Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2023/875 E. 2023/869 K. 10.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/875 – 2023/869
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/875
KARAR NO : 2023/869

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/11/2022
NUMARASI : 2018/621 Esas 2022/749 Karar

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 10/11/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 29/11/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 02.10.2010 tarihinde davacının sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile seyir halinde iken, plakası belirlenemeyen bir kamyonetin önüne çıkması nedeniyle kamyonete çarpıp dengesini kaybederek, karşı şeritten gelen …’in sevk ve idaresindeki zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi bulunmayan … plakalı motosiklete çarpması sonucu meydana gelen kazada ağır şekilde yaralandığını, davalı … sigortası bulunmayan … plakalı motosiklet ile plakası belirlenemeyen aracın neden olduğu zararlardan 2010 yılı Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi teminat limiti dahilinde sorumlu olduğunu, Sigorta Tahkim Komisyonu kararı gereğince davacının %15 maluliyet oranına göre … tarafından 08.05.2017 tarihinde davacıya 39.950,00 TL ödeme yapıldığını, davacının maluliyetinde artış meydana geldiğinden Sigorta Tahkim Komisyonuna bakiye alacak talebiyle yaptıkları başvuru ile davalı …27.04.2018 tarihinde yaptıkları başvuruların reddedildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bakiye 1.000,00 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının ilk temerrüt tarihi olan 22.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 02.10.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile talebinin 50.000,00 TL’ye yükseltmiştir..
Davalı … vekili, davanın … plakalı aracın işleteni/sürücüsü konumunda olan …’e ihbar edilmesini, davacı tarafından davadan önce yapılan başvuru üzerine Sigorta Tahkim Komisyonunda görülen dosyada belirlenen ve davacının ıslah tutarı olan 39.950,00 TL tazminatın Ankara 2. İcra Müdürlüğünün 2017/8342 E sayılı dosyasına tüm ferileri ve yargılama giderleri ile birlikte ödendiğini, davalı kurumun sorumluluğunun kalmadığını, kesin hüküm nedeniyle davanın reddini, kabul anlamına gelmemek üzere davalı kurumun gerçek zarar, … plakalı aracın kusur oranı ile sınırlı olarak sorumlu olduğunu, Adli Tıp Kurumundan kusur ve maluliyet oranı, kaza ile illiyeti konusunda rapor alınmasını, ödeme tarihindeki verilere göre zararın belirlenmesini, geçici işgöremezlik tazminatından sorumlulukları bulunmadığını, davacının kask ve koruyucu elbise giymemesinin zararı artırdığını, bu sebeple hesaplanacak tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, dava tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın 02.10.2010 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davalıdan bakiye sürekli işgöremezlik, geçici işgöremezlik tazminatı istemine ilişkin olduğu, uyuşmazlığın aynı kazaya ilişkin verilmiş kesin hüküm bulunup bulunmadığı, davacının artan maluliyeti olup olmadığı, varsa davacının artan maluliyetten kaynaklı zarar miktarı, davalının bu zarardan sorumlu olup olmadığına yönelik olduğu, dava konusu kazaya ilişkin Sigorta Tahkim Komisyonu 2016 E, 33494 karar sayılı ilamı ile 17.04.2012 tarihli rapor dikkate alınarak davacının %15 maluliyet oranına göre 39.950,00 TL tazminata hükmedildiği ve kararın kesinleştiği, karara dayanak rapor sonrasında davacının kaza nedeniyle gelişen durumun olup olmadığı hususunda rapor tanzimi için ATK’ya yazılan müzekkere cevabında gelişen durumun olmadığının bildirildiği anlaşılmakla HMK 114/1-i maddesinde düzenlenen ” aynı davanın daha önce kesin hükme bağlanmış olması ” dava şartı bulunmadığından aynı yasanın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davacının 02.10.2010 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu sakat kaldığını, kaza tarihinde geçerli olan yönetmelik hükümlerine göre Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan raporda vücudunda %32 oranında kalıcı sakatlık meydana geldiğinin tespit edildiğini, özürlülük ölçütü yönetmeliğine göre Adana Eğitim ve Araştırma Hastanesinden %15 oranlı rapor alındığını, söz konusu raporda dikkate alınan yönetmeliğin kaza tarihinde geçerli olmadığını, Sigorta Tahkim Komisyonunun 2016/E.33494 sayılı dosya üzerinden yapılan başvuru neticesinde hazırlanan bilirkişi raporunda 113.595,65 TL tazminat hesaplaması yapıldığını, dosyanın 39.950,00 TL üzerinden ıslah edildiğini bu miktarın kesinleşerek ödendiğini, bakiye tazminat için Sigorta Tahkim Komisyonunun 2017/E.32987 sayılı dosya üzerinden ikinci kez başvuru yapıldığını bakiye tazminat başvurusunda kaza tarihinde geçerli olmayan hükümlere göre Adana Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan %15 oranlı raporu dikkate alınarak ve bakiye tazminat bulunmadığı gerekçesi ile başvurunun reddine karar verilmesi üzerine davacının sakatlığının çok ciddi olması nedeniyle bakiye tazminatın tahsili talebi için eldeki davanın açıldığını, mahkemece alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan maluliyet raporunda da davacının %27.2 oranında sakatlığı bulunduğu, 9 ay süre ile geçici iş göremezlik durumunda kaldığı ve 3 ay süre ile bakıcı ihtiyacı olduğunun tespit edildiğini, zamanaşımı nedeniyle 02.10.2020 tarihinde 50.000,00TL üzerinden ıslah yaptıklarını, ancak, Mahkeme tarafından; Sigorta Tahkim Komisyonunun 2016/E.33494 sayılı dosyasındaki karar kesin hüküm kabul edilerek davamızın reddine karar verilmiş ise de kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, Sigorta Tahkim Komisyonunun 2016/E.33494 sayılı dosyasında dikkate alınan Adana Eğitim ve Araştırma Hastanesinin %15 oranlı raporunun kaza tarihindeki yönetmeliğe uygun olmadığını, kaza tarihindeki yönetmelik hükümlerine göre İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan maluliyet raporunda da davacının %27.2 oranında sakatlığı bulunduğu açıkça tespit edildiğini, hem Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından hem de İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulundan meslekte kazanma gücü yönetmeliğine göre alınan raporlarda %27.2 oranında maluliyeti bulunduğunun tespit edildiğini, aktüer raporunda da tazminatının 208.919,00 TL olduğu ve kaza tarihindeki limitlerin üzerinde olduğunun belirlendiğini, maluliyet raporunda ve aktüer hesabında bakiye tazminatının bulunduğu açıkça tespit edilmiş olmasına karşın, %15 oranlı rapor dikkate alınarak bakiye tazminat bulunmadığı gerekçesi ile başvurunun reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu. Kaldı ki, Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin 26. Hukuk Dairesinin 27.10.2022 tarih ve E:2020/1169, K:2022/2116 sayılı kararında “Bakiye tazminat bulunması halinde Sigorta Tahkim Komisyonu kararlarının kesin hüküm teşkil etmeyeceği, bakiye tazminata hükmedilmesi gerektiği” yönünde hüküm kurulduğunu, davacının maluliyeti doğrultusunda bakiye tazminat alacağının bulunduğu açık olup 02.10.2022 tarihinde 50.000,00TL üzerinden ıslah yapılıp harcının yatırılmasına karşın mahkeme tarafından bu hususun dikkate alınmadığını, davacının maluliyeti doğrultusunda bakiye tazminat alacağının bulunduğu ve Sigorta Tahkim Komisyonu kararlarının kesin hüküm teşkil etmeyeceği açık olduğundan davanın kabulü yerine reddinin yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, davacının sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen araçla, zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi bulunmayan … plakalı motosikletin karıştığı trafik kazasında yaralanan davacı için geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatının davalı … tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 02.10.2010 tarihinde davacının sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile seyir halinde iken, plakası belirlenemeyen bir kamyonetin önüne çıkması nedeniyle kamyonete çarpıp dengesini kaybederek, karşı şeritten gelen …‘in sevk ve idaresindeki zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi bulunmayan … plakalı motosiklete çarpması sonucu meydana gelen kazada ağır şekilde yaralandığını, davalı … sigortası bulunmayan … plakalı motosiklet ile plakası belirlenemeyen aracın neden olduğu zararlardan sorumlu olduğunu, Sigorta Tahkim Komisyonu kararı gereğince davacının %15 maluliyet oranına göre … tarafından 08.05.2017 tarihinde davacıya 39.950,00 TL ödeme yapıldığını, davacının maluliyetinde artış meydana geldiğinden Sigorta Tahkim Komisyonuna bakiye alacak talebiyle yaptıkları başvuru ile davalı …27.04.2018 tarihinde yaptıkları başvuruların reddedildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bakiye 1.000,00 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının 22.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 02.10.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile talebinin 50.000,00 TL’ye yükseltmiş, mahkemece davanın kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı vekili kesin hüküm şartlarının oluşmadığını belirterek bu yönde istinaf sebeplerini ileri sürmüştür.
HMK.nun 114. Maddesinin 1 fıkrasının i bendi gereğince aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olmasının dava şartı olduğu; aynı kanunun 115 .maddesinin 2 fıkrasında dava şartı noksanlığı (giderilmesi mümkün olmayan) bulunması halinde davanın usulden reddine karar verileceği; aynı kanunun 303/1-2 fıkralarında da bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerektiği, bir hükmün davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm ifade edeceği düzenlemelerine yer verilmiştir.
Somut olayda davacının 10.11.2016 tarihinde Uyuşmazlık Hakem Heyetine yaptığı başvuru ile 02.10.2010 tarihli trafik kazasına karışan plakası ve sürücüsü belirlenemeyen araç ile zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi bulunmayan … plakalı motosiklet nedeniyle … fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 5.050,00 TL geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı talep ettiği aktüer bilirkişi tarafından %32 maluliyet rapora göre 227.191,29 TL tazminat hesaplandığı davacının talebinin 10.04.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile 39.950,00 TL’ye yükselttiği, Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 10.11.2016 2016.E 33494, 14.04.2017 –K 2017/14373 sayılı kararı ile başvurunun kabulüne taleple bağlı kalınarak 39.500,00 TL maddi tazminatın 20.09.2016 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte … tahsili ile başvuruna ödenmesine itiraz yolu açık olmak üzere karar verildiği, davacı tarafca karar itiraz edilmediği, karar gereğince … tarafından Ankara İcra Müdürlüğünün 2017/83420 takip sayılı dosyası üzerinden 05.05.2017 tarihinde davacıya 54.414,37 TL ödendiği, davacının 30.05.2017 tarihinde bakiye sürekli işgöremezlik tazminatı için Uyuşmazlık Hakem Heyetine yaptığı başvurunun 10.09.2017 tarihinde kesin hüküm nedeniyle reddine karar verildiği, davacının itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyetinin 02.10.2017-2017 İ 4464, 28.12.2017 tarih ve 2017/İHK-5562 kararı ile itirazın reddine karar verildiği, kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davacının dava konusu talebiyle ilgili olarak eldeki davadan önce Uyuşmazlık Hakem Heyetine yaptığı başvurusunun kabul edilerek geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatına karar verildiği ve kararının icraya konularak tahsilinin sağlandığı, yine eksik ödendiği iddiası ile Sigorta Tahkim Komisyonuna yapılan 2. başvurunun da kesin hüküm nedeniyle reddine karar verildiği, Sigortacılık Kanununun 30. maddesinin 12. fıkrası, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114. maddesinin 1. fıkrasının i bendi ve 115. maddesinin 2. fıkrasının 1. cümlesi gereğince eldeki davanın davacı yönünden daha önceden kesin hükme bağlanmış olması nedeniyle yerel mahkemece dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine karar verilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Kararın taraflara tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 361.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK SÜRE İÇERİSİNDE TEMYİZ YASA YOLU AÇIK olmak üzere 10.11.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.