Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2023/679 E. 2023/422 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/04/2023
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 15/06/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/07/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili,13.03.2018 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve İhtiyari Mali Mesuliyet sigortacısı olduğu aracın davacının içinde yolcu olarak bulunduğu dava dışı …..sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucu davacının yaralandığını ve malul kaldığını, davalı … şirketine 07.01.2019 tarihinde başvurmalarına rağmen ödeme yapılmadığını, kusuru bulunmayan davacının Ankara … …. temizlik işçisi olarak çalıştığını belirterek 30.000,00-TL manevi tazminatın davalı … şirketinden kaza tarihinden, aksi halde temerrüt tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte, diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı … şirketi vekili; dava konusu kazaya karışan ve davalılardan ……. plakalı aracın davalı şirkete İhtiyari Mali Mesuliyet … poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacının yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, ayrıca davacının hatır için taşındığını, emniyet kemerinin takılı olmadığını, müterafik kusuru bulunduğunu, talep konusu manevi tazminatın fahiş olup ancak yasal faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili; 13/03/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde davacının yaralandığını, olaya ilişkin Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/367 esas sayılı dosyası ile yapılan ceza yargılamasında davalının TCK’nun 85/2, 62 maddeleri neticeten 18.200-TL adli para cezası ile cezalandırıldığını, kararın istinaf aşamasında olup sonucunun beklenmesini, ceza dosyasında aldırılan kusur raporunda davacının yolcu olarak bulunduğu araç sürücü …’ın asli kusurlu, …’in ise tali kusurlu olduğuna dair rapor verildiğini, eldeki davada da kusur incelemesi yapılmasını, istenen tazminatın fahiş olduğunu, davacının sürücü olan arkadaşının aracında yolcu konumunda olup, hatır taşıması nedeniyle talep ettiği tazminattan indirim yapılmasını, davalının hiçbir geliri bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … savunma yapmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın trafik kazası nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, 21/01/2020 tarih 2019/218 esas 2020/29 karar sayılı karar ile, “…davanın kısmen kabulü ile, 20.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline…” dair verilen kararın davalı … şirketi vekilince istinaf edilmesi üzerine Ankara BAM 26. Hukuk Dairesinin 18/11/2022 tarih 2020/1395 Esas 2022/2192 karar sayılı ilamı ile “…Bu durumda mahkemece, davalı … şirketinin hatır taşıması ve müterafik kusura ilişkin savunması üzerinde durulup, ceza dosyasının incelenmesi, tarafların buna ilişkin ibraz etmek istedikleri delillerinin toplanması, hatır taşıması, müterafik kusurun varlığı ve indirim yapılması gerekip gerekmediği hususlarının değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu savunma yönünden hiçbir inceleme ve araştırma yapılmaksızın, yazılı olduğu biçimde eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmediğinden, davalı …… vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin kabulü ile, HMK.nın 353/1-a-6 maddesi hükmü gereğince, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine…” karar verildiği, 13/03/2018 tarihinde sürücü …’in yönetimindeki … plakalı araç ile … yönetimindeki … plakalı aracın çarpışması sonucu ölümlü ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, davacının … plakalı araçta yolcu olarak bulunması nedeniyle kazada yaralandığı, davacı tarafından, kazaya karışan … plakalı aracın İMMS (genişletilmiş kasko) poliçesini düzenleyen … şirketinden, araç maliki ve sürücüden manevi tazminat talebinde bulunulduğu, davalı … şirketi tarafından … plakalı araç için düzenlenen poliçesi kapsamında üçüncü kişilerin uğradığı manevi zarar klozu (90.000,00-TL limit) düzenlendiği, davacı tarafından dava açılmasından evvel ….. Başkanlığına başvurusu sonucu düzenlenen 07/12/2018 tarih ve 2018/4087 sayılı raporunda; davacının 14/03/2018 tarihinde trafik kazası nedeniyle meydana gelen arızalarının tıbbi iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceği, toplam özür oranının %13 olduğunun bildirildiği, davacının maddi zararlarının tahsili için açılan Mahkemenin 2019/72 esas sayılı dava dosyasında dava konusu edilen kazaya ilişkin olarak alınan 02/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda (dosyaya kazandırılıp davalı yana tebliğ edilmiştir); dava konusu olan 13/03/2018 tarihli ölümlü, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda, … plakalı araç sürücüsü müteveffa …’ın %75 asli kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’in %25 tali Kusurlu olduğu, davalı … … AŞ’nin … plakalı aracın ZMMS poliçesini düzenlediği, … plakalı araç içinde yolcu olarak bulunmakta iken anılan kaza nedeni ile yaralanan davacı … Kapaklı’nın kazanın oluşumunda kusur ve ihmali bulunmadığının bildirildiği, davalı tarafından kusura yönelik itirazda bulunulmuşsa da; olayın oluşuna ve ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporundaki tespitlere uygun olduğu anlaşılan rapora itibar edildiği, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararına göre hatır taşıması için yapılan değerlendirmede; davacı … Kapaklı’nın ceza dosyasında 02/08/2018 tarihli mahkeme huzurundaki beyanında dava dışı sürücü …’ın arkadaşı olduğunu beyan ettiği, davalı vekilinin cevap dilekçesinde de hatır taşıması nedeniyle indirim yapılması gerektiğini belirttiğinden davacı yolcu ile dava dışı araç sürücüsünün arkadaş olup seyahat ettikleri esnada kazanın meydana gelmesi nedeniyle olayda hatır taşımasının bulunduğunun kabulü ile (Yargıtay 4.HD 2021/13092 esas, 2022/8298 karar) hükmedilecek manevi tazminattan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği, kaza tespit tutanağında davacının emniyet kemerinin takılı olup olmadığının tespit edilemediği, davacının araçtan fırladığına ilişkin bir tespitin dosya kapsamında bulunmadığı, soruşturma evraklarının incelenmesinde davacının emniyet kemeri takmadığı manasına gelebilecek bir tespit yapılamadığından ve dava dışı sürücünün otopsi raporunda alkole de rastlanılmadığından müterafik kusur indirimi yapılmadığı, tüm açıklamalara, dosya kapsamına ve toplanan delillere göre; geçirdiği trafik kazası sonucu malul olan davacının manevi anlamda da zarar gördüğü anlaşılmakla, davacıda meydana gelen çaresizlik ve acı nedeni ile ruh sağlığındaki bozulmanın bir nebze olsun giderilmesine yönelik olarak, davacının yaşı, maluliyet oran ve süresi ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur durumu, caydırıcılık ilkesi gözetilerek, ihlal sonucu davacının uğradığı manevi zararın giderimi, zedelenen yaşama sevincini tazelemek, bunu yaparken felaketi özenilir kılmama, davalıyı ekonomik bir yıkıma sürüklemeksizin, daha dikkatli ve özenli olmaya sevketmek hedeflenerek, günün ekonomik koşullarına göre belirlenen 20.000-TL manevi tazminattan %20 hatır taşıması indirimi yapılarak 16.000-TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesi gerektiği kanısıyla davanın kısmen kabulüne, 16.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalı … şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına, hükmedilen tazminata davalı … şirketi yönünden 07/03/2019 tarihinden, diğer davalı yönünden olay tarihi olan 13/03/2018 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece yapılan hatır indiriminin hukuka aykırı olduğunu, hatır taşımasının; taşıyanın bir kimseyi taşıtına bindirip ücret almaksızın ve bir çıkarı olmaksızın bir yerden bir yere götürmesi olduğunu, bir taşımanın “hatır taşıması” sayılabilmesi için öncelikle araca bindirilen kişiden bir ücret alınmamış olması ve ayrıca taşıyanın taşıdığı kişiden bir çıkarı bir beklentisinin de olmaması gerektiğini, taşıyanın taşıdığı kişiden bir yararı varsa bunun hatır taşıması sayılamayacağını, kaldı ki hatır indiriminin sadece hatırla taşınanın içinde olduğu aracın işleten ve sürücüsü yönünden olup karşı araç sorumluları yönünden hatır taşıması indirimi yapılamayacağını, eldeki davada davalılar …, … …….. …. … Kooperatifi olup davacının taşındığı araç olmadığından hatır taşıması indirimi yapılmasının yasaya aykırı olduğunu, davacının karşı araçtan istemiş olduğu tazminat taleplerine ilişkin davalı araç sürücüsü, maliki ve … şirketine tenkis yapılmaksızın karar verilmesi gerektiğini, davacının tarafı olduğu iş bu davada kendi araç maliki ve sürücüsünden tazminat isteminde bulunmadığını, sadece karşı araç sürücüsü, maliki ve … şirketinden zararın giderilmesini istediğini, dolayısıyla meydana gelen zararda, taşınmadığı bir araçtan indirim yapılmasının da hukuka aykırı olduğunu,
Kararın kaldırılmasına istinaden yapılan eksiklik yargılaması uyarınca davacının elde ettiği tazminat miktarının azlığı, ülkedeki enflasyon oranının yüksekliği, paranın alım gücü ile manevi tazminat miktarının acı, elem ve ızdırabı da gidermediğini, her geçen gün çekmiş olduğu acının artarak devam ettiğini bu sayede tazminat miktarının da azlığı, meydana gelen kalıcı zararın büyüklüğü de dikkate alınarak tazminatından İndirim yapılmaksızın tam kabul kararı verilmesini gerektiğini belirterek istinaf istemini kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava; trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 13.03.2018 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve İhtiyari Mali Mesuliyet sigortacısı olduğu aracın davacının içinde yolcu olarak bulunduğu dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucu davacının yaralandığını ve malul kaldığını, davalı … şirketine 07.01.2019 tarihinde başvurmalarına rağmen ödeme yapılmadığını, kusursuz olan davacının Ankara…..temizlik işçisi olarak çalıştığını belirterek 30.000,00-TL manevi tazminatın davalı … şirketinden kaza tarihinden, aksi halde temerrüt tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte, diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş;mahkemece 20.000-TL manevi tazminattan %20 hatır taşıması indirimi yapılarak 16.000-TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Davacı vekili manevi tazminatın miktarına ve hatır taşıması indirime yönelik istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacının tazminat istemi TBK 56. maddeye dayanmakta olup, bu maddeye göre belirlenecek tazminatın zarara uğrayanda bir giderim duygusu yaratması gerektiği açıktır. Ancak tazminat belirlenirken sadece zarara uğrayan yönünden bakılmayıp, karşı taraf açısından da değerlendirme yapılmalıdır. Bu nitelikte bir tazminat miktarı ise, tarafların kusur oranına, ekonomik ve sosyal durumlarına, duyulan acıya, olay tarihindeki paranın satın alma gücüne vb. gibi verilere göre belirlenebilecektir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK.’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nezafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda 13.03.2018 tarihli kaza tespit tutanağı, hazırlık aşaması, kesinleşmiş ceza dosyasında alınan ATK raporlarında davacının içinde yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsü …’ın ışık kontrollü kavşağa kırmızı ışıkta girerek davalı …’in yönetimindeki araca çarpması ile meydana gelen kazada davalı ……tali (%25 ), dava dışı araç sürüsü …’nin asli kusurlu, davacı yolcu …’nin ise kusursuz olduğu, ….. ….. Başkanlığınca düzenlenen 07/12/2018 tarihli raporda davacının 14/03/2018 tarihinde trafik kazası nedeniyle meydana gelen arızalarının tıbbi iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceği, toplam özür oranının %13 olduğu belirlendiğinden davacının manevi tazminat talep etmekte haklı olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece 21.01.2020 tarihli karar ile davacının davasının kısmen kabulüne 20.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, anılan kararın davalı … şirketi tarafından istinaf edilmesi üzerine dairemizce davalı … şirketinin hatır taşıması ve müterafik kusura ilişkin savunması üzerinde durulup, ceza dosyasının incelenmesi, tarafların buna ilişkin ibraz etmek istedikleri delillerinin toplanması, hatır taşıması, müterafik kusurun varlığı ve indirim yapılması gerekip gerekmediği hususlarının değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu savunma yönünden hiçbir inceleme ve araştırma yapılmaksızın, yazılı olduğu biçimde eksik incelemeye dayalı hüküm tesisinin isabetli olmadığı gereğine değinilmiştir. Kaldırma kararı sonrası mahkemece 20.000,00-TL olarak takdir edilen manevi tazminat miktarından %20 hatır taşıması indirimi yapılarak 16.000,00-TL manevi tazminat karar verilmiş ise de mahkemenin ilk kararı … şirketi dışındaki davacı ve davalılar tarafından istinaf edilmediğinden ilk karar davacı–davalı işleten ve sürücü yönünden kesinleşmiştir. Eldeki dava davacının kusursuz olduğu belirtilerek açılmış olup, manevi tazminatın tek ve bölünmez olması, hatır taşımasının taşınan araç yönünden iç ilişkide önem arzetmesi, eldeki davada hatır taşıması indirimi yapılmış olması doğru olmakla birlikte ilk kararın davacı, davalı işleten ve sürücü yönünden istinaf edilmemiş olması nedeniyle 20.000,00-TL manevi tazminatın 16.000,00-TL’sinden davalı … şirketi sorumlu olacak şekilde davalılardan (… şirketi 07.03.2019 tarihinden diğer davallıar olay tarihinden itibaren) yasal faiziyle birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekirken tüm davalılar yönünden hatır taşıması indirimi yapılarak 16.000,00-TL tazminata karar verilmesi doğru görülmediğinden davacı vekilinin açıklanan yöne ilişkin istinaf isteminin kabulü ile kararın kaldırılmasına, HMK.353/1-b.2. maddesi gereğince, yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1 –Açılanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ İLE;
Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 04.04.2023 tarih, 2022/1325 Esas 2023/430 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davanın kısmen kabulüne, 20.000,00-TL manevi tazminatın davalı …. … Karşılıklı … Kooperatifi 16.000,00-TL ile sorumlu olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, hükmedilen tazminata davalı … şirketi yönünden 07/03/2019 tarihinden, diğer davalı yönünden olay tarihi olan 13/03/2018 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 1.366,20-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 512,33-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 853,87-TL’nin davalılardan (davalı … şirketinin 640,40-TL ile sorumlu olarak) müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, bu hususta daha önce yazılan 09/09/2020 tarihli, 2019/218 Esas 2020/29 Karar 2020/253 harç nolu harç tahsil müzekkeresinin işlemsiz olarak iadesi için ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00-TL’nin kabul ve red oranına göre hesaplanan 704,00-TL sinin davalı … şirketinden, 616,00-TL sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu hususta daha önce yazılan 26/06/2020 tarihli, 2019/218 Esas 2020/29 Karar sayılı 2020/181 ve 2020/182 harç nolu harç tahsil müzekkerelerinin işlemsiz olarak iadesi için ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
Davacı tarafından yatırılan 512,33-TL peşin harç, 44,40-TL başvuru harcı, 6,40-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 563,13-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 329,90-TL tebligat ve posta giderinden oluşan yargılama giderinin, davanın kabul red oranına göre hesap edilen 219,98-TL‘sinin (… şirketi 175,95-TL’sinden sorumlu olarak) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davalı ……tarafından sarf edilen 48,50-TL tebligat ve posta giderinden oluşan yargılama giderinin, davanın kabul red oranına göre hesap edilen 25,86-TL’sinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde bu davalıya iadesine,
4-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalılar ……… … Kooperatifi’nin kendilerini vekil ile temsil ettirdikleri görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara ödenmesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1-Davacı tarafından yatırılan 179,90-TL istinaf karar harcının talebi halinde davacıya iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 321,00-TL istinaf yargılama giderinin … şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3- Davacı tarafından yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ikmali işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 15.06.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.