Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/760 – 2023/931
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2023/760
KARAR NO : 2023/931
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/06/2023
NUMARASI : 2023/283 Esas 2023/427 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 17/11/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ :11/12/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili, 09.04.2015 tarihinde davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı … plakalı araç sürücüsünün davacı yayaya çarpması sonucu meydana gelen kazada davacının yaralandığını, davacının %25 oranında sürekli maluliyetinin olduğunu, Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/4615 sayılı dosyasında soruşturmanın yürütüldüğünü belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50,00 TL geçici iş göremezlik, 50,00 TL bakıcı gideri ve 100,00 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere 200,00 TL maddi tazminatın HMK’nın 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak temerrüd tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu kaza üzerinden 8 yıldan fazla süre geçtiği için davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davalı şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı ve sigortalının kusurlu olması halinde olduğunu, davaya konu kazada sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, 15.05.2015 tarihli uzlaştırma raporu gözetilerek uzlaşma nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, soruşturma dosyasının dosya içerini getirtilmesini, davacıya gelir bağlanıp bağlanmadığının araştırılmasını, Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu, Adli Tıp Kurumundan maluliyet raporu, aktüer bilirkişiden hesap raporu alınmasını, tazminat belirlenirken asgari ücretin baz alınmasını, geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderlerinin teminat kapsamında olmadığını, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilebileceğini, davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI;
Mahkemece toplanan delillere göre, davanın trafik kazasından kaynaklanan geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri zararının tazmini istemine ilişkin olduğu, davalı vekilinin, davacının ceza soruşturmasında uzlaştırmayı kabul etmiş olması nedeniyle davanın reddi gerektiğini savunduğu, olaya ilişkin Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/4615 sayılı soruşturma dosyasında, müştekinin …, mağdurun …, şüphelinin …, suçun taksirle yaralamaya sebebiyet vermek olduğu, şüpheliye isnat edilen suçun CMK’nın 253. maddesine göre uzlaştırmaya tabi suçlardan olması nedeniyle uzlaştırma hükümlerinin uygulandığı, tarafların uzlaştıklarından bahisle 21.05.2015 tarihinde Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca uzlaşma nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, 15.05.2015 tarihli uzlaşma raporunda, müşteki …’in, meydana gelen kazada kızı …’in yaralandığını, kızını tedavi ettirmek için masraflar yaptığını, 150,00 TL verilmesi halinde uzlaşabileceğini beyan ettiği, şüpheli …’in ise uzlaşma karşılığında bu parayı verebileceğini beyan ettiği, şüphelinin 150,00 TL parayı uzlaştırmacının huzurunda müştekiye verdiği ve uzlaşmayı kabul ettiklerinin belirtildiği uzlaştırma raporunun düzenlendiği, taraflarca raporun imzalandığı, imza inkarında da bulunulmadığı, 09.04.2015 tarihli uzlaşma teklif formu ve uzlaştırma raporunda; taraflara uzlaşmanın hukuki sonuçlarının ve verecekleri kararların hukuki sonuçlarının ayrıntılı olarak açıklandığı, davacının, araç işleteni ve sürücüsü olan …’den 150,00 TL para kaybının karşılanmasını talep ettiği, şüpheli … tarafından davacı …’in babası olan … tarafından talep edilen 150,00TL’nın uzlaştırmacının yanında defaten davacıya ödendiği ve taraflar arasında bu şekilde uzlaşma sağlandığı, uzlaşmanın mutlaka edim karşılığı yapılması zorunluluğu bulunmadığı, CMK 253/19. maddesine göre artık davacının maddi tazminat davası açma hakkı bulunmadığı gibi açılmış davadan da feragat edilmiş sayılacağı kabul edilerek davacının maddi tazminat davasının reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava dilekçesinde istedikleri kalemlere ilişkin uzlaşma olduğu iddiasının somut gerçeğe aykırılık teşkil ettiğini, davacının uzlaşmak istediğini belirtmediğini, şikayetçi olduğunu beyan ettiğini, 15.05.2015 tarihinde davacının kanuni temsilcisinin uzlaşma için yapılan görüşmede de tazminat talebinden vazgeçmeyeceğini belirttiğini, bunun dışında tedavi giderlerine ilişkin uzlaşabileceklerini söylediğini, kendisine uzlaşmayı kabul etmesi halinde tazminat talebinden vazgeçmiş sayılacağına ilişkin yeterli ve açıklayıcı bir bilgi verilmediğini, 15.05.2015 tarihli bu karara esas alınan uzlaştırma raporunda da davacının babasının kanuni temsilci sıfatıyla; meydana gelen kazada kızı …’in yaralandığını, kızını tedavi ettirmek için birtakım masraflar yaptığını ve 150,00 TL karşılığında bu hususta uzlaşacağını beyan ettiğini, her ne kadar bu ifadesi uzlaştığına yorulsa da bir önceki cümlede kızının tedavi giderlerinden bahsettiğini ve buna ilişkin olarak sonraki cümlede 150,00 TL istediğinin izahtan vareste olduğunu, tedavi giderlerinden bahsedip hemen ardından 150,00 TL karşılığında tedavi giderleri hususunda anlaşma sağlandığını, diğer hususlara ilişkin herhangi bir uzlaşmanın söz konusu olmadığını, uzlaştırma raporu geçerli olsaydı dahi tarafların ceza soruşturması sırasında uzlaşma sonucu düzenlenen ödeme ve ibra sözleşmesi sonucu, tazminat miktarının az olduğu durumlarda davacının aşırı yararlanma hukuksal nedenine dayanarak ayrıca maddi tazminat isteyeceğinin kabulü gerektiğini, uzlaştırma raporu tarihi olan 15.05.2015 tarihinden sonra dahi bu tazminat alacaklarına ilişkin davanın senelerce 2023 tarihine kadar dahi devam ettiğini ve feragat edilmediğini, davacının tazminat haklarından vazgeçtiğini bilmediğinin açık olduğunu, uzlaştırma raporunun ise geçersiz olduğunu, davacının kanuni temsilcisinin bilgisizlik ve deneyimsizliğinin sonucu olarak uzlaştırma raporunu imzaladığını, … Devlet Hastanesi tarafından tanzim edilen maluliyet raporunda kazaya bağlı olarak davacı için %25 gibi yüksek bir oranda maluliyet tespiti yapıldığını ve yine zihinsel engeli oluştuğunun tespit edildiğini, bu denli ağır maluliyeti olan ve hayatı boyunca bunu taşıyacak olan davacının karşılığında 150,00 TL alarak uzlaşmayı kabul ettiği düşüncesinin dürüstlük kuralına aykırı olmakla birlikte davacı aleyhine aşırı yararlanma durumunun söz konusu olduğunu, davacının zarar miktarının 30.09.2022 tarihli bilirkişi raporu ile belirlendiğini, müşterek çocuğa ilişkin tasarruf hakkının tek başına kullanılamayacağını, uzlaştırma raporunda yalnızca babanın imzası bulunmakla birlikte diğer kanuni temsilcinin haberinin ve rızasının olmadığını ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davacı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili davalı sigorta şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı aracın davacı yaya çarptığını, davacının yaralandığını davacı için geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri talep etmiş, mahkemece hazırlık soruşturması aşamasında taraflara arasında uzlaşma sağlandığından CMK’nın 253/19. Maddesi gereğince davanın reddine karar verilmiştir.
Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/4615 sayılı soruşturma dosyasında, müştekinin …, mağdurun …, şüphelinin …, suçun taksirle yaralamaya sebebiyet vermek olduğu, şüpheliye isnat edilen suçun CMK’nın 253. maddesine göre uzlaştırmaya tabi suçlardan olması nedeniyle uzlaştırma hükümlerinin uygulandığı, 15.05.2015 tarihli uzlaşma raporunda, müşteki …’in, meydana gelen kazada kızı …’in yaralandığını, kızını tedavi ettirmek için masraflar yaptığını, 150,00TL verilmesi halinde uzlaşabileceğini beyan ettiği, şüpheli …’in ise uzlaşma karşılığında bu parayı verebileceğini beyan ettiği, şüphelinin 150,00TL parayı uzlaştırmacının huzurunda müştekiye verdiği ve uzlaşmayı kabul ettiklerinin belirtildiği uzlaştırma raporunun düzenlendiği, taraflarca raporun imzalandığı, imza inkarında da bulunulmadığı, 09.04.2015 tarihli uzlaşma teklif formu ve uzlaştırma raporunda; taraflara uzlaşmanın hukuki sonuçlarının ve verecekleri kararların hukuki sonuçlarının ayrıntılı olarak açıklandığı, davacının, araç işleteni ve sürücüsü olan …’den 150,00 TL para kaybının karşılanmasını talep ettiği, şüpheli … tarafından davacı …’in babası olan … tarafından talep edilen 150,00TL’nın uzlaştırmacının yanında defaten davacıya ödendiği ve taraflar arasında bu şekilde uzlaşma sağlandığı, tarafların uzlaştıklarından bahisle 21.05.2015 tarihinde Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca uzlaşma nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
CMK’nın 253/19 maddesinde; “Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde, 171.maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171.maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 26.07.2023 Tarih 2023/43 Esas 2023/141 Karar sayılı ilamı ile “4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 6/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Kanun’un 24. maddesiyle değiştirilen 253. maddesinin (19) numaralı fıkrasının beşinci cümlesinin “Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz;…” bölümünün Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Danıştay ve Yargıtay tarafından kabul edilen uygulamaya göre “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulü kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Bu durumda mahkemece Anayasa Mahkemesinin 26.07.2023 Tarih 2023/43 Esas 2023/141 Karar sayılı iptal kararının eldeki davaya etkisi değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden ve ayrıca uzlaşma tutanağının davacı …’in babası olan … tarafından imzalandığı görülmekle, TMK’nın 336.maddesinin 1. fıkrasına göre, evlilik devam ettiği sürece ana ve babanın velayeti birlikte kullanacağı gözetilerek uzlaşma tutanağının baba tarafından imzalanmış olması da değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafça yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 17.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan
Üye
Üye
Katip
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.