Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2019/1351 E. 2021/890 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 27. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/06/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 13/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/10/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; Müvekkili şirketin yapımını üstlendiği … Konutlarının prizmatik paslanmaz modüler su deposu ve galvanizli prizmatik su depolarının yapımı konusunda taraflar arasında 03/10/2013 tarihli sözleşmenin imzalandığını, sözleşme gereğince davalının 2 adet paslanmaz modüler 27 m3 depo, 1 adet galvanizli modüler depo ve 112 adet … kaideyi imal ederek monte edeceği ve karşılığında da müvekkilinin KDV dahil 29.500,00 TL iş bedelinin ödenmesinin kararlaştırıldığını, davalının imal ve montajı yaptığını, iş bedelinin eksiksiz olarak davalıya ödendiğini, ancak ürünler kullanılmaya başlandıktan kısa bir süre sonra depoların üzerinde pas lekelerinin oluşmaya başladığını, müvekkilinin 05/01/2016 tarihinde … Başkanlığına müracaatı sonucunda 11/01/2016 tarihli raporun düzenlendiğini, durumun davalıya iletildiğini, davalının depoların bazı kısımlarını yenilediğini, ancak kısa bir süre sonra yeniden paslanmalar oluştuğunu, sözlü bildirim yapılmasına rağmen davalının söz konusu ayıbı gidermediğini bu nedenle Ankara Batı 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin…….İş sayılı dosyasında tespit yapıldığını alınan raporla depolardaki paslanmaların kullanım kaynaklı olmadığı, depoların birleşim yerlerindeki kaynak ya da malzemeden kaynaklanabileceğinin ve depoların yeniden yaptırılması bedelinin 28.000,00 TL olarak belirlendiğini, 16/12/2016 tarihinde davalıya ihtarname gönderildiğini, ancak ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını, bunun üzerine müvekkilince davalı aleyhine Ankara 27. İcra Müdürlüğünün…. sayılı dosyasında sözleşme kapsamında ödediği bedelin iadesi için takip başlatıldığını, davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına en az %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; Müvekkilinin sözleşme gereğince edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini, işi sorunsuz teslim ettiğini 11/01/2016 tarihli teknik rapor başlıklı raporun müvekkillinin gıyabında alındığını, delil vasfının bulunmadığını ve teknik bilgiden de yoksun olduğunu, …. D.iş sayılı tespit raporunu da kabul etmediklerini, tespitin usulüne uygun olmayıp müvekkilinin yokluğunda yapıldığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte ayıplı mal kullanıldığı düşünüldüğünde davacının alacağının zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; Davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan malzemenin ayıplı olduğu savına bağlı olarak bedelin tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkin olduğu, davacı yanca fatura dayanak gösterilerek davalıya karşı ilamsız icra takibi başlatıldığı, vaki itiraz üzerine takibin durduğu, işbu itirazın iptali davasının İİK’nun 67.maddesinde öngörülen yasal süre içerisinde açıldığının anlaşıldığı, mahkemece aldırılan 06/09/2018 ve 17/04/2019 tarihli bilirkişi raporlarında, davalı yanca üretilip davcıya teslim edilen depolarda herhangi bir üretim hatasının olmadığı, dava konusu paslanmanın sebebinin Ankara suyunun … suyu ile karıştırıldığı için tesisatta pas oluşması ile bu suların depolara taşınmasından kaynaklanan tortu olduğunun tespit edildiği, sonuç itibariyle davacının davalıdan satın aldığı depolarda üretimden ve malzemeden kaynaklı bir ayıbın bulunmadığı, dava konusu paslanmanın Ankara suyunun … suyu ile karıştırıldığı için tesisatta pas oluşması ile bu suların depolara taşınmasından kaynaklanan tortu olduğu, davalının bu olayda herhangi bir kusurunun ve sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine ve davalı tarafın koşulları bulunmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Hükme esas alınan bilirkişi raporunun hiçbir bilimsel veri içermediğini ve dosya kapsamına da uygun olmadığını, keşif sırasında bilirkişinin sadece suyun püskürtme yaptığı tavan/kapak sac kısmından, yine suyun püskürtme yaptığı tavan/kapak kısmındaki tortudan ve deponun görünen dış yüzeyinden numune aldığını, fakat asıl paslanmanın olduğu istinafa konu su tanklarının içindeki, dibindeki ve bağlantı yerlerindeki kısımlarda inceleme yapmadığını, bilirkişilerin kanaate ulaşırken de “… suyunun zararlı olduğu bazı bilim kuruluşları tarafından dile getirilmişti” demek suretiyle duyumsal bir olgudan yola çıktıklarını, bilirkişilerin mevcut suda herhangi bir incelemesinin mevcut olmadığını, dosya kapsamında birbirinden farklı bir çok bilirkişi raporu ve teknik raporun bulunduğunu, mahkemece bilirkişi raporları arasındaki çelişkilerin giderilmediğini, tespit dosyasında alınan bilirkişi raporuyla her iki deponunda değişik yerlerinde paslanmalar olduğunu, bu paslanmaların kullanım kaynaklı olmadığını, depoların birleşim yerlerinde kaynak ve civata malzemesi ile depoların yapımında kullanılan inox malzemeden kaynaklandığının tespit edildiğini, aynı şebeke suyununun/… suyunun geldiği civar sitelerdeki su depolarında paslanmaların mevcut olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayalı olarak tanzim edildiğini, 11/01/2016 tarihli makine mühendisi tarafından hazırlanan teknik rapor ile….. sayılı dosyadan alınan tespit raporunda depo içinde de inceleme yapılarak su depolarının içerisinde, dibinde ve bağlantı yerlerinde paslanmaların mevcut olduğu ve davalı firmanın ayıplı ifada bulunduğunun tespit edildiğini, … suyunun paslanmaya yakından uzaktan etkisinin olmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Eser sözleşmelerinde aksi kararlaştırılmamış ise yüklenicinin iş bedelinin tamamına hak kazanabilmesi için işi sözleşme ve ekleri, teknik şartname, varsa projesi ile iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak tamamlayıp teslim etmesi gereklidir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 472/son maddesi gereğince genel ihbar yükümlülüğü kapsamında yüklenicinin, yapılacak işin yapılacağı yere veya çevre koşullarına uygun olmaması halinde iş sahibini uyarmak mecburiyeti olup, uyarı görevini yerine getirmediği takdirde bunun sonuçlarına katlanmak zorundadır. (Yargıtay 15.HD.2014/4009 E 2014/6068 K ,27.10.2014)
Taraflar arasındaki uyuşmazlık su deposu yapımı konulu 03/10/2013 tarihli eser sözleşmesinden kaynaklanmıştır.
Dava açılmadan önce davacı tarafça Ankara Batı 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin ….D. İş sayılı dosyasında yaptırılan tespit sonucunda alınan 24/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda depolardaki paslanmaların kullanım kaynaklı olmadığı, prizmatik modüler su deposunun birleşim yerlerinde kullanılan kaynak veya civata malzemesi ile inox malzemeden kaynaklanacağı kanaatına varılmıştır.
Yargılama sırasında mahkemece alınan 06/09/2018 tarihli kök rapor ve keşfe bağlı olarak alınan 17/04/2019 tarihli ek bilirkişi raporunda deponun kaliteli paslanmaz çelikten yapıldığı ve depoda meydana gelen paslanmanın sebebinin şebeke suyu içindeki kükürtten kaynaklandığı, Ankara suyuna karıştırılan … suyunun kükürt içerdiği belirtilmiştir.
Bu durumda bilirkişi raporları arasında çelişki olduğuna göre mahkemece, HMK’nın 281/3. maddesi gereğince gerçeğin ortaya çıkması için yeniden oluşturulacak konusunda uzman bilirkişi kurulundan itirazların da incelenip karşılamak suretiyle, alınan raporlar arasındaki farklılığı ortadan kaldıracak biçimde gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp ve az yukarıda açıklanan eser sözleşmesi kapsamında yüklenicinin uyarı yükümlülüğü de değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırmayla ve bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, esası incelenmeksizin mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/06/2019 gün ve…. Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davacı tarafından ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 13/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar ver
….

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır