Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2019/1154 E. 2021/809 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 27. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/05/2019
NUMARASI : …
DAVANIN KONUSU : Tapu İptali ve Tescil (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 29/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/09/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili ; Kayseri İli,… üzerinde yapılacak villaların yüklenicisinin müvekkili şirket olduğunu, müvekkilinin bazı işlerin yapımını davalı taşeron firma olan …’ya verdiğini, taraflar arasında 02/07/2013 tarihinde daire karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, sözleşmenin 3. maddesinde davalının anahtar teslimi olarak yapacağı işler karşılığında müvekkiline ait 6 numaralı villanın taşeron firmaya( …’ya veya ihbarname ile bildireceği kişiye, kuruma), 20/07/2013 tarihinde devir edileceğinin karalaştırıldığını, ancak bu villanın devri yapılamayınca tarafların arasında bu defa 18/11/2013 tarihinde “daire karşılığı iş sözleşmesinin ek sözleşmesi”nin düzenlendiğini ve bu sözleşmenin 1.maddesine göre müteahhit firmanın 6 nolu bağımsız bölümün tapu devrini daha sonradan yapacağından dolayı aynı yerde bulunan 1 nolu bağımsız bölümün tapusunu teminat olarak taşeron firmanın talebi üzerine …’ye devredileceğinin kararlaştırıldığını, ek sözleşme gereğince dava konusu villanın tapusunun teminat amacıyla davalı …’ye yedi emin olarak devredildiğini, adı geçen davalının da bunu bildiğini, teminat sözleşmesinde davalı …’nün de imzasının bulunduğunu, davalı …’nün bulunduğu konumdan yararlanarak haksız mal edinmek için daha önce kendi internet sitesinde gayrimenkulü satışa çıkardığını, müvekili tarafından davalının ihtarname yolu ile uyarıldığını, davalının daha sonra Kayseri 6 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin…Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine men-i müdahale davası açtığını, davalı taşeron firma olan …’ın sözleşme gereği yapması gereken işleri yapmadığı için müvekkilinden hiç bir bedel talep edemeyeceğini ve bu nedenle teminat olarak aldığı villayı müvekkiline iade etmesi gerektiğini, diğer davalı …’nün ise müvekkili ile başka türde hiç bir hukuki ilişkisinin olmadığını, yasal hiçbir hakkı olmadığı halde müvekkiline ait villayı mal edinmeye çalıştığını belirterek, diğer dava hakları ile gerekirse bedele ve fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere davalı … üzerinde kayıtlı olan Kayseri İli, …. villanın tapusunun iptali ile müvekkili şirket adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili ;Müvekkilinin 1 nolu bağımsız bölümün maliki olduğunu, davacı şirket ile diğer davalının kendi aralarında alacak-borç ilişkisinden kaynaklı olarak aynı parselde bulunan 6 nolu bağımsız bölümün müvekkiline haricen satışını yaptıklarını, fakat bu dairenin hazır olmaması nedeniyle aynı parseldeki 1 nolu bağımsız bölümü müvekkiline devrettiklerini, 18/11/2013 tarihli sözleşmede açıkça görüleceği üzere müvekkilinin davacının iddia ettiği gibi yediemin değil mülk sahibi olduğunu, müvekkiline sözleşme uyarınca devri gereken 6 nolu bağımsız bölümün devrinin istenilmesine rağmen devrin yapılmadığını, bu nedenle sözleşmenin 7, 8 ve 9. maddelerinin geçerlilik kazanarak 1 nolu bağımsız bölümü müvekkilinde kalmasına sebebiyet verdiğini, 18/11/2013 tarihli sözleşmenin 3. maddesi uyarınca sözleşmedeki edimlerin yerine getirilmesi maksadıyla diğer davalı ile dava dışı …’nun müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları 500.000,00 TL’lık teminat senedinin verildiğini, sözleşmenin 7.maddesinde de teminat senedinin işleme konulması şartlarının belirtildiğini, buna göre davacı ile diğer davalı arasındaki sözleşmenin ifasından müvekkilinin sorumlu olmadığını gösterdiğini, müvekkilince Kayseri 6 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında açtığı davayı uzatmak amacıyla davacının işbu davayı açtığını, davacı şirket ile …’in müvekkiline ait taşınmazda işgalci olduklarını, müvekkilini mağdur ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …;Davaya cevap vermemiştir.
İlk Derece Mahkemesince; Davanın, daire karşılığı iş sözleşmesi ve ek sözleşme nedeniyle teminat olarak verilen 1 nolu villanın tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkin olduğu, davacı vekilinin 11/03/2019 tarihli dilekçesinde sözleşmeyle kararlaştırılan ve bilirkişi raporlarında mevcut olduğu tespit edilen sözleşmeye konu işlerin davalı … tarafından yapılmaması nedeniyle aynı işlerin bir kısmının davacı tarafından, bir kısmının da davacının ortağı olan ….Ltd. Şti. tarafından yaptırılıp tamamlandığını, ticari defterlerinde bu işlerin davalı … tarafından yapıldığına dair hiç bir fatura ve belge olmadığını, bu işlerin kendileri tarafından yaptırıldığına dair kayıtların bulunduğunu beyan ettiği, HMK’nın 141. maddesinde taraflar için iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağının düzenlendiği, davacının bilirkişi heyetinin raporunda icra edilen keşif sonrası taşınmazlar üzerinde yapılmış olduğunu tespit ettiği sözleşme konusu işlerin kendisi ve ortağı tarafından yaptırıldığına ilişkin bu beyanının iddianın genişletilmesi yasağının istisnalarından olmadığı ve davalıların iddianın genişletilmesine rıza göstermediğinin görüldüğünü, yargılama sonunda delil olarak dayanılan sözleşme ve ek sözleşme hükümleri, tapu kaydı, keşif ve bilirkişi raporu dikkate alındığında davalı …’nun sözleşme ile yapımını üstlendiği işlerin yapılmış olduğu, davacının bu işleri sonradan ortağının ve kendisinin yaptırdığına ilişkin beyanının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olduğu, kaldı ki, ticari defterlerinde kayıtlı faturaların bu işlerin davacı ve ortağı tarafından yaptırıldığını ispat etme kuvvetinin olmadığı, davacının bu hususu ispata elverişli delili bulunmadığı, davacının 18/11/2013 tarihinde “daire karşılığı iş sözleşmesine ek sözleşme” başlıklı davacı ile davalı … arasında düzenlenen sözleşmede 6 nolu bağımsız bölümün tapusunun taşeron firmaya 2014 yılının 2. ayı içinde verilmediği taktirde davacı müteahhit firma tarafından teminat olarak verilen 1 nolu bağımsız bölümün tapusunun davalı …’nün üzerinde kalacağının kararlaştırıldığı dikkate alındığında davacının 1 nolu bağımsız bölümün tapusunun iptali ile adına tescilinin koşullarının bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece müvekkilinin ticari defterlerinin incelenmediğini, taraflar arasında 18.11.2013 tarihli ek sözleşme yapıldığını, bu sözleşmede …’nün de imzasının bulunduğunu, bu durumda ispat yükünün davalılara düştüğünü, davalı … İnşaat’ın sözleşme gereği yapması gereken işi yaptığını ispat etmesi gerektiğini, …’nün ise villayı satın aldığı iddiasında bulunduğunu, oysa teminat senedinin imzalandığı gün villanın tapuda davalıya devredildiğini, satış değerinin 16.500,00 TL olarak gösterildiğini, oysa değerinin çok daha fazla olduğunu, davalının bu satışın gerçek olduğunu ispatlayamadığını, celselerde çelişkili beyanlarda bulunduğunu, mahkemenin keşif yaptığını ancak sözleşme gereği yapılması gereken diğer 9 villa üzerinde keşif yapmadığını, işbu davada iddialarının davalı tarafın sözleşme gereği yapması gerekli işleri yapmadığı hususunda olduğunu, müvekkilinin sözleşmedeki süreyi beklediğini, harici görüşmeler yapıldığını, ihtarlar çekildiğini ancak davalı tarafın müvekkilini oyaladığını, sonunda da iflas ettiklerinden artık bu işi yapamayacaklarını beyan ettiğini, bunun üzerine işlerin müvekkili tarafından yapıldığını, bu hususun tanık beyanları ile de doğrulandığını, davalı tarafın iddianın genişletilmesi kapsamında bir itirazı olmadığını, ek sözleşme uyarınca işin yapılmaması halinde teminat olarak alınan dairenin davalılarca iade edilmesi gerektiğini, yapılması gerekli işlerin ince iş olup bir ay içerisinde teslim edilmesi gerektiğinin sözleşmelerle belirgin olduğunu, buna rağmen 6 nolu villanın teslim edilmemesi halinde 1 nolu villanın davalı tarafta kalacağının da öngörüldüğünü, 6 nolu villanın 2014 yılının 2.ayında hazır edildiği halde davalı tarafından hiçbir iş yapılmayınca davalıya teslim edilmediğini, edimlerini yerine getirmeyen davalı tarafın hak ettiği bir şey bulunmadığını, müvekkilinden bir bedel talep edemeyeceğini, bu nedenle teminat olarak alınan villanın müvekkiline iade edilmesi gerektiğini, ek sözleşmeden de görüleceği üzere davaya konu villanın …’ye teminat olarak devredildiğini, bu davalının yasal hakkı olmadığı halde kötü niyetli olarak müvekkiline ait villayı mal edinmeye çalıştığını belirterek mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle davadaki iddia ve talepler nazara alındığında taraflar arasındaki 18/11/2013 tarihli ek sözleşme kapsamında davalı …’ye 6 nolu villanın 2014 yılı Şubat ayı sonunda devredileceği, devredilmediği takdirde davaya konu 1 nolu bağımsız bölümün verileceğinin davalı … yönünden kayıtsız ve şartsız olarak kabul edilmiş bulunmasına, belirtilen bu tarih ve dava tarihi itibarıyle 6 nolu bağımsız bölümün devredildiği veya devre hazır olunduğunun iddia ve ispat edilememiş olmasına, davalı … yönünden ise davacının 02/07/2013 tarihli sözleşme kapsamında ayrıca dava ve talep hakkının bulunduğunun tabii olmasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’dan mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödenen başvuru harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 29/09/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır