Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2019/1557 E. 2021/938 K. 22.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/05/2019
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ :22/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ :22/10/2021
Asıl dava, davacılar vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak , birleşen dava ise davacı tarafından davalı şirket aleyhine açılan itirazın iptali istemlerine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili; müvekkillerinden … ‘in kendi adına kayıtlı olan ve işyeri olarak kullanılan …. adresinde bulunan taşınmaz için klima sistemi kurulması konusunda davalı ile sözleşme yaptıklarını, sözleşme bedelinin 58.000,00TL+KDV olduğunu, davacı … tarafından 49.000,00 TL, davacı … tarafından 17.700,00 TL ödendiğini, ödenen toplam tutarın 66.700,00 TL olduğunu, klimalar takıldıktan sonra beklenen faydanın sağlanmadığını, bu durumu davalı tarafa iletildiğini ancak davalının sorunun giderilmesi için ilave olarak fazladan para istediğini, Ankara 11. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …. dosyası ile yapılan tespitte alınan bilirkişi raporuna göre klimaların yetersiz olduğu, vaat edilen marka ve modelde olmadığı, ayıplı ve eksik iş yapıldığı hususlarının tespit edildiğini ileri sürerek, mevcut ayıplı klima ve tesisatlarının sökülüp yerine sözleşmedeki gibi …. sistemi özelliklerini taşıyan klimalarla değiştirilmesi, ya da klimaların davalıya iadesi ile birlikte ödenen 66.700,00TL’nin ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, sözleşmeye aykırı ifa nedeni ile her iki durumda da sözleşmede belirtildiği üzere 30/01//2011 tarihinden itibaren dava sonuçlanıncaya kadar davalının günlük 1.000,00TL’den hesaplanacak cezai şartın davalıdan tahsiline, müvekkilinin fazladan ödemek durumunda kaldığı aylık yaklaşık 10.000 TL elektrik faturalarının ve söküm sırasında hasar görecek alçıpan ve diğer tamiratlar için yapılacak masrafların avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 03.05.2017 tarihli ıslah dilekçesiyle, müvekkilinin ayıplı ifaya zorlanamayacağını, bu yüzden sistemin tekniğine uygun yeniden yapılması için gereken bedel olan 170.753,00 TL nin davalıdan tahsilini, ayrıca sözleşmede kararlaştırılan cezai şartında ödenmesi gerektiğini belirterek 30 günlük gecikme bedeli 30.000,00 TL nin ödenmesini talep ettiklerini , taleplerinin toplam 200.753,00 TL olduğunu, dava açılırken ödenen 10.000 TL harcın mahsubu ile bakiye 190.753,00 TL için harç ikmali yapıldığını belirtilerek, 10.0000,00 TL alacağın avans faiziyle, ıslahla arttırılan 190.753,00 TL ‘nin 28/09/2012 tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kabule icbar edilemeyecek olan monte halindeki cihazların davalıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili; müvekkili şirket tarafından davacı … … şirketine ait binanın klima sistemleri için yetkili servis ve bayisi olduğu … marka için 82.000,00TL bedelli,….marka için 61.200,00TL bedelli teklif sundukların ancak davacının bu teklif fiyatlarının pahalı bulunduğunu ve bu defa yine … Marka 58.000,00TL+ % KDV bedelli üçüncü bir teklif mektubunun düzenlenerek davacı şirkete verildiğini, davacının bunu kabul ettiğini ancak halen yapımı devam eden … sebebiyle işe uzun bir süre başlanamadığını, davacı şirket tarafından sürekli olarak teklif mektubu dışında taleplerde bulunulduğunu, ek işlerin ücret karşılığında yapıldığını, müvekkil şirketin teklif mektubuna konu taahhüdünü eksiksiz yerine getirmiş olmasına rağmen davacı şirketin bakiye 24.3458,80TL iş bedelini ödemekten imtina ettiğini, davacı tarafın ihtarnamesine konu yaptığı müvekkili şirketin teklif mektubu üzerine sahtecilik yapılmak suretiyle doldurularak sahte sözleşme haline getirilmiş olması sebebiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptıkları başvuru üzerine Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesinde ……esas sayılı davanın açıldığını, mahkemece sanıklar hakkında beraat kararı verilmişse de kararın kendileri tarafından temyiz edildiğini, müvekkil şirketin alacağının tahsili amacıyla davalı hakkında Ankara 17. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasından ilamsız takip yapıldığını, itiraz üzerine Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. sayılı dosyası ile itirazın iptali davasının açıldığını, müvekkil şirket tarafından verilen teklif mektubunun üzerinin davacılarca sahtecilik ve dolandırılıcılık suçu niteliğindeki eylemler ile doldurulmak suretiyle sözleşme haline getirildiğini, bu belge üzerindeki imza dışınındaki hiçbir yazının müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığını, ceza dosyasının bekletici mesele yapılmasını, davanın davacılardan … bakımından husumet yokluğu sebebiyle diğer davalı şirket açısından esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili; müvekkili tarafından davalı tarafa klima sistemi takıldığını, işin yapılmasına rağmen bakiye iş bedelinin ödenmediğini davalı hakkında Ankara 17.İcra Müdürlüğü’nün ……sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı tarafın haksız olarak takibe itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline ve takibin devamına, %20 den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili; husumet itirazında bulunarak , sözleşmenin dava dışı … ile imzalandığını, şirketle ilgisi bulunmadığını, öncelikle davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesini, dava dışı … tarafından davacıya 66.700,00 TL ödeme yapıldığını, …. malı yerine …… malı klima takıldığını, ayıplı ifa nedeniyle açılan Ankara 12. As.Tic. Mahkemesi’nin ….. sayılı dosyanın derdest olduğunu savunarak, davanın reddine, %20 kötüniyet tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının ıslah dilekçesinin tam ıslah niteliği taşımadığı, dava dilekçesinde yer almayan alacak kaleminin yer aldığı, HMK nın 119. maddesine uygun dava açma prosedürünü ve 180. madde şartlarını taşımadığı gibi ek dava olarak da değerlendirilemeyeceği, davalının da buna karşı çıktığı, bu nedenle yeniden yapım bedeli talebi hakkında esasa ilişkin karar verilmediği, davacının iş yerine takılan klimaların güçleri sözleşmede belirtilenlerden farklı olduğu, marka ve menşei bakımından çıkarılan muaraza bir yana takılan klimalardan verim alınamadığı, eksik ve ayıplı ifanın söz konusu olduğu, sözleşmede yazan menşei Japonya, Markası … olan bir klimanın tesliminin fiilen mümkün olmadığı, ifa imkansızlığı bulunduğu, Japon malı olan klimanın ……. klima olduğu, kullanılacak klimanın japon malı olması durumunda ise … VRF klimanın takılması gerektiği, fiyatının sözleşme fiyatının iki katı civarında olduğu,…..klima takılacağı kabul edilirse zaten takıldığı, ancak mevcut klimaların kapasiteleri yetersiz olduğundan bilirkişi raporlarında belirtildiği gibi iyileştirme yapılması ,mevcut sisteme 4 adet 12,5 KW Japon Malı … Marka iç ünite, 1 adet 3,6 KW ….. iç ünite, …… takılması gerektiği, bunun da 60.120,00 TL ilave maliyet gerektirdiği, ayıplı ifada davalının kusurunun bulunduğu, sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan ve zaman bakımından uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 357/III ve 361/I. maddeleri uyarınca; yüklenici işin ehli olup bedele hak kazanabilmesi için, eseri fen ve sanat kuralları ile tekniğine ve iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak tamamlayıp teslim etmesinin zorunlu olduğu, sözleşme ve eklerine aykırı olarak imalât yapılmış olması halinde, imâlatın bu şekilde yapılması iş sahibi tarafından talep edilmiş olsa dahi yüklenicinin iş sahibine karşı genel ihbar yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde , yüklenicinin doğacak sonuçlardan sorumlu olduğu, iş sahibinin talimatının yerine getirilmesi halinde eserin, fen ve sanat kuralları ile tekniğine ve iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak tamamlanamayacağının iş sahibine ihbarı anlamına gelen genel ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmesine karşılık, iş sahibinin talimatında ısrar etmesi halinde yüklenicinin sorumluluğundan söz edilemeyeceği, davalının sistemi kurduğu anlaşılmış ise de; sayı ve güç bakımından klimaların yeterli olmadığı bilirkişi raporu ile tespit edilmesi nedeniyle davalının,davacının uğradığı maddi zararı karşılaması gerektiği, sözleşmenin kurulması aşamasında irade sakatlığı oluştuğu, irade sakatlığının davacı alıcının bilgi eksikliği, davalı satıcının da kusuru ile meydana geldiğinden, takılan klimaların da yetersiz olduğu anlaşıldığından hakkaniyete uygun hukuki çözümün sözleşmenin feshi, bedel iadesi olduğu, bedel indiriminin hakkaniyete uygun olmadığı, davalının edimini yerine getirdiği ancak verim düşüklüğü ve diğer sebeplerle davacı sözleşmeyi feshettiğinden ve gecikme cezası ifaya ekli ceza (BK 158/II ) niteliğinde olduğundan aksi kararlaştırılmadıkça fesih halinde gecikme cezası talep edilemeyeceğinden, ihtirazi kayıt ile kabul de olmadığından davacının bu talebin reddine, 10.000 TL fazla elektrik tüketimi ve klima sökülmesi sırasında doğacak tadilat masrafları ile ilgili talebin ise feragat nedeniyle reddine karar verildiği ve feragat edilen kısım için davalı lehine vekalet ücretine de hükmedildiği, sözleşmeden dönme ve menfi zarar talebi içeren dilekçenin davanın tamamen ıslahı niteliğinde olmadığından bu konudaki 170.753,00 TL talebin esasına ilişkin hüküm kurulmadığından davalı lehine de vekalet ücretine hükmedilmediği, davaya konu klimalar davacı elinde bulunduğundan birlikte ifa kuralı gereğince klimaların iadesi karşılığında bedelin ödenmesi gerektiğinden ödenen 66.700,00 TL bedele klimaların iadesinden sonra faiz işletilmesine karar verildiği, birleşen davada davacı satıcı bakiye satış bedelinin tahsilini talep etmiş ise de, sözleşme feshedildiğinden davalı tarafın borcu kalmadığından borçlu borca itirazında haklı olduğu kabul edilerek, itirazın iptali davasının reddine karar verildiği belirtilerek, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Asıl davada davacı- birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesinde; davalı yüklenicinin 22.12.2010 tarihli teklif ve kabulle oluşan sözleşmeyle davacılardan …’e ait binaya Japon malı … … VRF marka 19 adet klima teslim ve monte etme edimini üstlendiğini, sözleşmede kararlaştırılan işin bedeli 66.700,00 TL’nin davalıya ödendiğini, sözleşmeye göre işin komple çalışır vaziyette en geç 30.01.2011 tarihinde bitirilerek teslimi gerektiğini, teslim edilmediği takdirde günlük 1.000,00 TL gecikme cezası ödeneceğini, yüklenicinin kullanılacak tüm ürünler için 2 yıl garanti verdiğini, davalı şartnameye uymadığı ve bir türlü kabule yanaşmadığı için işin kabulünün yapılmadığını, davalının 19 adet yerine 18 adet klima taktığını, Japon malı yerine Çin malı ürünler kullandığını, ısıtma ve soğutma kapasiteleri yetersiz olduğundan randıman alınamadığını, davalının taahhüdünü sözleşmeye, fen ve sanat kurallarına uygun olarak yerine getirmediğini, düzenlenen montaj ve teknik servis formunda belirtilen tüm noksan ve kusurlu işlerin 28.09.2012 tarihinde keşide edilen ihtarla davalıya bildirildiğini, işin sözleşmeye uygun hale getirilmesi için verilen 10 günlük süre zarfında da davalının edimini yerine getirmediğinden Ankara 11. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/155 D.iş dosyası ile tespit yaptırıldığını, yargılama aşamasında bilirkişi heyeti raporunda da sözleşmede teklif olarak verilen Japon marka ürün kullanılmadığı, kurulan sistemin geçen zaman içinde iş sahibi tarafından hiç kullanılmadığı, sistemin tamamen tekniğine uygun ısıtma ve soğutma sağlaması için Japon malı Fujıtsu ile yapılması halinde 170.753,21 TL harcama gerektiği, bedel iadesi yönünden faizin 28.09.2012 tarihinden aksi halde dava tarihi olan 11.02.2013 dava tarihinden itibaren işletilmesi gerekirken mahkemenin klimaların iade tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalı klimaları alıp gittiğinde 66.700,00 TL ödemediği takdirde müvekkilinin elinde ne klima ne de parasının kalmayacağını, bu nedenle müvekkilinin şahsi hesabına parası peşinen ödenip hesabına geçtikten sonra klimaların iadesine karar verilmesini, cezai şart talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddire karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosyada mevcut 3 adet bilirkişi raporunda da sözleşmede yer alan ısıtma ve soğutma kapasitelerine uyulmadığından verim alınamadığını, 19 adet kararlaştırılmışken 1 adet eksikle 18 adet klima takıldığını, Japon malı yerine Çin malı ürünler kullanıldığını, sistemin bu şekilde kullanılmasının imkansızlığını, sözleşmeye uygun yeniden yapıldığı takdirde 170.753,00 TL bedel belirlendiğini , mahkemenin bilirkişi raporlarının aksine yeniden yapım bedeline hükmetmeden davalı lehine karar verdiğini, mahkemenin ıslah dilekçelerini kabul etmediğini, usulüne uygun şekilde yapılan ıslahın kabulünün zorunlu olduğunu, elektrik, tadilat vesair masraflar için talep ettikleri 10.000,00 TL’den dosyanın yeniden bilirkişi incelemesine gönderilmesi ve yargılamanın daha fazla uzamaması amacıyla feragat ettiklerini, birleşen dosya yönünden ise itirazın haklı olması nedeniyle müvekkili lehine kötü niyet tazminatına karar verilmesi gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden yapım bedeli olan 170.753,00 TL’nin ihtarla oluşan temerrüt tarihinden, veya dava tarihinden, en kötü ıslah tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, aksi halde güncel dolar kuru üzerinden hesaplama yapılarak ödenmesine, müvekkilinin ödediği 66.700,00 TL paranın faizinin öncelikle 28.09.2012 tarihinde keşide edilen ihtarla davalıya bildirildiğinden ihtar tarihinden itibaren, aksi halde 11.02.2013 olan dava tarihinden itibaren avans faizi işletilerek ödenmesine, müvekkiline faizi ile parası peşinen ödendikten sonra davalı tarafından yapılan cihazların davalıya iadesine, sözleşmeye göre günlük 1.000,00 TL’den en az 1 aylık ( 30 günlük) 30.000,00 TL gecikme cezasının da davalıdan tahsiline, birleşen dosya yönünden müvekkiline kötüniyet tazminatı ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada davalı- birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu, HMK’nın 27. maddesi gereğince mahkeme kararlarının gerekçeli olmasının zorunlu olup, bu durumun “Hukuki Dinlenilme Hakkının” gereği olduğunu, müvekkilinin neden kusurlu olduğuna dair gerekçe bulunmadığını, sunulan bir kısım delillerin değerlendirilmesinde hataya düşüldüğü gibi bir kısım delillerin ise dikkate dahi alınmadığını, davalılardan … ile müvekkil şirket arasında hiçbir ticari işlem bulunmadığını, taraflar arasında gerçekleşen eser sözleşmesi ve buna bağlı ticari ilişkinin müvekkil şirket ile davacı … … Tur.. ve Tic. Ltd. Şti. arasında gerçekleştiğini, bu sebeple … ‘in davacı olma sıfatı bulunmadığından davanın bu kişi bakımından husumet sebebiyle reddinin talep edilmesine rağmen mahkemece bu itirazın dikkate alınmadığı gibi davacı şirket ortağı diğer davalının borca mahsuben kendi şahsi hesabından müvekkil şirket hesabına gönderdiği havale sebebiyle usul ve esasa aykırı bir şekilde davacı olarak davanın kabul edildiğini, oysa taraflar arasında dava konusu sözleşmede şirket temsilcisi olarak bulunan davacı …’in şirkete temsile dair imzası dışında hiçbir dahli bulunmadığını , dava dilekçesi içeriğinden hangi alacak kalemi için hangi bedelin istenildiğinin anlaşılmadığını, sözleşmenin geçerliliğini kabul anlamına gelmemekle birlikte Türk Borçlar Kanunu’nun “Seçimlik Haklar” başlıklı 125. Maddesi gereğince alacaklı tarafından belirtilen seçimlik hakların tamamının kullanılmasının mümkün olmadığını, davacının dava dilekçesinde bedelin iadesi, davalı tarafından söz konusu imalatın sözleşmeye uygun hale getirilmesi, cezai şart, fazladan ödenen elektrik faturaları ve klimalar sözleşmeye uygun hale getirtilirken ortaya çıkacak sökme takma boyama vb işçilik ve tadilat giderlerinin istenildiğini, hem müspet zararın hem de menfi zararın tazminin istenemeyeceğini ,mahkemece davacı/karşı davalıya 28/02/2017 celsede dava dilekçesinde belirtilen alacak kalemlerini açıklamak için verilen sürede davacı tarafça verilen 03.05.2017 tarihli dilekçe ile alacak kalemlerinin açıklanması bir yana dava dilekçesi ile mevcut taleplerin bambaşka talepler ile birleştirilerek ıslah dilekçesi verilerek davada bulunan taleplerin anlaşılamaz hale geldiğini, talep sonucunun anlaşılır hale getirilmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafından yapılan ıslahın kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili şirket tarafından verilen 22.10.2010 tarihli teklif mektubunun üzerinin davacılarca sahtecilik ve dolandırıcılık suçu niteliğindeki eylemler ile doldurulmak suretiyle sözleşme haline getirilip müvekkile karşı kullanıldığını, sahte olarak düzenlenen belge incelendiğinde bilgisayar çıktısı olduğunu, ancak üzerine elle yazılar yazılarak sözleşme haline getirildiğinin açıkça görüleceğini, belge üzerindeki imza dışındaki hiçbir yazının müvekkil şirkete yetkililerine ait olmadığını, haksız, kötü niyetli ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddi gerektiğini, sözleşmenin sahteciliği konusunda cevap dilekçesi ile birlikte yapılan itirazlar sebebiyle öncelikle belgenin sahte olup olmadığı konusunda bir incele yapılmadan davanın esasına girmek suretiyle yargılama yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, karşı davada ise, müvekkili tarafından teklif mektubuna uygun bir şekilde imalatın yapılması nedeniyle bakiye alacak yönünden davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek ,istinaf talebinin kabulü ile usul ve kanuna aykırı mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshi, bedel iadesi, tazminat , birleşen dava ise itirazın iptali istemlerine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içerisinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Asıl davada davacılar vekili dava dilekçesinde, tacir olan müvekkili …’in aynı zamanda diğer davacı şirketin de temsilcisi olduğunu, davalı ile kendi adına kayıtlı olan ve işyeri olarak kullandığı yer için 22.12.2010 tarihli sözleşmenin düzenlendiğini, sözleşme bedelinin 58.000,00+KDV olduğunu, davacının sözleşmede belirtilen ….. sistemini kurma edimini üstlendiğini, davacının işi eksik ve ayıplı yaptığını, sözleşmenin tarafı olan müvekkili…..tarafından davalı yükleniciye toplam 49.000,00 TL ödemenin banka vasıtasıyla yapıldığını, diğer müvekkili şirket ile davalı yüklenici arasında bu hukuki ilişkiden bağımsız olarak ayrı bir hukuki ilişki bulunduğunu, müvekkili şirketin bünyesindeki parselde bulunan ….. iki adet villa için kazan dairesinin kombi ve parçalarını takması konusunda anlaşma yapıldığını, müvekkili şirketi … İnş….Ltd.Şti.nin bu sözlü sözleşme kapsamında davalı yüklenici şirkete 17.700,00 TL ödeme yaptığını, davalı yüklenici şirketin edimini ayıplı ifa ettiğini ve taktığı kombi ve parçalarını geri aldığını, bu konuda tutanak tutulduğunu, ancak bu iş için davalıya yapılan 17.700,00 TL ödemenin müvekkiline iade edilmediğini, müvekkilinin davalıya iade faturası kesemediğini, ödenen 17.700,00 TL’nın davalı yüklenicinin müvekkiline takacağı klimaların avansı olarak hesabına geçirdiğini ve böylece toplam ödenen tutarın 66.700,00 TL olduğunu, takılan klimaların ayıplı olması nedeniyle sökülüp sözleşme şartlarındaki sayı, kapasite ve Japon … … Vfr sistemi şeklinde ayıpsız yenisi ile bedel farkı talep edilmeksizin değiştirilmesini, olmadığı takdirde klimaların davalıya iadesi ile birlikte bu iş için ödenen 66.700,00 TL’nın ticari avans faiziyle birlikte davacı müvekkiline ödenmesine, 1.000,00 TL cezai şart bedeli ile sair zararları için 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş ancak davalıdan tahsilini istediği bedelin hangi davacıya veya davacılara verilmesini istediğini belirtmediği gibi her davacı açısından ayrı ayrı tahsil talebi var ise miktarını da göstermediği ve her bir alacak kalemini kuruşlandırmadığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 31. maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma ödevi nedeniyle hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi ve hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir. Aynı madde gereğince uyuşmazlığın aydınlatılması, taleple bağlılık ilkesinin uygulanması için zorunlu olduğundan, mahkemece davacının talep ettiği toplam alacak miktarının davacılardan kime veya kimlere verilmesini istediğini açıklattırması ve her alacak kalemini kuruşlandırması için kesin süre verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yine , asıl davada davalı vekili, 22.12.2010 tarihli sözleşmenin davacılardan iş sahibi … İnş…Ltd.Şti.ile yapıldığını, diğer davacı … ile aralarında hukuki ilişki bulunmadığını, müvekkili şirketin teklif mektubunu imzalayarak davacı şirkete gönderdiğini, bu nedenle davacı … yönünden açılan davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, teklif mektubunun üzerinin davacılar tarafından sonradan doldurulduğunu savunarak, davacı … bakımından davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılamada ise, davalı vekilinin husumet itirazı ile ilgili ara kararı oluşturulmadığı gibi gerekçeli kararda da bu konuda olumlu veya olumsuz bir değerlendirmenin yapılmadığı, hüküm fıkrasında da “Davacı tarafca (davacı …’in yapmış olduğu ödemeler 10.000,00 + 18.000,00 + 21.000,00 ve davacı şirket tarafından 17.700,00 TL) yapılan ödeme 66.700,00 TL’nin klimaların iade tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline” şeklinde hüküm kurulmak suretiyle hangi davacı veya davacılar lehine tahsil kararı verildiğinin belirtilmediği, infazı kabil bir karar verilmediği, istinaf aşamasında da davalı vekilince tavzih talebine ilişkin verilen dilekçede; ilamın infazı için icraya konulması aşamasında bu nedenle taraflar arasında uyuşmazlık çıktığı, bu husustaki uyuşmazlıkla ilgili İcra Hukuk Mahkemesinde dava açıldığının belirtildiği anlaşılmakla , mahkemece kurulan hükmün HMK’nun 297.maddesinin 2.fıkrasındaki düzenlemeye aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
Birleşen davada ise; davacı yüklenici şirket tarafından davalı … İnş…Ltd.Şti.aleyhine cari hesaba dayalı olarak takip yapıldığı ve buna dayanak faturaların ibraz edildiği anlaşılmıştır. Dayanak olarak gösterilen faturaların asıl davadaki teklifteki işe ilişkin olup olmadığı, bu faturaların davalı şirkete tebliğ edilip edilmediği ve tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı konusunda mahkemece her hangi bir incelenme ve değerlendirme yapılamamıştır. Asıl ve birleşen davada taraflar tacir olup, husumet itirazı da dahil uyuşmazlığın aydınlatılması ile tarafların alacaklı olup olmadığının tespiti açısından tarafların ticari defter ve kayıtların incelenmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Taraflarca ticari defterlerin bulunduğu yerlere ilişkin yazılı beyanda bulunulmuş ise de mahkemece bu konuda hiçbir inceleme yaptırılmadan sonuca varılması doğru olmamıştır.
Diğer yandan kabule göre de, mahkemece kurulan hükümde sözleşmenin feshi ile birlikte bilirkişi raporunun 4.sayfasında dökümü yapılan 18 adet iç ünite, 2 adet dış ünitenin davalıya teslimine karar verilmiş ise de; asıl davada kabul edilen 66.700,00 TL’nın sözleşme konusu malların iadesi koşuluyla davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, bu husus üzerinde durulmadan önce iadesine karar verilmesi doğru olmadığı gibi , iadesi istenen bedel yönünden TBK’nun 101.maddesindeki temerrüt koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği de incelenmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin diğer istinaf nedenleri incelenmeksizin istinaf başvurularının kabulü ile mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.4-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜNE,
2-Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/05/2019 tarih,….K. sayılı kararının HMK’nın 353/1-a.4-6 maddeleri gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Asıl davada davacı- birleşen davada davalı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde asıl davada davacı- birleşen davada davalıya iadesine,
5-Asıl davada davalı- birleşen davada davacı tarafından yatırılan (44,40 TL+ 1.139,40 TL) toplam 1.183,80 TL istinaf karar harcının talep halinde asıl davada davalı- birleşen davada davacıya iadesine,
6-İstinaf talep eden taraf vekilleri tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 22/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır