Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2019/1327 E. 2021/860 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/04/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 07/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/10/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili,müvekkili şirket ile davalı şirketin zemin araştırma ve sondaj çalışmaları yapılması konusunda anlaşmaya vardıklarını, müvekkilinin hesabına banka vasıtasıyla 10.000,00TL. avans gönderilmesi suretiyle….ada parselde sözleşme konusu işe başlanıldığını ve 95.000TL/29 adet (873.-m.) sondajın yapıldığını, işin yapıldığına dair ….’nın 11.05.2016 tarihinde,….imzasıyla tutanak altına alındığını, bakiyesi ödenmeyen sondaj bedeli karşılığında, Ankara 2. İcra Müdürlüğünden….. Takip sayılı dosya ile 12.06.2017 tarihinde takip başlatıldığı ve 72.982,5TL. anapara, 11.05.2016 …..tarihinden itibaren 7.134,04TL. faiz olmak üzere toplam 80.116,54TL bedelli takip yapıldığını, ancak borçlu tarafından 19.06.2018 tarihinde haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve ayrıca %20’den az olmamak üzere borçlu hakkında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın TBK m. 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklandığını, davacının 80.116,54.-TL. alacağın ödenmediğine ilişkin iddiaların hukuki ve fiili gerçeklerle bağdaşmadığından açılan davanın reddi gerektiğini, dava konusu edilen 29 adet sondaj işine ilişkin herhangi bir yazılı veya sözlü eser sözleşmesinin bulunmadığını, sondajın açıldığı ada parsel için şirkete gönderilen herhangi bir teklif olmadığını, müvekkilinin de dava konusu taşınmazda herhangi bir sondaj yapılmasına ilişkin kabul ve onayının bulunmadığını, davacıya gönderilen avans ile 19.03.2016 tarihli teklif ve bu ada parsel ile uyuşmadığını, öte yandan; 10.000,00.TL. avansın davacıya 18.04.2016 tarihinde gönderildiğini, davacının dayandığı kuyu tutanağında işe başlamanın 08.04.2016 olduğu ve bu tarihe kadar 8 kuyu açıldığını, yani davacının beyanlarının çeliştiğini, 18.04.2016’da gönderilen 10.000,00.TL.nin müvekkili şirkete………..ada parseldeki taşınmaza ilişkin etüt çalışması konusunda gönderilmiş ise de; daha sonra bu işin yapımından vazgeçildiği ve sözleşme yapılmadığını, verilen avansın da bugüne kadar iade edilmediğini, sözkonusu avansın iadesi için haklarını saklı tuttuklarını, taraflar arasında davacının iddia ettiği gibi eser sözleşmesinin bulunmadığını, davacının delilleri arasındaki 19.03.2016 tarihli teklifin müvekkiline hiç gönderilmediğini, akdi ilişkinin varlığının HMK’nun 200. maddesi uyarınca tanıkla ispatlanamayacağını, tanık dinletilmesine muvafakatlerinin olmadığını belirterek, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonunda, davacı tarafından …. bulunan taşınmazda metresi 95,00 TL’den 29 adet sondaj kuyusunun açılması işine yönelik davalı ile sözleşme yapıldığını ve ücretini alamadığından dolayı bu davanın açıldığını iddia ettiği, davalı tarafından ise davacı ile söz konusu parsele yönelik herhangi bir eser sözleşmesi imzalamadığı, davacıya gönderdiği avansın ….Mahallesi’deki taşınmaza yönelik olduğunun iddia edildiği, söz konusu iddialar değerlendirildiğinde, eser sözleşmelerinin her hangi bir şekil şartına bağlı olmadığı, yazılı ve sözlü olarak yapılabileceği ancak sözleşmenin taraflarından birisi eser sözleşmesini inkar eder ise diğer tarafın eser sözleşmesini yazılı şekilde ispatlamasının gerektiği, mevcut olayda davacı taraf her ne kadar davalı ile aralarında eser sözleşmesi olduğunu iddia etmiş ise de davalının bu durumu inkar ettiği, davalının bu inkarı karşısında davacının eser sözleşmesini yazılı delil ile ispatlayamadığı, dosya kapsamında taraflar arasında mail yazışmalarının bulunduğu ancak mail yazışmalarında dava konusu parsel ve eser sözleşmesine yönelik hiçbir kaydın bulunmadığı, sadece davacı ile dava dışı … Mühendislik arasındaki yazışmalarda dava konusu parsele yönelik yazışmaların bulunduğu ancak bu durumun da davalı yönünden yazılı delil başlangıcı sayılamayacağı, ….. sunulan “…” başlıklı belgenin de yine … ile belediye yetkilileri arasında düzenlendiği, davalı tarafın söz konusu belgede herhangi bir imzasının bulunmadığı görülmüş olup tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalı ile aralarında……adet sondaj kuyusu açılması yönündeki eser sözleşmesini ispatlayamadığı , yine davacının delilleri arasında yemin delili bulunmadığından davacıya yemin delilinin hatırlatılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece, yapılan işin eser sözleşmesi olarak kabul edilerek yazılı şekil şartı noksanlığından davayı reddettiğini, eser tamamlanana kadar sözleşme hükümlerince hareket eden davalı tarafın kendi üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini, bilirkişi raporu ile dosyadaki delillerin mahkemece dikkate alınmadığını, taraflar arasında icap-kabulün gerçekleştiğini, işe başlanıp ön ödemenin yapıldığını, işin bitirildiğini, sözleşmenin yazılı şekil şartına bağlı olmadığını, taraflar arasındaki iş ilişkisinin varlığının illiyet bağı ile de netlik kazandığını, 28.03.2019 tarihli bilirkişi raporunda müvekkili ile davalı arasındaki mail yazışmaları ve eklerinde bulunan teknik verilerin değerlendirildiğini, buna ilişkin sözleşmede anılan yerin dava konusu yer olduğunun tespitinin yapıldığını, davalının dilekçesinde müvekkiline gönderdiği 10.000,00 TL’nin akdin kurulduğuna delil olarak yeterli görülmediğini, bunun neticesinde de hukuki değerlendirmede hataya gidildiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı vekili müvekkili yüklenici ile davalı iş sahibi arasında zemin ve sondaj çalışmaları konusunda akdi ilişki kurulduğunu, teklif gönderildiğini, işin yapılıp teslim edildiğini ve akdi ilişki kapsamında davalı tarafından 10.000,00 TL alacağın ödendiğini, bakiye alacağın ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine icra takibi yapıldığını ve davalının yapılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili ise, müvekkili iş sahibi ile davalı arasında akdi ilişkinin bulunmadığını, davacıya yapılan 10.000,00 TL ödemenin , müvekkili şirkete ait ….. ilişkin etüt çalışması konusunda gönderildiğini ancak bu işin yapımından vazgeçildiğini ve bu konuda taraflar arasında sözleşme yapılmadığını ve davacıya gönderilen paranında geri alınmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davada, yanlar arasında kurulduğu ileri sürülen akdî ilişki, TBK’nın 470. madde hükmünde tanımlandığı üzere bir eser sözleşmesidir.Ancak, iş sahibi tarafından akdî ilişki inkâr edilmiştir. HMK’nın 200 ve izleyen maddeleri hükümleri gereğince taraflar arasında akdî ilişkinin kurulmuş olduğunu davacının yasal ve yazılı delille kanıtlaması zorunludur. Davalı iş sahibi şirket tarafından davacıya 18.04.2016 tarihinde 10.000,00 TL havale gönderildiği çekişmesizdir. Davacı, bu miktardaki kısmî ödemenin yanlar arasındaki anlaşma gereğince, iş bedeline mahsuben yapılmış “avans” niteliğinde ödeme olduğunu ileri sürdüğü halde; davalı şirket, yukarıda açıklanan nedenlerle ve davacı iddiasının aksine, başka parseldeki etüt çalışması nedeni ile yapılmış bir ödeme olduğunu savunmaktadır. Havale talimatında ödeme sebebi gösterilmemiş ise, havale yoluyla yapılan ödemenin mevcut bir borca mahsuben yapılmış olduğunun kabulü gerektiği gibi somut olayda gönderilen havalede “… moment proje” ibaresinin bulunduğu, davacı … tarafından davalıya gönderildiği ileri sürülen teklif mektubunun başlığının da moment proje olduğu, teklif mektubu tarihinin 19/03/2016 tarihi olduğu ve ödemenin bu tarihten sonra yapıldığı anlaşılmıştır. Davalı taraf, ödeme yaptığını kabul etmiş olduğu halde, ödemenin başka bir hukuki ilişki nedeniyle yapıldığını yasal delillerle kanıtlayamamıştır. Bu durumda yapılan kısmî ödemenin iş bedeline mahsuben yapılmış avans ödemesi olduğunun ve davacı ile davalı arasında sözlü eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğunun kabulü gerekir. Nitekim Yargıtay 15. HD’nin yerleşik uygulaması da bu yöndedir ( yargıtay 15. HD’nin 28/01/2015 gün ve 2014/6982E- 2015/455 K sayılı ilamı). Bu nedenle, mahkemece taraflar arasında eser sözleşmesinin kurulmuş olduğunun kabulüyle işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/04/2019 tarih ve …K. sayılı kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dairemiz kararına uygun şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf talep eden davacı tarafından yapılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 07/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır