Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2019/1187 E. 2021/678 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2018
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 01/07/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/07/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; taraflar arasındaki 30.06.2011 tarihli sözleşme ve bu sözleşmenin eki niteliğinde olan 29.06.2011 tarihli zeyilname ile davacının Kayseri …’ye ait duman perdesi yapımının davacı tarafından üstlendiğini, davacının sözleşmeye uygun olarak duman perdesi işini tamamlayıp davalıya teslim ettiğini, davacının duman perdelerinde kullanılan maddenin esneme ve eğilme özelliği ile ilgili olarak boşluk bırakma, aralık koyma.v.s tedbirlerin alınması konusunda davalı işveren bildirim yapılmasına rağmen bu önerilerinin reddedildiğini ve duman perdesinde yapısı gereği esneme meydana geldiğini, davalı tarafça bozulan parçaları düzeltmeye yönelik istenen klipslerin, montajı davalı tarafça yerine getirilmek üzere davalıya teslim edildiğini, davacının duman perdesi işinin sözleşmeye uygun olarak tamamlayıp teslimine rağmen bakiye alacaklarının ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Ankara 13. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının üstlendiği işi eksik ve kusurlu yapmasından dolayı dava dışı asıl işveren tarafından davalıya 6.290,00 Euro+KDV nefaset kesintisi yapıldığını, bu kesintiden taraflar arasındaki sözleşmenin 6.6 maddesi uyarınca davacının sorumlu olduğunu, davacının alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasındaki 30/06/2011 tarihli sözleşmenin eki niteliğinde düzenlenen 29/09/2011 tarihli zeyilname ile, davacının davalının yüklenimininde olan Kayseri …’nin duman perdesi yapım işini üstlendiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının edimini sözleşmeye uygun olarak ifa edip etmediği noktasında toplandığı, dosyaya celp edilen belgelerden dava dışı asıl işveren’İn davacının taahhüdünde bulunan duman perdesi yapım işinde bulunan eksik ve ayıplar için KDV dahil 7.422 Euro nefaset kesintisi yaptığı, davacının işi eksiksiz ve ayıpsız olarak ifa ettiğini ispatlayamadığı, bilirkişi raporunda, tespit edilen eksikler ve ayıplar içi nefaset kesintisi yapılamacağı belirtilmişse de somut olayda davalı tarafından kesilen nefaset bedelinin söz konusu olmayıp, dava dışı idare tarafından davalıya kesilen nefaset kesintisinin söz konusu olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 6.6 maddesine göre bu nefaset kesintisinden davacının sorumlu olduğu, bilirkişi raporunda işin eksik olsa da davalı tarafından teslim alındığı için davacının alacaklı olduğu belirtilmişse de sözleşmenin yine yukarıda bahsi geçen 6.6 maddesindeki davacının taahhüdündeki işe ait geçici ve kesin kabulleri ,yürürlükteki yasalara uygun olarak dava dışı idareye yani dava dışı asıl işverene ve işverene yani davalıya yapacağı, geçici ve kesin kurul raporlarının İdarece onaylanması halinde kabullerin yapılmış sayılacağı, fiili teslimlerin ve/veya kullanımların kabul anlamına gelmeyeceği düzenlemesi ve sözleşmenin 11.1.7 maddesi uyarınca bilirkişi raporundaki bu belirlemenin de yerinde olmadığı, edimini eksik ve ayıplı ifa eden davacının bakiye alacağı davalıdan talep etmesinin, dava dışı idarece davalıdan nefaset indirimi olarak kesilen tutarın davacının alacağından daha fazla olması karşısında, dürüstlük kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davaya konu alacağın taraflar arasında akdedilen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağı olduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 30/06/2011 tanzim tarihli eser sözleşmesi ve 29/06/2011 tarihli zeyilname akdedildiğini, sözleşmeye göre Kayserii ili…. bulunan Kayseri …’ye ait ince işler, mekanik ve elektrik işlerinini yapımı kapsamında müvekkili şirket tarafından akrilik duman perdesi işinin yapılacağını, müvekkili şirketin sözleşmeye uygun olarak üzerine düşen edimini ifa ettiğini, bu hususun da dosya kapsamında mevcut olan ve taraflarca imzalanan teslim tutanağında sabit olduğunu, buna rağmen davalının sözleşmeden doğan 13.449,28 TL tutarındaki bakiye alacağını ödemekten imtina etmesi üzerine Ankara 13. İcra Müdürlüğü’nün …..sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı tarafından işin gereği gibi ifa edilmediği eserin ayıplı olduğu ve bu ayıptan sözleşmenin 6.6. maddesi gereği davacı müvekkili şirketin sorumlu olduğu yönündeki iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, müvekkili şirket tarafından davaya konu edim ifa edilirken akrilik duman perdesinin yapısı gereği esneme ve eğilim yapabileceği hususunun davalıya defaatle bildirildiğini, müvekkili şirketin akrilik duman perdesinin yapısı gereği olan esneme ve eğilimin önüne geçilmesi için aralık, boşluk koyma gibi tedbirleri davalının takdirine sunduğunu, müvekkili şirketin üzerine düşen edimleri gereği gibi yerine getirmiş olmasına rağmen davalının TMK Madde 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralını açıkça ihlal ederek kötü niyetli hareketler sergilediğini, davalının müvekkili şirketin kendisine sunduğu tüm teklifleri önce reddetmesinin eserin tesliminden sonra ise meydana gelen tüm ayıplardan müvekkili şirketin sorumlu tutularak nesafet kesintisi yapmasının hakkın kötüye kullanılmasını teşkil edecek nitelikte ve kötü niyetli bir hareket olduğunu, dosya kapsamında mevcut olan tüm bilirkişi raporlarının da müvekkili şirketin davalıdan bakiye alacağının olduğunu ve davalının işin nitelliği ve eksikliklerin özelliği gereğince davalı işverenin davacı yükleniciden nefaset kesintisi talep edemeyeceği görüşünde olduğunu, birbiri ile çelişmeyen hukuka uygun olarka tanzim edilmiş olan bilirkişi raporlarına rağmen mahkeme tarafından davanın reddine yönelik verilen kararın hatalı olduğunu, bilirkişi raporlarından ve dosya kapsamından mevcut olan delillerde müvekkili şirketin davalıdan 13.449,28 TL bakiye alacağının sabit olduğunu, müvekkili şirketin ayıbın kendinden kaynaklanmadığını bildiği halde iyi niyetli olarak ayıbın giderilmesi için gerekli olan malzemeleri temin ettiğini, bu doğrultuda davalının esneme ve bozulmayı gidermek için gerekli malzemeleri hem müvekkili şirketten temin etmesi hem de nesafet kesintisi yapmasının hakka ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında kararda usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle davacı taşeronun işin yapılmasından önce 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 472. maddesi gereğince üzerine düşen uyarı yükümlülüğünü yerine getirdiğini ispatlamamış olmasına ve dava dışı iş sahibince nefaset bedeli adı altında sözleşme konusu iş kapsamında kesinti yapıldığının anlaşılmasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince KESİN olmak üzere 01/07/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip