Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/03/2019
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 10.06.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 10.06.2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talepli olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; taraflar arasında akdedilen “… …”ne ilişkin sözleşme gereğince işin yapımı esnasında davalıya ait …. plaka sayılı aracın geri manevra ile bina girişine yanaştığı sırada platform vincin aşağıya inmesiyle hasarlandığını, sigorta eksperinin kazanın oluşumunda araç sürücüsünün %75, müvekkilinin %25 oranında kusurlu olduğunu rapor ettiğini, davalı tarafça 5 numaralı hakedişde araç hasarı nedeniyle 11.920,94 TL kesinti yaptığını, müvekkilinin ihtirazi kayıtla imzaladığını, itiraz üzerine 8.694,63 TL’nin 6 numaralı hakedişle müvekkiline iade edildiğini, böylece müvekkilinin araç hasarı için 3.226,31 TL ödeme yaptığını, ancak davalının 9 numaralı kesin hakedişde araç hasarı için tekrar 9.678,93 TL kesinti yaptığını, kesintinin haksız olduğunu öne sürerek 9.678,93 TL’nin faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, sözleşmenin 17. maddesi ile Yapı İşleri Genel Şartnamesinin 9.maddesinin 6, 7 ve 10 fıkraları gereğince davacının sorumlu olduğunu, davacının giriş bölümünde giriş yapılamayacağı ve inşaat alanı olduğuna dair uyarı levhası koymadığını, vinç aşağı inerken sesli ve ışıklı uyarı yapması gerektiğini, platform civarının işaretlenmediğini, 5 numaralı hakedişte araç hasarı için yapılan kesintinin 6 numaralı hakedişte sehven iade edildiğini, teftiş raporu gereğince 9 numaralı hakedişle kalan miktarın kesildiğinin savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; ” taraflar arasında iş yerinde meydana gelen kaza sonucu araçta oluşan 11.920,24-TL’lik hasar yönünden uyuşmazlığın bulunmadığı, uyuşmazlığın meydana gelen kazadaki tarafların kusuru noktasında olduğu, bu çerçevede; tarafların bildirmiş olduğu deliller toplandıktan sonra dosyanın A Sınıf İş Güvenliği Uzmanı bir makine mühendisi bilirkişiye tevdi edildiği, söz konusu bilirkişi tarafından hazırlanan 14/01/2019 tarihli rapora göre, davacının olayın meydana gelmesinde %60 oranında kusurlu olduğu, dava dışı araç sürücüsü…’in ise %40 oranında kusurlu olduğunun rapor edildiği, söz konusu raporun usul ve yasaya uygun olarak hazırlanması, denetime elverişli olması nedeniyle mahkememizce kabul gördüğü, söz konusu kusur raporu ve araçtaki zarar miktarı dikkate alındığında davacının kendi kusur oranı düşüldükten sonra isteyebileceği zarar miktarının 4.768,09-TL olduğu” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 4.768,09-TL’nin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; trafik kazası tespit tutanağı, şantiye tutanağı vb. belgelerden müvekkilinin gerekli emniyet tedbirlerini aldığı, kurum personelinin kusurlu olduğu belirli iken bilirkişi raporunda asli kusurun müvekkiline izafe edildiği, araç girişini önlemek amacıyla konulan emniyet şeridi ve levhalarının kaldırılarak şantiye sahasına girildiği, davalının 6 numaralı hakediş raporunda kusurlu olduğunu kabul ettiği, kusur için ATK’den rapor alınması taleplerinin gerekçesiz reddedildiği, kusur oranlarının Karayolları Trafik Kanunu ve Yönetmeliğe göre belirlenmesi gerekirken iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına göre tespit edildiği nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmenin 17. maddesi ve Yapı İşleri Genel Şartnamesi hükümleri gereğince işin devamı sırasında meydana gelecek kazalardan davacı yüklenicinin sorumlu olduğu, davacının yeterli güvenlik önlemi alınmaması nedeniyle doğan zararı tazmin etmesi gerektiği, inşaat alanı olduğu ve girilemeyeceğine dair uyarı levhası konulmadığı, platform vinci aşağı inerken sesli ve ışıklı ikazların çalışır olması gerektiği, bilirkişinin aracın kısa bir süre için de olsa sürücüsüz bırakılamayacağı gerekçesiyle kusur izafe ettiği ancak yüklenicinin taşıtların tüm manevralarını bir gözetici ile yönetmesi gerektiği nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesin talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talepli olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere ulaşılan sonucun olayın oluşu itibariyle dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmış taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-) Davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-) Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcı karşıladığından davalıdan harç alınmasına yer olmadığına,
4-) İstinaf başvurusunda davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince KESİN olmak üzere 10.06.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.