Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2019/1693 E. 2021/986 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 27. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/05/2019
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 11/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/11/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, mahkemece davanın kısmen kabul verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili şirketin 07.08.2012 tarihli sözleşme ile davalı şirketin taahhüdündeki Adana İli, ….. işi bünyesindeki mekanik tesisat işlerinin yapımını üstlendiğini, müvekkilinin yaptığı işlerden kaynaklanan alacaklarının bir kısmının tahsili aşamasında aralarında ihtilafın doğduğunu, müvekkili şirketin alacaklarını ödemek istemeyen davalı şirketin elektronik ortamda içeriği gerçeği yansıtmayan 2 adet fatura gönderdiğini, müvekkilinin söz konusu faturalara noter kanalı ile itiraz ederek ihtarnameyle gönderdiğini, davalı şirketin de iade ihtarnamelerine karşı ihtarname gönderdiğini, bunun üzerine şifahi görüşmeler ile alacağını tahsil edemeyen müvekkilinin sözleşme ve yasalardan kaynaklanan tüm haklarını saklı tutarak 31.12.2014 tarihli fatura alacağının tahsili için Ankara 3.İcra Müdürlüğünün …. sayılı dosyası ile ilamsız takibe geçtiğini, davalının takibe hiçbir somut gerekçe göstermeden itiraz ettiğini, davalı şirketin faturayı aldığını ve süresinde itiraz etmediğini ve iade etmediğini, bu suretle faturanın içeriğiyle birlikte kesinleştiğini, sözleşme konusu işi müvekkilinin eksiksiz olarak tamamlayarak teslim ettiğini, geçici ve kesin kabullerin yapıldığını belirterek, Ankara 3.İcra Müdürlüğünün …. sayılı dosyası vaki itirazın iptali ile takibin devamına, takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı ile imzalanan 07.08.2012 tarihli sözleşmenin 4.maddesinde, müvekkilinin taahhüdündeki 1398 adet konutun kapıcı dairesi ve işyerleri dahil mekanik tesisat işleri kapsamında bulunan; sıhhi tesisat, kalorifer tesisatı, müşterek tesisat, doğalgaz tesisatı, yangın tesisatı, mutfak tesisatı, çamaşırhane tesisatı, su depoları, içme suyu, hidrofor, balkon içi ve cephe yağmur suyu iniş boruları, 0200 çapına kadar yağmur ile temel ve tünel kalıp aşamasında rezervasyonların konulması, işlerinin tümünün daire bazında malzemeli işçilik olarak anahtar teslimi götürü bedelle yapılması şeklinde işin tanımının yapıldığını, davacının sözleşme edimlerinin bir kısmını yerine getirmediği için müvekkili şirket tarafından yerine getirilen mal ve hizmetlere ilişkin düzenlenen 06.04.2015 ve 04.04.2015 tarihli faturaların davacıya gönderildiğini ancak davacı tarafından iade edildiğini, daha sonra taraflar arasında 25.12.2014 tarihinde, daha önce geçici kabulü yapılmış olan … 12.Bölge Sıhhi Tesisat işleri hesabı ile yeni geçici kabulü yapılmış olan…. Tesisat işleri hesabının teminat çözümleri ile ilgili mutabakat sağlanarak davacının davalı müvekkili şirketi ibra ettiğini, Ankara…. hak edişin düzenlendiğini ve davacının teminatının çözüldüğünü ve davacının kendisinin de kabul ettiği imzalı hesap ekstresinde sözleşmedeki eksikliklerden dolayı namı hesabına yaptırılan işler ve malzemelerden dolayı 126.701,00 TL borcu kaldığını ve davacı ile 06.04.2015 tarihli fatura ile mahsuplaşıldığını , … şantiyesinin sıhhi tesisat işleri için en son 16 nolu kesin hak edişin yapıldığını ve …. geçici kabulün yaptırıldığını, başka hak ediş düzenlenmediğini, davacının davalı şirkete gönderdiği 17 nolu hak ediş faturasının içeriğinin 25.12.2014 tarihinde serbest bırakılan %50 teminat çözümü ve önceki hak ediş bakiyelerinden kalan toplam tutar olduğunu, bu faturanın ödemesi için 200.000,00 TL çek verildiğini, kalan bakiyesi için de Ankara … 12.Bölge İnşaatından doğan alacakların faturalandırılması ile mahsuplaşıldığını savunarak, haksız davanın reddini ve alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesi istemiştir.
Mahkemece; dosyada toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu dikkate alındığında taraflar arasında yapılan Ankara … ve Adana Seyhan işlerine ilişkin iki ayırı sözleşmeyle ilgili olarak taraflar arasında 26/12/2014 tarihli ibraname düzenlendiği, davacının Ankara … işinden dolayı borçlu, Adana Seyhan işinden dolayı alacaklı olduğu, yapılan mahsuplaşma sonucunda davacının 505.964,95 TL alacağının kaldığı, takibe konu faturanın ibranın sonucunda kalan bakiyeye ilişkin olduğu, bu alacak miktarından davalı tarafından yapılan 200.000,00 TL lik çek ödemesi, 79.239,00 TL lik eksik ve kusurlu işler tutarı ve teslim edilmeyen yangın tüplerinden dolayı 27.405,68 TL nin düşülmesi gerektiği, bu miktarların mahsubu ile birlikte davacının takip tarihi itibariyle 199.320,27 TL alacağının kaldığı, davacı vekilinin 200.000,00 TL lik çek ödemesi, yangın tüpleri ve 79.000,00 TL lik mahsupla ilgili karşı tarafa yemin teklif ettiği, davacı vekilinin çek ve eksik işler yönünden karşı tarafa yemin teklif etmediklerini, yangın tüpleri yönünden yemin teklifinde bulunduklarını belirttiği, davalı şirket yetkilisinin bu konuda teklif edilen yemini kabul ederek yemin ettiği ve bu nedenle yangın tüplerinin teslim edildiği hususunun ispat edilemediği ve bu bedelin davacı alacağından mahsubunun gerektiği, davacının takip tarihi itibariyle bakiye alacağının 199.320,27 TL olduğu gerekçesiyle bu miktar yönünden davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak likit olmadığından davacının icra inkar talebinin, davacı taraf reddedilen miktar yönünden haksız çıkmış ise de kötü niyeti ispat edilemediğinden davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporlarına yönelik itirazlarının dikkate alınmadığını, 200.000,00 TL bedelli çekin ve 79.239,00 TL’nin ve yangın tüpleri bedelinin alacaktan mahsubunun hatalı olduğunu, taraflar arasında kesin kabule konu bu işlemlerle ilgili 26/12/2014 tarihinde ibralaşma yapıldığını, faturanın bu ibralaşmadan sonra olduğunu, ibra edilen bir konu hakkında alacak borç hesabının yapılmasının ibranamenin özüne ve ruhuna aykırı olduğunu, davalı tarafça ibranamenin geçersizliği konusunda herhangi bir iddia ileri sürülmediği gibi bu konuda açılmış bir dava ve verilmiş bir kararın bulunmadığını, geçerli bir ibraname varken müvekkilinin borçlu olduğunu kabul etmenin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, davanın kısmen reddine ilişkin kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan bilirkişi kurulu 2. ek raporuna yapılan itirazların anlaşılamadığı kanaatinde olduklarını, ek raporda belirtilen 443.403,97 TL’lik faturaların davalının dosyaya sunduğu ve davacı nam ve hesabına yaptırılan işlerin kesin kabulden sonra kesilen faturaların toplamına ilişkin olduğunu, bu hususun ek raporda hatalı aktarıldığını, yine bilirkişi raporunda, davacı nam ve hesabına yaptırılan işlerin kesin kabulden sonra kesilen faturalar toplamı olan 443.403,97 TL’nin ‘Bu faturalar incelendiğinde bu faturaların tamamının … işi dolayısıyla alınmış faturalar olduğu anlaşılmaktadır.’ denildikten hemen sonra akabinde fatura içeriklerinde inşaat malzemesi bulunduğu göz önüne alınarak davacının sözleşmesi kapsamında yükümlülüğünde bulunmayan bazı kalemlerin de faturalarda yer aldığından bahisle sunulan faturalara itibar edilmeyerek kesin kabul tutanağında eksik görünen … rakamı olan 79.239,00 TL’lik kısmın davacının alacağından mahsup edilmesi işleminin taraflar arasındaki sözleşmeye, hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, mahsup edilen 79.239.00 TL’nin pursantaj kesin kabul işlemlerine başlanıldığı 06.06.2016-10.06.2016 tarihleri arasında … tarafından tespit edilen eksiklikler olup, geçici kabul ve ibraname tarihinden sonra kesin kabulün başladığı 06.06.2016 tarihine kadar yapılan tüm işlerin yine davalı tarafından dışarıdan temin yolu ile yaptırıldığı hususunun göz ardı edildiğini, taraflar arasında düzenlenen ve imzası her iki tarafça inkâr edilmeyen, tarafların kabulünde olan 07.08.2012 tanzim tarihli taşeron sözleşmesinin incelenmesi ve olaya tatbiki ve sözleşmenin 8/c ,8/d ve 13. madde hükümlerindeki düzenlemenin dikkate alınması gerektiğini, sözleşmeye rağmen bilirkişi heyetince yasal dayanağı olmayan bir gerekçe ile müvekkili davalı şirketin … işi dolayısıyla davacıya düzenlediği ve onun nam ve hesabına yaptırdığı anlaşılan işlerin bedeli olan 443.403,97 TL’nin yerine pursantaj rakamının mahsubunun doğru olmadığını, davacının taraflar arasında düzenlenen 24.12.2014 tarihli ibranameden çok önce sahayı terk ettiğini ve bu hususun ibranameden anlaşıldığını, davacının da bu tarihten sonra iş yaptığına ilişkin bir iddiasının olmadığını, Adana Seyhan işine ilişkin geçici kabule idarenin 18.07.2014 tarihinde başladığını ve geçici kabulün 29.09.2014 tarihinde onaylandığını, kesin kabul işlemlerine ise 10.06.2016 tarihinde başlanılıp, kesin kabul onayanın 2017 yılının 10. ayında yapıldığını, davacının sahayı terk ettiği tarihten itibaren kesin kabul onay tarihine kadar eksik ve kusurlu imalatların müvekkili şirket tarafından başka firmalara yaptırıldığını, fatura kesiminin bu nedenle kesin kabulün onayına kadar bekletildiğini belirterek, usul ve yasaya aykırı olan mahkeme kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalı yüklenici ile dava dışı iş sahibi … arasındaki sözleşmeler kapsamında davacı taşeron ile davalı yüklenici arasında Adana Seyhan ve Ankara …’ ta yapılan işlerle ilgili 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmeleri bulunmakta olup, bu sözleşmeler kapsamında dava dışı … tarafından Adana Seyhan işine ilişkin 2014 yılı içerisinde, Ankara Yapracak işi için 2012 yılında geçici kabul tutanaklarının düzenlendiği, yine taraflarca da her iki iş de belirtilmek suretiyle 26.12.2014 tarihinde taşeron ibranamesi başlıklı, davacı tarafın kaşe ve imzası ile düzenlenen belgenin bulunduğu ihtilafsızdır.
Taşeron ibranamesi başlıklı belgenin incelenmesinde her iki iş de belirtilerek son paragrafında “ilgili şantiyelerde yapılan kesin hakediş ve kesin hesap neticesinde hakediş üzerinden yapılan malzeme alımı, yemek, namı hesabımıza yaptırılan iş ve işçilikler ile yasal kesintilerin yapılmasından sonraki kalan alacağımızın tamamını tahsil ettiğimizden ve herhangi bir alacağımızın kalmamasından dolayı ….’yi ibra ederim.”hususunun kararlaştırıldığı, böylece taraflar arasındaki sözleşmeler kapsamında yapılan işlerin davacı adına veya namına malzeme, yemek ve üçüncü kişilere yaptırılan iş ve işçilikler ile yasal kesintiler belirtilmek suretiyle sözleşmeden kalan bakiye alacağın tamamının tahsil edildiği ve herhangi bir alacağın bulunmadığı belirtilerek davalının ibra edildiği anlaşılmıştır. Bu ibranameden sonra davacı tarafça sözleşme kapsamında herhangi bir iş veya işlem yapılarak alacaklı hale geldiği hususu iddia ve ispat edilememiş olmakla, aynı sözleşmelere dayanılarak ibranameden sonra düzenlenen fatura kapsamında talepte bulunamayacağı sonucuna varıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne kararı verilmesi doğru olmamış, davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenle kabulü gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenler ve Dairemizce davalı vekilinin istinafının kabulüne karar verilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılması nedeniyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının HMK 353/1.b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın reddine dair aşağıdaki kararın verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
3-Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/05/2019 tarih,….. sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına,
4-Davanın reddine,
5-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin alınan 6.919,90 harçtan mahsubu ile fazla alınan 6.860,60 TL’nın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kendisini vekille temsil ettiren davalı için hesaplanan 45.697,89 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı tarafından sarfedilen 189,00 TL tebligat, 32,00 TL müzekkere, 13,00 TL posta gideri, 500,00 bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 734,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
10-İstinaf talep eden davacı tarafından alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
11-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
12-İstinaf talep eden davalı tarafından ödenen 3.360,00 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
13-İstinaf talep eden davalı tarafından istinaf aşamasında yatırılan 44,40 TL istinaf başvuru harcı, 25,73 TL posta masrafı olmak üzere toplam 70,13 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 11/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
….