Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2019/141 E. 2021/327 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2019/141 – Karar No:2021/327
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/141
KARAR NO : 2021/327

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2018
NUMARASI : .

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 31/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/04/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; Taraflar arasında “…………” işinin yapılması hususunda imzalanan sözleşmenin müvekkilince ifa edilerek imalatın davalıya teslim edildiğini, davalıya fatura edilen bedelin 10.920,00 TL’lik kısmı ödenmediğinden davalı hakkında Ankara 23. İcra Müdürlüğünün ……/……. sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, en az %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; Sözleşme yapılırken müvekkiline değişik örneklerin gösterildiğini ve örneklerde olduğu gibi her katın ışıklandırıldığı şekilde maket istendiğini, aksi halde sözleşmeye “ışıklı” ibaresinin yazılmayacağını, davacı yanca işin süresinde yapılmadığını, yapılan işin de özensiz olduğunu, çocuk oyun alanının unutulduğunu, ayrı ayrı ışıklandırmanın yapılmadığını, binaların yanlış konumlandırıldığını, pusula konulmadığını, bu nedenle davacıya ihtarname keşide edildiğini, davacının cevaben e-mail gönderdiğini, müvekkilince katlarda ayrı ışıklandırma yapılmadığından ihtirazi kayıtla imalatın teslim alındığını, her katın ışıklandırılmasının sözleşmenin temelini oluşturduğunu, işin ayıplı yapıldığını belirterek davanın reddine ve %20 oranında kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; Toplanan delillere, bilirkişi raporunda taraflar arasındaki, sözleşmenin her katın ışıklandırılması şeklinde yorumlanmasına göre yapılan işin %35 oranında eksik yerine getirildiğinin bilirkişi tarafından tespit edildiğini, tarafların “Işıklı Genel Vaziyet Planı” yapılması hususunda eser sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşmenin esaslı unsurları taraflarca kararlaştırılmış, olmakla beraber tarafların işin teslimi sırasında “ışıklı” projeden ne anlaşılması gerektiği konusunda ihtilafa düştüklerini, davacı edimini sözleşmeye uygun yerine getirdiğini iddia etmiş iken, davalı edimin ayıplı şekilde teslim edildiğini iddia ettiğini, davalı tarafından davacının işi tesliminden sonra ihbarda bulunup, teslimi sırasında da itirazlarını belirterek teslim aldığından, eserin bu şekilde kabul edilmiş sayılmayacağından, sözleşmede taraf iradelerinin öncelikle yorumlanmasına ihtiyaç bulunduğunu, tarafların sözleşmedeki “ışıklı” ibaresinden ne anlaşılması gerektiğinde uzlaşmadıkları gibi, kişiye özel bir model yapılması konusunda anlaştıklarını, görülerek beğenilerek yapılmış bir eser çerçevesinde sözleşme imzalamadıklarından, davalının iradesinin ” genel ışıklı” bir projeye yönelik olduğunun da yorumlanamayacağını, ayrıca bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere her kat ışıklandırımış şekilde yahut genel ışıklandırılmış şekilde söz konusu maketler piyasada yapıldığından, davalının “ışıklı” ibaresinin “genel ışıklı” şekilde yorumlanması gerektiğine dair kabulünün mümkün olmadığını, yine bilirkişi raporuna göre de, davalı “genel ışıklı” projeyi sözleşmede kararlaştırılan bedelden daha düşük yaptırabileceği durum mevcut iken davalının iradesinin “genel ışıklı” projeye uygun olduğu şeklinde yorumlanamayacağını, öte yadan eser sözleşmesinde, yüklenicinin yükümlülükleri arasında sadece eseri meydana getirmesi değil edimin gereği gibi yerine getirilmesi için uzmanlığı da nazara alındığında bilgilendirme yükümlülüğü olup, bilgilendirme ve aydınlatma yükümlülüğünün sözleşmenin kuruluş aşamasında da bulunduğunu, edim ikincil unsurunda ne anlaşılacağının tespit edilmemesi durumunda, ispat yükünün yükleniciye ait olduğunu, ispatlamayamaması durumda ise TBK’nun 475. maddesi çerçevesinde eserin ayıplı olduğunun kabulü gerektiğini, bu durumda yüklenicinin TBK’nun 476. maddesi çerçevesinde işin eser sahibinin talimatlarına uygun yapıldığını kanıtlamakla yükümlü olduğunu, somut olayda eser ihtirazi kayıtla kabul edilerek bu şekilde kullanılmış olmasına göre ancak bedelden indirim talep etme hakkının bulunduğu, alınan bilirkişi raporuna göre taraflar arasındaki 14.000,00 TL + KDV bedelli sözleşmenin her kat ışıklı kabul edilmesi halinde %35 oranında eksik yapılmış sayılacağı kabul edilerek bedelden bu miktar indirim yapılması gerektiği belirtilmiş olup, mahkemece sözleşmenin yorumlanması, eser sözleşmesi hükümleri çerçevesinde uygun görüldüğünü, ne var ki bilirkişi tarafından hesaplama yapılırken ödenen miktar konusunda taraflar arasında uyuşmazlık olmamasına ve sözleşme bedelinin %40 olan 5.600,00 TL olmasına ve sözleşmenin KDV dahil 16.520,00 TL olmasına rağmen, sözleşme bedeli 14.000,00 TL kabul edilerek hesaplama yapılmış olup bu yönüyle yerinde görülmediğini, mahkemece yapılan hesaplamaya göre sözleşme bedelinin 16.520,00 TL olup, %65 lik kısımının 10.738,00 TL olduğunu, davalı tarafından avans olarak ödenen 5.600,00 TL’nin de bu miktardan mahsup ediliğinde davacının talep edebileceği alacağın 5.138,00 TL olduğundan bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verildiği, alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına ve kötü niyet tazminatına hükmedilmemiş olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davalının Ankara 23. İcra Müdürlüğü’nün …./… sayılı dosyasındaki vaki itirazının kısmen iptaline, takibin 5.138,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme kararında ışıklı ibaresinden her katın ışıklandırılması gerektiğinin anlaşılmasının sabit olduğunu, kararda yapılan işin eksik ve ayıplı olduğunun da tespit edildiğini ancak her katın ışıklandırılması durumunda maketin değerinin ne olacağının hatalı hesaplandığını, karar ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda eksik iş oranının düşük hesaplandığını, eksik iş dolayısıyla makette meydana gelen değer eksilmesinin tespiti için Yüksek Mahkeme kararlarında yer aldığı üzere nisbi metod yönteminin uygulanması gerektiğini, ancak mahkemece bu duruma dikkat edilmeden maketteki eksik iş oranı ve değer eksilmesinin hatalı olarak tespit edildiğini, sözleşme konusu maketin her katın ışıklandırılması durumunda piyasadaki rayiç bedelinin belirlenenden daha yüksek olduğunun sabit olduğunu, bu durumun emsal araştırılması yapılması halinde sabit olacakken bu konudaki bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinin mahkemece dikkate alınmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık “…………” yapımını konu alan eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, mahkemece dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına ve özellikle mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporuna göre alacağın yargılamayla belirlenmiş olmasına, istinaf edenin sıfatına ve istinaf nedenleriyle sınırlı yapılan incelemeye göre usul ve yasaya uygun karara yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 350,98 TL istinaf karar harcından peşin alınan toplam 87,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 263,18 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödenen başvuru harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 31/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır