Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2019/111 E. 2021/216 K. 03.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: ….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO :…

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/07/2018
NUMARASI :…

DAVACILAR-
KARŞI DAVALILAR : ….

DAVA VE KARŞI DAVA
KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ :17/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ :23/03/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin asıl ve karşı davada mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne karşı davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davalı-karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; Müvekkili ortaklığın dava dışı …. İşi ile ilgili olarak taraflar arasında 18/09/2014 tarihli …’ için alt yüklenici sözleşmesinin düzenlendiğini, davalının işi eksik ve kusurlu yaptığını, bu hususun Viranşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin….sayılı dosyası kapsamında bilirkişi raporuyla tespit edildiğini, davalının sürekli iş avansı talep ettiğini, gerekçesiz olarak hakediş imzalamaktan imtina ettiğini, sözleşmeye aykırı bir şekilde şantiyeyi 26/04/2015 tarihinde terk ettiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 5.1 maddesi gereğince … giderlerini davalının ödemesi gerektiğini, müvekkilinin ise idareden hakediş alabilmek için …’dan borcu olmadığına dair yazı almakla yükümlü olduğunu, bu nedenle sürekli olarak kendi iş yeri sicil numarası altında işveren olarak kayıtlı görünen davalı adına … prim borcu ödemesi yapmak zorunda olduğunu, davalının işi terk ettiği ve hiçbir işçisini müvekkilinin şantiyesinde çalıştırmadığı halde sadece bir işçinin … kaydını aktif tutup ve işçinin işten çıkışını yapmadığını, bunun sebebinin ise davalının hala iş yerinde çalışma yaptığına dair mesnetsiz ve gerçeğe aykırı emare elde etmek istemesi olduğunu, taraflar arasında tek hakediş yapılacağını ve tüm imalatların bu hakedişe dahil edildiğini, avans ve … ödemeleri toplamının 288.382,26 TL olup ayıplı imalatların tutarı olan 54.650,00 TL ile birlikte toplam 343.032,36 TL tutardan davalıya kesintilerden sonra ödenecek olan 32.526,46 TL’nin mahsubuyla müvekkilinin bakiye 310.495,80 TL fazla ödemesi bulunduğunu belirterek fazla hakları saklı olarak 310.495,80 TL fazla ödemenin ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; İmalatların ayıplı olduğuna ilişkin iddiaların yerinde olmadığını, aksi takdirde davacının … den hakediş alabilmesinin mümkün olmadığını, davacının dava dışı … den hakedişlerini almasına rağmen müvekkiline hiçbir hakediş ödemesi yapmadığını, davacı yanca diğer edimlerin de yerine getirilmediğini, …. D.iş sayılı tespitin müvekkili şirket şantiyeden ayrıldıktan yaklaşık iki ay sonra müvekkilinin yokluğunda yapıldığını ve tespit raporunda hatalı olarak belirtilen iş ve imalatların tümüne ilişkin hakedişi işveren idareden aldığını, tespit raporunu kabul etmediklerini, rutin denetlemeye ilişkin idari müfettiş raporunda yapılan işlerin tam olduğunun belirtildiğini, müvekkilinin işe başladıktan sonra 2 ay boyunca … ödemelerini yaptığını, müvekkili şirket bünyesinde çalışan işçilerin ücretlerinin de ödendiğini, davacı tarafça hakedişlerin ödenmediğini, hakediş talebinde bulununca “… ödemelerini biz yapalım hakedişten keselim” cevabının alındığını, müvekilince imalatların eksiksiz, kusursuz yapıldığını, iş makinaları, motorin bedeli, yemek bedelleri ve diğer kesintiler konusunda davacı iddialarının yerinde olmadığını belirterek asıl davanın reddine karar verilmesini istemiş, karşı davasında taraflar arasında düzenlenen hakedişin 23/04/2015 tarihli olduğunu, sözleşmede bahsedilen ….borulara göre müvekkilince satın almalar ve masraflar yapıldığını, ancak daha sonra karşı davalının dava dışı idareyle görüşerek boruların…. boruları olarak değiştirilmesine karar verildiğini ve müvekkilinin mağduriyetine sebep olduğunu, karşı davalının müvekkilinin zararlarını da karşılamadığını, müvekkilinin sözleşme bünyesinde bulunan …. boru birim fiyatı toplamından %25 kar edecek olup, hedeflenen karın 202.964,00 TL’ye düştüğünü ve burada müvekkilinin uğradığı zararın 336.221,00 TL olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere müvekkilinin yapmış olduğu iş ve imalatlar karşılığında uğradığı zararlar olarak şimdilik 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; Taraflar arasında, …. ilişkin olarak 18/09/2014 tarihli sözleşme yapıldığı taraflarca da kabul edildiği, ancak sözleşme hükümleri gereğince tarafların edimlerini yerine getirip getirmediği hususunun taraflar arasında uyuşmazlık konusunu oluşturduğu, dosyaya sunulan deliller, sözleşme, …’den talep edilen hak edişe ilişkin belgeler birlikte değerlendirilerek, tarafların sözleşmeden kaynaklı edimlerini yerine getirip getirmediği hususunun tespit edilebilmesi için konusunda uzman bilirkişi heyetine dosyanın tevdi edilerek alınan raporda bilirkişi heyetinin tarafların belgeleri ve dosyaya sunulan deliller üzerinde yapmış oldukları incelemede karşı davanın hukuki dayanağının bulunamadığını, asıl dava yönünden davacı tarafın alacaklı olduğununun tespit edildiği, tarafların bilirkişi raporuna karşı itiraz etmeleri üzerine, bilirkişi heyetinin dosyaya sunmuş oldukları ek rapor da, kök rapordaki görüşlerinde bir değişikliğin olmadığı, davacının davalıya 223.457,50TL fazladan ödeme yaptığının tespit edildiği, bilirkişi heyetinin düzenlemiş olduğu kök ve ek rapor, tarafların tüm iddia ve beyanlarının değerlendirildiği, tarafların dosyaya sunmuş oldukları belgeler ile …’nden gönderilen hak edişe ilişkin belgeler ile diğer hususlar incelenerek düzenlendiği, dosya içeriğine uygun ve denetime elverişli olduğundan hükme esas alındığı, yapılan yargılama, toplanan deliller, dosyaya kazandırılan bilirkişi heyeti raporunun birlikte değerlendirilmesi neticesinde, davacı … ortaklığının davalı tarafa ödeme yaptığı, bunu banka dekontları ve … ödemeleri ile ilgili makbuzlarla ispat ettiği, bu ödemeleri Ankara 35. Noterliği’nin 07/08/2015 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile talep ettiği, bilirkişi raporları ile de davacı … ortaklığının davalı tarafa fazladan ödeme yaptığı hususunun tespit edildiği, bu nedenle açılan asıl davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bilirkişi heyetinin yapmış olduğu hesaplama neticesinde, davacı tarafın davalıdan 223.457,50TL alacaklı olduğu tespit edildiğinden, bu miktar üzerinden asıl davanın kısmen kabulüne, karşı dava yönünden ise, davalı- karşı davacı tarafın iddiasını ispat edemediğinden davasının reddine karar verildiği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile, 223.457,50 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı- karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı-karşı davalı tarafından, eksik ve hatalı olarak belirtilen imalat bedellerinin tümünün …’den alındığını, müvekkilinin 22.09.2014 tarihinden 23.04.2015 tarihine kadar dava konusu şantiyede kış aylarında tüm zorluklara rağmen çalıştığını, ancak karşı yanın müvekkilinin araçların geçmesi için uygun yolu açmadığını, müvekkilinin zor ulaşım şartlarında iş yapmaya çalıştığını, bunun yanında karşı yanın müvekkili şirket tarafından boruların döşenmesi için hendeklerin açılması ile sorumlu iken hendek kazılarının özensiz ve yanlış açılması nedeni ile müvekkilinin hendeklerin işe uygun hale gelmesini işini de üstlenmek zorunda kaldığını, karşı yan tarafından hakkedişlerin verilmemesi nedeni ile sürekli olarak kendi cebinden harcama yaparak işe devam etmek zorunda kaldığını, ayrıca karşı yanca sağlanması gereken malzemelerin zamanında getirilmemesi veya işe uygun olarak getirilmemesi nedeni ile müvekkilinin işinin uzadığını ve süresi içerisinde boru döşeme işini gerçekleştiremediğini, işlerin gecikmesinde sorumlu ve kusurlu olan taraf karşı yan olup, tamamen kendisine ait olan kusur sorumluluğunu müvekkili üzerine yüklemeye çalıştığını, kaldı ki taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 5.1 maddesinde “yapılan işlerin her aşamada kontrol edileceği, ayıplı haller tespit edildiğinde yükleniciye derhal yazılı olarak bildirileceği…” hüküm altına alınmış olmasına rağmen derhal ihtar ve uyarıda bulunmamasının sebeplerinin ortaya konulması, bu hususun basiretli tacir anlayışı ile örtüşüp örtüşmediğinin araştırılması gerektiği gibi mail adresine gönderilen ihtarların sözleşmenin tebligat adresine ilişkin 12. maddesine aykırılık teşkil edip etmediği konusunda ve delil niteliği tartışılmadan verilen karar eksik incelemeye dayalı olduğunu,…. 24.maddesi kapsamında müvekkiline tespitin yapılacağı günün tebliğ edilmesi gerekirken aksi yönde davranılmak suretiyle tesis edilen tespit ve bu tespite dayanılarak hazırlanan raporun mevzuata uyarlılık teşkil etmediğini, Viranşehir Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … sayılı dosyasında yapılan tespitlerin müvekkilinin şantiyeden ayrıldıktan tam olarak 2 ay sonra şirket temsilcisi ve yetkililerinin yokluğunda yapılmış olduğunu, hazırlanan bilirkişi raporunun müvekkiline tebliğ dahi edilmediğini, yapılan tespitte hangi boru hattında tespit yapıldığının da belli olmadığını, ayrıca tespitin yapılması için 2 ay gibi uzun bir süre beklendiğini, bu nedenle tespit raporuna itibar edilemeyeceğini, müvekkilinin çalıştığı süre boyunca karşı yan ile yapılan anlaşma çerçevesinde en az 6 kez hakediş düzenlenmesi gerekirken sadece tek bir kez hakkediş düzenlendiğini ve düzenlenen bu tek hakedişin müvekkili işe başladıktan 7 ay sonra 23.04.2015 tarihinde düzenlenmiş olup hakedişin içeriğinin gerçeği yansıtmadığını ve bu hakedişinde ödenmemesi nedeniyle davacı/karşı davalının BK’nın 97.maddesini açıkça ihlal ettiğini, karşı tarafın kendi kusuru ile müvekkilinin hakkediş ödemelerini gerçekleştirmediğini, karşı yan tarafından gerçeğe aykırı olarak hazırlanan sözkonusu hakediş raporunda müvekkilince tamamlanmış olan işlerin ancak %10’nun dahil edildiğini ve iş kalemlerine ilişkin birim fiyatlarının anlaşmaya aykırı olarak düşük gösterildiğini, müvekkilinin hakkaniyetsiz raporu imzalamayacağını beyan ettiğinde ise tehdit edildiğini ve şantiyeyi terk etmek zorunda kaldığını, müvekkili şirketin işe başladığı tarihten itibaren 2 ay boyunca kesintisiz olarak … ödemelerini bizzat yaptığını, bunun yanında işe başladığı tarihten bitiş tarihine kadar personel maaşları, yemek, konaklama, malzeme, iş makinası gibi masrafları da karşıladığını, ancak hakedişlerini alamadığını ve her masrafı kendi cebinden yapmak zorunda kaldığını, hakedişin ödenmesi istendiğinde davacı-karşı davalı tarafından … primlerinin kendileri tarafından ödenerek hakedişten düşülebileceği ancak hakedişin şimdi verilemeyeceğinin belirtildiğini, bu nedenle müvekkili tarafından … primlerinin ödenmesi karşı yana bırakıldığını, karşı yan kendi hakedişini …’den alabilmek adına … ödemelerini yaptığını ancak aldığı hakedişlerden müvekkiline yapılması gereken ödemelerin hiçbirisini ödemediğini, bununla beraber müvekkilinin işçilere işçilik alacaklarını ödemediği iddiasının da gerçeği yansıtmadığını, zira müvekkilinin bünyesinde çalıştırdığı işçilerin tamamına tüm işçilik haklarını karşı yan tarafından kendisine ödeme yapılmaması nedeni ile iş makinalarını satarak ödediğini, İdari Şartnamenin 18. maddesinde “İdarenin onayı olmaksızın alt yüklenici çalıştırılamaz” şeklindeki düzenlemeye göre yüklenicinin idarenin onayı olmaksızın şantiyede alt yüklenici çalıştırmasının mümkün olmadığını, ancak dosya kapsamına idareden bu şekilde alınmış bir onay sunulmadığını, bu haliyle müvekkilinin eksik iş yaptığı ve bu işin başka bir taşerona tamamlattırıldığı iddiasının kabul edilmesi mümkün olmayacağını, bununla beraber karşı yanın eksik olduğunu iddia ettiği işleri kendisi yapmış ise, hangi sıfatla kaç personele … kaydı açıldığı, … kayıtlarında işin boru işi olduğu dikkate alındığında “boru ustası” olarak kayıt açılıp açılmadığı, müvekkiline ilk noter ihtarının çekildiği 03.11.2014 tarihden itibaren şantiyeye kaç …’lı personel alındığı hususları araştırılmadan verilen hükmün eksik incelemeye dayalı olduğunu, sözleşmesinin ayrılmaz bir parçası niteliğinde olan birim fiyat cetvelinde boruların imalatı ve döşenmesi için müvekkili tarafından işlemlere başlandıktan sonra karşı yan tarafından tamamen kendi çıkarları ve keyfiyeti doğrultusunda boruların cinsinin değiştirilmesine karar verilerek müvekkilinin mağdur olmasına neden olduğunu, bu hususun mahkemece hüküm kurulurken dikkate alınmadığını ve eksik ve hatalı olarak tazminat taleplerinin reddedildiğini, taraflarınca dosyaya sunulan ve ehil kişiler tarafından hazırlanan mütalaada da belirtildiği üzere dava konusu sözleşme ekinde yer alan birim fiyat teklif cetvelinde boruların tümü bir bütün halinde yer almakta olup, bir kısım boruların hariç olduğuna ilişkin bir ibarenin de bulunmadığını, bu nedenle müvekkilinin de rızası alınmaksızın sözleşme konusunda ve tutarında müvekkili aleyhine değişiklik yapılmasının gerek sözleşme hükümlerine gerekse ahde vefa ilkesi ile mevzuata açıkça aykırı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dosyada mübrez olan 15.11.2014 tarihli teknik raporda müvekkilinin … hatlarında da çalıştığı ortaya konulmuş olmasına karşın müvekkilin bu alanlardaki çalışmaları dikkate alınmadan sadece davacı/karşı davalının beyanları dikkate alınarak müvekkilin sadece…hatlarında çalıştığı farz edilerek rapor hazırlandığını, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirmeye alınmadığını, ayrıca bilirkişi raporunda şantiye defter kayıtları esas alınarak değerlendirme yapıldığını, ancak Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 29. maddesinde defterlerin yüklenici ile iş sahibi idare arasında hüküm ve sonuç ifade ettiği hüküm altına alındığını, bu itibarla davalı/karşı davacının açık bir kabulünün bulunmadığı defterlerin peşinen kabul edilerek esas hakkında hüküm kurulmasının mevzuata ve hakkaniyete aykırı olduğunu, aynı şekilde yeşil defterin tek başına delil olarak kabul edilmesinin ancak uyuşmazlık taraflarının birlikte imzasının bulunması ve sıhhatinin araştırılması halinde mümkün olduğunu, bu nedenle sözkonusu defterlerde müvekkilinin açık kabulü ve imzası bulunmadığından dolayı dikkate alınmaması gerekirken defterlerdeki bilgilere göre değerlendirme yapılarak rapor hazırlanması ve bu rapor dikkate alınarak esas hakkında karar verilmesinin yapılan tüm değerlendirmelerin yanlış ve eksik olduğu anlamına geldiğini, sözleşme davalı/karşı davacı tarafından fesih edildiğinden menfi tespitin hesaplanması gerekirken bilirkişi raporunda dahi bu taleplerin değerlendirmeye alınmadığını ve eksik bir karar ile hüküm kurulmak sureti ile karşı davanın reddine karar verildiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve karşı dava, alacak istemine ilişkin olup mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne karşı davanın reddine dair verilen karara karşı davalı-karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık 18/09/2014 tarihli ….boruların döşenmesi ve üstündeki sanat yapıları ile her türlü mekanik aksamın yerine yerleştirilmesi konulu eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, mahkemece dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına ve özellikle karşı davadaki talebin sözleşme kapsamındaki imalata giren borunun değiştirilmesi nedeniyle kar kaybı talebine ilişkin olduğunun anlaşılmasına göre davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince asıl dava yönünden alınması gereken 15.264,38 TL ve karşı dava yönünden alınması gereken 59,30 TL olmak üzere toplam 15.323,68 TL harçtan asıl ve karşı davada peşin alınan toplam (3.816,10 TL+35,90 TL) 3.852,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.471,68 TL harcın davalı-karşı davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı-karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödenen başvuru harçlarının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 17/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…

Üye…

Üye…

Katip…

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır