Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2023/691 E. 2023/454 K. 10.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/691 – 2023/454
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/691
KARAR NO : 2023/454

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 08.05.2023
NUMARASI : 2022/781 Esas

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle)

KARAR TARİHİ : 10/07/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 12/07/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı ihtiyati haciz talebi reddedilen davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
DAVACININ İDDİASI
Davacılar vekili; 28.04.2022 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu … plakalı aracın davacılardan …’in eşi, …’nin oğlu, … ve … ‘in kardeşi yaya …‘a çarparak ölüme neden olduğunu, desteğin … Ltd. Şti’nde 4.429,25 TL maaşla çalıştığını, davalı sigorta şirketi tarafından davacı eş ve babaya toplam 146.891, 00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödenmiş ise de ödemenin yetersiz olduğunu belirterek HMK’nun 107 maddesi gereğince fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere davacı eş … için 1.000,00 TL, davacı baba … için 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; davacı … için 300.000,00 TL, … için 100.000,00 TL, … için 50.000,00 TL, … için 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı işleten ve sürücünün taşınır ve taşınmaz malları ile 3 kişilerdeki hak ve alacaklarına, kazaya karışan … plakalı aracın trafik kaydına ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiş; 30.12.2022 tarihli dilekçesi ile talebini ihtiyati haciz olarak değiştirmiş; 19.04.2023 tarihli dilekçesi ile maddi tazminatla ilgili olarak davalı sigorta şirketi ile anlaşma sağlandığından maddi tazminata ilişkin tüm davalılar yönünden davadan feragat ettiğini, manevi tazminat yönünden davaya devam ettiğini açıklamış; 28.04.2023 tarihli dilekçesi ile talep konusu manevi tazminatlara ilişkin davalı işleten ve sürücünün taşınır ve taşınmaz malları ile 3 kişilerdeki hak ve alacaklarına, kazaya karışan … plakalı aracın trafik kaydına ihtiyati haciz konulmasını istemiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, sigortalı araç sürüsünün %25 kusur oranına göre 05.07.2022 tarihinde davacı eş …’e 129.770,00, baba …’ye 17.029,98 TL ödeme yaptıklarından davacıların bakiye zararının bulunmadığını, aksi halde ödeme tarihindeki verilere göre zararını belirlenmesini, bakiye zarar olması halinde yapılan ödemenin güncellenerek mahsubu ile davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, desteğin asli ve tam kusurlu olduğunu, sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme ile davacıların zararının karşılandığını,manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … savunma yapmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece,08.05.2023 tarihli ara karar ile; davacılar vekilinin, 28/04/2023 tarihli dilekçesinde özetle; özellikle kazaya karışan davalı …’a ait … plakalı … marka araç başta olmak üzere araç maliki ve sürücünün taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine başkalarına satış, devir ve temliki ve cebri icra yoluyla satışının önlenmesi için dava sonuna ve alacağın tahsiline kadar ihtiyati haciz konulması talepli dilekçesi sunduğu, ihtiyati tedbirin tanımı ve koşullarının, 6100 sayılı HMK’nın 389. maddesinde belirtildiği buna göre; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı veya tamamen imkansız hale gelebileceğinden endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, HMK 390/1. maddesi kapsamında tedbir talep eden tarafın dilekçesinde ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunu, davacılar tarafından davalı sigorta şirketince yapılan ödeme dolayısıyla maddi tazminat istemlerinden feragat edilmiş olmasına; davacıların manevi tazminat istemi yönünden ihtiyati haciz talebinin 05/01/2023 tarihli ara karar ile değerlendirilmiş olup dosya kapsamına göre bu ara karardan dönülmesini gerektiren bir sebep olmamasına göre davacıların ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş; ara karar karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın verildiği dava dosyasına, dava konusuna ilişkin tarafların kusur oranları ile kusur oranları neticesinde talep edilen destekten yoksun kalma tazminatı miktarlarının tespitine ilişkin bilirkişi raporlarının ibraz edilmesi akabinde, 28.04.2023 tarihli dilekçe ile davanın mahiyeti mucibince ihtiyati haciz talep ettiklerini yerel mahkeme tarafından gerekçesiz şekilde talebin ihtiyati tedbir olarak değerlendirilmek suretiyle 08.05.2023 tarihli ara karar ile yasaya aykırı olarak reddine karar verildiğini, red sebebin açıklanmaması ve bu anlamda hükmün gerekçelendirilmemesini hem de talebin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu gibi Anayasa’nın 2.ve 141 maddeleri ile HMK’nun 27 maddesine de aykırı olduğunu, talepleri ihtiyati haciz olduğu halde mahkemece ihtiyati tedbir olarak değerlendirilmesinin doğru olmadığını, somut olayda ihtiyati haczin şartları oluşmuş olup aksi yönde verilen kararın kaldırılması gerektiğini, davalı …’un maliki olduğu olay günü davalı …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davacı … ‘ın eşi, … ‘ın oğlu, … ve … ‘ın kardeşi olan müteveffa …’a çarpması neticesinde meydana gelen ölümlü trafik kazasına dayalı manevi tazminat taleplerinin tahsili amacıyla açtıkları davada … plakalı aracın sürücüsü … kazanın meydana gelmesinde tek ve asli sorumlu olup tamamen kusurlu olduğunu, davalı araç sürücüsünün gereken tedbirleri almayarak, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı fiil ve davranışları ile meydana getirdiği olayın adeta bir trafik cinayeti niteliğinde olup, davacıları eşini, oğlunu ve kardeşlerini elim bir kazada kaybetmenin acısı içinde olduklarını,manevi tazminat talep hakkı doğduğunu, ihtiyati haczin, İcra ve İflas Kanununda düzenlenen geçici bir hukuki koruma olduğunu, para alacaklarına ilişkin mevcut veya müstakbel bir takibin sonucunun güvence altına alınması için, mahkeme kararı ile borçlunun malvarlığına el konulmasını sağlamakta olup konuya ilişkin İİK md. 257 ‘de “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.”Madde 258’de “ İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” düzenlemesinin yer aldığını, yasal koşul olan yaklaşık ispatın somut olayda gerçekleştiğini, 24.03.2023 tarihli bilirkişi raporu ve 02.04.2023 tarihli bilirkişi raporuyla davalı sürücünün kusurlu olduğu ve davacılar lehine maddi tazminat tespit edildiğini, 28.04.2022 tarihli ölü muayene tutanağında özetle; kişinin ölümünün genel beden travmasına bağlı kafatası, yüz ve iskelet sistemi kemik kırıkları ile birlikte gelişen beyin kanaması sonucu meydana geldiğinin belirtildiğini, Ankara 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 2022/622 Esas sayılı dosyasında Adli Tıp Kurumundan alınan 04.08.2022 tarihli Raporda; sanık sürücü …’nin idaresindeki kamyonet ile meskun mahal içi mahalde seyri sırasında hızını mahal şartlarına göre ayarlaması, kendi beyanından da anlaşılacağı üzere sağ ilerisinde dörtlü ikaz lambaları çalışır vaziyette olan servis aracından yolcu inebileceğini öngörerek her an tedbir alabileceği şekilde seyrini müteyakkız sürdürmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği anlaşılmakla gerçekleşen kazada dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışlarıyla tali kusurlu olduğunun belirtildiğini, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; trafik kazasının dosya içerisinde mevcut bilgi ve belgelere göre sabit olduğunu, kaza sonucu davacıların bilirkişi raporlarıyla da zarara uğradığının da ispat edildiğini, kaza ile maddi ve manevi zarar arasında illiyet bağı bulunduğunu, bu anlamda davacılar lehine tazminat alacağının doğduğu ve haksız fiilden dolayı haksız fiilin meydana geldiği, yani kazanın olduğu tarih itibari ile tazminat alacağının da muaccel hale geldiği anlaşıldığından, ihtiyati haciz için aranan yaklaşık ispatın sağlandığını, emsal Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay içtihatlarının da talebin haklılığını ispatlar mahiyette olduğunu (Bölge Adliye Mahkemesi Kararı – İstanbul BAM 9. HD., E. 2022/2023, K. 2022/1766, T. 29.9.2022, Yargıtay Kararı – 4. HD., E. 2012/7736 K. 2012/11049 T. 21.06.2012, İstanbul BAM, 40. HD., E. 2021/258 K. 2021/224 T. 18.2.2021, Trabzon BAM, 4. HD., E. 2019/114 K. 2019/114 T. 17.12.2019 ), davaya konu somut olayda haksız fiile dayalı olarak zararın meydana gelmiş olduğu açık olup, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında tazmin yükümlülüğünün olay tarihi itibariyle muaccel muaccel hale geleceği gözetilerek ve dosya kapsamı itibariyle yaklaşık ispat şartının oluştuğunun kabulü ile, özellikle kazaya karışan davalı …’a ait … plakalı … marka araç başta olmak üzere araç maliki ve sürücünün taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine İİK md. 257 gereğince başkalarına satış, devir ve temliki ve cebri icra yoluyla satışının önlenmesi için dava sonuna ve alacağın tahsiline kadar İhtiyati Haciz konulmasına karar verilmesi gerekirken bu yöndeki talebinin reddinin yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulüne, yerel mahkemece verilen 08.05.2023 tarihli ara kararın kaldırılmasına ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İhtiyati haciz talep eden davacılar vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
HMK’nın 26. Maddesi gereğince hakim, tarafların talep sonuçları ile bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.
İİK.257. maddesi hükmüne göre: “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1 – Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2 -Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”
İİK.’nın 258.maddesinde ise; “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.
Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir.
(Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./60. Md.; Değişik fıkra: 02/03/2005 – 5311 S.K./16.mad) İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
2004 sayılı İİK’nın 258/1. madde metninden de anlaşıldığı üzere ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” gereklidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değil, diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmaz. Ancak ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklının alacağın varlığı ve haciz sebepleri hakkında yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde kanaat getirecek deliller sunulması gerekir.
Somut olayda davacı vekili; 28.04.2023 tarihli dilekçesi ile manevi tazminat talepleri yönünden öncelikle kazaya karışan davalı …’a ait … plakalı … marka araç başta olmak üzere araç maliki ve sürücünün taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine İİK md. 257 gereğince başkalarına satış, devir ve temliki ve cebri icra yoluyla satışının önlenmesi için dava sonuna ve alacağın tahsiline kadar İhtiyati Haciz konulması talep ettiği halde mahkemece 08.05.2023 tarihli ara karar ile davacıların ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş olması, ihtiyati haciz talebi yönünden olumlu olumsuz karar verilmemesi HMK’nun 26.maddesine aykırı olduğundan davacılar vekilinin istinaf isteminin kabulü ile 6100 sayılı HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, ihtiyati haciz konusunda karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davacılar vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; Ankara 13.Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.05.2023 tarihli, 2022/781 Esas sayılı ara kararının HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kararın kaldırılma sebebine göre davacılar vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-İstinaf yoluna başvuran davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yeniden yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansından artan kısmın davacılara iadesine
5-Karar tebliğ ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1(f) maddesi gereğince KESİN olmak üzere 10.07.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.