Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2019/1213 E. 2021/877 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 27. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/03/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 13/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/10/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; taraflar arasında çelik imalatların yapılması hususunda 26.05.2014 tarihinde sözleşme imzalandığını, bu sözleşme gereğince 30.11.2014 ve 02.01.2015 tarihli iki adet faturadaki iş ve malları davalıya teslim ettiğini, davalının toplam 81.322,28 TL bedelden 60.000,00TL’lık kısmını ödediğini, kalan miktarı ödemediğini, yapılan icra takibine de itiraz ettiğini belirterek Ankara 1. İcra Müdürlüğü’nün ….. sayılı icra takibine itirazın iptali ile en az %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilİ; Taraflar arasında akdedilen 26.05.2014 tarihli sözleşmenin 5.1.maddesinde de belirtildiği üzere davacının … tadilatının çelik imalatları ve bunun yanında işçilik, montaj dahil olmak üzere anahtar teslimi yapımı işini üstlendiğini, sözleşmeye göre işin bitirilmesi gereken tarihin 20.09.20104 olup, takibe konu faturaların bu tarihten sonra düzenlendiğini, davacının ek süre de talep etmediğinden sözleşmedeki sürede sözleşmenin sona ereceğine ilişkin sonucu kabul etmiş olduğunu, dolayısıyla eksik ifa nedeniyle TBK’nun 125.maddesi gereğince aynen ifanın yanında alacaklının gecikmeden doğan zararlarını da karşılamakla mükellef olduğunu ve buna dair dava haklarını saklı tuttuklarını, davacının ihtarnamesine cevaben müvekkilince gönderilen 09.02.2015 tarihli ihtarnamede sözleşmeyle imalatı yapılan malzemelerin montajının da davacı tarafından yapılması gerektiğinin belirtildiğini, ancak davacı yanca söz konusu edimin gerçekleştirilmediğini, diğer yandan işe başlanırken iş değeri olarak 58.400,00 TL’nın belirlendiğini, buna rağmen davacı yanca 81.322,28 TL hesap çıkarılmasının sözleşmeye aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, 02.10.2017 tarihli dilekçesi ile de müvekkili lehine en az %20 oranında tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; Tüm kanıtların birlikte değerlendirildiğinde davacının üstlendiği işe ait faturasını düzenlediği ancak öncelikle sözleşme gereği yapması gereken iş ve eylemlerin özellikle montaj işinin eksiksiz biçimde ve süresinde imal edildiğini ve yerine monte edildiğini, diğer bir deyimle işi tamamlayıp teslim ettiğini ve bunu da süresinde yaptığını kanıtlayamadığı, tacir olan davacının sözleşme kurulmasına ve ifası yönündeki kuralların belirgin olmasına rağmen işe başlamada ve yer tesliminde gerekli önlemleri almadığı gibi teslimi dahi tutanak altına almayarak tedbirsiz davrandığı, işe geç başladığı, işi geç ve eksik teslim ettiği, davalı yanın bu yöne ilişkin tamamlayıcı yapımı üçüncü kişi olan firmaya yaptırdığı ve bu bölüme ait faturaları dosyaya ibraz ettiği, kaldı ki alınan bilirkişi raporlarının biribirini teyit ettiği belirlenmekle bu konuda teknik bilirkişilerin işin tamamlanan kısmına ait miktarları hesaplayarak ödenen ve uyuşmazlık konusu olmayan 60.000,00 TL kadar olduğu sonuç ve kanaatine varıldığından davanın reddi gerektiği, davacı tarafça her ne kadar işin yargılamayı gerektirdiği dikkate alınsa dahi eksik bırakıldığı anlaşılan işte tamam iş bedeline ait faturanın düzenlenerek davalı yana bu miktarın ödenmesi yönünde takip yapılmasının ve yanlar arasında tamamlanan iş bölümü yönünden bir uzlaşma yapılmaksızın takibe konu edilmesinin iyi niyetli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davalının davalının tazminat talebinin kabulü ile redde konu miktarın %20’si oranında hesaplanan 4.274,40 TL’nın davacıdan alınarak davalılara verilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalıların cevap dilekçesini süresinde sunmadığını, davalı tarafın sonradan fatura şeklinde ibraz ettiği delilleri ve araştırılmasını istediği hususlarda muvafakatlerinin olmadığı halde dosyaya sonradan ibraz edilen faturaların hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalıların eksik iş yapıldığına ilişkin savunmalarının doğru olmadığını, usulüne uygun olarak kesilen faturaları itiraz etmeksizin ticari defterlerine kaydettiklerini, eksik olduğu iddia edilen iş için müvekkiline ihtarname ile ödeme talep edene kadar herhangi bir bildirimde de bulunmadıklarını, gecikmede müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, söz konusu gecikmenin davalıların yükümlülüklerini ihmal etmelerinden kaynaklandığını, teslim süresinin başlaması için öncelikle davalı iş sahibinin imalatların montajının yapılacağı şantiye sahasını hazır hale getirerek müvekkiline teslim etmesi gerektiğini, ancak davalı tarafın şantiye sahasının müvekkiline teslim etmediğini, bu nedenle müvekkilin uhdesinde imalatların 71 gün beklediğini, davalıların kendilerine tebliğ olunan faturalara yasal süresi içinde itiraz etmediklerini, faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu bilirkişi raporundan da açıkça görüldüğünü, yasal süreden sonra davalıların ibraz ettiği fatura bedelinin müvekkilinin alacağından mahsup edilmesinin hatalı olduğunu, üçüncü kişi olan şirket tarafından kesilmiş faturada bedelin müvekkilinin alacağından mahsup edilmesinin hatalı olduğunu, keşif yapılmaksızın ve hukukçu bilirkişinin iştirak etmediği bir rapora dayanılarak eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulduğunu, bilirkişi raporlarının çelişkili olduğunu, 1.611,88 TL bedelli ek imalat faturasından kaynaklı alacağın talep edilemeyeceği tespitinin yasaya aykırı olduğunu, sözkonusu bu işin, işin tamamının uzun ömürlülüğü açısından gerekli olduğu gibi davalılar tarafından da haricen talep edildiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında çelik imalat ve montajını konu olan 26/05/2014 tarihli eser sözleşmesinin akdedilmiş olduğu hususu ihtilafsızdır.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da kabul edildiği üzere kural olarak işin yüklenici tarafından yapıldığının kabulü gerekir.Bunun aksinin iş sahibi tarafından ispatlanması zorunludur.(Yargıtay 15.HD 2012/2825E-7676K, 06/12/2012)
Davacı tarafça sözleşme kapsamındaki işlerin 30.11.2014 tarihi itibarıyle tamamlandığı ve bu kapsamda fatura kesilerek davalıya tebliğ edildiği ve tarafların ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu hususu sabittir.
Davacı tarafça faturalara dayalı 17.02.2015 tarihi itibariyle bakiye alacak yönünden icra takibi yapılması sonrası davalı tarafça 18.02.2015 tarihinde tek taraflı olarak bir kısım işlerin eksik bırakıldığına yönelik tutanak tutulmuş olduğu anlaşılmakta ise de sözleşme kapsamındaki işin teslimine ilişkin düzenlendiği ve davalıya tebliğ edildiği belirtilen faturaya itiraz edilmemiş olması, takip tarihinden sonra tek taraflı düzenlenmiş olan tutanağın ve sonrasında üçüncü kişilere yapıldığı iddia edilen ödemelerin az yukarıda belirtilen karine kapsamında davacının işi eksik bıraktığını kanıtlar nitelikte kabul edilmesi mümkün değildir.
Yine davacı tarafça takip talebinde sözleşme dışı imalat olduğu belirtilerek takibe dayanak 02.01.2015 tarihli faturadaki imalatları yapıp teslim ettiğini yasal delillerle ispatlayamamış olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunda sözleşme kapsamındaki bakiye 19.710,40 TL alacak miktarı bakımından haklı olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça miktar da gösterilmek suretiyle davalı tarafa gönderilen ödeme talepli yazıya karşılık davalının 09.02.2015 tarihli cevabi yazısı ile temerrüdün gerçekleştiği anlaşılmakla 19.710,40 TL alacak için davacının talep etmekte haklı olduğu işlemiş avans faiz miktarı 09.02.2015 temerrüt tarihi ile 17.02.2015 takip tarihi arasındaki dönem için mahkememizce 39,69 TL olarak hesaplanmıştır.
Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.b-2 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile, davalıların 19.710,40TL asıl alacak ile 39,69 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 19.750,09TL alacak bakımından icra takibine itirazlarının iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa faiz yürütülmek suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişin talebin reddine, alacak likid olmayıp yasal şartları bulunmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine ve yine yasal şartları oluşmadığından davalı tarafın da kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/03/2019 tarih, …K sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına,
3-Davanın kısmen kabulü ile, Ankara 1. İcra Müdürlüğü’nün… sayılı icra dosyasında davalıların 19.710,40TL asıl alacak ile 39,69 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 19.750,09TL alacak bakımından icra takibine itirazlarının iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa faiz yürütülmek suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişin talebin reddine,
4-Yasal şartları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebi ile davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine
5- Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 1.349,12 TL harçtan peşin alınan 258,13 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.090,99 TL harcın davalılardan alınarak Hazineye irat kaydına,
6- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davada kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davada reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 1.621,94 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Yargılama sırasında davacı tarafından sarfedilen 2.800,00 TL bilirkişi ücreti, 59,00 TL tebligat gideri, 20,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.879,00 TL yargılama giderinden davada kabul oranına göre hesaplanan 2.660,48 TL’lık kısmı ile 27,70 TL bavurma harcı ve peşin yatırılan 258,13 TL harç olmak üzere toplam 2.946,31 TL giderin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Yargılama sırasında davalı tarafından sarfedilen 97,00 TL tebligat gideri, 12,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 109,50 TL yargılama giderinden davada ret oranına göre hesaplanan 8,30TL’lık kısmının davacıdan alınarak davalılara verilmesine, bakiye giderin davalılar üzerinde bırakılmasına,
10-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
11-Davacı tarafından ödenen 44,40 peşin istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
12-Davacı tarafından ödenen 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve dosya gönderme ve tebligat masrafı 107,80 TL olmak üzere toplam 229,10 TL istinaf yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 13/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır