için iskele kira bedelinin talep edilebileceği hususları nazara alınmaksızın faturalarda yer alan 25/03/2016-09/06/2016 döneminin tamamı için iskele kirasının hüküm altına alınması doğru olmamıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesinde hakimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümlerinin saklı olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Davacı taraf ıslah dilekçesiyle dava ve ıslah tarihlerinden yasal faiz talep etmiş olup, mahkemece davacının talebiyle bağlı kalınarak hüküm altına alınan alacağa dava ve ıslah tarihinden yasal faiz yürütülmesi gerekirken HMK’nın 26.maddesindeki taleple bağlılık kuralına aykırı olarak avans faize karar verilmesi hatalı olmuştur.
Davalı yanca ileri sürülen sair istinaf sebeplerine gelince, mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle davalı tarafça harcı yatırılmak suretiyle kısmi davanın açıldığı, ıslah edilen kısım için de harcın ödendiği anlaşılmakla davalı vekilinin sair istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile, dava ve ıslah tarihlerinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle 13.859,92 TL alacağın davalıdan tahsiline, fazla istemin reddine dair yeniden esas hakkında aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/05/2019 tarih ve … sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına,
3-Davanın kısmen kabulü ile, 13.859,92 TL alacağın 5.000,00TL’lık kısmına dava tarihi olan 03/11/2016 tarihinden, bakiye 8.859,92 TL alacağın ıslah tarihi olan 21/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla istemin reddine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 946,77 TL karar ve ilam harcından peşin ödenen 85,39 TL ve ıslahla ödenen 332,22 TL olmak üzere toplam 417,61 TL harcın mahsubu ile bakiye 529,16 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davada kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davada reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,

7-Davacı tarafından ödenen 29,20 TL başvuru harcı ile peşin ve ıslah harcı 417,61 TL olmak üzere toplam 446,81TL’nın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 183,00 TL tebligat gideri, 800,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 983,00 TL yargılama giderinden davada kabul edilen orana göre hesaplanan 557,16 TL’sının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
11-Davalı tarafından ödenen 121,30 TL ve 272,72 TL olmak üzere toplam 394,02 peşin istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
12-Davalı tarafından ödenen 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 32,50 TL dosya gönderme masrafı olmak üzere toplam 153,80 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 01.12.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.