Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2023/513 E. 2023/309 K. 05.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/513 – 2023/309
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/513
KARAR NO : 2023/309

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/09/2022
NUMARASI : 2019/717 Esas 2022/609 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ : 05/05/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 26/05/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili, 24.05.2019 tarihinde … plakalı aracı bozulan ve bu amaçla aracı emniyet şeridine çekmeye çalışan davacıların oğlu …’e, davalıya zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı ve asli kusurlu dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araçla çarparak …’nın ölümüne neden olduğunu, desteğin Meslek Lisesi kaynakçılık bölümünden mezun olup, kaza tarihinde işsizlik maaşı aldığını, bununla birlikte ek iş olarak oto yıkamada çalıştığını, gelirinin 3.000,00-TL’nin üzerinde olduğunu, davalıya 24.09.2019 tarihinde başvurmalarına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacı anne için 10.000,00-TL, baba için 10.000,00-TL olmak üzere toplam 20.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının 10.10.2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacıların müracaatı üzerine kendilerine 30.06.2020 tarihinde 77.118,49-TL ödeme yapıldığından sorumluluklarının kalmadığını, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, aksi halde kusur yönünden ATK’dan rapor alınmasını, tazminat hesaplamasının ZMMS genel şartları uyarınca yapılması gerektiğini, ödeme nedeniyle temerrüde düşmediklerini, yasal faiz istenebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davanın, ölüm sebebiyle açılan tazminat istemine ilişkin olduğu, tüm dosya kapsamında yapılan incelemeler neticesinde; kazanın oluş şekli, ihlal edilen kuralların niteliği dikkate alındığında davacıların desteği … plakalı araç sürücüsü müteveffa … …’in meydana gelen kazanın oluşumunda 2918 sayılı KTK. nun 47/d. ve KTY.’nin 135/a-1. maddelerindeki kural ihlallerini işlemiş olmakla %75 oranında; davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’ın ise 2918 sayılı KTK’nun 52/b. maddesindeki kural ihlalini işlemiş olmakla %25 oranında kusurlu olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından, 30.06.2020 tarihinde davacılara toplam 77.118,49-TL maddi tazminat ödemesi yapıldığı, öncelikli olarak 30.06.2020 ödeme tarihindeki verilerine göre yapılan hesaplamalarda, davacı … …’e 28.715,26-TL ödeme yapılması gerekirken 41.332,03-TL ödeme yapılarak, 12.616,76-TL fazla ödeme yapıldığı, davacı … …’e 23.949,61-TL ödeme yapılması gerekirken 35.786,46-TL ödeme yapılarak, 11.386,85-TL fazla ödeme yapıldığı, yapılan ödemeler ile davacıların zararlarının karşılandığı anlaşılmakla koşulları oluşmayan tazminat isteminin reddine karar verilmiş;hükme karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyada yeterli kusur incelemesi yapılmadığını, gerekçeli kararda dava konusu trafik kazası kapsamında Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/660 Esas dosyasında aldırılan ve Ankara Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen kusur raporlarına yer verilmiş olup bu raporlar arasındaki çelişkiden söz edilerek raporlar arasındaki çelişki nedeniyle dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, gerekçeli kararda da bu bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş ise de raporlar arasındaki çelişkiyi giderme yetkisinin Adli Tıp Üst Kurulu’na ait olduğunu, bu nedenle dosya kapsamında çelişkilerin giderilmesi amacıyla Adli Tıp Kurumu Üst Kurulundan rapor alınması gerekirken rapor alınmadan karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkeme tarafından gerekçeli kararda söz konusu bilirkişi raporunun çelişkileri ne şekilde gidermiş olduğunun da açıklanmadığını, dosyada kusur oranlarının somut olaya uygun olarak tespit edilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, davacıların oğlu müteveffa ile aynı araçta olan tanık …’un Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesinde 2019/660 Esas sayılı dosyasında verdiği “Araç stop ettiğinde orta şeritteydik, sağa giden yolu geçtikten sonra en sağ şeritten emniyet şeridine aracı geçirmeyi planlıyorduk. Gördüğüm kadarıyla aracın ön kısmı emniyet şeridine girdi. O anda arkadan gelen sanığın kullandığı araç, aracın sol kısmından çarptı” şeklindeki ifadesiyle, müteveffaya yüklenen “arızalanan aracını emniyet şeridine alarak yardım istememesi” şeklindeki kusur gerekçesinin gerçeğe uygun olmadığını, somut olayın özellikleri değerlendirilmeden yapılan kusur araştırmasının usul ve yasaya aykırı karar verilmesine neden olduğunu, hükme esas alınan 06.04.2022 tarihli bilirkişi raporundaki bilirkişilerden ikisinin makine mühendisi ve diğerinin de adli trafik uzmanı olduğunu, kusur incelemesinin kusur uzmanı bilirkişi tarafından yapılmamış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, makine mühendisi ve adli trafik uzmanı bilirkişilerin kusur konusunda yeterli ve gerekli incelemeyi yapmış olması beklenemeyeceğinden hükme esas alınan raporun dosyayı aydınlatma niteliği bulunmadığını, davacılar lehine hükmedilen tazminat miktarının çok düşük olduğunu, dosya kapsamında …’in elde ettiği gelirin gerçeğin çok altında kabul edildiğini, desteğin gerek aldığı işsizlik maaşı gerekse oto yıkamacılıktan elde ettiği gelir beraber değerlendirildiğinde elde ettiği en son aylık gelirin 3.000,00-TL’den fazla olduğunu, kaldı ki; dosya kapsamında da müteveffaya ait diploma ve iş yeri açma belgeleri, TÜİK raporlarının birlikte sunulduğunu, müteveffanın kazancına ilişkin yeterli araştırma yapılmadan verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca kusur oranının doğru tespit edilmemiş olması nedeniyle de davacıların alacaklarının çok düşük şekilde hesaplandığını, dosyada kusur oranının ve müteveffanın gelirinin gerçeğe uygun olarak tespit edilmemesinin usul ve yasaya aykırı olup yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, destekten yoksun kalma tazminatı kapsamında değerlendirilmesi gereken tek hususun, müteveffanın geliri olmayıp, davacılar müteveffanın annesi ve babası olduğundan müteveffanın manevi anlamdaki desteğinin de bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini, davacıların alacağı destekten yoksun kalma tazminatının usul ve yasaya aykırı hesaplandığını,
Gerekçeli karar açık olmadığından HMK’nın 279. maddesine aykırı olduğunu; kabul anlamına gelmemekle beraber davacılara daha az ödeme yapılması gerekirken fazlasının dahi ödendiği yönünde verilen kararın da gerekçesinin açıklanmadığını belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nun 355. maddesi gereğince davacılar vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Destekten yoksun kalma tazminatının belirlenebilmesi için ölenin son gelir durumunun net olarak belirlenmesi gerekir. Davacı vekili dava dilekçesinde, desteğin kaza tarihinde işsizlik maaşı aldığını ayrıca ek iş olarak oto yıkamacıda çalıştığını, 13.02.2017 tarihinde … Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Metal Teknolojisi Kaynakçılık bölümünden mezun olduğunu kalfa olmak üzere iken vefat ettiğini, ustalık belgesine eş değer işyeri açma belgesi bulunduğu belirtmiş ve ilgili belgeleri sunmuştur. Hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda desteğin geliri asgari ücret kabul edilmek suretiyle hesap yapılmış ise de anılan rapora davacılar vekili tarafından itiraz edildiği, tazminata esas alınan desteğin gelirinin belirlenmesine ilişkin yeterli araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece; desteğin gelirinin saptanması için; … Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Metal Teknolojisi Kaynakçılık bölümü mezunu olduğu dikkate alınarak emsal gelir ve ilgili meslek odaları ve meslek kuruluşlarından aylık kazancının ne kadar olabileceği yönünde araştırma yapılarak sonuçları dahilinde gerçek gelirin net biçimde saptanmasından sonra tazminat hesabı konusunda ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmediğinden davacılar vekilinin gelire ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile; 6100 sayılı HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davacılar vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.09.2022 tarihli, 2019/717 Esas – 2022/609 Karar sayılı kararının HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kararın kaldırılma sebebine göre davacılar vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-İstinaf yoluna başvuran davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yeniden yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansından artan kısmın davacılara iadesine
5-Karar tebliğ ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a. maddesi gereğince KESİN olmak üzere 05.05.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.